Medenî
Wahiy
622-632
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-7
1a 1-5
Felah Bulan Mü'minler
1b 6-7
Küfürde Zirve
a (Bak: Lukman 1-5)
002.01- E.L.M.
002.02-Bu, kendisinde Şüphe olmayan,
Muttaqiler için Klavuz olan bir
Kitap'tır.
002.03-
Ki onlar, Gayb’a inanırlar, Salat’ı ikame ederler ve kendilerine Rızıq olarak verdiklerimizden
İnfak ederler.
002.04- Ve onlar, Sana indirilene, Sen’den önce
İndirilenler’e inanırlar ve Ahiret'e de Yakîn Sahibi’dirler.
002.05- İşte bunlar, Rabb'lerinden bir Hidayet
üzeredirler ve Felah’a erenler de bunlardır.
b
002.06- Öyle, Küfredenler’i uyarsan da uyarmasan da
Onlar için birdir; inanmazlar
002.07- Allah, onların Qalpler’ini ve Kulaklar’ını
damgaladı; Gözler’inin üzerinde de Perdeler vardır. Ve Onlaradır
Büyük Azab.
II 8-20
2a 8-16
İnsanlardan Bazıları Dilleriyle inanırlar
2b 17-20
Onlar Şuna Benzer
a
002.08- İnsanlar’dan öyleleri vardır ki: "Biz
Allah'a ve Songün'e inandık" derler. Oysa Onlar inanmış değiller.
002.09- Sözde/güya Allah'ı ve ve İnananlar’ı
aldatırlar. Oysa Onlar, yalnızca kendilerini aldatmaktadırlar da bunun Şuurunda
değiller.
002.10- Kalpler’inde Hastalık vardır. Allah da
Hastalıklar’ını arttırdı. Yalanladıklarından dolayı, Onlar için
Acıklı bir Azab var.
002.11- Onlar’a: "Arz’da Fesat
çıkarmayın/saçmayın" denildiğinde:"Biz Islah Ediciler’iz"
derler.
002.12- Dikkat et, asıl Fesatcılar Onlar’dır, ama
şuurunda değiller.
002.13- Ve yine Onlar’a: "İnsanlar’ın inandığı
gibi Siz de inanın" denildiğin de: "Sefihler’in inandığı gibi mi
inanalım /Sefihlerin /Avanakların inandığı gibi mi inanıyoruz?" derler.
Dikkat et, gerçekte Sefih olanlar Onlar’dır. Ama bilmezler.
002.14- İnananlar’la karşılaştıkları/buluştukları
zaman: "İnandık" derler, Şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise derler ki "Elbette Biz Sizinle
beraberiz. Biz yalnızca Alay ediciler’iz/İstihza edicileriz"
002.15- Allah da Onlar’la Alay eder ve Taşkınlıkları/Tuğyanları içinde şaşkınca
dolaşmalarına belli bir Müddet verir.
002.16-
İşte bunlar Hidayet’e Karşılık Sapıklığı satın almışlardır. Fakat bu
Ticaretler’i bir yarar sağlamamış, Hidayet üzerede de olamamışlardır.
b
002.17- Bunların Misal’i Ateş yakanın Örneğine benzer
ki Çevre’sini ziyalandırdığı zaman Allah
onların Aydınlığını giderdi ve Onları göremez bir Şekilde Karanlıklar içinde
bıraktı.
002.18- Onlar Sağır’dırlar, Dilsiz’dirler, Kör’dürler,
artık dönmezler.
002.19-
Ya da Karanlıklar, Gökgürültüsü ve
Şimşekler’le Yüklü Gök’ten Şiddetli bir Yağmur Fırtınası’na tutulmuş gibidirler
ki Yıldırımlar’ın saldığı Dehşetli Ölüm Korkusu’ndan (Hazerel-Mevt) Parmaklar’ı
ile Kulaklar’ını tıkarlar. Ama Allah Kafirler’i Çepeçevre Kuşatıcı’dır.
002.20- Şimşeğin çakması neredeyse Gözler’ini
kapıverecek/ Şimşek neredeyse Gözler’ini kör edecek, önlerini her
ziyalandırdığında bunda biraz yürürler. Üzerlerine Karanlık basıverince de
kalakalırlar /durakalırlar. Allah dileseydi işitmelerini de, görmelerini
de gideriverdi. Elbette Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.
III 21-29
3a 21-24 Yaratan Rabbin İnsanlara Seslenişi
3b 25 Cennet
3c 26-27 Allah'ın Misali İle Eğlenenler
3d 28-29 Allah'ın Yaratışı
a
002.21- Ey İnsanlar! Sizi ve Siz’den
öncekileri yaratan Rabb'inize Kulluk ediniz ki sakınasınız.
002.22- O sizin için Arz’ı bir Döşek, Gökyüzünü bir
Bina kıldı ve Gök’ten Su indirdi, bununla sizin için Ürünler’den Rızıq çıkardı. Öyleyse bile bile Allah'a Eşler koşmayın.
002.23-
Eğer Kulumuz’a indirdiğimizden kuşkuda iseniz ,eğer Sadıklar’dansanız bu
durumda Siz de benzeri bir Sure getirin. Allah'tan başka
Şahidler’inizi de çağırın.
002.24-
Eğer yapamazsanız ki kesinlikle yapamayacaksınız,artık Kafirler için
hazırlanmış ve Yakıtı İnsanlar ve Taşlar olan
Ateş'ten sakının.
b
002.25- İnanan ve Salih Eylemler’de bulunanları
müjdele. Gerçekten Onlar’a içlerinden Irmaklar akan Bahçeler vardır.
Kendileri bu Ürünler’den her
rızıqlandıklarında "Bu daha önce de
rızıqlandığımız Şey" derler. Bu birbirinin benzeri olarak
Onlar’a sunuldu/verildi. Onda Onlar için Mutahhar Eşler vardır ve Onlar orada
Kalıcı’dırlar.
c
002.26- Elbette Allah
bir Sivrisineği Misal vermekten
çekinmez, onun Fevkinde olanı da.
Böylece İnananlar bunun Rabb'lerinden bir Gerçek olduğunu bilirler. Küfredenler
ise "Allah bu Örnekle/Meselle neyi amaçlamıştır/ irade etmiştir"
derler. Oysa bununla bir çoğunu saptırır/şaşırtır bir çoğunu da
Hidayet’e ulaştırır. Bununla
Fasıqlarlar’dan başkasını saptırmaz.
002.27- Ki bunlar Allah'ın Ahd’ini, onayladıktan
/Misak’ından sonra bozarlar/ nakzederler. Allah'ın kendisiyle
birleştirilmesini/Vasl’ını emrettiği şeyi keserler ve Arz’da Fesad çıkarlar.
İşte onlar Kaybebenler’dir/Hüsran’a uğrayanlar.
d
002.28- Nasıl oluyor da Allah'a küfrediyorsunuz? Oysa Ölüler iken
sizi o diriltti/ Hayat verdi. Sonra yine Sizi öldürecek yine Hayat verecektir/
diriltecektir ve sonra yalnızca O’na döndürülüceksiniz.
002.29- Yerde ne varsa Tümünü/hepsini sizin için
yaratan O'dur. Sonra Göğe yönelip/İstiva edip de onları Yedi Gök olarak
düzenleyen/ Tesviye eden de O’dur. O Herşey’i Bilen'dir.
IV 30-39 İnsanın Büyük Kabiliyeti
(Araf 10-25, Kehf 50 , İsra
61-65, Taha
115-126, Sad 71-85)
002.30- Hani Rabb'in Melekler’e "Elbette Ben
Arz’da bir Halife yaratacağım" demişti. Onlar da
"Biz Sana Hamd’inle Tesbih ederek ve Sürekli Taqdis edip dururken orada
Fesad çıkaracak ve orada Kanlar akıtacak/ dökecek birini mi varedeceksin"
dediler. " Elbette Ben sizin bilmediğini bilirim " dedi.
002.31- Ve Adem'e
İsimler’in Hepsini öğretti. Sonra onları Melekler’e yöneltip/arz edip
"eğer Sadıklar iseniz bunları Bana
İsimleri ile aktarınız. "dedi.
002.32- Dediler ki "Sen Subhan'sın. Bize
öğrettiğinden başka bizim hiçbir İlmimiz yoktur. Elbette
Sen Bilen'sin, Hakim'sin."
002.33- Allah: "Ey Adem, bunları Onlar’a İsimleri ile aktar" dedi. O da bunları
Onlar’a İsimleri ile aktarınca (Allah) dedi ki: "Size demedim mi Gökler’in
ve Yer’in Gayb2ını gerçekten Ben bilirim. Açığa vurduğunuzu da (bedea),
ketmettiğinizi de Ben bilirim."
002.34- Hani Melekler’e: "Adem'e Secde edin" dedik de İblis'ten başka hepsi Secde
ettiler. O ise dayattı/eba ve İstikbar etti ve Kafirler’den oldu.
