Mekkî
Wahy
610-622
091.029/el-ANKEBUT
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Mü'minler’in uğradıkları Sıkıntılar: 1-13
029.01- Eilf Lam Mim
029.02- İnsanlar "İnandık" diyerek,
Sınanma’dan bırakılıvereceklerini mi sandılar?
029.03- Andolsun, Onlar’dan öncekileri Sınama’dan
geçirdik. Allah, gerçekten Doğrular’ı da bilmekte ve gerçekten Yalancılar’ı da
bilmektedir.
029.04- Yoksa Kötülükler’i yapanlar, Bizi
geçeceklerini mi sandılar? Ne Kötü hükmediyorlar?
029.05- Kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa elbette
Allah'ın Süresi yaklaşarak gelmektedir. O, İşiten'dir, Bilen'dir.
029.06- Kim Cihad ederse, yalnızca kendi Nefsi
için Cihad etmiş olur. Elbette Allah, Alemler’den Müstağni’dir.
029.07- İnanan ve Salih Eylemler’de bulunanlar
ise, Biz elbette Onlar’ın Kötülükleri’ni örteceğiz ve elbette Onlar’a yapmakta
oldukları’nın en Güzeli’yle Karşılık vereceğiz.
029.08- Biz, İnsan’a, Anne ve Babasına Güzelliği
tawsiye ettik. Eğer Onlar, hakkında
Bilgin olmayan şeyle Bana Ortak koşman için Sana karşı çaba harcayacak
olurlarsa, bu durumda, Onlar’a itaat etme. Dönüşünüz Bana'dır. Artık yapmakta
olduklarınızı Size Ben Haber vereceğim.
029.09- İnanan ve
Salih Eylemler’de bulunanlar ise, Biz elbette Onlar’ı Salihler’in
arasına katacağız.
029.10- İnsanlar’dan öylesi vardır ki,
"Allah'a inandık" der, fakat Allah uğruna Eziyet gördüğü zaman,
İnsanlar’ın Fitnesi’ni Allah'ın Azabıymış gibi sayar, ama Rabb’inden bir Yardım
ve Zafer gelirse andolsun "Biz gerçekten Sizler’le birlikteydik"
demektedirler. Oysa Allah, Alemler’in Sineleri’nde olan’ı daha iyi Bilen değil
midir?
029.11- Allah elbette İnananlar’ı da bilmekte ve
elbette Münafıqlar’ı da bilmektedir.
029.12- Küfredenler ,İnananlar’a dedi ki:
"Siz Bizim Yolumuz’u izleyin, sizin Hatalarınız’ı biz yüklenelim."
Oysa kendileri, onların Hataları’ndan Hiçbir Şey’i yüklenecek değiller.
Gerçekten onlar, elbette Yalancı’dırlar.
029.13- Elbette onlar, hem kendi Yükleri’ni, hem
de kendi Yükleri’yle birlikte başka yükleri de yüklenecekler ve Qıyamet Günü,
düzüp uydurmakta olduklarına karşı sorguya çekileceklerdir.
II 14-22 Nuh
ve İbrâhîm
029.14- Andolsun, Biz Nuh'u kendi Qawmi’ne gönderdik O da içlerinde Elli Yılı eksik olmak
üzere Bin Sene yaşadı. Sonunda Onlar zulmetmekte dewam ederlerken Tufan
kendilerini yakalayıverdi.
029.15- Böylece Biz O’nu da, Gemi Halkı’nı da
kurtardık ve bunu Alemler’e bir Ayet kılmış olduk.
029.16- İbrâhîm
de, hangi Qawmi’ne demişti ki:" Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının,
eğer bilirseniz bu Sizin için daha Hayırlı’dır."
029.17- "Siz yalnızca Allah'tan başka
birtakım Putlar’a tapmakta ve bir takım Yalanlar uydurmaktasınız. Gerçek şu ki,
Sizin Allah'tan başka tapmakta olduklarınız, Size Rızıq vermeye Güç
yetiremezler. Öyleyse Rızq’ı Allah'ın katında arayın. O'na kulluk edin ve O'na
şükredin. Siz O'na döndürüleceksiniz.
029.18- "Eğer yalanlarsanız, Siz’den önceki
Ümmetler de yalanlamışlardır. Elçi'ye düşen ise Apaçık bir Tebliğ’dir.
