Doğu'nun Dün'ü

 

HİND

(Upanişatlar, Vedalar)

 

 

MÖ 0500 lü yıllar Vardamana     Jainist
MÖ 0500 lü yıllar Alara Kalama   Buda’nın İlk Öğretmeni
MÖ 0500 lü yıllar Kanada    Mantıkçı
MÖ 0500 lü yıllar  Ananda            Budanın Kuzeni, Budist Öğrenci
MÖ 0557-0477     Gotama Budha=Buda      Budizmin Banisi
MÖ 0400 lü yıllar  Ramaputra     Buda’nın Öğretmeni
MÖ 0400 lü yıllar   Punna    Buda’nın Öğrencisi
MÖ 0400 lü yıllar  Kaspaya    Buda’nın Öğrencisi
MÖ 0400 lü yıllar Gotama       Mantıkçı
MÖ 0300 lü yıllar   Calanus   Atina’ya getirilen Mantıkçı
MÖ 0200 lü yıllar   Asoka   Budist Kral
MÖ ö.I.yy       Pantacali    Yogizmin Banisi

                        

          

 

         Hintliler’de İsadan önceki Tarihler çok karışıktır ve çoğunlukla masalımsı varsayımlara dayanır.

 

 

Vardamana

MÖ 0500 lü yıllar

 

       Hintli Düşünür. Kimilerine göre Jainizmin (Cayencilik) gerçek Kurucusu’dur. Kimileri de bu öğretinin Mahavira Jina tarafından kurulduğunu ileri sürer.

      

 

Alara Kalama

MÖ 0550 lü Yıllar

 

       Hindli Düşünür..

Budha, ilk bilgilerini bu Düşünür’den öğrenmiş.

Budha’nın anlattığına göre, Alara Kalama’nın Brahman Bilimi’ndeki eşsiz bilgisi bile Ölümlülüğün Acıları’ndan kurtulmasına yetmemiş.

Budha’nın bu açıklaması, Mistik Düşünce’nin ve Dinler’in Ölüm Korkusu’ndan doğduğu kuramlarına paralellik arzeder !?

 

BUDİZM

 

       Budha’nın ileri sürdüğü Gizemsel Dünya Görüşü ve Din.. Aydınlanmış anlamına gelen Skr. Budha değimiyle anılan Sidharta’nın ileri sürdüğü bu Dünya Görüşü MÖ 500 lerde , Brahmanizm’e bir tepki olarak ortaya çıktı. Brahmanizm’in Tanrıları ve Kast ayrılıkları, Açlık ve Yoksulluk içinde acı çeken Milyonlarca insanı büsbütün tedirgin etmeye başlamıştı. Budha, bu İnsanlar’a, Dünya’dan vazgeçme (Nirvana) yoluyla acıdan kurtulmayı öğütlüyordu. Hayat acısız kılınamayınca acı Hayatsızlıkla giderilecekti. Budha, Tanrı sözünü etmiyor, Kurtuluş’u ahlakî arınma’ya bağlıyordu. Bununla beraber Vedizmin - ki Brahmanizm’in temelidir-  Skr. Samsara ve skr. Karma (günah) inançlarını olduğu gibi benimsemişti. Ne var ki İnsan, Ruhunun yeniden bedenleşmesini, Tanrılar’a yalvarıp Kurban keserek değil, günahsız iyi davranışlar’ıyla sağlayabilirdi.

Budha’ya göre 4 temel gerçek vardı:

Acı Çekme gerçeği (İnsanları kendine bağlayan bütün nesneler acı kaynağı’dır),

İstek Gerçeği (Acı, İnsan isteğinden doğar),

Acının yokedilmesi Gerçeği (Acı, hertürlü istekten el çekmekle,  yani Nirvana’laşmakla yokedilebilir),

Acının yokedilmesini sağlayan Sekiz Yol Gerçeği (Nirvana’ya ulaştıran bu ahlaki yollar şunlardır:

Katıksız inanç,

katıksız irade,

katıksız söz,

katıksız eylem,

katıksız geçim araçları,

katıksız bellek,

katıksız düşünce,

katıksız iyilik). 