002.35- Ve dedik ki "Ey Adem, Sen ve Eşin Bahçe'ye yerleşin de onun neresinden
dilerseniz bol bol yiyin, ama Şu Ağaç’a yaklaşmayın. Yoksa
Zalimler’den olursunuz."
002.36- Fakat Şeytan
ikisini oradan kaydırdı ve böylece
Onları bulundukları Hal’den çıkardı. Biz de
"kiminiz kiminize Düşman olarak inin(ihbut), sizin için Arz’da
belli bir Vaqt’e kadar yerleşim/Müsteqar ve Meta vardır" dedik.
002.37- Ve derken Adem
Rabb'inden bir Takım Kelimeler aldı/Telaqqi etti. Bunun üzerine (Allah)
Tevbe’sini Kabul etti. Elbette
o Tevbekabuleden'dir, Rahim'dir.
002.38- Dedik ki "Oradan tümünüz inin(ihbut),
artık Me Zaman size Ben’den bir Hidayet gelir de kim Benim Hidayet’ine
izlerse Onlar için Korku yoktur, ve
Onlar hüzünlenmeyecekler de."
002.39- Küfreden ve Ayetlerimiz’i yalanlayanlarsa,
Onlar Ateş Halkı'dırlar ve orada
Kalıcı'dırlar.
V 40-46 İsrailoğullarının
Ahdi
002.40- "Ey İsrailoğulları!
Size bağışladığım/İn'am ettiğim Ni’met’imi anın ve Ahd’ime bağlı kalın/Vefa edin
ki Ben de Ahd’ime bağlı kalayım ve yalnızca Bana karşı gelmeyin.
002.41- Yanınızda olan Tevrat'ı Doğrulayıcı/Tasdiq
edici olarak indirdiğime inanın, onu Tekfir edenlerin ilki Siz olmayın ve
Ayetler’imi de az bir Değer’e değişmeyin
ve yalnızca/ancak Ben’den sakının."
002.42- Haqq’ı Batıl ile Telbis etmeyin ve Sizce de
bilinirken Gerçegi gizlemeyin/ketmetmeyin/saklamayın.
002.43- Salat’ı ikame edin, Zekat’ı verin ve Ruku-edenler’le birlikte Siz de Ruku edin.
002.44- Siz İnsanlar’a Birr'i emrediyorken kendinizi mi
unutuyorsunuz/ unutur musunuz?. Oysa Siz Kitab'ı Tilavet ediyorsunuz yine de
aqletmeyecek misiniz?
002.45- Sabır ve Salat’la
İstiane edin. Elbette bu İçi Saygı
ile ürperenler/ Huşu duyanlar dışında kalanlar’a bir Ağırlık’tır.
002.46- Onlar elbette Rabb'leri ile karşılaşacaklarını
ve elbette O'na döneceklerini bilirler.
VI 47-59 İsrail
Oğullarına ihsan olunan nimetler
002.47- Ey İsrailoğulları! Size bağışladığım/İn'am ettiğim Ni’met’ini ve Sizi bir zamanlar Alemler’e /Tafdil ettiğimi
hatırlayın.
002.48- Ve Öyle bir Gün’den sakının ki Hiçkimse,
Hiçkimse’ye birşey ödeyemez ve Kimse’den
bir Şefaat kabul edilmez ve Kimse’den bir Fidye alınmaz ve Yardım görülmez.
002.49- Sizi en dayanılmaz/Ağır İşkenceler’e
uğrattıklarında Fir'avun Ailesi'den kurtardığımızı anın. Onlar Kadınlar’ınızı
Diri/Sağ bırakıyorken Oğullar’ınızı boğazlıyorlardı. Bunda Sizin için
Rabb'inizden Büyük/Ağır bir Sınav/Bela vardı.
002.50- Ve hani
Sizin için Deniz’i yarıp, Sizi
kurtarmıştık ve Fir'avun Ailesi’ni
Siz seyrederken boğdmuştuk/ batırmıştık/ garketmiştik.
002.51- Hani Musa'ya
Kırk Gece vaid vermiştik ama Siz onun arkasından Buzağı’yı edinmiş/ tapınmış böylece Zalimler
olmuştunuz.
002.52- Bundan sonra
şükredesiniz diye sizi affettik.
2.53- Ve yine Hidayet’e eresiniz diye Musa'ya Kitab'ı ve Furqan'ı verdik.
002.54- Hani Musa,
Qavm’ine demişdi:" Ey Qavmim! Siz Buzağı’yı (ilah) edinmekle kendinize
zulmettiniz/yazık ettiniz. Hemen Yaratan’ınıza/(Bariukum)Tevbe edip kendinizi
öldürün/ temizleyin. Bu, Bari'niz katında Sizin için daha Hayırlı’dır. Bunun
üzerine Tevbeler’inizi kabul etti. Elbette o Tevbekabuleden'dir, Esirgeyen'dir.
002.55- Ve hani demiştiniz:" Ey Musa! Biz Allah'ı Apaçık/Cehren görünceye kadar Sana inanmayacağız." Bunun
üzerine Siz bakınırken/ seyrederken Sizi Yıldırım çarpmıştı.
002.56- Sonra şükredesiniz diye, sizi Ölüm’ünüzden
sonra dirilttik.
002.57- Sizi üzerinizdeki Bulutlar’la gölgelendirdik ve
Size Kurdet-Helvası ve Bıldırcın
indirdik. Size Rızıq olarak verdiklerimizin Tayyib'inden yiyin."
Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendilerine zulmettiler.
002.58- Ve Hani, demiştik ki:"Şu Kent’e/Qarye’ye
girin ve orada istediğiniz yerde /dilediğiniz gibi bol bol yiyin, yalnızca
Secde ederek Kapı’sından girerken " bağışla/hıtta" deyin.
Hatalar’ınızı bağışlayalım. Muhsinler için artıracağız.
002.59- Ama zulmedenler kendilerine söylenen Söz’ü bir
başkası ile değiştirdiler. Biz de o Zulmedenler’in Fesad yapmalarına
karşılık, üzerlerine Gök’ten İğrençlik/ Ricz indirdik.
VI 60-61 İsrailoğullarının inadı
002.60- Hani Musa
Qavmi için Su aramıştı,o zaman Biz O'na: "Asa’nı Taş’a vur" demiştik
de ondan Oniki Pınar fışkırmıştı/akmıştı, böylece herkes
İçeceği-Yer’i bilmişti. "Allah’ın verdiği Rızıq’tan yiyin, için
de Arz’da Müfsid olarak Karışıklık çıkarmayın."
002.61- Hani demiştiniz ki: "Ey Musa! Biz bir Çeşit/Türlü Yemeğe
katlanamayacağız/ sabredemeyeceğiz, Rabb'ine yalvar/dua et de, Bize Yer’in
bitirdiklerinden/ yetiştirdiklerinden Bakla(Hıyar), Acur (Sebze), Sarmısak,
Mercimek ve Soğan çıkarsın." "Hayırlı olan’ı, şu Değersiz Şey’le mi
değiştirmek istiyorsunuz? Mısır'a inin, çünkü orada
kendiniz için istediğiniz vardır." demişti. Onların üzerine
Horluk/Alçaklık ve Yoksulluk Damgası vuruldu ve Allah'tan bir Gazab’a
uğradılar. Bu Elbette Allah'ın Ayetleri’ni Tekfir etmeleri ve Nebiler’i Haqsız
yere öldürmelerindendi. Bu İsyan etmelerinden ve Sınır’ı
çiğnemelerindendi.
VII 62-71 İsrailin
Tereddisi
002.62- Elbette
İnananlar’la Yahudiler, Hrıstiyanlar ve Sabiiler (den kim) Allah'a ve Son
Gün'e inanır, Salih Eylemler’de bulursa, artık onların Allah katında Ecirler’i
vardır. Ve onlar için Korku yoktur ,Onlar hüzünlenmeyeceklerdir de.
002.63- Hani Siz’den Misak/Kesinsöz almış ve Tur'u
üstünüze yükseltmiştik: "Size verdiğimize Sımsıkı yapışın
/Quvvetle tutun ve onda olanı hatırlayın. Umulur ki sakınırsınız. /Böylece
sakınmış olursunuz."
002.64- Siz de, bundan sonra da döndünüz/tevella
ettiniz. Eğer Allah'ın üzerindeki Fazl’ı ve Rahmet’i olmasaydı, siz gerçekten
Hüsran’a uğrayanlardan olurdunuz.
002.65- Andolsun, Siz’den Yedincigün Haddi-aşanlar’ı
elbette biliyoruz. İşte Biz, onlara" "Aşağılık/Zelil
Maymunlar olunuz" dedik.
002.66- Bunu, hem Çağdaşlar’ına, hem Halefler’ine/gelecek olanlara bir Nekal
(İbretlik), Muttaqiler’e de bir Mev'ıza (Öğüt) kıldık.
