Thomas,
Aquino’lu
1225-1274
İtalyan Düşünürü..
Hristiyan Filosofisi’nin en Ünlü Düşünürlerinden oldu.
Doctor Universalis, Doctor Angelicus diye anılır.
Babası Aquinum
Kontu, Annesi de Teano Kontes’iydi. Napoli,
Köln ve Paris Üniversiteleri’nde Öğretim gördü. 1242 (?) de
Dominiken Tarikatı’na katıldı, 1250 de Papaz oldu.
1257 de Teoloji Doktorası yaptı.
Genç
Yaşda Öğretmenliğe başladı.
Ölümünden 48 Yıl
sonra (1322) Papa XXII.
Johannes
tarafından Sanktus İlan edildi.
1567 de Papa
V.Pius tarafından Katolik Kilisesi’nin Uluları arasına
alınmış,
1879 de Papa
XIII. Leo tarafından Öğretisi Kilise’nin Resmi Filosofisi
sayıldı.
1914 de Papa
X. Pius, O’nun öğretisini tartışılamaz olarak
niteledi. Filosofisi, 1917 de yürürlüğe giren Katolik
Kilisesi Yasası’yla Hristiyanlığın Temel Filosofisi olarak
yeniden onaylandı.
Öğretisi Thomizm ve Çağımızda Neo-Thomizm
Adlarıyla okullaşmıştır. Objektif İdealizm...
O’nun karşısında Scotçuluk
yer alır. Her ikisinin de Kökeni Patristik Dönem’e varır.
Thomascılık
Augustinus’ın Öğretisi’ni,
Scotçuluk da
Pelagius’un Öğretisi’ni izler.
Roma Kilisesi’nce böylesine yüceleştirilen ve dokunulamaz bir
duruma getirilen Thomas, gerçekte
Aristoteles (ö. MÖ 322)
Öğretisini Maddeci yanlarından ayıklayarak Hristiyanlığa
uydurmaktan başka bir şey yapmadı , denir.
Yeni-Platoncu Hayalcilik de
O’nun Öğretisinin başlıca Ögelerinden biridir.
Öğretisini
Entellektüalist, Determinist, Fatalist bir Doğrultuda
geliştirdi. Bununla birlikte Thomas’ın
Augustinus’a
karşı
Aristoteles’i
çıkardığı
Konular
da vardır. Örneğin Aslî Günah Dogması’na bağlayarak bir
Kötülük sayılan Devlet’i Thomas,
Aristoteles
gibi, Yararlı ve Gerekli görür.
Aristoteles
(ö. Mö 322) gibi, Thomas’a göre de Krallık en iyi
Yönetim Biçimi’dir.
Prenslik Yönetimi Üstüne Adlı Eserinin
2. Bölümü ‘En iyi Yönetim Biçimi Krallıktır’ başlığını taşır.
Summa Theologica da İnsanlar arasındaki Eşitsizliği şöylece onaylar:
‘İki çeşit Uyrukluk vardır. 1.Kölelikt’ir, bu durumda Efendi
Kölesini kullanır, bu çeşit Uyrukluk Günah’ın bir Sonucu
olarak başlamıştır. 2-Sonra da Efendi’nin kendisine Uyruk
durumunda olanları, onların İyilik ve Yararları için
yönettiği bir başka Uyrukluk Biçimi vardır. Bu çeşit Uyrukluk
Günah’tan önce de varolmuştur. Çünkü daha Bilge olanlar
tarafından yönetilmeseydi, İnsan Toplumuna Us’a uygun bir
Düzen olmazdı. Kadın’ın Erkeğe Doğal Uyrukluğu da bu çeşit
Uyrukluğa göredir. Çünkü Erkek Us’la ayırd etme gücü
bakımından Kadın’dan daha iyi hazırlanmıştır.’
Bu eserde 4 Çeşit Yasa olduğunu söyler:
Tanrı’nın Usu ola
Lex Aeterna (Sonsuz Yasa),
Tanrı
Usu’nun Bütün Yarattıkları’nda Yansıması olan Lex Naturalis
(Doğal Yasa),
Tanrı
Usu’nun Vahy Yolu’yla Açınlaması olan Lex Divina
(Tanrısal Yasa)
Tanrısal Yasa’nın İnsan Usu yoluyla uygulaması demek olan
Lex Humana (Beşeri Yasa).
Kimi
Metazfizikçiler, Thomas’ın bu Yasa Kuramını ,Yasal bir
Katkı sayarlar.