Bu gerçeklerden de, olumlu ve olumsuz olmak üzere, iki bölüm erdem kuralları çıkarmaktadır.

Olumsuz, (yasaklayıcı), erdem kuralları şunlardır:

Öldürmeyiniz,

başkalarının malını çalmayınız,

başkasının karısını istemeyiniz,

yalan söylemeyiniz,

sarhoş olmayınız.

Olumlu, (buyurucu), erdem kuralları da şunlardır:

Acılara katlanınız,

başka insanların acılarını düşününüz,

başkalarının acılarını ve sevinçlerini paylaşınız,

iyicil olunuz,

acıyınız,

size yapılanları bağışlayınız ve kin gütmeyiniz,

başkaları için iyicil ve cömert olunuz.

Budha’ya göre Evren’de İnsan’ın bağlanabileceği hiç bir şey yoktur, ne Madde de , ne Ruh’ta hiç bir şey sürekli değildir, ne Biçim ne de Öz vardır, gerşey gelip geçicidir. Evren’de ancak olaylar vardır. Bunlar da  geçici olarak biraraya gelip yalan ve boş bir ben’le yalan ve boş bir dünya yaratırlar.

Budizm, Ms tümüyle yeni bir anlayışa dönüşmüş ve Budha tanrılaştırılmıştır.

 

 

Gotama Budha =Buda

MÖ 0557-0477

 

       Hint düşünürü. Budizm’in kurucusu..

Hayatı masallaşmıştır. Kimileri böyle bir kişinin hiç yaşamamış olduğunu bile ileri sürdüler. Yaşadığı, Saka Türkleri’nden olduğunu iddia edenler de çıktı.

         Budha Sanskritçe’de Bilge ve Kurtarıcı anlamına gelir. Himalaya Etekleri’nde yaşayan bir Raca’nın Oğlu’ydu. Asıl adı Sakyamuni.

29 yaşındayken Babasının Sarayı’nı bırakarak İnsanlar’ın Acıları’na çare bulmak için yollara düştü. 7 Yıl dolaştı. Sonunda Benares Kenti’ne geldi. Orada bulduğu 5 Rahib’e ilk  Vaazını verdi.

       Gotama, Nur’a kavuşturan, Bilge, Kurtarıcı anlamına gelen Budha diye anıldı. Sınıf Ayrılığı yapmadan Mutluluğa çağırdı. Prens’le Köylü, Keşiş’le Parya, İyi Anne ile Kötü Kadın O’nun gözünde birdi.

       Mahavira gibi Yaşama’ya olan bağlılığı yerdi. İnsanlar’ı çeşitli istekler’inden kurtarmaya çalıştı. O’na göre de, Yüreklerinden yaşamak isteğini çıkarmalıyız, İnsan ancak yok olarak Acı’dan kurtulabilir. Bununla beraber Gotama şöyle der:

       ‘‘Bir şeye, duydunuz diye inanmayın,

atalarınız inanmış diye inanmayın,

ben söyledim diye inanmayın.

Kendi kendinize duyduğunuz, denediğiniz, doğru bulduğunuz şeylere inanın. [1]

       4 büyük gerçek vardır:

      1.Iztırap: Bizi kendilerine bağlayan bütün Nesneler Iztırap’tır.

      2.Arzu: Iztırap’ın kökü Arzu’dur.

      3.Iztırab’ın yok edilmesi Gerçeği: Yok etme ancak her türlü Arzu’dan sıyrılmakla, Nirvana'laşmakla olur.