002.67- Hani Musa
Qavm’ine: "Allah, Elbette Sizin bir Sığır kesmenizi emrediyor" demişti. Onlar:"Bizi
Alay’a mı alıyorsun/İstihza mı ediyorsun?" demişlerdi.
"Cahiller’den olmaktan Allah'a sığınırım" demişti.
002.68- "Rabb'ine Ad’ımıza dua et de, bize
Niteliklerini/nasıl olduğunu açıklasın/beyan etsin." demişlerdi. Demişti ki: "Kesinlikle Allah diyor ki: "O
ne pek Geçkin/ Yaşlı, ne de pek Genç, ikisi arası Dinçlik’tedir. Artık
emrolunduğunuz Şey’i yapın ."
002.69- Demişlerdi ki: "Rabb'ine Adımıza dua et
de, Bize Reng’ini beyan etsin." O da diyor ki: "O, bakanların (n-z-r)
içine surur verecek Sarı bir Sığır’dır." demişti.
002.70- "Rabb'ine Ad’ımıza dua et de, Bize onun
Niteliklerini/mahiyetini açıklasın/ beyan etsin. Çünkü bizce Sığır(lar)
birbirinin benzeridir. İnşaallah Biz Hidayet’e erişiriz." demişlerdi.
002.71- Dedi ki:" O diyor ki: O, Yer’i sürmek ve
Ekin’i/Tarla’yı sulamak için Boyunduruğa alınmayan, Salma ve onda Alaca olmayan
bir Sığır’dır." "Şimdi Gerçeği getirdin." dediler. Böylece
Sığır’ı kestiler, ama neredeyse/ az kalsın yapmayacaklardı.
VIII 72-82 İsrailoğulları’nın
Katı Yürekliliği
002.72- Hani Siz birini öldürmüştünüz de bunda
birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, sizin gizlediklerinizi Çıkaran'dır.
002.73- Bunun için de:" Ona, onun bir Parça’sıyla
vurun" demiştik. İşte böyle Allah Ölüleri diriltir ve
Size Ayetlerimiz’i gösterir; aqledesiniz diye.
002.74- Sonra Qalpler’iniz yine katılaştı; Taş gibi,
hatta daha katı. Çünkü Taşlar’dan öyleleri vardır ki onlardan
Nehirler doğar/kaynar öyleleri vardır ki yarılır, ondan Sular çıkar, öyleleri
vardır ki Allah Korkusu’yla yuvarlanır/ düşer (ihbut). Allah
yaptıklarınızdan Gafil değildir.
002.75- Artık, onların size inanacaklarını umar
mısınız? Oysa onlardan bir Fırqa, Allah'ın Kelamı’nı dinliyor, Aqıl
erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı.
002.76- İnananlar’la karşılaştıklarında
"İnandık" derler; birbiriyle yalnız kaldıklarında/Halvet’te ise,
derler ki: "Allah'ın Size açtıklarını, Rabb'iniz katında Size
karşı onunla çıksınlar diye mi Onlar’la
söyleşiyorsunuz (Tahdis)? Hala
aqıllanmayacak mısınız?"
002.77- Onlar, Allah'ın gizlediklerini/sırladıklarını
da, alenilediklerini de bildiğini
bilmiyorlar mı?
002.78- Ve Onlardan
Ümmi'ler... Kitab'ı bilmezler; ancak bir sürü Emaniyye/
Kuruntu ; onlar ancak zannederler.
002.79- Artık Veyl onlara; ki Kitab'ı kendi Eller’iyle
yazdılar, sonra da az bir Değer/Semen karşılığında satmak için: "Bu Allah katındandır" dediler.
Artık Veyl onlara ,Eller’iyle yazdıklarından dolayı; Veyl onlara kazandıklarından dolayı.
002.80- Derler ki:"Sayılı Günler’in dışında, Ateş
Bize değmeyecektir/ Temas etmeyecektir. "De ki: "Allah
katından bir Ahid mi aldınız? -Ki Allah asla Va'd’inden dönmez- Yoksa Allah'a
karşı bilmediklerinizi mi söylüyorsunuz?"
002.81- Hayır; kim bir Kötülük/Seyyie kazanır da Hata’sı onu kuşatırsa/ İhata ederse, Onlar,
Ateş Ashabı'dırlar, orada Kalıcı'dırlar.
2.82- İnanan ve
Salih Eylemler’de bulunanlar, Onlar da Bahçe Ashabı'dırlar, orada Kalıcı'dırlar.
X 83-86 Sözünde
durmamak
002.83- Hani İsrailoğulları’ndan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin,
Anne-baba’ya, Yakınlar’a/Akraba’ya, Yetimler’e ve Yoksullar’a iyi davranın,
İnsanlar’a Güzellik’le söyleyin, Salat’ı iqame edin ve Zekat’ı verin" diye
Kesinsöz/Misak almıştık. Sonra Siz, azınız dışında yüzçevirdiniz ve
(hala) çevirmektesiniz/ dönmektesiniz
de.
002.84- Hani Siz’den " Kanlar’ınızı dökmeyin,
birbirinizi Yurtlar’ınızdan çıkarmayın" diye Misak almıştık. Sonra
Sizler bunu onaylamıştınız/ iqrar etmiştiniz, hala da Şahitsiniz.
002.85- Sonra Siz, yine birbirinizi öldürüyor, bir
Bölümünüzü Yurtlar’ından sürüyor ve Günah/İsm ve Düşmanlık’ta aleyhlerinde arka
çıkıyorsunuz ve Size Esir olarak geldiklerinde de onlar’la fidyeleşiyorsunuz.
Oysa Onları çıkarmak, size Haram kılınmıştı. Yoksa Siz, Kitab'ın bir
Bölümü’ne inanıp da bir Bölümü’nü tekfir mi ediyor sunuz? Artık Siz’den böyle
yapanların Cezası, Dünya Hayatı’nda Aşağılık/ Hizyun/Hor olmaktan başkası
değildir; Qıyamet Günü'nde de Azab’ın en Şiddetli olanına uğratılacaklardır.
Allah, yaptıklarınızdan Gafil değildir.
002.86- İşte bunlar, Ahiret'e karşılık Dünya Hayatı’nı
satın alanlardır. Bundan dolayı Azab Onlar’dan hafifletilmez ve Onlar’a Yardım
da edilmez.
002.87- Andolsun, Biz
Musa'ya Kitab verdik ve O'nun ardından peşpeşe Elçiler gönderdik.
Meryem oğlu İsa'ya da Apaçık Belgeler/
Deliller/Beyyinat verdik ve O’nu Ruhu'l-Qudüs'le teyid
ettik/destekledik. Fakat ,Size ne zaman bir Elçi Nefs’ininin hoşlanmayacağı bir
Şey’le gelse, büyüklüklenerek/istikbar ederek bir kısmınız O’nu yalanlayacak
bir kısmınız da O’nu öldürecek misiniz?
002.88- Dediler ki:" Bizim Qalpler’imiz
Örtülü’dür/Qılıflı’dır." Hayır; Allah Küfürlerinden dolayı
Onlar’ı la’netlemiştir. Bundan dolayı onların pek azı inanır.
002.89- Allah katından/tarafından
yanlarındakini/onlar’la olanı Doğrulayıcı/ Tasdik edici bir Kitap geldiği
zaman, -ki bundan önce Küfredenler’e karşı Fetih istiyorlardı - işte irfan
ettikleri(bilip tanıdıkları) gelince, O’nu tekfir ettiler. Artık
Allah'ın La’net’i Kafirler’in üzerinedir.
002.90- Allah'ın Kulları’ndan, dilediğine kendi
Fadl’ından indirmesine bağyederek Allah'ın İndirdikleri’ni Tekfir etmekle,
kendilerini ne Kötü Şey’e Karşılık sattılar. Böylelikle Gazap üzerine Gazab’a
uğradılar. Kafirler için Alçaltıcı bir Azab vardır.
002.91- Onlar’a: "Allah'ın İndirdiği’ne
inanın" denildiğinde: "Biz, Bize indirilene inanırız" derler ve
O'ndan sonra Olan'ı tekfir ederler. Oysa O, yanlarındakini Doğrulayan bir
Gerçek'tir. De ki: "Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah'ın
Nebileri’ni öldürüyordunuz?"
002.92- Andolsun, Musa
Size Belgelerle/Beyyinat’la geldi. Sonra
siz O'nun arkasından Buzağı’nı (Tanrı) edindiniz. Ve Siz Zalimler’siniz.
002.93- Hani Siz’den Misaq almış ve Tur'u üstünüze
yükseltmiştik/ kaldırmıştık: "Size verdiğimize Sımsıkı/ Quvvetle
yapışın/tutun ve dinleyin."
Demişlerdi ki: "Dinledik ve isyan ettik." Küfürleri
yüzünden Buzağı Qalpler’ine sindirilmişti.
De ki: "İnanıyorsanız, inancınız Size ne Kötü Şey’i
emrediyor?"
002.94- De ki: " Eğer Allah katında Son-Yurd,
başka İnsanlar’ın değil de, yalnızca Sizin ise, doğruysanız/sadıksanız , hemen
Ölüm’ü dileyin/ isteyin."
