Protagoras

MÖ 485-411

         .

 

Protagoras Sofist ,Relativist

         Grek Düşünürü.. Abdera’da yaşadı. En Olgun Çağı 84.Olympia’ya (444) rastlıyor.

         Thurioi Kenti için  Yasalar yaptı, Ateistlik Suçu’yla Atina’dan çıkarıldı ve Peri Theon [1] adlı Eseri Sahipler’inden tek tek toplatılarak Pazar yerinde yakıldı.

Antikçağ Grek Sofizmi’nin Kurucusu olarak anılacaktır.

         Sofizim Terimi, önce Bilgeliği yeğleyen, sonra Bilgi Öğretmeni, Protagoras'ın Dili’nde önce Siyaset’te Yararlı Olma Sanatı, sonra Söz Söyleme Sanatı Anlamlar’ında kullanıldı. Rönesans Sonrası’nda  Antik Aydınlanma Çağı  diye anılan MÖ 5. 400 lü Yıllara Sofizim Akımı Egemen oldu.

         Thales'den (ö.MÖ 547)  beri ortaya atılan Varsayımlar bütün olup nitenler yeniden Eleştiri’ye tabi tutuldu. Sofizm’in İnceleme Konusu İnsan’dı.

         Grek Sofizmi o Zamana kadar gelmiş olan Konvansiyonel  Öğretiler’in Haklı Tepkisi’ydi. İlk Grek Düşünürleri Bakışlarını Evren’e saplamışlar, her türlü Varlığın Temelleri’nin ne olduğunu araştırmışlardı. Bulunan Cevaplar birbirini tutmuyordu. Buysa Sorun’un içinden çıkılmazlığını gösteriyordu. Bundan dolayı Evren’e Yönelik Sorular’a duyulan İlgi azalmaya başlamıştı. Şimdi Bakışlar daha anlaşılır bir Şey olan İnsan’a yöneliyordu.

Protagoras Sicilya’ya yaptığı Yolculuk’ta Gemisi battı, boğularak öldü.

         Protagoras Us’u Kaynak aldı. O’na göre Duyular Değişmez’i değil ancak Gelip geçisi olan’ı gösterirler. Doğru ; Altatıcı Duyular’ın üstünde, daha Sağlam Us  Kaynağı’yla elde edilebilir.

         Us da Duyular’la bilgilendiğinden o da Mutlak Bilgi’yi sunamaz. Her Kişi’nin bildiği kendi Duyumu’dur. Duyular’la algıladığımız bizim için Var’dır, algılamadığımız Yok demektir. İnsan için Doğru, ancak gördükleri, işittikleri, duydukları’dır. Ne kadar Kişi varsa o kadar da Gerçek vardır.[2]

         Mutlak, Kesin bir Erdem Ölçüsü yoktur. Kişi’nin Erdem’i kendisine göredir. Kesin Doğruluk’ta bir Ahlak Ölçüsü koyamayız, ancak ‚Kendi Doğrumuz’u savunabiliriz. Duyular’ımızla Elde ettiğimiz Bilgi’nin dışında başkaca bir Bilgi’ye erişemiyeceğimiz için ‚İlk Nedenler’i araştırmak Boşunadır. İnsan kendisi için  erişilebilecek tek Şey’le, Kendisi’yle yetinmelidir. Filosofi, Erdemli Olmak Sanatı’dır. Mutlu olmak da ‚hem Kendini, hem Başkalarını yönetmek’tir. İnsan kendi Mutluluğunu kendi yaratır. ‘

         Varolan Şey, ancak ‚Duyduğumuz Şeyler’dir. ‚Duymadığımız Şeyler’ bizim için Yok demektir. Duygularımızın dışında başkaca bir Bilgi olamayacağı için, Varlık’ın mı Yokluk’tan Yokluk’un mu Varlık’tan çıktığını araştırmak Boşuna’dır. Bildiğimiz ve bilemeyeceğimiz tek Gerçek Varlığımızdır. İnsan, kendisi için erişilebilecek tek Şey’le, kendisi’yle yetinmelidir. İnsan her Şey’in Ölçüsü’dür. [3]

Protagoras Gerçek ya da Yerevurucu Sözler Adlı eserinde savunduğu bu Sözdeki Her Şey  Deyimi, hem Nesneler’i, hem de Nesnelerin Nitelikleri’ni Dile getirmektedir. Bu Sözdeki İnsan değiminin de , genel olarak İnsan’ı değil, Bireysel İnsan’ı Dile getirdiği Platon’un (ö. MÖ 347) eleştirisine dayanılarak çıkarsanmaktadır. Protogoras’ın bu Parçası Bütünüyle şöyle çevrilmektedir:

Tanrılar üstüne Bilgi edinmede Çaresizim, ne varoldukları, ne de varolmadıkları, ne de Hangi Biçim’de varoldukları üstüne. Çünkü Bilgi edinmeyi engelleyen çok Şey vardır: Duyular’la algılanmaları, İnsan  Hayatı’nın Kısa oluşu. Buna karşı İnsanlar üstüne belli Şeyler söylenebilir. Bütün Şeyler’in Ölçüsü İnsan’dır, varolanlar’ın varoldukları, varolmayanlar’ın varolmadıkları için... Her Şey bana nasıl görünürse benim için böyledir, sana nasıl görünürse senin için de öyle.. Üşüyen için Yel Soğuk, üşümeyen için Soğuk değildir.[4] Her Şey üstüne birbirine Karşıt iki Söz söylemek Mümkün’dür. Daha Güçsüz olan ya da Düşünce’yi daha Güçlü yapmak gerek..’ [5]

