Herakleitos b.Blosom
MÖ 540-480
Ephesos'lu. Soylu bir Aile’nin, -Blosom’un- Büyük
Oğlu’ydu. Büyük Oğul’a kalan Kral Naibliği’ni küçümseyerek
Kardeş’ine bıraktı. Yurd’unda Rejim değiştirecek Kadar
Güçlü’ydü. Melankomas'ı Tiranlık’ı Demokrasi’ye
bırakması için kandırdı. Ama Demokrasi de Hoşuna gitmedi ve
Yalnızlığı yeğleyerek bir Köşe’ye çekildi. Efesliler
kendisinden Yasalar yapmasını istedikleri Zaman
Karşılık bile vermemiş onlara.
Bir Gün
Artemis
Tapınağı’nda Çocuklar’la Aşık oynuyormuş. Kendisine
Şaşkınlıkla bakanlara: ‘Ne şaşırdınız Reziller’, demiş,
‘Sizinle birlikte Devlet’i yönetmek daha mı iyi sanki? ‘
Deneydışı
Filosofi’nin Önemli Düşünürü Kabul edilir. Çağdaşları O’nu
anlayamadıkları için Karanlık
Adını taktılar.
Sokrates (ö.399), O’nun Eserini
okuyan Euripides'e
şöyle der: ‘Anladıklarım Çok Güzel, öyle sanıyorum ki
anlamadıklarım da.
Herakleitos'un
Derinliğine inebilmek için Delos’lu bir Dalgıç gerekiyor.'
‘Varlık
bir Şey değildir, Oluş Herşey’dir’, der. Evren,
Yaratma’yla Yokolma’nın Sonsuz’a kadar birbirini
kovalamasıdır. Herşey ancak Karşıtlarının Kavgası’ndan
doğar. Yenilmesi gereken Kötülük olmazsa onu yenebilen
Erdem de olamaz. Nasıl Toprak, Su’yun
Ölümünü yaşıyorsa öylece Erdem Kötülüğün, Kötülük
Erdem’in Ölüm’ünü yaşamaktadır. İyilik yok olan
Kötülük, Kötülük yok olan İyilik’tir.
Kötülüksüz İyilik, İyiliksiz Kötülük
olamayacağına göre, Kötülük biraz İyilik,
İyilik de biraz Kötülük demektir.
Herakleitos’a göre Doğa’nın Arkhe’si Ateş’tir.
Bu Madde Sonsuzca Hareket ve Değişme Gücü’ne
Sahip’tir. O buna Logos dedi.
Stoa Okulu
O’ndan Yola çıktı. Logos Öğretisi de Stoa Aracılığı’yla
Hristiyanlık’a geçti.
Goethe
(ö. 1832),
Hölderlin (ö.1843), Nikolaus, Bergson (ö.1941) da
O’ndan çok şey var’dır.
Nietzsche
(ö.1900) şöyle der: ‘ Dünya’ya her zaman Gerçek
gerekecek, öyleyse her zaman Herakleitos gerekecek.‘
Hegel
(ö. 1831) şöyle der: ‘Herakleitos’un Lojiğime almadığım
Tek Sözü yoktur.’
‘Bütün
Şeyler’den bir Şey, bir Şey’den bütün Şeyler’, der. ‘Benim
değil, Logos'un Sesi’ni duyduktan sonra Bütün Şeyler’in
bir Tek Şey olduğunu söylemek Bilgelik’tir.
Bütün’le Bütün olmayan, Birlik olan’la
İkilik olan, Anlaşma ve Anlaşmazlık, Bütün
Şeyler’den bir Şey ve bir Şey’den Bütün Şeyler
Logos’ta birleşirler’, der.
‘Gündüz
Gece, Kış Yaz, Savaş Barış, Tokluk Açlık,
Pyr’’in Tütsülük Buharlar’la bir araya gelince her
birinin Kokusuna göre adlanması gibi, başkalaşıp değişir. Aynı
Şeyler Taşayan’la Ölmüş, Uyanık’la Uyuyan, Genç’le Yaşlı.