002.95- Oysa Onlar, önceden Eller’inin taqdim
ettiklerinden dolayı onu Ebediyen temenni etmeyecekler/ dileyemeyeceklerdir.
Allah Zalimler’i Bilen'dir.
002.96- Ve Onları Hayat’a karşı İnsanlar içinde Şirk-
koşanlar’dan daha Tutkun/Haris bulursun. Her biri Bin Sene yaşatılsın ister.
Oysa onun bunca yaşaması, O’nu Azab’tan kurtarmaz. Allah onların yapmakta
olduklarını Gören'dir.
XI11 87-96 Yahudiler
ve Hz.Muhammed
12 97-103 Yahudilerin Peygambere düşmanlıkları
002.97- De ki: "Kim Cibril'e Düşman ise,
gerçekten o Kitab'ı, Allah'ın İzni’yle kendinden öncekileri
Doğrulayıcı/ Tasdiq-edici ve Mü'minler için bir Hidayet ve Müjdeci olarak Senin Qalb’ine indiren O'dur."
002.98- Her kim Allah'a, Meleklerine, Elçiler'ine, Cibril'e ve Mikail'e Düşman ise, artık şüphesiz Allah'da Kafirler’in
Düşmanı’dır.
002.99- Andolsun, Biz Sana Apaçık/Beyyinat Ayetler
indirdik. Onları Fasıqlar’dan başkası tekfir etmez.
002.100-Onlar
ne zaman bir Ahid’de bulunmuşlarsa, içlerinden bir Bölüm’ü onu atıp
bozmadı(n-b-z) mı? Hayır, Onların çoğu inanmazlar .
002.101-Ne
zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan/ Tasdik-eden bir Elçi
gelse, kendilerine Kitab verilenler’den bir Fırqa, sanki kendileri hiç
bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitab'ını arkalarına attılar.
002.102-Ve
Süleyman'ın Mülkü aleyhinde Şeytanlar’ın Uydurdukları’na uydular.
Süleyman ise küfretmedi, ancak
Şeytanlar küfretti. Onlar İnsanlar’a Sihr’i öğretiyorlardı. Babil'deki İki
Meleğe Harut'a ve Marut'a birşey indirilmedi. Ve ikisi
kimseye birşey öğretmezlerdi: "Biz, yalnızca bir Fitne’yiz, sakın
küfretme" demedikce. Fakat (güya) onlardan (ikisinden) (şeytanlar)
Koca ile Karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın
İzni olmadıkca onunla Hiçkimse’ye zarar veremezlerdi. Onlar ise, kendilerine
zarar verecek ve yarar sağlamayacak Şey’i öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu
satın alanın , Ahiret’ten hiçbir Pay’ı olmadığıını bildiler. Kendilerini
karşılığında sattıkları Şey ne kadar Kötü, bir bilselerdi.
002.103-Ve eğer onlar, inansalar ve
sakınsalardı, Sevab Allah katında gerçekten daha Hayırlı olurdu, bir
bilselerdi.
XII13 104-112 Eski
Kitapların Neshi
002.104-Ey
inananlar! "Raina/ Bizi güt/ bizi gözet /bize bak"
demeyin. "Unzurna/ bizi gözet/ bize bak /bize bakar mısın" deyin ve
dinleyin. Kafirler için Acıklı/ Elim bir Azab vardır.
002.105-
Kitap Ehli'nden küfredenler ve
Müşrikler, Rabb'inizden üzerinize bir Hayr’ın indirilmesini arzu
etmezler. Allah ise, dilediğine Rahmet’ini tahsis eder. Allah Büyük
Fadl-sahibi’dir.
002.106-Biz,
ondan daha Hayırlı’sını veya bir benzerini getirinceye dek hiç bir Ayet’i
neshetmez veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten Herşey’e
Güçyetiren'dir.
2.107- Bilmez misin ki, gerçekten Gökler’in ve Yer’in
Mülkü Allah'ındır. Ve sizin Allah'tan başka Veliniz/ Koruyucunuz da Yardımcınız
da yoktur.
002.108-Yoksa
daha önce Musa'nın sorguya çekildiği
gibi, siz de Elçi’nizi sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Kim İman’ı
Küfr’e değişirse, artık o Düz-yol’dan sapmış olur.
002.109-Kitap
Ehli'nden çoğu, kendilerine Gerçek Apaçık Belli olduktan sonra, kendilerini
(kuşatan) Kıskançlık’tan/ Hased’den dolayı, İman’ınızdan sonra sizi Küfr’e
döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah'ın
emri gelinceye kadar onları bırakın/ afvedin ve ilişmeyin/. Elbette
Allah, Herşey’e Güçyetiren'dir.
002.110-Salat’ı
iqame edin, Zekat’ı verin. Önceden kendiniz için Hayır olarak neyi taqdim ederseniz,
onu Allah katında bulacaksınız. Elbette Allah, yapmakta olduklarınızı
Gören'dir.
002.111-Dediler
ki: "Yahudi veya Hrıstiyan olmadıkca ,kimse Bahçe'ye giremez. "Bu
onların Kuruntular’ıdır/ Emaniyye. De
ki: "Eğer Doğru’ysanız/Sadıq’sanız Burhan’ınızı getirin."
002.112-Aksine,
kim İyilikyapıcı/Muhsin olarak Yüz’ünü Allah'a teslim ederse, artık
onun Rabb'i katında Ecr’i vardır. Onlar
için Korku yoktur ve onlar hüzünlenmeyeceklerdir.
XIII14 113-121 İslamiyetin
Mükemmel rehberliği
002.113-Yahudiler
dedi ki:"Hristiyanlar bir Şey üzerinde değillerdir.", Hristiyanlar
da: "Yahudiler bir Şey üzerinde değillerdir." dediler.
Oysa onlar, Kitab'ı tilavet ediyorlar. Bilmeyenler de, onların
söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, Qıyamet Günü anlaşmazlığa
düştükleri/ihtilaf ettikleri Şey’de aralarında hüküm verecektir.
002.114-Allah'ın
Mescidleri'nde O'nun İsm’inin anılmasını engelleyen ve onların Harab’ına
çabalayan/ sa’yeden’den daha Zalim kimdir?
Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar
için Dünya’da bir Aşağılanma/Hizyun, Ahiret'te de Büyük bir Azab vardır.
002.115-Doğu da, Batı
da Allah'ındır. Her nereye dönerseniz/yönelirseniz Allah'ın Yüz’ü oradadır.
Elbette Allah, Kuşatan'dır/ Geniş'dir ve Bilen'dir.
002.116-Dediler ki:
"Allah Veled edindi." O, Subhan'dır'. Aksine, Gökler’de ve Yer’de her
ne varsa O'nundur, Tümü/hepsi O'na gönülden boyun eğmişlerdir.
002.117-Gökler’i ve
Yer’i Yaratan'dır (b-d-a). O, bir İş’in
olması belirleyince , ona yalnızca
"ol" der, o da oluverir.
002.118-Bilgisizler,
dediler ki: "Allah bizimle konuşmalı veya bize de bir Ayet gelmeli değil
miydi?" Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini
söylemişlerdi. Qalpler’i birbirine benzeşti. Biz, yaqînen-inanan bir
Qavm’e Ayetler’i Apaçık beyan ettik.
002.119-Elbette Biz
Seni bir Müjdeci ve bir Uyaran olarak Haqq ile gönderdik. Sen Cahim
Ashabı'ndan Sorumlu değilsin.
002.120-Sen onların
Milletlerine uymadıkca, Yahudi ve Hristiyanlar Sen’den Kesinlikle Hoşnut
olmazlar. De ki: "Elbette Hidayet/hüda, Allah'ın
Hidayeti'dir." Eğer sana gelen bunca İlim’den sonra onların Hevalar’ına
uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir Veliy/ Koruyan vardır ne de bir
Yardımcı vardır.
002.121-Kendilerine
verdiğimiz Kitab'ı Haqq bir Tilavet’le tilavet edenler, işte O'na inananlar
bunlardır. Kim de O'nu tekfir ederse, artık onlar kaybedenlerdir.
XIV15 122-129 İbrahim'in
sözleşmesi
002.122-Ey
İsrailoğulları! Size bağışladığım/en'am ettiğim Ni’met’imi ve sizi
Alemler’e elbette tafdil ettiğimi anın/
hatırlayın.
002.123-Ve
Hiçkimse’nin Hiçkimse’ye bir Şey ödeyemeyeceği, Hiçkimse’den bir Fidye
alınmayacağı ve Hiçkimse’den bir Şefaat’ın qabul edilmeyeceği ve Yardım
görülmeyeceği bir Gün’den sakının.
002.124-Hani
Rabb'i, İbrahim'i birtakım Kelimeler’le
denemişti. O da bunları yerine
getirmişti. "Seni elbette İnsanlar’a İmam kılacağım" demişti.
