Nikolaj Kopernik
1473-1543
Polonyalı Astronom. Latinceleştirilmiş adı Copernicus.
Kopernikus
da yazılır. Küçük adına Nikolaus denir.
Astronomi
de devrim yapmış bir bilgindir. İlk kez Güneşmerkezcilik
kuramını ileri sürdü. Bu kuram, Ptolemaios’tan beri
geçerli olan dünyamerkezcilik anlayışına son verdi. Bu
anlayışa son vermek demek , aynı zamanda Kilise Teoloji’nin
bilim üstündeki egemenliğine de son vermek demek oldu. Çünkü
dünyamerkezcilik, dünyanın evrende Tanrıca belirlenen özel bir
yeri olduğu inancına dayanıyordu. Teoloji’ye göre dünya
merkezdi ve onun üstündeki insanlar da evrendeki bütün
varlıkların en seçkiniydiler. Kopernik ise bu zemini
kaydırıyordu onlara göre.
Kopernik’in bilimsel bulguları, bilimsel alanda
Skolastiklerce sürdürülen
Aristoteles kurgularına da son verdi.
Aristoteles (ö. MÖ 322)
gökcisimlerinin hareketleriyle yeryüzündeki hareketler
arasında bir paralellik bulunduğunu ileri sürdü. Kilise
egemenliği bu açıdan da sarsılmış oluyordu. Kopernik’e
karşı büyük bir dini savaş başlatıldı.
Kopernik dünyanın, hem güneşin, hem de kendi ekseninin
çevresinde bir günde döndüğünü, açık seçik tanıtladı.
Eserleri:
-De
Revolutionibus Orbium Coelestium,
Yıllardır Kopernik’in sanılan Önsözünde (O’na ait
olmadığı, yayıncı tarafından yazıldığı
Giordano Bruno ve
Kepler tarafından tanıtlandı) eserde ilerisürülen
varsayımların ciddi bir şey olmadığı ve esasen Astronomi’nin
kesinlikten uzak bulunduğu, bu konudaki eski görüşlerin
doğru bulundukları söylenir. Bu görüşün O’na ait olmadığı,
Galilei’nin yeni kuramı
doğruladığı ortaya çıkınca ‘kıyamet kopmuş, hemen birbuçuk
yüzyıla yakın bir sürece Kilise’nin yasakladığı Kitaplar
listesinde yer alan bu eserin öğrettiklerine inananlar
Engizisyon Mahkemeleri’nde sürünmüşlerdir’.
Bruno Roma Meydanı’nda
yakılmış, Galilei kendisini
yalanlamaya mahkum edilmiştir.
Bu
keşfin Felsefe açısından taşıdığı önem de büyüktü. Metafizik
ve İdealist kurguların yanlışlığı kanıtlandı diye düşünüldü.
Materyalist Felsefe güçlendi. Bir incelemecinin değimiyle
‘Kilisenin resmi görüşü olan Evren tasarımı altüst olmuştu.’
Kopernik’in keşifleriyle sadece Geosantrik dünya görüşü
Heliosantrik dünya görüşüne dönüşmüş olmuyor, aynı zamanda
Antroposantrik anlayış da ortadan kalkıyordu. Artık insanın
da, dünyası gibi, doğanın küçücük bir parçası olduğu ortaya
çıktı ve insanların bakışları da dünyanın darlığından kurtulup
evrenin sonsuzluğuna açıldı.
Kopernik, Yeni-Pythagorasçılar’dan
etkilendiğini eserinde söyler.
Yeni-Pythagorasçı
Aristarkhos, MÖ 280 de dünyanın hem merkezdeki ateşin,
hem de kendi ekseninin çevresinde döndüğünü söylemiş. MÖ 150
de bir başla Pythagorasçı
Seleukos O’nun bu varsayımını bilimsel olarak
tanıtlamıştı. Ne varki
Aristoteles-Ptolemaios etkisi onların bu bulgularını
yoketmiş ve bilimsel düşünceye yüzyıllarca egemen olmuştu.
Kopernik’in getirdiği bu yepyeni Astronomi daha sonra
Danimarkalı Tycho Brahe (1546-1601) ve öğrencisi
Kepler tarafından geliştirildi.
Kopernik,
Kant’a da ilham kaynağı oldu.
Kant ‘Saf Aklın Eleştirisi’
2.baskısının önsözünde şöyle der:
’ Kopernik,
yıldızların dünyamızın çevresinde döndükleri inancına
dayanarak gök olaylarını çözemiyorum, bir de tersini
deneyeceğim, dünyamızın onların çevresinde döndüklerini
düşünerek bakacağım gök olaylarına’ demişti. Ben de O’nun gibi
düşünüyorum: Bilgimiz dışımızdan gelenlerle düzenleniyor
inancına dayanarak Metafizik olayları çözemiyorum, bir de
tersini deneyeceğim. Dışımızdakiler bilgimizden gidenlerle
düzenleniyor inancına dayanarak bakacağım Metafizik olaylara.’
Kopernik
para sorunlarına gösterdiği ilgiyle Ekonomi edebiyatında da
yer almaktadır. Paraların ayarını, ağırlığını ve biçimlerini
yeksenak bir düzene sokmak gerektiğini ilerisüren bir para
kitabı da yazdı. Paranın miktarı artınca fiyatların da
yükseleceğini vurguladı. Gresham Yasası’nı da (kötü
para, iyi parayı kovar) O’ndan önce gözlemlemiş ve açıklamıştı.