       4.Iztırab’ın yok edilmesine götüren 8 Yol Gerçeği:

       İnsanın bağlanabileceği hiç bir şey yoktur. Ne maddede, ne de ruhta hiç bir şey sürekli değildir. Evren yoktur, öz yoktur. Ancak olaylar vardır ki bunlar da geçici olarak bir araya gelip yalan ve boş bir evren, yalan ve boş bir ben yaratırlar.  [2]

       Olumsuz kurallar:

       1.Öldürmeyiniz.

        2.Başkasının malını almayınız.

        3.Başkasının karısını almayınız.

        4.Yalan söylemeyiniz.

        5.Sarhoş olmayınız.

       Olumlu Kurallar:

       1.Iztırab’a katlanınız.

        2.Başka İnsanlar’ın Iztırablarını düşününüz.

        3.Başkalarının Sevinçlerini de, Iztırablarını da paylaşınız.

        4.İyicil olunuz.

        5.Merhametli olunuz.

        6.Kin gütmeyiniz, size yapılanları bağışlayınız.

        7.Başkaları için Fedakar olunuz.

 

       Ölürken şöyle der:

‘Ben bir şeyi açıklamışsam onu açıklanmış olarak bırak, açıklamamışsam açıklanmamış olarak bırak.’

 

Sankrit Dili’nde Buddha. Asıl adı Siddharta Gautama.  NÖ y.563 de Kapiavastu’da doğdu. Şayka Devleti, Kosala Krallığı. Y.483 de Kusinara, Malla Devleti, Magatka Krallığı’nda öldü.

        ‘Uyanan’ ve ‘Aydınlanan’ anlamına gelen ‘Buddha’Mesih’ bir unvandır. Budacılık’ta, Geçmişte olduğu gibi gelecekte de saysısız Buda’nın ortaya çıkabileceğine inanılır. Ama tarihte tek Buda çıkmıştır: Gautama (Pali dilinde Gotama).

        Hayatıyla ilgili Pali Dili’nde yazılmış Tipitaka (Üçlü Yasa/Üç Sepet) adlı metinler kaynaktır. Uzmanlar, Buda’nın yorumlarını içeren Tipitaka’lar’ın Buda’yla ilgili günümüze ulaşmış en eski kaynak olduğu görüşündedirler.

        Bugünkü Nepal ile Hindistan arasında hüküm süren Sakya Kralı Şuddhodana ile Kraliçe Mahamaya’nın oğluydu. Dolayısıyla bir Kshatriya (Askeri ve Yönetici Sınıf) Ailesi’ne mensuptu. Siddharta (Pali dilinde Siddhatta) adı, ‘amacı gerçekleşmiş olan’ anlamına geliyordu.

        Doğumunun 7.gününde annesi Mahamaya ölen Gautama’yı Teyzesi ve Şuddhodana’nın 2.Karısı Mahapracapati Gautami büyüttü. Gautama 16 yaşına gelince, 16 yaşındaki Kuzini Prenses Yasodhara ile evlendi.

        29 yaşında hayatının Dönüm noktasına erişti. Yaşlılık, Hastalık, Ölüm gibi İnsan acıları karşısında Ruh Dinginliği’ni yitirmeyen Sarı Cübbeli, başı traşlı bir Keşiş’ten etkilenen bu Genç Prens, bir Şramana (Çileci) olarak Baş Dinçliği’ne ulaşmanın yollarını aramaya karar verdi. Oğlu Rahula’nın doğduğu günün gecesinde evinden ayrılarak öğretim ve ibadet merkezlerinin toplandığı Güney’e doğru yola çıktı. Magadha Devleti’nin merkezi Racagaha’da (Bugün Racgir) Kral Bimbisara’nın Devleti O’nunla paylaşma önerisini geri çevirdi. Kendisine Doğru’nun Yolu’nu gösterecek öğretmenleri aramaya koyuldu. Önce Yaşlı ve Ünlü Bilge Alara Kalama’ya, sonra da bir başka Ünlü Öğretmen olan  Uddaka Ramaputta’ya gitti. Ama ikisinde de aradığını bulamadı.