         Protogoras bu Anlatımıyla  bir Şüpheci ve İdealist olarak görünüyor.[6]

         Protagoras aynı Zamanda ilk Grek Dilbilimcisi’ydi. Doğru Konuşma Adlı Eseri kaybolmuştur. [7]

         Bir Beşli Yarış’ta biri Cirit atarken ötekini istemeyerek öldürmüş. Perikles [8] bütün bir Gün Protagoras’la şunu tartışmış: Suç Cirit’in mi, Atıcı’nın mı, ya da bu Yarış’ı hazırlayanlar’ın mı? Hangi Sonuca vardıkları üstüne Bilgi verilmiyor.

         Bilgisinin çokluğundan ötürü Perikles’le Sokrates’ten (ö. MÖ 399) Büyük Saygı görmüş.

         Platonda (ö. MÖ 347) O’nun Adını taşıyan bir Dialog yazdı.[9]

 

         Eserleri:

         -Gerçek ya da Yerevurucu Sözler,


 


[1]            Tanrılar Üstüne

[2]            Pirandelo Size nasıl geliyorsa öyledir oyununu bu tema üzerine yazdı.

[3]            Bak: Kant, Fichte

[4]            Evet ama, havanın sıcak ya da soğuk olduğunu bizim üşümemiz değil, termometre söyler. Havanın bizim bedensel yapımızın direncinden bağımsız bir ısısı vardır, kaldı ki bedenesel direöleri normal olan insanlar bunu termometre kadar doğrulukla saptarlar.

[5]            Bu son deyimi de soysuzlaşan Sofizim döneminde ‘kötü işi iyi olarak göstermek gerek’ biçiminde yorumlanmıştır.

[6]            Buna karşın  Rosenthal ve Yudin Felsefe sözlüğünde şöyle derler: ‘ Burjuva araştırmacılar, Protagoras’ın eserlerinden bir alıntıyı şu şekilde çevirmek suretiyle kendisini mutlak bir şüpheci olarak gösterirler : (İnsan her şeyin ölçüsüdür, varolanların varlıklarının, yokların yokluklarının ölçüsüdür.’) Ne var ki bu beyan buradaki belli bir Yunanca kelimenin farklı anlamlara gelmesinden ötürü varolanlar varoldukça diye de çevrilebilir. Protagoras’ı  böyle bir yoruma dayanarak sünjektivist ve şüpheci görmek mümkün değildir. Çünkü Protagoras’ın ortaya koyduğu tez, materyalist anlayışta bir antropolojizm unsurları içerir. Sözkonusu yorum ancak Sectos Emperikos’un iddialarına uygun düşer. O iddia eder ki Protagoras’a göre madde kalıcı değildir ve ker şeyin temel sebebi (logos) madde’dedir. ‘ (Materyalist Felsefe Sözlüğü/ Ç.Aziz Çalışlar )

[7]            Günümüze gelebilen bir parçasında şöyle yazar: ‘ Saugıdan ve hukuktan payı olmayan kişiyi devlet için bir salgın hastalık sayıp yoketmeli. Şğretim, yaratılışa ve çalışmaya muhtaçtır. Öğrenmeye daha gençlikten başlamalı. Çok derine inilmezse ruhtan eğitim fışkırmaz. Gramerle ilgili şeyler: Sözcüklerin cinsleri erkeklik, dişilik, nesnellik diye ayrılır. Söylemenin ana biçimleri de şunlardır: Dilek, soru, cevap, emir.’

[8]            Ki Protagoras, Perikles’i şöyle anlatır :’ Genç ve güzel olan çocukları topu topu 10 gün içinde ölünce buna acınmadan katlandı. Çünkü her gün kendisine sağlık, acımasızlık ve yığınlar üstündeki ünü için çok şey kazandıran iç ferahlığına bağlı kalıyordu. Onun acıkarına erkekçe dayandığını gören herkes, bunda kendi çaresizliğini pek iyi bildiğinden, onun yiğit ,yüksek duygulu ve kendini tutmasını bilen bir kişi olduğunu düşünüyordu’.

[9]            Şöyle der:’Bir sofist olduğumu, insanları eğittiğimi söylüyorum.. Birçok yıllar var ki bu sanatın içindeyim.. Delikanlı, benimle düşüp kalkarsan, daha bir arada bulunmamızın ilk günlerinde, daha iyi olmuş olarak evine gideceksin.. Öğrettiklerim şunlardır: Ev işlerinde ve devlet işlerinde ne yapacağını bilmek, yani insanın evini en iyi biçimde nasıl yöneteceğini ve siyasada eylemek ve söylemek için nasıl en güçlü olunacağını. Vereceğimi bildirdiğim asıl şey şudur: Erkekleri beceriki yurttaşlar haline getireceğime söz veriyorum.. Protagoras güzel ve toplu dersler söylemesini başardığı kadar sorulara karşı yanıtlar vermeyi ve kendi dorduğu bir sorudan sonra cevabı beklemeyi ve düşüncesini söylemeyi de biliyor, bu durumda olan pek az kimse vardır. Dersleri için para almayı ilk olarak o doğru bulmuştur.’