"Ya Zürriyet’imden olanlar?" deyince "Zalimler benim Ahd’ime
erişemez /nail olamaz" demişti.
002.125-Hani
Biz Ev'i İnsanlar için bir Toplanma/Mesabe ve Güvenlik/Eminlik kıldık. "İbrahim'in Maqamı'nı Musalla edinin",İbrahim ve İsmail'e de,
"Evi'mi tavaf edenler, itikaf’a çekilenler ve Ruqu ve Secde
edenler için temizleyin/tathir" diye Ahid verdik.
002.126-Hani
İbrahim: "Rabb'im, bu Belde'yi
bir Güvenlik-yeri kıl ve Ehli'nden Allah'a ve Son Gün’e inananları Ürünler’le
rızıqlandır" demişti de "Küfredeni de az bir Süre yararlandırır,
sonra onu Ateş Azabı’na uğratırım. O ne Kötü bir Aqıbet/Dönüş’tür." demişti.
002.127-İbrahim, İsmail'le birlikte Ev'in
Sutunları’nı yükselttiğinde
(demiştilerdi ki) "Rabb'imiz! Bizden qabul et, Elbette Sen
İşiten'sin ve Bilen'sin."
002.128-"Rabb'imiz!
İkimizi sana teslim olmuş kıl ve Zürriyet’imizden da sana teslim olmuş bir
Ümmet. Bize Menasıq’ı göster ve Tevbe’mizi qabul et. Elbette Sen
Tevbekabuleden'sin ve Esirgeyen'sin."
002.129-"Rabb'imiz!
İçlerinden onlara bir Elçi ba'set, onlara Ayetler’ini tilavet etsin,
Kitab'ı ve Hikmet'i öğretsin ve onları arındırsın. Elbette Sen Aziz'sin,
Hakim'sin."
XV16 130-141 İbrahim'in
Dini
002.130-Kendini
Aşağılık/Sefih kılandan başka, İbrahim'in
Milleti'nden kim yüz çevirir(r-g-b)? Andolsun, Biz O'nu Dünya’da seçtik
(istafa), gerçekten O Ahiret'e de Salihler’dendir.
002.131-Rabb'i
O'na: "Teslim ol" deyince "Alemler’in Rabb'ine teslim
oldum" demişti.
002.132-Bunu
İbrahim, Oğullar’ına vasiyet etti, Ya’qub da: " Ey
Oğullarım! Elbette Allah sizlere bu Din’i seçti (İstefa), siz de ancak Müslüman
olarak ölün" (demişti.)
002.133-Yoksa
siz, Ölüm Ya’qub'a hazırlandığında,
orada Şahidler miydiniz? O, Oğullar’ına: "Ben’den sonra kime kulluk
edeceksiniz?" demişti de, onlar: "Senin İlah'ına ve
Babaların İbrahim, İsmail ve İshaq'ın İlah'ı olan Tek bir İlah'a
kulluk edeceğiz, bizler ona teslim olmuşlarız" demişlerdi.
002.134-Onlar
bir Ümmet’ti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin
kazandıklarınızda sizedir. Siz, onların yaptıklarından Sorumlu
tutulmayacaksınız. "
002.135-Dediler
ki: "Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayet’e eresiniz." De ki:
"Aksine, Hanif İbrahim'in
Millet’i üzerindeyiz. O Müşrikler'den değildi.
002.136-Deyin
ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim,
İsmail, İshaq, Ya’qub ve Torunlar’ına
indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile Nebiler'e
Rabb'lerinden verilene inandık. Onlardan hiçbiri’ni diğerinden ayırmayız ve biz
O'na teslim olmuşlarız."
002.137- Eğer onlar da sizin inandığınız gibi
inanırlarsa, elbette ihtida etmiş olurlar, yok eğer yüz çevirirlerse ,onlar
elbette bir Ayrılık/Şikak içindedirler.
Onlara karşı Allah sana yeter. O
İşiten'dir, Bilen'dir.
002.138-Allah'ın
Boyası. Allah'tan daha Güzel Boyası olan kim? Biz O'na kulluk
edenleriz.
002.139-De
ki: "O bizim de Rabb'imiz ,sizin de Rabb'iniz iken bizimle Allah hakkında
tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim Eylemlerimiz bizim, sizin
Eylemleriniz de sizindir. Biz, O'na Muhlis olanlarız."
002.140-Yoksa
siz, gerçekten İbrahim'in, İsmail'in, İshaq'ın, Ya’qub'un ve
Torunlar’ının Yahudi veya Hristiyan
olduklarını mı söylüyorsunuz: De ki: "Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa
Allah mı? Allah'tan kendisinde olan bir Şehadet’i ketmedenden daha
Zalim olan kimdir? Allah yaptıklarınızdan
Gafil değildir.
002.141-Onlar
bir Ümmet’ti, gelip geçti. Kazandıkları onların, kazandıklarınız da sizindir.
Siz, onların yaptıklarından Sorumlu değilsiniz.
XVI17 142-147 Kabenin
Kıble Oluşu
002.142-İnsanlar’dan
Bazı Sefihler:" Onları daha önce üzerinde bulundukları Qıbleler’inden çeviren nedir?” diyecekler. De ki: "Doğu'da,
Batı'da Allah'ındır. Kimi dilerse Müstaqim Yol’a iletir.
002.143-Böylece
Biz sizi, İnsanlar’a Şahid olmanız için Vasat/ Uygun bir Ümmet kıldık. Elçi'de
üzerinize bir Şahid olsun. Senin üzerinde -bulunduğunu Qıble
yapmamız, Elçi'ye uyanları, İki Topuğu üzerinde gerisin geri
Dönenler’den ayırtetmek içindir. Doğrusu/ Gerçi bu Allah'ın Hidayet’e
ulaştırdıklarının dışında kalanlar için
Büyük’tür. Allah, İman’ınızı boşa çıkaracak değildir. Elbette Allah, İnsanlar’a
Şefkatli'dir, Esirgeyen'dir.
002.144-Biz,
Senin Yüzünü çok defa Sema’ya doğru çevirdiğini görüyoruz. Şimdi
elbette Seni Hoşnud olacağın Qıble’ye çeviriyoruz. Artık Yüz’ünü Mescid-i Haram
Yönü’ne çevir. Her nerede bulunursanız, Yüz’ünüzü onun Yön’üne
çevirin. Elbette kendilerine Kitab verilenler bunun Rabb'lerinden
bir Gerçek olduğunu bilirler. Allah
yaptıklarınızdan Gafil değildir.
002.145-Andolsun,
Sen kendilerine Kitap-verilenler’e her Ayet’i getirsen, yine de Onlar senin
Qıble’ne uymaz, Sen de Onların Qıbleler’ine uyacak değilsin. Onlardan bir
kısmı, bir kısmının Qıble’sine de uymaz. Andolsun, eğer Sana gelen bunca İlim’den
sonra Onların Heva’larına uyacak olursan, elbette Sen de Zalimler’den olursun.
002.146-Kendilerine
Kitap verdiklerimiz, O'nu, Oğullar’ını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir Fırqa
bildikleri halde elbette Gerçeği ketmederler.
002.147-Haqq
Rabb'indendir. O halde Sakın Kuşkulananlar’dan (mümterin) olma.
XVII18 148-152 Kabenin
Kudsiyeti
002.148-Herkesin
Yüz’ünü kendisine doğru çevirdiği bir Yön/Viche vardır. Öyleyse
Hayırlar’da birbirinizle yarışınız/ koşuşunuz. Her nerede olursanız,
Allah sizleri bir araya getirecektir .Elbette Allah, Herşey’e Güçyetiren'dir.
002.149-Her
nereden çıkarsan, Yüz’ünü Mescid-i Haram Yönü’ne çevir. Elbette bu Rabb'inden
olan bir Haqq'tır. Allah yaptıklarınızdan Gafil değildir.
002.150-Her
nereden çıkarsan, Yüz’ünü Mescidi Haram Yönü’ne çevir. Her nerede
olursanız Yüz’ünüzü onun Yönüne çevirin/döndürün. Öyleki, onlardan
Zulmedenler’in dışında İnsanlar’ın size
karşı Huccetler’i olmasın. Onlardan korkmayın(h-ş-y), Ben’den
korkun, üzerinizdeki Ni’met’imi tamamlayayım, hidayet’e erersiniz
diye.
002.151-Öyleki
içinizden kendinizden size Ayetler’imizi tilavet edecek, Sizi arındıracak, Size
Kitab ve Hikmet'i öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek/ belletecek bir Elçi
göndendik.
002.152-Öyleyse
Beni anın/zikredin, Ben de Sizi anayım
ve Bana şükredin ve küfretmeyin.
XVIII19 153-163 Katlanılacak
Zahmetler
002.153-Ey
İnananlar! Sabır’la ve Salat’la Yardım dileyin. Gerçekten Allah,
Sabredenler’le beraberdir.