029.19- Onlar görmediler mi ki, Allah Yaratma’ya
nasıl başlıyor, sonra O’nu iade ediyor? Elbette bu Allah'a göre Kolay’dır.
029.20- De ki: "Yeryüzü’nde gezip dolaşın da,
böylelikle Yaratma’ya nasıl başladığına bir bakın. Sonra Allah Ahiret
Yaratması’nı da inşa edecektir. Elbette Allah, Herşey’e Güçyetiren'dir.
029.21- Dilediğini azablandırır, dilediğine
merhamet eder. O'na çevrilip götürüleceksiniz.
029.22- Siz Yer’de de, Gök’te (onu) Aciz
bırakamazsınız. Sizin Allah'ın dışında Weliniz yok’tur, Yardım edeniniz de
yoktur.
III İbrâhîm ve Lût :23-30
029.23- Allah'ın Ayetleri’ni ve O'na Kavuşma’yı
yok sayıp Küfredenler, işte Onlar, Benim Rahmetim’den Umut kesmişlerdir ve işte
Onlar, Elîm Azab da Onlar’ındır.
029.24- Bunun üzerine kendi Qavmi’nin Cewâb’ı
yalnızca: "O’nu öldürün ya da yakın" demek oldu. Böylece Allah da
O’nu Ateş'ten kurtardı. Elbette bunda, inanan bir Qawim için Ayetler
var’dır.
029.25- Dedi ki: "Siz gerçekten, Allah'ı
bırakıp Dünya Hayatı’nda aranızda bir Sevgi bağı olarak Putlar’ı edindiniz.
Sonra Qıyamet Günü, bir kısmınız bir kısmınızı İnkar edip tanımayacak ve bir
kısmınız bir kısmınıza La’net edeceksiniz. Sizin Barınma Yeriniz Ateş'tir ve
Hiç bir Yardımcı’nız da yoktur."
029.26- Bunun üzerine Lût O’na inandı ve dedi ki:"Gerçekten Ben, Rabbim’e Hicret
edeceğim. Çünkü elbete O, Aziz'dir, Hakim'dir.
029.27- Biz O’na İshâq'ı ve Ya’qûb'u
Armağan ettik ve onun Soyu’nda Nübuvvet’i ve Kitab'ı (muhkem) kıldık, Ecri’ni
de Dünya’da verdik. Elbette O, Ahiret'te Salih olanlar’dandır.
029.28- Lût
da, hani Qawmi’ne demişti ki:" Biz gerçekten, Siz’den önce Alemler’den hiç
kimsenin yapmadığı Fuhş’u mu yapıyorsunuz?
029.29- Allah'ın dışında edindikleri Weliler’in
Örneği, bir Ev edinen Dişi Örümceğin Örneğine benzer. Gerçek şu ki Evler’in en
güvensiz olanı Dişi Örümceğin Evi’dir, keşke bilselerdi.
029.30- Dedi ki: "Rabb'im, fesat çıkarmak ta
olan Qawm’e karşı Bana yardım et."
IV 31-44 Lût
vd. Peygamberler
029.31- Bizim Elçilerimiz İbrâhîm'e
bir Müjde ile geldikleri zaman, dediler ki: "Gerçek şu ki, Biz bu Ülke’nin
Halkı’nı yıkıma uğratacağız. Çünkü O’nun Halkı Zalim oldular."
029.32- Dedi ki: "O’nun içinde Lût da vardır." Dediler ki:
"O’nun için içinde kimin olduğunu Biz daha iyi bilmekteyiz. Kendi Karısı
dışında, O’nu da Aile’-si’ni de elbette kurtaracağız. O arkada kalacak
olanlar’dandır."
029.33- Elçilerimiz Lût'a geldikleri zaman, O, bunlar dolayısıyla kötüleşti ve bunlar
dolayısıyla İçi daraldı. Dediler ki: "Korku’ya düşme ve Hüzn’e kapılma.
Karı’n dışında, Seni de Aile’ni de elbette kurtaracağız. O ise, arkada kalacak
olanlar’dandır."
029.34- "Elbette Biz, Fasıqlık yapmalarından
dolayı, bu Ülke Halk’ının üstüne Gök’ten İğrenç bir Azab indireceğiz."