        Gautama’nın Doğru’yu Arama yolundaki gerçek mücadelesi Uruvela Kenti yakınındaki Senanigama Köyü’nde başladı. Burada 5 Keşiş O’na katıldı. Gautama, Senanigama’da yaklaşık 6 yıl boyunca aşırı bir perhiz uyguladı. Ama sonunda bu yolun onu aradığına ulaştıramayacağını anladı. Bu yüzden sağlığı için gerekli besinleri almaya başlayınca, 5 Yoldaş’ı düş kırıklığına uğrayarak O’nu öfkeyle terk ettiler. Uruvela’da tek başına kalan Gautama bir Hint İncir Ağacı’nın altında oturduğu sırada, Senanigama Köyü’nün sahibi’nin kızı Sucata’nın sunduğu bir Tas Sütlac’ı kabul etti. Bu O’nun Bodhi’den (Aydınlanma) önceki Son Yemeği oldu. O gübü bir Koruluk’ta geçirdi. Akşam olunca’da, sonradan Bodhi  olarak adlandırılan İncir Ağacı’nın altında Bağdaş kurdu ve Aydınlanma’ya ulaşana  değin oradan kalkmamaya karar verdi. Önce Tutkular Dünyası’nın başı, Kötülüğün Simgesi Mara’nın Baştan Çıkarma çabalarına 10 Paramita (Erdem) desdeğiyle karşı koydu. Mara’yı yendikten sonra bütün gece’yi İncir’in altında derin düşüncelere dalarak geçirdi. İlk saatlerde, önceki Varoluşlar’ın (Pali Dli’nde pubbenivasanussati-nana) Bilgisi’ne ulaştı. Ardından İnsanüstü ilahi Göz’e (Pali dili’nde diba-çakkhu), varlıklar’ın yok olup, yeniden doğuşunu görme gücü’ne kavuştu, sonunda da zihnini bütün Hastalıkları ve İffetsizlikler’i yok etmenin bilgisine yönelterek Dört Soylu Doğru’nun Bilinci’ne vardı. Böylece MÖ y.528 de Vesakha (Mayıs ayı)nın Dolunay Günü’nde bugün Buddh Gaya olarak adlandırılan yerde Aydınlanma’ya erişti.

        Dört hafta sonra gene bir İncir altı’nda otururken, ulaştığı Dorğru başkalarına da aktarmaya ve bunu Eski Beş Yoldaşı’ndan başlamaya karar verdi. Baranaşi (bugün Varanasi) Kenti’nin yakınındaki İsipatana’da onları buldu. Artık Arahant (yetkinleşmiş kişi) olduğunu, Amata’yı (Ölümsüz Olan) bulduğunu ve onlara Dhamma’yı (Evrensel Doğru) öğretmek istediğini söyledi. Ardından da yoldaşlarına ‘Dhammaçakkappavattana-sutta’ (Doğrunun Tekerleğini Harekete Geçirmek) adıyla bilinen İlk Vaaz’ını verdi. Bugün bu noktada olayın anısına yapılmış eski bir Stupa (Kutsal Eşyalar’ın saklandığı Yapı) vardır.

        Vazın özü şöyleydi: Evinden ve Ailesinden ayrılarak diyar diyar dolaşmaya çıkan kimse (Pabbacita), nefsini kayırmak ya da nefsine eziyet etmek gibi iki uç davranıştan uzak durmalıydı. Tathagata (Doğruyu Bulan Kişi, yani Buda), bu iki Uç’tan kaçındığı için, Aydınlığa, Bilgiye, Dinginliğe, Uyanışa, Nirvana’ya ulaştıran Yol’u (Macchima patipada) bulmuş olurdu.