002.154-Ve
sakın Allah Yolu’nda öldürülenlere "Ölüler" demeyin. Aksine Onlar
Diri’dirler. Fakat Siz bunu şuuredemezsiniz.
002.155-Andolsun
Biz Sizi bir Parça Korku, Açlık ve bir Parça Mallar’dan, Canlar’dan ve
Ürünler’den eksiltmekle İmtihan edeceğiz. Sabeedenler’e müjdele.
002.156-Onlara
bir Musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a aidiz ve
Elbette O'na Dönücüler’iz"
002.157-Rabb’lerinden
Bağışlanma ve Rahmet bunların üzerinedir ve Hidayet’e erenler de bunlardır.
002.158-Şüphesiz,
Safa ile Merve Allah'ın İşaretleri’ndendir. Böylece kim Ev'i hacceder veya Umre
yaparsa, artık bu ikisini Tavaf etmesinde kendisi için bir Sakınca yoktur.
Kim de Gönül’den bir Hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah,
Şükr’ün Karşılığını verendir, Bilen'dir.
002.159-Gerçek,
apaçık Belgeler’den indirdiklerimizi ve İnsanlar için Kitap'ta açıkladığımız
Hidayet’i gizlemekte olanlar, işte Onlar’a, hem Allah la’net eder, hem de
La’net ediciler la’net eder.
002.160-Ancak
Tevbe edenler, (kendilerini) düzeltenler ve O’nu açıklayanlar, artık onların Tevbeler’ini
qabul ederim. Ben, Tevbeler’i qabul ederim, Rahim'im.
002.161-Elbette,
küfredip Kafir olarak ölenler, Allah'ın, Melekler’in ve bütün İnsanlar’ın
La’net’i bunların üzerinedir.
002.162-Onda
Temelli Kalıcı’dırlar, Onlar’dan Azab hafifletilmez ve Onlar gözetilmezler de.
002.163-Sizin
İlah'ınız Tek bir İlah'tır. O'ndan başka hiçbir İlah yoktur.O, Rahman'dır,
Rahim'dir.
XIX20 164-167 Vahdaniyetin
galebesi
002.164-Gerçek
şu ki, Gökler’in ve Yer’in yaratılmasında Gece ile Gündüz’ün ardarda gelmesinde, İnsanlar’a Yararlı Şeyler’le
Deniz’de yüzen /süzülen Gemiler’de, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle
Ölüm’ünden sonra Arz’ı dirilttiği Su’da , orada yaydığı debelenen Her Canlı’da,
Rüzgarlar’ı estirmesinde, Gök’le Yer arasında Boyun eğdirilmiş Bulutlar’ı
evirip çevirmesinde/döndürmesinde düşünen bir Topluluk için gerçekten Ayetler
vardır.
002.165-İnsanlar
içinde/arasında Allah'tan başkasını Endad tutanlar vardır. Onları
Allah'ı sever gibi severler. İman edenler’in Allah'a olan Sevgi’si ise, daha Güçlü’dür.
O zulmedenler, Azab’a uğrayacakları zaman, hiç tartışmasız Bütün Quvvet’in
Tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği Azab’ın gerçekten Şiddetli
olduğunu bir bilselerdi.
002.166-Öyle
ki (o gün) kendilerine Uyulanlar, kendilerine Uyanlar’dan kaçmışlardır.
Onlar Azab’ı görmüşlerdir ve aralarındaki Bütün Bağlar kopmuştur.
2.167- Uyanlar derler ki: "Eğer bize bir kere
(dönme) Fırsat’ı verilseydi elbette,
onların Biz’den uzaklaştıkları gibi, Biz de onlar’dan uzaklaşsaydık. "Böylece
Allah, onlar’a bütün yaptıklarını Kahırlı Özlemler’le/ Pişmanlık’la
gösterecektir. Ve Onlar Ateş’ten de çıkacak değillerdir.
XX21 168-176 Haram
Olan Yiyecekler
002.168-Ey
İnsanlar, Yer’de olan Şeyleri Helal ve Temiz olarak yiyin ve Şeytan’ın Adımları’nı izlemeyin. Gerçekte
o Sizin için Apaçık bir Düşman’dır.
002.169-O,
size yalnızca Kötülüğü, Fahşa’yı ve Allah'a karşı bilmediğiniz Şey’i
söylemenizi emreder.
002.170-Ne
zaman Onlar’a: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar:"
Hayır, Biz Atalar’ımızı üzerinde bulduğumuz Şey’e uyarız." derler.
Ya Atalar’ınız düşenememiş ve Doğru Yolu da bulamamışlarsa da mı?
002.171-Küfredenler’i
(Davet edeni)n Örneği;
Haykıran’ın/Çoban’ın Örneği gibidir. Çağırma ve Bağırma’dan başka bir
Şey’i duymazlar. Onlar, Sağır’dırlar, Dilsiz’dirler, Kör’dürler. Bundan dolayı
aqıl erdiremezler.
002.172-Ey
İman edenler, Size Rızıq olarak verdiklerimizin Temiz olanlarından yiyin ve
yalnızca O'na kulluk ediyorsanız, Allah'a şükredin.
002.173-O,
size Ölü’yü ,Kan’ı, Domuz Eti’ni ve Allah'tan başkası Adına kesilmiş olan’ı
kesin olarak Haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak Muhtaç
kalırsa, Taşkınlık yapmamak ve Hadd’i aşmamak şartıyla O’na bir Günah yoktur.
Gerçekten Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
002.174-Allah'ın
indirdiği Kitap'tan bir Şey’i gözardı edip saklayanlar ve onunla Değer’i az bir
Şey’i satın alanlar, onların yedikleri, Karınlar’ında Ateş’ten başkası
değildir. Allah da Qıyamet Günü Onlar’la konuşmaz ve Onlar’ı
arındırmaz. Ve Onlar için Elim bir Azab da
vardır.
002.175-Onlar,
Hidayet’e Karşılık Dalalet’i, Bağışlanma’ya Karşılık Azab’ı satın almışlardır.
Ateş’e Karşı ne kadar Dayanıklı’dırlar.
002.176-Bu,
Allah'ın Kitab’ı Elbette Haqq olarak indirmesindendir. Kitap
Konusu’nda anlaşmazlığa düşenler ise Uzak bir Ayrılık (Şikak) içindedirler.
XXI22 177-182 Kısas
ve Vasiyet
002.177-Yüzler’inizi
Doğu’dan ve Batı’dan yana çevirmeniz Birr değildir. Ama Birr, Allah'a, Ahiret
Günü'ne, Melekler’e, Kitab'a ve Nebiler’e iman eden, ona olan Sevgiler’ine
rağmen, Mal’ı Yakınlar’a, Yetimler’e, Yoksullar’a , Yoloğlu’na, Dilenen’e ve
Köleler’e veren, Salat’ı kılan, Zekat’ı veren ve ahidleştiklerinde Ahidler’ine
Vefa gösterenler ile Zor’da, Hastalık’ta ve Savaş’ın kızıştığı Zamanlar’da
Sabredenler (inkidir). İşte bunlar Sadıqlar’dır ve bunlardır Müttaqî olanlar.
002.178-Ey
İman edenler, Öldürülenler Konusunda
Size Qısas yazıldı. Hürr'e karşı Hürr, Köle’ye karşı Köle, Dişi’ye karşı
Dişi. Fakat kimin Leh’inde Kardeş’i
tarafından (Suçunun bir kısmı) bağışlanırsa, artık Örf’e
uymak ona Güzellikle (Diyet) ödemek düşer. Bu Rabb’inizden bir
Hafifletme ve bir Rahmet’tir. Artık kim de bundan sonra Tecavüz’de bulunursa,
onun için Elem Verici bir Azab vardır.
002.179-Ey
Ulu’l-Elbab, Qısas’ta Sizin için Hayat vardır, Umulur ki
sakınırsınız.
002.180-Siz’den
birine Ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir Hayır bırakmışsa, Ana’ya,
Baba’ya ve Yakın Aqraba’ya bilinen bir tarzda Vasiyet’te bulunması -Allah'a
karşı gelmekten Sakınanlar’a bir Haqq olarak; Size yazıldı.
2.181- Bundan böyle kim onu işittikten sonra değiştirirse,
Günah’ı elbette onu değiştirenin üzerinedir. Elbette Allah
İşiten'dir, Bilen'dir.
002.182-Bunun
yanında, kim, Vasiyet edenin Haqsızlığa Eğilim göstereceğinden ya da Günah’a
gireceğinden korkup da ikisinin arasını düzeltirse, artık ona da Günah yoktur.
Gerçekten Allah, Gafur’dur, Rahim’dir.
XXIII 183-188 Oruc
002.183-Ey
İman edenler, Siz’den öncekilere yazıldığı gibi, Oruç Size de yazıldı. Umulur
ki sakınırsınız.