Çünkü bunlar, değişince Ötekiler’dir ve Ötekiler değişince de
bunlardır. Ölümsüzler, Ölümlüler, Ölümlüler Ölümsüzler’dir,
çünkü bunların Hayat’ı onların Ölüm’ü, onların Hayat’ı da
bunların Ölüm’üdür. Soğuk ısınır, Sıcak soğur,
Yaş kurur, Kuru nemlenir. Birbirine karşı olan
birlikte giden, birbirinden ayrılanlardan en Güzel Harmonia.
Görünmez Uyarlık Görünen’den daha Güçlü’dür. Kendinde İkilik
olan Şey’in Logos’ta nasıl uyuştuğunu anlamazlar, ters
yana dönen Harmoni Yay’la Lyra'da olduğu
gibi. Yayın adı Hayat’tır, İşiyse Ölüm. Ama Polemus
ortaklaşa ve Herkes için olduğunu ve
her şey’in Kavga’ya ve Zorunluğa göre olduğunu bilmek gerek.
Polemos bütün Şeyler’in Babasıdır, bir Takımlarına
Tanrı olduğunu bildirir, bir Takımlarına İnsan, bir
Takımlarını Köle yapar, bir Takımlarını Hür.
Karma İçki’de de katılanlar, karıştırılmayınca birbirinden
ayrılırlar.
Değişme’den
kalan Tek Şey Logos’tur. Logos, Herşey’in Nedeni
olan Tanrıca bir Evren Yasası’dır.
Logos
nedir? Grekçe’den başka Dile Çevrisi Zor. Söz, Anlam,
Düşünce, Akıl Anlamlar’ının hepsini birden içerir.
Sonsuz’dan gelen, Sonsuz’a giden Logos,
kendini Karşıtlıklar ve Çelişmeler’le
vermektedir. Logos, bu Karşıtlıklar ve
Çelişmeler’le Sürekli olarak gelişir ve serpilir. Ama
Bütün bu Çelişmeler’in ve Karşıtlıklar’ın içinde
bir ve Değişme’den kalır. Kendi kendimi araştırdım.
Logos
Evren’in en Büyük Gücü’dür: Blosom Oğlu Ephesos’lu
Herakleitos der ki: ‘Öğreti’nin ne demek olduğunu
anlamak için İnsanlar, Logos’un Sonsuz olduğu kadar
Sonsuz olarak anlayışsız olacaklar, duymadan önce de,
duyduktan sonra da. Çünkü Herşey bu Logos'a Uygun olduğu
ve kendileri de her An bunu denemekte oldukları halde
Denemesizler’e benzerler. İnsanlar uyanıkken yaptıklarının
farkında değillerdirler, tıpkı Uyku’dayken olanları
unuttukları gibi. Düşünce, İnsanlar’ın Hepsinde
ortaklaşadır. Ortaklaşa olan Şey’e uymalıdır. Ama Logos
Ortaklaşa olduğu halde Çokluk
kendilerine Özgü Düşünceler’i varmış gibi yaşar. Nasıl Pyr’e
yaklaştırılan Kömürler başkalaşarak ateşlenirler ve
uzaklaştırılarak kömürleşirlerse Ruh’umuz da Ortaklaşa
olan’ın ardından gitmekle Logos'dan Pay alır, ardından
gitmezse Logos'suz kalır. Akıl’la konuşmak
isteyenler, herkeste Ortaklaşa olan’la kendilerini
güçlendirmelidirler, tıpkı Yasa’yla Kent gibi ve çok
daha Güçlü olarak. Çünkü İnsanlar’ın Bütün Yasaları bir Tek
Yasa’dan beslenirler. Çünkü bu Biricik Yasa
Egemenliğini dilediği kadar genişletebilir, Herkes ve Herşey’e
yettiği gibi artar bile. En çok ve Sürekli olarak bir arada
bulundukları Şey olan Logos'la bile Çoklar
anlaşamıyorlar ve her Gün karşılaştıkları Şeyler onlara
Yabancı geliyor. Güven olmayınca Logos, tanımanın
Elinden kurtulur. İçlerinden ne kadar çoğu bunlarla karşılaşsa
da Çoklar böyle Şeyleri düşünmezler, öğrenseler de tanımazlar.