        Buda’nın  Varanasi’de geçirdiği 6 Ay içinde Babası, Annesi ve Eski Karısı, O’nun öğretisini benimsediler. Çok geçmeden Buda’ya inananların sayısı 60’a ulaştı. Buda, kendisine inananlara Vaazlar verdi, onları Dünya’yı dolaşarak Barış, Sevgi ve Bilgelik Öğretisi’ni yaymakla görevlendirdi. Daha sonra Uruvela’ya doğru Yol’a çıktı. Yolda 30 Gence, Uruvela Çevresi’nde ise Ünlü Üç Çileci’ye ve Onların çok sayıda Müridine öğretisini benimsetti. Uruvela’dan sonra Racagaha’ya gitti. Orada Magadha Kralı’yla birlikte pek çok kişi O’na katıldı. Daha sonra Buda’nın en önemli Müridleri olan Çileci Brahmanlar Sariputta ve Moggallana da Onlar arasındaydı.

        Buda, pek çok bilgili ve disiplinli İnanır yetiştirerek görevini tamamladıktan sonra 80 yaşındayken bir grup Bhikkhu ile birlikte Racagaha’dan Kuzey’e doğru Son Yolculuğuna çıktı. Vesati Kenti yakınındaki bir Köy’de hastalandı, ama Müritlerini iyice hazırlamadan ölmesinin doğru olmayacağına inanarak irade gücüyle hastalığını yendi. İyileştikten sonra, en yakın müridi Ananda’ya 3 ayın sonunda ölmeye karar verdiğini söyledi ve ondan bütün Bhikkhu’lar’ı Mahavana’da toplamasını istedi. Toplantı’da Keşişler’den, Öğrendiklerini uygulayarak insanlığın iyiliği için bunları bütün dünyaya yaymalarını istedi. Ardından da Vesali’den ayrıldı. Bir akşamüzeri Kusinara (Bugün Kasia/Kuşinagara) Kenti’ne ulaştı. Malla Kabilesi’ne ait Upavattana’da iki ağaç arasındaki bir kanapeye sağ yanına yatarak uzandı. Sonra da Müritlerine son sözlerini söyledi. Bir hafta sonrada Vucudu Kusinara’da Mallalar tarafından yakıldı.

        Pali Dili’ndeki en Eski Metinler’e göre Buda, İnsanlar’ı eğitme ve bilgilendirme yeteneğiyle ün kazanmıştı. Herkese Merhamet (Karuna) ve Bilgelikle (Panna) yaklaşır, herkesin yeteneklerine ve ihtiyaçlarına göre neyi nasıl öğreteceğini çok iyi bilirdi. Hindistan’da Köklü ve Saygın bir Kurum olan Kast Sistemi’ne karşı çıkmış, İnsanlar’ın Eşitliğini vurgulamıştı. Maddi Refah ve Manevi Gelişme arasındaki bağlantının farkındaydı. O’na göre Suç’u Cezayla önlemek boşunaydı. Çünkü Yoksulluk (Daliddiya) Ahlaksızlığın ve Suç İşlemenin Başlıca Nedenleri’nden biriydi.

        Hem Doğal hem de Fiziksel Güzelliğe değer verdi. Bir öyküye göre Vesali’de Keşişler’e, Tavatimsa’daki (Cennet) Deva’lar’ı (tanrılar) görmek istiyorlarsa, rengarek giysilere bürünmüş yakışıklı Liççhaviler’e (Ganj Irmağının kuzeyinde yaşayan bir Halk) bakmalarını söylemişti. Ama Kralları bile şaşırtacak ölçüde katı ve başarılı bir Disiplin Uygulamasını da bildi. Onun Disiplini, Öğretmen ve Öğrenci arasındaki karşılıklı sevgi, duygusal bağlılık ve  Saygı temeline dayanıyordu. Buda’ya pek çok mucizevi güç yakıştırılmasına karşın, O bunlara önem vermezdi. İnanışa göre Müritlerinden biri halkın önünde bir Mucize gerçekleştirdiğinde onu azarlamış ve bu tür davranışları yasaklamıştı. O’na göre en büyük mucize, doğruyu açıklamak ve insanların doğruyu kavramalarını sağlamaktı. Eski Metinler’in Çizdiği Kişilikte Buda, İnsanların çektiği acılara karşı duyarlı, Uscu bir düşünce sistemi ve hayat biçimiyle insanları zincirlerden kurtarmayı amaçlayan, bilgelik ve şefkat dolu bir insandı denir.

