Demokritos

MÖ 460-370 (456 360)

 

       Antikçağ’ın Abreralı Grek düşünürü.. Grek Materyalizminin ve Atomculuk’unun üstadlarından..

       Atomculuk’un 1.basamağı Empedokles (ö.MÖ 432), 2.basamağı Anaxagoras (ö. MÖ 428) ’dı. 3. basamaksa öğretmeni Leukippos (ö. MÖ 440) ile O’dur.  

       Parmanides’in (ö. MÖ 504) aradığı yaratılmamış, yokolmayan, değişmeyen varlık Demokritos’da boşlukta baskı ve itmeyle ezelden ebede hareket etmekte olan som ve maddi atom’da bulunmuştur. Ruh da maddi atomdur.

       ‘Bir tek açıklama bulmayı, Pers tahtını ele geçirmeye yeğlerim’ der.

‘Düşünce duyuların sonucudur ‘der.

Demokritos’a göre 2 ilk vardır: Boşluk ve atomlar.

Bölünmez parçacıklar olan atomlar; değişmez , ilksiz ve sonsuz bir hareket içinde bulunan ve birbirlerinden ancak biçim, hacim, durum ve düzen bakımından farklı olan maddi şeylerdir. Bu atomlar sonsuz boşluk içinde sürükleniyorlar, birbirlerinin üstlerine gelerek çarpışıyorlar. Kimileri uzağa atılıyor, kimileri de birbirlerine sarılıyor ve birleşmiş cisimleri meydana getiriyorlar. Pürüzlü, düz, kanca, çengel, köşeli, eğri büğrü, tekerlek, yuvarlak olmak üzere çeşitli biçimleri var. Ama ses, renk, tat vb.gibi özellikleri yok. Çünkü bu özellikler Demokritos’a göre arizidir ve cisimlerin  özünde yoktur.[1] Bütün nesneler bu atomların  bir araya gelmesiyle kurulmuştur, çözülüp ayrılmalarıyla da yok olmaktadırlar. Cisimler  birbirlerinden  biçim, duruş, ve dizilişleriyle ayrılıyorlar.  (Örneğin A harfi N harfinden biçimiyle, An da Na’dan dizilişiyle, yatık H dik H’dan duruşuyla ayrılıyor ) .  Sadece  kurucu parçalardan birinin duruşunu değiştirmesiyle bile bir nesne başka bir nesne oluyor.

Her an doğup ölen sonsuz sayıda dünyalar var, bunlar Tanrı tarafından yaratılmamışlardır, doğal bir zorunlulukla meydana gelip dağılırlar. Evren, sonsuz ve sınırsızdır, cevher olarak da değişmez.  [2] Kosmosların kimileri büyüyorlarmış, kimileri olgunlaşmışlar, kimileri de göçmekteymişler.

Demokritos bilgisizliğin ürünü olarak gördüğü rastlantı’yı reddeder. (Hançerlioğlu bunu O’nun birkaç yanılgısından biri olarak görür).Nedensellik ile zorunluluk arasında bir özdeşlik kuruyor.

Demokritos’a göre cisimler duyu organlarını etkileyen ince zarlar (düşünce ve tasarımlar) yayıyorlar. Bilme’nin kaynağı, duyular yoluyla elde edilen algılardır. Ama bu algılar akılla işlenip incelirler ve aydınlık bilgiler olurlar.  (Duyular ile akıl arasında ilişki sorununu ortaya atar).

Demokritos, pencereden giren ışınlarda görünen havadaki tozlar gibi, küre biçiminde olan atomlara Ruh (ateş) diyor. Bunun nedeni de O’na göre, her şeyin arasından geçebilmeleri, kendi hareketleriyle ötekileri de harekete getirebilmeleridir, çünkü ruh canlılara hareket veren şeydir. Bunun için de yaşam soluk’la sınırlandırılmıştır. Atmosfer vucutları sıkıştırıyor, canlılara hareket veren atomları vucuttan dışarı atıyor. Soluk alırken uygun atomlar içeri girip bunu engelliyor ve atmosferi geri itip vucutlarda canlılık veren atomların kalmalarını sağlıyor. Bu yapılabildiği sürece yaşanıyor. Böyle düşünür.

       Abdera Atomculuk’u Epikuros (ö. MÖ 270) ve Lukretius (MÖ 98-55) aracılığıyla Gassendi (ö. 1655) ve Bacon’a geçmiş, Moderm Doğabilimleri’ni hazırlamıştır.

       Demokritos’un ahlakı da de, Epikuros’un değiştirdiği biçimde, Montaigne (ö. 1592) ve Bentham’ın (ö.1832) öğretilerinde kendini gösterir.

       Marx (ö. 1887) O’nun için ‘Antik Grekler arasında ilk Ansiklopedist kafa’ der.

       Eserleri:

Çok sayıdaki  eserlerinden günümüze gelebilenler az oldu. Ancak ahlaki sözlerinden birçoğu bir Antikçağ Antolojisi aracılığıyla elimizdedir.[3] Aristoteles şöyle der: ‘Bu adam her şey üstünde düşünmüşe benziyor.’

       Kitaplarının adları O’ndaki çeşitliliği gösterir: Fizik, Matematik, edebiyat, teknik, tıp, ahlak konularının her birinde birçok eseri var.

 

       Bibliyografya:

       -Felsefe Tarihi Dersleri, E.V.Aster, [4]

       -Antik Felsefe, W.Kranz [5]

       -Materyalizmin Tarihi ve Günümüzdeki Anlamının Eleştirisi, F.A.Lange [6]

       

 

 

 

[1]          Nesnelerin temel ve ikincil niteliklerini birbirinden ayıran bilimsel öğretinin çekirdeği Demokritos’un bu savıdır.

[2]          Bir Demokritos öğrencisi şöyle diyor:’ Sonsuzluk içinde yalnız bir kosmos bulunduğunu söylemek, koca bir tarlada bir başağın sürdüğünü söylemek kadar saçmadır.’

[3]          Atom öğretisi üzewrine yazdıklarının S.Y.Baydur çevirisi: ‘.. Bir şey nasıl varsa, hiçbir şey de öylece vardır. Kosmosun kuruluşunda bütünden, her çeşit atom biçimlerinden kurulmuş bir kasırga ayrıldı. Bu sırada atomlar çepçevre serpildiler. Bu olurken benzerler benzerlere yasası etkisini gösterdi. Zira güvercinlerle güvercinler, turnalarla turnalar arasında ve öteki varlıklar da olduğu üzere canlı varlıklar da aynı soydan canlı varlıklara yoldaş oluyorlar. Cansızlarda da bu böyledir. Bunu kalburlanan tohumlarda, dalgaların sürüklediği taşlarda da görmek mümkündür. Orada kalburun kasırgasıyla ayrı ayrı olarak mercimekler mercimeklerin, arpa taneleri arpaların, buğday taneleri buğday tanelerinin yanına sıralanırlar. Buradaysa dalgaların hareketiyle uzunca taşlar uzuancaların bulunduğu yere, yuvarlaklar yuvarlakların yanına itilir, sanki nesnelerdeki benzerlikte birleştirici bir şey varmış gibi..’

[4]          1943,

[5]          Ç.S.Baydur, 1948 ve 1984

[6]          1982, c.I