Fakat kendilerine öyle görünürler. En inanılırın tanıyıp bildiği,
saklayıp koruduğu öyle görünen Şeyler’dir. Ama hiç kuşku yok
ki Hak Tanrıçası Yalanlar’ın Uydurucularını ve Tanıklarını
yakalatacaktır. Ne dinlemesini ne de konuşmasını bilen Kişiler,
işittikten sonra anlayışsızdırlar, Sağırlar’a benzerler,
Varlıklar’ıyla Yokluklar’ı birdir Sözü bunu onlara ispatlar.
‘Varlık
Yokluk’u, Yokluk Varlığı doğurur. Varlık ve Yokluk,
Olmak ve Olmamak, Yaşamak ve Ölmek
bir ve aynı Şeyler’dir. Bunlar aynı Şey olmasaydılar değişerek
birbirleri olamazlardı, Yokluk Varlık’a, Varlık
Yokluk’a, Ölüm Hayat’a ve Hayat Ölüm’e geçemezdi.
Daire Çemberi içinde Başlangıç ve Son aynı yerde
birleşirler. Keçeci Mengenesi’nin Doğru ve Eğri Yolu bir ve
Aynı’dır. İyi’yle Kötü aynı Şey’dir. Hekimler
kesip dağlayıp üstelik Karşılığını isterler, sanki
Hastalıklar bunu Bedava yapmıyorlarmış gibi. Zaman, oynayan,
Damataşı süren bir Çocuk’tur. Olduğu yerde kalan hiç bir Şey
yoktur. Aynı Irmaklar’a girenlerin üstüne hep başka Sular akar.
Aynı Irmaklar’a hem giriyoruz hem girmiyoruz, hem Biziz, hem
değiliz.
‘Olmak
ve Olmamak aynı Anlam’dadır, aynı Şey’dir. Eğer bunlar
aynı Şey olmasalardı değişerek birbirleri olmazlardı. Hayat
Fırtınası’nda Varlık durmadan Yokluk, Yokluk
durmadan Varlık olmaktadır. Evren Var olmakla Yok
olmanın Sonsuz’a kadar birbirlerini kovalamasıdır. Herşey,
ancak, Karşıtlar’ının Kavgası’ndan doğar.
Hava Pyr’in, Pyr Hava’nın Ölümünü içinde taşır.
Pyr’te Havalık, Hava’da Ateşlik vardır. Herşey
Sonsuz olarak değişmektedir. Olmakla olmamak bulunduğu gibi,
olmamakta da olmak vardır.
Yaşadığı
Dönem’de çok sevilmezdi. Sonraki Biyografi Yazarları da O’nu
küçümsediler. 24. Saat Materyalistleri Herakleitos’a
Büyük Sevgi duyarlar. O ‘Herşey ancak Karşıtların
Kavgası’ndan doğar’ diyor. İşte bu Gerçek Diyalektik’tir.
Bu, Karşıtlar’ın aynı Zamanda, bir Birlik oluşturduğunu
söylüyor.
Kozmogonist
Herakleitos’un en Önemli Katkısı Deneyim Dünyası’nın
Biçimsel Birliği’ni kavramasıydı, denir. O İnsanlar’ın bir
arada Toplumsal Uyum içinde yaşaması gerektiğini de
vurguluyordu. İnsanlar’ın Logos’u
kavrayamadıkları için Dünya’ya Doğru Biçimde bakamadıklarını
ve Düş görürcesine yaşadıklarını ileri sürüyordu. Logos’un
en Önemli Dışavrumlar’ından biri ‘Karşıtlar arasındaki Bağlantı’ydı.
