Thales b. Eksamyes

MÖ 0624-0547

 

       Anodolu Kıyısı’nda bir İonia Kenti olan Miletos, İzmir’in güneyinde, Söke-Milas Yolu’nun Batısında, Büyük Menderes Nehri’nin yığdığı çamurlar yüzünden deniz’den ayrılmış bir kentti.[1]

       Miletos’ta Hellen’lerle Hellen olmayanlar birlikte yaşıyorlardı.

       Thales, Finikia’nın en Soylu Ailesi’nden olan Thelidler soyundan Eksamyes’in oğlu olarak doğdu. [2]

       Kimilerine göre Finikia’dan sürülen Neileos’la birlikte Miletos’a geldiğinde kendisine Yurttaşlık hakkı verilmiş, kimilerine göre Miletos’ta doğmuş.

       Okumaya çalıştığımız bu Çağ’da Grek, Tanrılar’la çevriliyordu. Hava Tanrı’ydı, Su Tanrı’ydı, Güneş Tanrı’ydı, Fırtına Tanrı’ydı. Bu Tanrılar, o çağın insanları gibi, Delişmen, Kavgacı, Yalancı’ydılar. Kin güderler, kıskanırlar, dövüşürlerdi. Daha uslu, örneklik edenilecek Tanrılar düşünenler oldu. Tanrılar’ın en Büyüğü arandı.  Değişmez Neden’in araştırılması Aklı, İlahî Hikmet’te anlatılan  Tek Tanrı düşüncesine ulaştırdı.

       Thales, Lydia Kralı Kroisos zamanında yaşadı. Antikite’nin İlk Düşünürü olarak anılması meşhurdur.  7 Bilge içinde sayılır. Aristoteles bir Filosofi Tarihi olan Metaphysika’sında O’ndan bahseder.[3] Bu bahiste şunu demek ister: ‘Thales’den önce yaşayan ve Tanrılar üstüne düşünmüş olanlar da, örneğin Homoros ve Hesiodos Su’yu en yaşlı Şey, yani Arkhe  saymışlardı.

       Thales Kozmoloji üzerinde  kafa yordu. Mezopotamya- ve Mısır Uygarlıları’ndan elde edilen bilgiler O’nun orjinal bir Kozmogoni’nin mucidi olmadığını gösterir. Bu Değişmez nden’in Su olduğunu ileri sürdü. Herşey Su’dan çıkmıştı, Su’yun değişik biçimleriydi. Var olan herşey, varlığını, Su’dan almaktaydı. Bu  Grek için büsbütün yeni bir düşünce olmayıp Mythos’un devamıdır.[4]

       Arkhe olarak, Su’yu yani Duyular’la algılanan cisimsel bir nesne’yi ele almıştı. Su’yun içinde ilahIi bir yaratma gücü’nün bulunduğunu, Mıknatıs’taki çekme gücü gibi, bir Hayat gücü’nün bulunduğunu düşündü. O’na göre aslında İlahilik herşeyde vardı, herşey Canlı’ydı.  Tüm Antikite Grek Maddecileri’nin paylaştığı bu İnanç,[5] İlkin 1600 lü yıllarda Hylozoizm (Canlı-Maddecilik) olarak adlandırılır. [6] Kurucusu olarak da Thales gösterilir. Bu Monist bir Öğreti’dir. Evreni Maddi bir Bütünlük olarak görür. O Çağ’da Canlı ve Ruhlu özdeş kelimelerdir. Devim= Değişme yeteneğini belirtmek için kullanılır.

       ‘Thales herşeyin Daimon’larla[7] (Tanrılar) dolu olduğuna inanıyordu. Mıknatıs taşı’nın demiri çektiğinden ötürü canlı olduğunu söyler. Deprem, üstünde Yeryüzü’nün bir gemi gibi yüzdüğü Su’yun kımıldamasıyla oluşur.’

       Thales’in Siyasal Düşünceler’ini Herodotes’in (ö.MÖ 424)  Tarih’inden öğreniyoruz.[8]  Burdan anlaşıldığına göre  o zamana kadar tek başlarına yaşayan İonia Kentleri’nin birleşip bir Devlet kurmak istedikleri anlaşılmaktadır. Thales de bunu önermiş.

       O’nun salt bir Düşünür olmadığı, Matematikçi, Fizikçi, Astronom olduğu da görülür. Mısır’ın Çağına göre ileri olan bilgileriyle geldiği İonia’da bu özellikleriyle öne çıktı.[9] Nil kıyıları’nda Matematik, Geometri ve Fizik üzerine Tahsil gördüğü biliniyor.