029.35- Andolsun, Biz aqledebilecek bir Qawim için
oradan Apaçık bir Ayet bırakmışızdır.
029.36- Medyen'e
de Kardeşler’i Şuayb’ı. Böylece dedi
ki: "Ey Qawm’im, Allah'a kulluk edin ve Ahiret Günü'nü umud edin ve Arz’da
Bozguncular olarak Karışıklık çıkarmayın."
029.37- Ancak O’nu yalanladılar, bunun üzerine
Onlar’ı amansız bir Titreme yakalayıverdi.
Böylece kendi Yurdları’na Diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
029.38- Ad'ı
ve Semud'u da. Gerçekten kendi
oturdukları Yerler’den Size belli olmaktadır. Kendi yapmakta olduklarını Şeytân Onlar’a süsledi. Böylece Onlar’ı
Yol’dan alıkoydu. Oysa Onlar görebilen kimselerdi.
029.39- Qarun'u,
Fir'awn'ı ve Hâmân'ı da. Andolsun, Mûsa
Onlar’a Apaçık Deliller’le gelmişti, ancak Onlar Yeryüzü’nde büyüklendiler.
Oysa Onlar geçecek değillerdi.
029.40- İşte Biz, Onlar’ın herbirini kendi Günahı’yla
yakaladık. böylece Onlar’dan kiminin üstüne Taş Fırtına’sı gönderdik, kimini
Şiddetli bir Çığlık sarıverdi. Kimini Yer’in Dibi’ne geçirdik, kimini de Su’da
boğduk. Allah Onlar’a Zulmedici değildi, ancak Onlar kendi Nefisleri’ne
zulmediyorlardı.
029.41- Allah'ın dışında başka Weliler edinenlerin
Örneği, kendine Ev edinen Örümcek Örneği’ne benzer. Gerçekten Evler’in en
Dayanıksız olan’ı Örümcek Evi’dir, bir bilselerdi.
029.42- Allah, kendi dışında Hangi Şey’e tapmakta
olduklarını elbette bilmektedir. O, Aziz'dir, Hakim'dir.
029.43- İşte bu Örnekler, Biz bunları İnsanlar’a
vermekteyiz. Ancak Bilenler'den başkası bunları aqletmez.
029.44- Allah, Gökler’i ve Yer’i Haqq olarak
yarattı. Elbette bunda inanmakta olanlar için bir Ayet var’dır.
V Qur'an İnsanlar’ı temizler ve
yükseltir: 45-51
029.45- Sana Kitap'tan wahyedileni oku ve Salat’ı
kıl. Gerçekten Salat Fahşa’dan ve Münker’den vazgeçirir. Allah'ı zikretmek ise
en Büyük’tür. Allah yapmakta olduklarınızı bilmektedir.
029.46- İçlerinde zulmetmekte olanlar hariç olmak üzere,
Kitap Ehli’yle en Güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki:
"Bize indiriline de, Size indirilene de inandık, Bizim İlahımız da Sizin
İlahınız da Bir’dir ve Biz O'na teslim olduk."
029.47- İşte Biz Sana böyle bir Kitap indirdik. Bundan
dolayı kendilerine Kitap verdiklerimiz O’na inanmaktadırlar. Bunlar da O’na inanacaklar vardır. Küfredenler’den
başkası Bizim Ayetlerimiz’i inkar etmez.
029.48- Bundan önce Sen hiç bir Kitab okuyan
değildin ve O’nu Sağeli’nle de yazmıyordun. Böyle olsaydı, Batıl’da
olanlar Kuşku’ya kapılırlardı.
029.49- Hayır, O, kendilerine İlim verilenler’in
Göğüsleri’nde Apaçık olan Ayetler’dir. Zulmedenler’den başkası Bizim Ayetlerimiz’i
inkar etmez.
029.50- Dediler ki: "Ona Rabb'inden Ayetler
indirilmeli değil miydi?" De ki: "Ayetler yalnızca Allah'ın
katı’ndadır. Ben ise, ancak Apaçık bir Uyarıcı'yım."
029.51- Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı Sana
indirmemiz Onlar’a yetmiyor mu? Elbette, bunda inanacak bir Qawim için
gerçekten bir Rahmet ve bir Zikr var’dır.