Yine
bu Eserdeki
Augustinus-Aristoteles
Uyuşturulmasına örnek:
‘Herhangi bir Parça’nın
Yetkinliği’ni, bu Bölüm’ün oluşturduğu Bütün’e oranla ölçmek
gerekir. Bundan ötürü
Augustinus
Bütüne İyi uymayan Bütün
Parçalar
Aşağılık’tır
demiştir.
Bunun gibi, Tüm İnsanlar da Toplum’un bir Parçası
olduklarından, kendilerini Ortak Yarar’a uydurmadıkça İyi
İnsan olamazlar. Bütün de Parçaları ona gereğince uymazsa İyi
Kurulmuş olmaz. Bunun sonucu olarak Yurttaşlar Erdemli
olmadıkça, ya da en azından İşler’in yöneltilmesiyle Görevli
olanlar Erdemli olmadıkça Toplum’un Mutluluğu
Olanaksız’dır. Toplum’un Mutluluğu için Vatandaşlar’ın,
Yöneticiler’in Buyruklarına Boyun eğecek kadar Erdemli
olmaları yeter. Bundan ötürüdür ki Filozof da şöyle demiştir:
Yönetici’nin gerçekten Doğru bir İnsan olması gerekir, ama
her Yurttaş buna Eşit bir Doğruluğa ulaşmak zorunda değildir.’
Thomas’ın
Dogmalar’a boşveren Oportunizm’i Ekonomi’de ileri
sürdükleriyle daha Belirgin’dir. Ortaçağ’da Toplum’un
dayandığı Ekonomik İlişkiler’le Din Kurumu’nu bağdaştırabilme
Çabası içinde, Hristiyanlığın Temel İlkeleri gereğince
İnsanlar’ın Eşitliğini savunmak zorunda olduğu İleri sürmüş,
İşçiler’i de ‘Yoksul oldukları için Emekçi ve Emekçi oldukları
için Yoksul olan İnsanlar’ olarak tanımlamıştır.
İsa’nın Yoksulluk
Söylevleri’ni görmezden gelerek Mülkiyet’i de
onaylamış, Feodaller’in İdeologluğunu üstlenerek şöyle
demiştir:
‘Feodal Hiyerarşisi
içinde Toprak Beyleri, Durumlarının kendilerine verdiği
Servet’e Sahib olmalı ve onu diledikleri gibi
kullanabilmelidirler.’
O’na göre
Mülkiyet Kutsal bir Hak’tır. Bu Hak ‘İnsanlar’ın Toplumsal
Durumları’yla sınırlandırılmamalı’dır. Bu açıkça, Yoksul
Yoksul olarak, Varlıklı da Varlıklı olarak kalmalıdır,
demektir. Bu Düşüncesi Narh Sistemi’nde daha da
açıklanır.
Thomas’a
göre, herhangi bir Mal gerçek Değerinden Pahalı’ya satılmamalı
ve Ucuz’a alınmamalıdır. İyi ama bu Gerçek Değer nedir?
Bunu
Aristoteles’in
(ö.MÖ 322) Adil Fiat (Fr.Juste prix) Tanımın Satış
Maliyetini ve Satıcı’nın Toplumsal Durumunu da katarak saptar.
Thomas’ın Gerçek Değer Varsayımı= Malın üretilmesi
için gereken Emek Miktarı + Satış Harcamaları+ Satıcının iyi
Yaşaması için gereken Para’dır.
Bu Sömürgen
Hristiyanlığa Kapı aralar. Roma Kilisesi bu nedenle mi O’nu
baştacı etti?
Sonraki yıllar
Thomascılık Kant
ve Hegel öğretisi ile
desdeklenmek zorunda kaldı. Stöckl, Baeumker, Wulf, Mercier,
Newmann gibi Düşünürlerce Neo-Thomizm geliştirildi.
Sosyalistler’ce Husserl,
Heidegger,
Nicolai Hartman İdealist
Kurgularıyla Egemenler’in çıkarlarını yansıtan Tüm Öğretiler
Neo-Thomizm’in Ürünü görülür.
Eserleri:
-Summa
Contra Gentiles,
-Summa
Theologiae, (Toplu Tanrıbilim)
-De
Regimine Principum,
-De
Regimine Judaeorum,
-De
Ente et Essentia,
-Quaestiones
Disputatae,
-Commentum
in libros Politicorum seu de Rebus Civilibus, (Aristoteles’in
Politika’sı Üzerine),
-Commentum
in Quatuor Libros Sententşarum Magistri Petri Lombardi,
(Lombard’ın Tümceler’i üstüne),
-Opera
Omnia (Bütün Eserleri), Çeşitli toplu basımları vardır.
Leonine,
Vives ,