       Yine Herodotes’in aktardıklarından O’nun Grek’de İlk Astronom olduğu da öğreniliyor.[10] Buna göre Thales Güneş Tutulması için tam bir tarih saptamış değildir, sadece Güneş Tutulmasının o yılın yaz gündönümü’nden önce olacağını söylemiştir. Konunun uzmanları, Thales’in bu saptamayı, Babil’de yapılmış olan Güneş Tutulması çizelgeleri’ne dayanarak ileri sürmüş olabileceğini söylüyorlar. Bu konuda Aristotelesin öğrencisi Eudemos’un Matematik Tarihi’nde verdiği bilgiler ışık tutucudur.[11] O’nun buluşları hakkında daha başka iddialar da vardır:’  İlk olarak Daire içine Dikaçılı bir Üçgen çizdi. Piramid (Ehramlar)ı gölgemizin büyüklüğünü, kendimiz kadar olduğu zamanı bekleyerek gölgelerinden ölçen de odur.’

       59.Olimpiyat içinde (MÖ 548-545) 78 yaşında öldü.

 

       Eserleri:

       -Gemici Astronomia’sı ,Kimilerine göre hiçbir Yazı bırakmamış, O’na maledilen bu eser Samos’lu Phokos’unmuş.

       Thales’in kimi vecizeleri bugüne ulaşmıştır:

       ‘Kefaletin yoldaşı felaket.

Kötü yoldan zengin olma.

Babadan kötü şeyi kapma.

Kefaletin yoldaşı felakettir.

Ana babana ne etmişsen çocuklarından onu bekle .

İşsizlik üzücü şey. Kendini dizginleyememek kadar kötü şey yok.

Acınmaktan çok kıskanıl.

Ölçülü ol, '

 

Bibliyografya:

         -Die Fragmente der Vorsokratiker, grieshisch und deutsch von Hermann Diels, 5. Auflage herausgegeben von Walter Kranz, [12] Thales üstüne kaynaklar verilir.

 

 

 

[1]          Eskiden deniz kıyısımış. Bugünkü Balat köyü).

[2]          Zaman hesabını dörder yıllık Olimpiyat dönemlerine ayıran İskenderiye’li bilgin Apollodoros, Thaes’in 39. Olimpiyat’ın ilk yılında (MÖ 624) doğduğunu söyler.

[3]          ‘İlk olarak Felsefe’yla uğraşanların çoğu, bütün nesnelerin Arkhe’inin sadece madde biçiminde olduğunu sanıyorlardı. Varolan bütün şeylerin kendisinden çıktığı ve ilk olarak ondan meydana geldiği ve son olarak da yokolup ona döndüğü şeye unsur (öge) diyorlardı. Bundan ötürü de bu biçimdeki yaratılış olduğu gibi kaldığından hiçbir şeyin yoktan varolmadığını ve yok olamayacağını düşünüyorlardı. Arkhe’nin sayısına ve biçimine gelince, hepsi  aynı şeyi söyleyemiyorlar. Bu Felsefe’nin asıl başı olan Thales , kendinden sonrakilerin tersine, bunun su olduğunu söylüyor, bundan ötürü toprağın suyun üstünde bulunduğunu anlatıyor. Belki de bu düşünceye bütün varlıkların besinlerinin nemli olduğunu ve sıcağın da bundan çıktığını ve onunla yaşadığını görerek varmıştır. Çünkü herşeyin Arkhe’si, herşeyin kendisinden meydana geldiği şeydir. İşte Thales bu yüzden ve bir de bütün nesnelerin tohumlarının yaratılışlarının nemli olmasından bu düşünceye varıyor. Çok eskilerin ve ilk olarak Tanrılar üstüne düşünmüş olanların doğa üstüne  bu biçimde düşüncelere ileri dürdüklerini söyleyenler de var. Bunlar sa Okeanos’la Tethys (Deniz ve Irmak) i meydana gelişin babası ve anası, Tanrılar’ın andını da kendilerinin Styks (yeraltı ülkesinin gizli ve karanlık suyu. Homeros’un tanrıları bu suyun adını anarak yemin ederler) adını verdikleri su yapıyorlar. En saygıdeğer şey en yaşlı şeydir, and da en saygıdeğer şeydir.’