Sağlık ve Hastalık birbirini tanımlıyordu. İyi ve Kötü, Sıcak
ve Soğuk gibi başka Karşıtlar da birbirine bağlıydı. Diğer
yandan tek bir Nesne Farklı Biçimde algılanabilirdi. Deniz
Suyu İnsanlar için Zararlı iken Balıklar için Yararlı
sayılabilirdi. O böylece Dünya’nın Dağınık-Düzensiz Görünüşünü
aşabilecek Şeyler söylüyordu. Ona göre Dünya , Belirli bir
yöndeki Değişme’nin, Sonunda buna Karşılık düşen başka Yön’deki
bir Değişme’yle dengelendiği Bağdaşık bir Sistem’di. Herşey’in
arasında Gizli bir Bağ vardı; Görümüş’te ‘Ayrılma Eğilimi’nde’
olan Şeyler gerçekte ‘Bir araya geliyordu’.
‘Pyr’i
Herşey’i birleştiren Arche sayan Herakleitos’a göre
Dünya’nın Düzeni ‘Belirli Ölçüler’e göre tutuşup belirli
Ölçüler’e göre sönen Sürekli bir Pyr’di. Yakıt, Alev ve Duman’ın
yanı sıra Atmosfer’in Üst Tabakası’ndaki Esir’i de Pyr’in
ortaya çıktığı Biçimlerden biri olaak Ele aldı. Saf Pyr olan
ve Hava’nın bir Bölümü Yağmur olarak Denizler’e, Denizler’in
bir Bölümü de Toprağa dönüşüyordu. Aynı anda Dünya’nın her
yerinde Eşit Miktar’da Toprak ve Deniz Kütleleri sırasıyla
Deniz’e ve Ateş’e dönüşüyorlardı. Bunun Sonucunda oluşan
Dinamik Denge Dünya’da Düzenli bir Yapısal Denge’nin
korunmasını sağlıyordu. Böylece Değişme’ye karşın Birliğin
Korunması’nı Herakleitos Yaşam ile Irmak arasındaki
ünlü benzetmesinde söyler. Daha sonra
Platon bu Öğreti’yi Duyular’a, nasıl gözükürse
gözüksün Herşey’in Sürekli bir Akış içinde olduğu biçiminde
yorumladı.
Eserleri:
-Peri
Physeos (Doğa Üstüne), Bu Eser’den kalan Parçalar
Hermann Diels Tarafından toplanmış ve Die Fragmente
der Vorsokratiker Adlı Eserinde yayınlandı. Yine Bazı
Parçaları Walter Kranz’ın Antik Felsefe
Adıyla çevrilen Eser’inde yer alır. Hermann Diels in
Herakleitos von Ephesos Adlı Eserinde bu
Parçalar’ın Almanca Çevirileri’yle birlikte Grekçe Asılları
da yayınlandı. Henri Etienne’in Poesis
Philosophica’sında bu Parçalar’la birlikte Herakleitos’a
ait oldukları sanılan birçok Mektuplar yer alır. J.
Bywater de 1877 de Oxford’da yayınladığı Heracliti
Ephesii de O’ndan kalan Bütün Parçaları vermektedir.
Bibliyografya:
-*Anabritannica
,
-Batı Felsefesi Tarihi, B.Russell,
-Die Philosophie des
Heraklit, Pfleidere,
-Die Philosophie Herakleitos und Zoroaster,
Lassalle,
-Felsefe Tarihi, Macit Gökberk,
-Felsefe Tarihi, Weber,
-Filozoflar Ansiklopedisi, Cemil Sena,
-Hellen-Latin Eskiçağ Bilgisi,
Hense-Leonard,
-Heracleitos und die Orphiker, Nestle,
-Heraclit von Ephesus, Schuster,
-Heraclit, Aurobindo,
-Heraclitus von Ephesos, H.Diels,
-Herakleitos von Ephesa, H. Gomperz,
-Materyalist Felsefe Sözlüğü, Yudin ve
Rosental,
-Zu Herakleits Lehre, Gomperz,