002.184-Sayılı
Günler’dedir. Artık Siz’den kim Hasta ya da Yolculuk’ta olursa tutamadığı
Günler sayısınca başka Günler’de. Ona dayanabilenlerin üzerine de
bir Yoksul Doyumu Fidye. Kim Gönül’den bir Hayır yaparsa bu da
kendisi için Hayırlı’dır. Oruç tutmanız eğer bilirseniz Sizin için Daha
Hayırlı’dır.
002.185-Şehr-u
Ramazan. İnsanlar için Hidayet olan ve Doğru Yolu ve Haqq ile Batıl’ı
birbirinden ayıran Apaçık Belgeleri kapsayan Qur'an onda indirilmiştir. Öyleyse
Siz’den kim bu Ay’a (Şehr) Şahid olursa onu tutsun. Kim de Hasta veya
Yolculuk’ta olursa, tutamadığı Günler Sayı’sınca diğer Günler’de. Allah
Size Kolaylık diler, Size Zorluk dilemez. Bu Sayı’yı tamamlamanız ve Sizi
Hidayet’e ulaştırmasına karşılık Allah'ı Büyük tanımanız içindir. Umulur ki
şükredersiniz.
002.186-Kullarım
Beni Sana soracak olursa, işte Ben pek Yakın’ım. Bana dua ettiği zaman dua
eden’in Dua’sına Cevap veririm. Öyleyse, Onlar da Benim Çağrım’a Cevap
versinler ve Bana İman etsinler. Umulur ki irşad olurlar.
002.187-Oruç
Gecesi’nde Kadınlar’ınıza yaklaşmak Size Helal kılındı. Onlar, Sizin
Örtüler’iniz, Siz de onların Örtü’süsünüz. Allah, gerçekten Sizin,
Nefisler’inize İhanet etmekte olduğunuzu bildi ,Tevbe’nizi qabul etti ve Sizi
bağışladı. Artık onlar’a yaklaşın ve Allah'ın Sizin için yazdıklarını dileyin.
Fecr Vakti, sizce Beyaz İplik Siyah İplik’ten ayırdedilinceye kadar
yiyin, için. Sonra Gece’ye kadar Oruc’u tamamlayın. Mescidler’de
İtikaf’ta olduğunuz zamanlarda da Onlar’a yaklaşmayın. Bunlar,
Allah'ın Sınırları’dır. Onlara yanaşmayın. İşte Allah, İnsanlar’a Ayetler’ini
böylece açıklar, umulur ki sakınırlar.
002.188- Mallar’ınızı Haqsızlık’la aranızda yemeyin
ve Siz bile bile Günah’la İnsanlar’ın Malları’ndan bir Bölümü’nü yemeniz için
onları Hakimler’e aktarmayın.
XXIII24 189-196 Müdafaa harbi
002.189-Sana,
Hilaller’i sorarlar. De ki:" O, İnsanlar ve Hacc için belirlenmiş
Vakitler’dir. Birr, Evler’e
arkalarından gelmeniz değildir, ama Birr sakınanlar’ınkidir. Evler’e
Kapıları’ndan girin. Allah'tan sakının, umulur ki Kurtuluş’a erersiniz.
002.190-Sizin’le
Savaşanlar’a karşı Allah Yolu’nda savaşın, aşırı gitmeyin. Elbette Allah
Aşırı-gidenler’i sevmez.
2.191- Onları, (Savaş’ta) bulduğunuz Yer’de öldürün ve
Sizi çıkardıkları Yer’den Siz de Onlar’ı çıkarın. Fitne, Öldürme’den
Beter’dir. Onlar Size karşı savaşıncaya kadar Siz, Mescid-i Haram
yanında orada onlar’la savaşmayın. Sizin’le savaşırlarsa Siz de
Onlar’la savaşın. Kafirler’in Ceza’sı işte böyledir.
002.192-Onlar,
son verirlerse ( Siz de son verin).Şüphesiz Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
002.193-Fitne
kalmayıncaya ve Din Allah'ın oluncaya kadar onlar’la savaşın. Eğer
vazgeçerlerse, artık Zulum yapanlardan başkasına Düşmanlık yoktur.
002.194-Haram
Ay, Haram Ay’a Karşılık’tır. Hürmetler Karşılıklı’dır. Öyleyse kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz
de ona saldırın. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki kesinlikle Allah,
Muttaqiler’le beraber’dir.
002.195-Allah
Yolu’nda infaq edin ve kendinizi kendi El’inizle Tehlike’ye atmayın. İhsan
edin. Elbet Allah Muhsinler’i sever.
XXIV25 197-210 Hac
002.196-Hacc’ı
da, Umre’yi de Allah için tamamlayın. Eğer kuşatılırsanız, artık Size Kolay
gelen Hedy’i (gönderin). Qurban Yeri’ne varıncaya kadar Başlar’ınızı Traş
etmeyin. Kim Siz’den Hasta ise ya da Baş’ından Şikayet’i varsa, onun
ya Oruç ya Sadaqa veya Hedy olarak Fidye (vermeli). Güvenliğe
kavuşursanız, Hacc’a kadar Umre ile yararlanmak isteyene, kolayına
gelen bir Hedy. Bulamayana da, Hacc’da üç Gün, döndüğünüzde de yedi
olmak üzere, bunlar tamı tamına On Oruç var’dır. Bu Ailesi Mescid-i Haram'da
olmayanlar için’dir. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, Cezası kesinlikle pek Çetin-olan’dır.
002.197-Hacc,
Bilinen Aylar’dır. Böylelikle kim onlarda Hacc’ı farzederse, Hacc’da
Kadın’a yaklaşmak, Fısq yapmak ve Kavga’ya girişmek yok’tur. Siz,
Hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, kuşkusuz, Azığın en
Hayırlısı Taqwa’dır. Ey Ulu’l-Elbab, Ben’den ittiqa edin.
002.198-Rabb’inizden
bir Fazl istemenizde size Sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte indiğinizde Allah'ı, Meş'ar'ı
Haram'da anın. O Sizi nasıl Doğru Yol’a hidayet etmişse, Siz de O'nu
anın. Gerçek şu ki, siz bundan önce Dalalet’te olanlardandınız.
002.199-Sonra
insanlar’ın akın ettiği Yer’den Siz de akın edin ve Allah'tan Bağışlanma
dileyin. Şüphesiz Allah Gafur'dur. Rahim'dir.
002.200-İbadetler’inizi
bitirdiğinizde, artık Atalar’ınızı andığınız gibi hatta ondan da Quvvetli bir
Anma ile Allah'ı anın. İnsanlar’dan öylesi vardır ki:
"Rabb'imiz bize Dünya’da ver" der, onun Ahiret’te Nasib’i yok’tur.
002.201-Onlar’dan
öylesi de vardır ki: "Rabb'imiz, bize Dünya’da da Hasene ver, Ahiret'te de
Hasene. Ve bizi Ateş’in Azabı’ndan koru." der.
002.202-İşte
bunların kazandıklarına Karşılık Nasibler’i var’dır. Allah, Hesab’ı pek Seri
Gören’dir.
002.203-Sayılı
Günler’de Allah'ı anın. İki Gün’de Elini Çabuk tutana Günah Yok’tur, Geri
kalan’a da Günah yok’tur.(Bu) sakınan için. Allah'tan ittiqa edin ve gerçekten
bilin ki, Siz O'na döndürüleceksiniz.
002.204-İnsanlar’dan
öylesi vardır ki, Dünya Hayatı’na ilişkin Sözler’i Senin hoş’una
gider ve Qalb’indekine rağmen Allah'ı
Şahid getirir; oysa o Azılı bir Düşman’dır.
002.205-O,
İş Başı’na geçti mi Arz’da fesat çıkarmaya, Ekin’i ve Nesli Helak etmeye
çabalar. Allah ise Fesad’ı sevmez.
002.206-O’na:
"Allah'tan kork" denildiği zaman, O’nu Büyüklük Gururu Günah’a
sürükleyerek kuşatır. Böylesine Cehennem yeter; ne kötü Yatak’tır o.
002.207-İnsanlar’dan
öylesi de vardır ki, Allah'ın Rızası’nı aramak
için Nefs’ini Satın alır. Allah Kullar’ına karşı Şefkatli
olan’dır.
002.208-Ey
İman edenler, hepiniz Topluca Silm'e girin ve Şeytan’ın Adımları’nı izlemeyin. Çünkü o, Size Apacık bir
Düşman’dır.
002.209-Size,
apaçık Ayetler geldikten sonra yine Ayağınız kayarsa, bilin ki Allah, Aziz'dir,
Hakim'dir.
002.210-Onlar,
Bulut Gölgeleri içinde Allah'ın
Melekler’le Onlar’a gelmesini ve İş’in bitirilmesini mi gözlüyorlar?
Oysa İşler Allah'a döner.
XXV26 211-216 Mü'minlerin
Uğradıkları Mihnetler
002.211-İsrailoğulları’na sor, Onlar’a nice Açık Ayet
verdik. Kendilerine geldikten sonra kim Allah'ın Ni’meti’ni değiştirirse,
elbette Allah, Ceza’sı pek Şiddetli olan’dır.