VI Müşriklere İhtar, mü'minlere teselli:
52-63
029.52- De ki: "Benimle Sizin aranızda Şahid
olarak Allah yeter. O, Gökler’de ve Yer’de olan’ı bilir. Batıl’a inanan ve
Allah'ı inkar edip küfredenler ise, Onlar Hüsran’a uğrayanlar’dır.
029.53- Azab Konusunda Sen’den Acele istiyorlar.
Eğer Ad’ı Konulmuş bir Ecel olmasaydı, herhalde Onlar’a Azab gelmiş olurdu.
Fakat kendileri şuurunda olmadan O, Onlar’a Kuşkusuz Apansızın gelecektir.
029.54- Azab Konusunda senden acele istiyorlar.
Oysa Cehennem, o küfredenler’i gerçekten Kuşatıp duran’dır.
029.55- Azab’ın Onlar’ı kendi Üstleri’nden ve
Ayakları’nın altı’ndan kaplayacağı Gün "Yapmakta olduklarınızı tadın"
der.
029.56- Ey inanan Kullarım, elbette Benim Arz’ım
Geniş’tir, artık yalnızca Bana ibadet edin.
029.57- Her Nefis Ölüm’ü Tadıcı’dır. Sonra Bize
döndürülüceksiniz.
029.58- İnanan ve Salih Eylemler’de bulunanlar,
Onlar’ı içinde Ebedî Kalıcılar olarak, altından Irmaklar akan Bahçe’nin Yüksek
Köşkleri’nde elbette yerleştireceğiz. (Salih) Eylemler’de bulunanların Ecr’i ne
Güzel’dir.
029.59- Ki Onlar, sabrederler ve Rabb'lerine
tewekkül ederler.
029.60- Kendi Rızqı’nı taşıyamayan nice Canlı
vardır ki, O’nu da, Sizi de Allah rızıqlandırır. O, İşiten'dir, Bilen'dir.
029.61- Andolsun, Onlar’a: "Gökler’i ve Yer’i
kim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı kim Emr’e Amade kıldı?" diye soracak olursan,
elbette: " Allah" diyecekler. Şu halde nasıl oluyor da çevriliyorlar?
029.62- Allah, Kulları’ndan dilediğine Rızq’ı
yayıp genişletir, O’nu kısar da. Elbette Allah, Herşey’i Bilen'dir.
029.63- Andolsun Onlar’a: "Gök’ten Su indirip
de Ölüm’ünden sonra Arz’ı dirilten kim’dir?" diye soracak olursan,
elbette: "Allah" diyecekler.
De ki:"Hamd Allah'ındır." Hayır, Onlar’ın çoğu aqletmiyorlar.
VII Mü'minler’in Zaferi : 64-69
029.64- Bu Dünya Hayatı, yalnızca bir Oyun ve
Tutkulu bir Oyalanma’dır." Gerçekten Ahiret Yurdu ise, asıl Hayat odur,
bir bilselerdi.
029.65- Onlar Gemi’ye bindikleri zaman, Din’i
yalnızca O'na Halis kılan Gönül’den Bağlılar olarak, Allah'a yalvarıp
yakarırlar. Ama Onlar’ı Kara’ya çıkarıp kurtarınca da, hemen Şirk koşarlar.
029.66- Kendilerine verdiğimize Nankörlük etsinler
ve yararlanıp metalansınlar diye. Ancak Onlar yakında bileceklerdir.
029.67- Görmediler mi, çevrelerinde İnsanlar
kapılıp Yağma edilirken biz Harem’i Emin/ güvenilir kıldık? Yine de Onlar,
Batıl’a inanıp Allah'ın Ni’metler’ine Nankörlük mü ediyorlar?
029.68- Allah'a karşı Yalan düzüp uyduran’dan veya
kendisine Haqq geldiği zaman O’nu Yalan sayan’dan daha Zalim kim’dir?
Küfredenler’e Cehennem içinde bir Konaklama Yeri mi yok?
029.69- Bizim uğrumuzda Cihad edenler’e, Biz
elbette Onlar’a Yollar’ımızı gösteririz. Gerçek şu ki Allah, İhsan edenler’le
beraber’dir.
Qur'anu'l Hakîm (Qur'ane'n A'rabiyyen)
|
|||
|
|||
|
|||
|
|||
029 Ankebut |
|
||
|