 

               

 

Kanada

MÖ 500 lü yıllar

 

       Hindistan’ın masallaşmış kişiliği..

       İnsanlık Tarihi’nin ilk Mantıkçıları’ndan biri olarak bilinir.

       Kendisine özgü bir Kategori (Makule=Ulam) öğretisi geliştirdi. Yine Maddeci bir Atom Öğretisi olan Variseshika’yı kurdu. Varlığın kaç biçimde varbulunabileceğini düşündü ve bunları kesinlikle belirtmek (Gr.Kategoreo ) gereğini duydu. Öğretisinin adı da buradan gelir.

       Kanada, birbirlerine indirgenemeyen bu Genel Biçimler ( Fr.Formes generales ) arasındaki ayrım’ları tespit etti. Sanktritçe visesha ( Fr. Difference, Ayrım: Fark ) anlamındadır.  O’na göre bütün varlık Madde’dir. Madde’nin en temel varolma biçimleri de Araz (Fr.Accidents) dır. Kanada’ya göre bu arazlar’dan  6 Kategori (sankt. Padarthra) çıkar.

1.Cevher ( Sankt. Dravja ) dır.  Bütün varlıkları belirten en genel biçim, onların maddi birer cevher oluşlarıdır. Cevher, tüm eylem ve özellikler’in  bulunduğu yer= mahal’dir.[3]

       2.Nitelik (Sank. Guna, Fr.Qualite) dir. Varlık daima bir Nitelik’le belirir.

       3.Eylem=Fiil (Sank. Karma, Fr. Action) dur. Varlık daima eylemsel bir durum’da belirir.

       4.Ortak Özellikler (Snak. Samanja, Fr.Proprietes communes) dir. Varlık bu ortak özellikleriyle türler kurar, her  varlık kendine özgü bir özellikle belirir, hayvanı hayvan ya da bitkiyi bitki eden bu ortak özelliklerdir.

       5.Ayrım=Fark’dır. (Sankt. Visesha, Fr. Difference ). Nasıl türler birbirlerinden ortak türsel özellikleriyle ayrılarak beliriyorlarsa türlerin içindeki bireyler de bu ayrımlarla birbirlerinden ayrılarak ayrı birer varlık biçiminde  belirirler.

       6.İlişki=İzafet’tir. (Sank. Samanaya, Fr. Relation ). Varlıklar birbirlerine olan ilişkileriyle belirirler.

       Görüldüğü gibi, Aristoteles’den (ö.MÖ 322) çok önce ileri sürülen bir kategori öğretisi.. Ve Ateist Maddeci.

 

       Eserleri

-Sutra’lar bugün elimizdedir.

 

 

Ananda

MÖ 500.lü yıllar

 

       Hindli düşünür..

Budha’nın amca çocuklarındandı. Ve en gözde öğrencilerinden.

       Budha’nın ölümünden sonra toplanan ilk Sangha Kurulu’nda Budha’nın dolaşırken anlattığı öyküler’le simgesel masallar’ını içinde toplayan Suttapitaka’yı okumuştu.

 

 

Ramaputra

MÖ 400 lü Yıllar

 

       Hintli Düşünür.. Ünlü bir öğretmen.

       Budha O’ndan ders aldı ama O’na güvenmeyip uzak kaldı.

 

 

Punna

MÖ 400 lü yıllar

 

       Hintli Düşünür..