[4]          Macit Gökberk Felsefe Tarihi’nde (1980,İst,s.21) şöyle der: ‘Thales’in öğretisi, kolayca görülebileceği gibi, mythos’la büsbütün ilgisiz değil. Örneğin burada Okeanos sözü geçiyor.  Mitolojide Okeanos tanrılarla insanların babasıdır. Sonra Thales suya tanrısal diyormuş. Bu da mythos’un etkisini ayrıca göstermektedir. Öğretisine mythos böylesine karıştığına göre Thales neden Felsefe’nin babası deniyor? O’nu Felsefe’nin babası yapan, doğa görüşünü deney’lere ve bu deneyleri düşünceyle işlemeye dayatmak istemesi, buna girişmesidir’

[5]          Gionardo Bruno’ya, Jean-Baptiste Robinet’e kadar yakın çağların birçok maddecilerini de niteler.  Modern çağ maddecilerine göre Çağdaş bilim, bu varsayımları doğrulamıştır. Canlı olan devinendir ve doğada devinmeyen hiçbir şey yoktur. Tek yanılgısı , bütün maddelerin duyumlarada sahipolduklarını varsaymasıdır. Oysa duyumlar, ancak çok gelişmiş organik maddelerde meydana çıkmıştır.

[6]          Maddeyi canlı sayan öğretilerin genel adı... Grekçe madde anlamındaki hyle sözcüğü ile canlı anlamındaki zoon sözcüğünün birleşiminden türemiştir.  Antikçağ Grek düşünürlerinden Thales, Anaksimandros, Anaksimenes ilkneden  olarak olarak düşündükleri Su, aperion ve psykhe maddelerini canlı olarak tasarlamışlardı. Bütün bunlar canlıydılar, çünkü herşey bunlardan türüyor ve oluşuyordu. Daha sonra Stoacılar da maddi doğayı canlı saydılar.

[7]          Yolgösterici Güç, Cin ya da Ruh.. Antikçağ Grek Felsefesi’nde özellikle Parmenides, Protagoras ve Sokrates, İnsanlar’a yol gösteren Fiziküstü bir  güc’e inanırlardı. Bu güç İnsanlar’a mutluluk (Gr.Eudaimonia) veriyordu.  Parmenides bu terimi Tanrı anlamında, Protagoras Cinler (Gr..Daimonoa) anlamında, Sokrates de Ahlaki bir Sezgi (Gr. Daimonion) anlamında kullanmıştır. Daha sonra Platon, Theophrastos ve Grek Komedicileri bu Batılinançlı (Gr.Deisidaimon) ların karakterlerini çizdiler. Terim Antikçağ Grek Felsefesi’nde genellikle Batılinanç’ı karşılamakla beraber çeşitli anlamlar  göstermektedir. Örneğin  Protagoras Mitolojik Tanrılar’ı yadsır, buna karşı Daimonoa’lara inanırdı. Sokrates, hertürlü Fiziğe ve Metafiziğe sırt çevirir, ama ‘İçimdeki Daimonion’un sesine uyarım’ derdi. Bu bakımdan terim, bir yandan Batılinanç’ı dilegetirirken, öbür yandan da Batılinançlar’a  karşı bir anlam taşımıştır.

[8]          ‘Soyunun başlangıcına göre Finika’lı olan Miletos’lu Thales’in İonia’lıların ortasında bulunan Teos’da kurulacak bir tek Yönetim Kurulu’yla yönetilmesini ve öteki kentlerin sadece bucaklaşmış gibi tanınmalarını istemesi, İonia’nın yıkılmasından önce yararlı bir öneri’ydi.’

[9]          Bak: Bilim Tarihi ve Felsefesi (BTF)

[10]          ‘Lydia Kralı Alyattes’le Media Kralı Kyaksares arasındaki Savaşta boğuşma iyice başladığı bir sırada Gündüz birdenbire Gece oluverdi (28 Mayıs 585’deki Güneş Tutulması). Bunun olacağını Miletos’lu Thales, sınır olarak yaz gündönümü’nü koyarak İonia’lılara önceden haber vermişti, söylediği zaman içinde de dediği oldu.’

[11]          ‘Nasıl Finikia’lılarda Ticaret ve Mübadele’den ötürü Sayılar’ın tam olarak bilinişi başlamışsa böylece Mısır’lılarda da Geometria bulunuyor. Thales, Mısır’a gelerek ilk kez bu bilimi Hellas’a getiriyor, kendisi de birçok şeyler buluyor, birçok şeylerin de kendisinden sonra gelecekler için temellerini atıyor.  Bir  Daire’nin iki eşit bölüme ayrıldığını ilkin O göstermiş, her İkizkenar üçgen’in taban açıları’nın eşit olduklarını söylemiş, bunu yaparken de eski bir deyimle Eşit yerine Biçimce benzer demiş,  birbirini kesen iki Doğru’dan ters açıların eşit olduğu Theorema’sını ilk bulan da oymuş. Denizdeki gemilerin aralarındaki uzaklığı, ikinci Kongruentia Theorema’sının yardımıyla, O’nun hesapladığı söyleniyor.’

[12]          1934-1935, c.1 ve 2,