       Budha’nın öğrencisi’ydi. Budha O’nu yarı vahşi insanlar’ın yaşadığı Sunaparanta’ya Elçi olarak gönderdi. Budha ile aralarında şu konuşma, Budhist Öğreti’nin temel ilkesini belirtmesi bakımından ilginçtir.

       Budha diyor ki: ’Punna, Sunaparanta’nın insanları hırçın ve azgın’dır. Sana kötü davranırlar, söverlerse ne dersin?’

       Punna şu karşılığı veriyor :’Bana vurmadıkları için ne iyi insanlarmış, derim efendim’.

       Budha ‘Ya sana vururlarsa?’ diye soruyor.

‘Beni öldürmedikleri için ne iyi insanlar, derim efendim ‘ diye cevaplıyor.

       Budha ‘Ya seni öldürürlerse?’ deyince de şu karşılığı veriyor: ‘Usta’nın Ödevleri başında sessizce ölmesini bilen Öğrencileri varmış, derim efendim’.

       O zaman Budha şöyle diyor :

’Güzel Punna. Kendini böylesine buyruk altına alırsan Sunaparanta’lılara Öğretmenlik edebilirsin.’

 

 

Kasyapa

MÖ 400 lü yıllar

 

       Hintli Düşünür.

       Budha’nın en gözde Öğrencilerindendi. Ölümünden sonra Budha’nın Vucudunu Yakma Töreni, O’nun da yetişebilmesi için ertelenmişti.

       Buhda’nın ölümü’nden sonra toplanan İlk Kurul’a başkanlık etti ve O’nun Metafizik görüşleriyle ilgili Abhidharmapitaka’yı okudu. Bu kurulda Budha’nın en sevdiği Öğrencileri vardı. Örneğin Budha’nın dolaşırken anlattığı öylüler’le sembolik masalları kapsayan Suttapitaka’yı okuyan Ananda (aynı zamanda Budha’nın amcasının oğlu ) ve Budhacılığın kurallarını kapsayan Vinayapitaka’yı okuyan Upali, daha önce gezgin bir keşiş olan Sudhadra.

 

 

Gotama

MÖ 400 lü yıllar

 

       Hintli Mantıkçı.

       Hayatı üstüne bilinen tek şey, Budha’dan sonra yaşamış olduğu...

       Aristoteles’den (ö.MÖ 322) çok önce Niaya [4](Akıl Yürütme ) adını verdiği bir Mantık geliştirdi.

       1800 lerin sonlarına kadar Hint Düşüncesi’ne egemen olan bu Mantığın izleyicilerine Neiyayika (Akıl Yürütme Okulu ) deniyor.

       Bu Mantık, 16 Kategori’ye dayanan bir Tartışma Kuralları Mantığı’dır.

 

 

Calanus

MÖ 0300 lü Yıllar

 

       Hintli Düşünür.. Plutharkos asıl adının Spines olduğunu söyler. Şimdiki adını O’na Makedonyalılar verdiler.

       Büyük Alexandros’un Ordusuna katılmış bir Hint Brahmanı’ydı.

       Önemi Hind Düşüncesi’ni Grekler’e yaymasındadır.

 

 

Asoka

MÖ 0200 lü yıllar

 

       Hindli Düşünür.

Budizm’in en etkili yayıcılarındandır. Önce bütün Hindistan’ı birleştirmek amacıyla Kanlı Savaşlar yaptı, sonunda Pişmanlık duyarak, kendisini Bilgeliğe’ye ve Budhacılık’a adadı. Ülkenin çeşitli yerlerine diktirdiği ya da kayalara kazdırdığı Asoka Yazıtları’yla ünlüdür. Bu yazıtlarda Asoka’nın Budizm’e katkıları vardır.

 

 

Yoga

 

Beden’e Egemen olma yoluyla Tanrı’yı bilme ve Tanrı’ya uUaşma..

Hint’li Düşünür Pantacali tarafından MÖ I.yy.da sistemleştirilen Yoga (Skr. Seyretme) tüm Gizemcilikler’de olduğu gibi , yaşamaktan vazgeçip Tanrı’yı seyretmeyi amaçlayan İdealist bir Öğreti’dir. Aynı zamanda, Beden’e ve dolayısıyla Ruh’a Egemen olma  Yöntemini de dilegetirir. Bütün Gizemcilikler’de olduğu gibi Maddi Varlık’tan sıyrılan bir kendinden geçiş’tir.

 Bir çeşit Çilecilik olan Yoga, Hinduizm’in 6 büyük Öğretisi’nden biridir. arahmanizm ile Budizm’i geniş ölçüde etkilemiştir. 

İlkeleri Yoga-Sutra adlı Kitap’ta açıkanmıştır. kalp Atışları’nı durduracak, Soluğunu dakikalarca tutabilecek kadar Bedenine egemen olmak için 8 ilke saptanmıştır. İlkin Ahlaki yön’den kendini tutmayı öğrenen bu Sekiz İlke sonunda Yogi (Yogin: Yoga uapan)’ı tam bir Mistik Ruhsal durum içinde kendinden tümüyle vazgeçip  Tanrılık Güç’le Birleşme’ye ulaştırır. Bu, bir  çeşit Nirvana (kendinden geçip yokoluş) durumudur.  Yogi, Gizemcilik’in düşünsel olarak gerçekleştirdiğini bedensel olarak da gerçekleştirir, bireysel varlığı yokedip içinde bulunduğunu varsaydığı Tümvarlığa ulaşır. Duyu, düşünce, soluk alma, kalp işleyişi gibi fizik ve psişik bütün yetiler’iyle ilgisini keserek Fenomenolojik anlamda Dünyalılar’dan sıyrılıp Tümvarlık olarak gerçekleşir. Fizik ve Psişik Yetilerini kullanarak Mutlu olamayanlar’ın bunlardan vazgeçme yoluyla Mutlu olma dileklerini dilegetiren Yoga, Hint Çileciliği’nin ve Fakirizminin sistemleştirilmişidir. Hintliler, böylece, İdealizm’in yeni bir biçimini, jimnastikle yapan İdealizm’i ortaya koydular.

 

 

Pantacali

MÖ ö.I.yy

 

       Hintli Düşünür.. Yoga Öğretisi’nin kurucusu..

       Hayatı üstüne başka bilgi yok. Sadece O’nun tarafından yazıldığı söylenen Sutra’ların MS 300 lü yıllarda yazıldığı tesbit edildi. Oysa Pantacali’nin MÖ I.yy.da yaşadığı ileri sürülür.

       Bir çeşit Çilecilik olan Yoga, İdealist bir öğretidir ve yaşamaktan vazgeçip İşvara adı verilen Tanrı’yı seyretmeyi amaçlar.

       O Hind Fakirizminin sistemleştirilmiş bir biçimidir. Dünyada insan olarak yaşayamayınca insanlıktan çıkıp Tanrı’yı seyretmeye çağırdı.


[1]            Bacon'un, Kant'ın imperatifin autonomic formülü gibi.

[2]            Kant’ın teorik akıl eleştirisi, Camus'un uyumsuzluk düşüncesi gibi

[3]            Kuşaklar sonra Yunan’da konuyu ele alan Aristoteles de ilk kategori olarak cevher’i ele alacaktır. Tj. ee Boer şöyle yazar :’  Cevher, sözcüğün dar anlamıyla, hiç de bir kategori gibi  görünmüyor. Ne var ki kendinde, sadece 9 arazi kategoriyi değil, aynı zamanda tür ve cins kavramlarının başlıca özelliklerini de toplamaktadır.)

[4]            Niaya’nın Sanskritçesi 1828 de Kalküta’da yayınlandı. Saint-Hilaire tarafından Fransızcaya çevrildi.