002.212-İnkar
edenler’e Dünya Hayatı Çekici kılındı. Onlar, İman edenler’den
kimileriyle alay ederler. Oysa Mutteqîler, Qıyamet Günü onlar’ın üstündedirler.
Allah, dilediğine Hesapsız Rızıq verir.
002.213-İnsanlar
Tek bir Ümmet’ti. Allah, Müjdeciler ve Uyarıcılar olarak Nebiler
gönderdi ve beraberlerinde İnsanlar’ın anlaşmazlığa düştükleri Şeyler
Konusunda, aralarında Hüküm vermek üzere Haqq Kitaplar indirdi. Oysa
kendilerine Apaçık Ayetler geldikten sonra , birbirlerine karşı olan Bağy
yüzünden Anlaşmazlığa düşenler, o verilenlerden başkası değildir.
Böylece Allah, İman edenleri, hakkında Ayrılığa düştükleri Gerçeğe kendi
İzniyle eriştirdi. Allah kimi dilerse onu Doğru’ya iletir.
002.214-Yoksa
Siz’den önce gelip geçenlerin Hal’i, başına gelmeden Bahçe'ye gireceğinizi mi
sandınız? Onlar’a öyle bir Yoksulluk, öyle dayanılmaz bir Zorluk
çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda Elçi ve beraberindeki Mü'minler’le:
" Allah'ın Yardım’ı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin.
Elbette Allah'ın Yardım’ı pek Yakın’dır.
002.215-Sana
neyi İnfaq edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayır olarak İnfaq edeceğiniz
şey, Anne-baba’ya, Yakınlar’a, Yetimler’e, Yoksullar’a ve Yoloğlu’nadır. Hayır
olarak her ne yaparsanız; Allah onu
elbette bilir."
002.216-Savaş
,hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı. Olurki hoşunuza gitmeyen bir Şey,
Sizin için Hayırlı’dır ve olur ki, sevdiğiniz Şey de Sizin için bir Şerr’dir. Allah bilir de Siz bilmezsiniz.
XXVVII27 217-221 Çeşitli
Meseleler
002.217-Sana
Haram olan Ay’ı, onda Savaşma’yı sorarlar. De ki:" Onda savaşmak Büyük
(bir şey). Allah katında ise, Allah'ın Yolu’ndan alıkoymak, onu
inkar etmek, Mescid-i Haram'a engel olmak ve Halq’ını oradan çıkarmak daha
Büyük. Fitne ise, Qatil’den Beter’dir." Eğer güç yetirirlerse, Sizi
Din’inizden geri çevirinceye kadar sizin’le Savaşma’yı sürdürürler. Siz’den kim
Dininden geri döner ve Kafir olarak ölürse, artık Onların bütün Çalışmaları
Dünya’da da Ahiret'te de boş’a çıkmıştır ve Onlar Ateş’in Halkı’dırlar, onda
Sürekli kalacaklardır.
002.218-Elbette
İman edenler, Hicret edenler ve Allah Yolu’nda Cihad edenler, işte
onlar, Allah'ın Rahmeti’ni umabilirler. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
002.219-Sana
Hamr’ı ve Kumar’ı sorarlar. De ki: "Onlarda hem Büyük Günah, hem
İnsanlar için Yararlar var’dır. Ama Günahlar’ı Yararları’ndan daha Büyük’tür.
Ve Sana neyi infaq edeceklerini sorarlar. De ki: "( İhtiyaç’tan )
Artakalan’ı." Böylece Allah, size Ayetler’ini açıklar, umulur ki
düşünürsünüz.
002.220-Hem
Dünya’da hem Ahiret'de. De ki: " Onları ıslah etmek Hayırlı’dır. Eğer
Onlar’ı aranıza katarsanız, artık onlar Sizin Kardeşleriniz’dir. Allah
fesat çıkaranı Islah edici’den bilir. Eğer Allah dileseydi Size Güçlük çıkarırdı.
Elbette Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
XXVIII28 222-228 Kadınların
Özel Halleri ve İddet
002.221-Müşrikeler’i
İman edene dek niqahlamayın; Mü’mine bir Emeh
hoş’unuza gitse de Müşrike’den Hayırlı’dır. Müşrikler’i de nikahlamayın
ta İman edene dek. Mü'min bir Abd (Köle) hoş’unuza gitse de Müşrik’ten daha
Hayırlı’dır. Onlar Ateş'e çağırırlar, Allah ise kendi İzni’yle
Bahçe'ye ve Mağfiret’e çağırır. O iİnsanlar’a Ayetler’ini açıklar. Umulur
ki Öğüt alırlar.
002.222-Sana Mehiz'i (ayhali) sorarlar. De ki: "O bir
Eza’dır/ Rahatsızlık’tır. Ayhali’nde Kadınlar’dan ayrılın ve
temizleninceye kadar /ondan kurtulana dek onlar’a yaklaşmayın. Temizlendiklerinde,
Allah'ın Size emrettiği Mahal’den Onlar’a gidin/ varın. Elbette
Allah, Tevbe edenler’i sever, Temizlenenler’i de /Arınanlar’ı da
sever.
002.223-Kadınlar’ınız Hars’dır size. Hars’nıza
dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için (bir şeyler) taqdim edin. Allah'tan da
ittiqa edin ve bilin ki elbette O'na kavuşacaksınız. Mü'minler’i müjdele.
002.224-Bir
de İyilik yapmanız, sakınmanız ve İnsanlar’ın arasını düzeltmeniz için Allah'ı
Yeminler’inize Siper kılmayın. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
002.225-Allah Sizi, Yeminler’inizdeki
Lağv'den dolayı sorumlu tutmaz, fakat Sizi Qalpler’inizin
kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah Gafur'dur, Halim'dir (yumuşak
davranandır.)
XXIX
29 229-231 Talak
002.226-Kadınlar’ından
uzaklaşmaya Yemin edenler için Dört Ay Bekleme Süresi var’dır. Eğer
(yeminlerinden) dönerlerse, Elbette Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
002.227-Eğer
Boşama’da kararlı davranırsa (boşanırlar.)
Elbette Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
002.228-Boşanmış(kadın)lar
kendi kendilerine Üç Quru' beklerler. Eğer Allah'a ve Son Gün’e inanırlarsa
Allah'ın Rahimler’inde yarattığını saklamaları onlara Helal olmaz. Kocalar’ı,
bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada daha çok Haqq
Sahibi’dirler. Onlar’ın lehine de ,aleyhlerinde ki Ma’ruf Haqq’a
Denk bir Haqq var’dır. Yalnız Erkekler için Onlar üzerinde Derece (var). Allah
Aziz'dir, Hakimdir.
XXX
002.229-Talaq
İki defa’dır.(sonrası) ya Ma’ruf’la tutmak ya da İhsan’la bırakmak. Onlar’a
verdiğiniz bir Şeyi geri almanız Sizin için Helal olmaz, ancak
ikisinin Allah'ın Sınırları’nı Ayakta tutmayacaklarından korkmuş olmaları
(başka). Eğer ikisinin Allah'ın Sınırları’nı ayakta tutamıyacaklarından
korkarsanız, bu durumda (Kadının) Fidye vermesinde ikisi için de Günah yok’tur.
İşte bunlar, Allah'ın Sınırları’dır, onlara Tecavüz etmeyin. Kim Allah'ın
Sınırları’na Tecavüz ederse, Onlar Zalimler’in ta kendileridir.
002.230-Yine
O’nu boşarsa, (Kadın) O’nun dışında bir başka Eş’le nikahlanmadıkca O’na Helal
olmaz. Eğer (yeni eşi) O’nu boşarsa, Onlar (ilk Kocası ile kendisi) Allah'ın
Sınırları’nı ayakta tutacaklarını sanıyorlarsa, tekrar birbirlerine dönmelerinde
ikisi için de Günah yok’tur. İşte bunlar, Allah'ın Sınırları’dır,
bilen bir Topluluk için bunları açıklar.
002.231-Kadınlar’ı
boşadığınızda, Bekleme Süreleri’ni tamamlamışlarsa, Onlar’ı ya güzellik’le
tutun ya da güzellik’le bırakın. Fakat Sınırları çiğnemeniz için Zararlarına
olmak üzere Onlar’ı tutmayın. Kim böyle yaparsa artık O, kendi Nefsine
zulmetmiş olur. Allah'ın Ayetleri’ni Oyun edinmeyin ve Allah'ın size
verdiği, Ni’met’i ve Size Öğüt olsun diye indirdiği Kitab'ı ve Hikmet'i anın.
Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki Allah Herşey’i Bilen'dir.
XXXI30 232-235 Dul
ve Boşanan kadınlar
002.232-Kadınlar’ı
boşadığınızda, Bekleme Süreleri’ni de tamamlamışlarsa birbirleriyle Ma’ruf’ca
anlaşırlarsa Onlar’a, kendilerini Kocalar’ına nikahlamalarına Engel çıkarmayın.
İşte, içinizde Allah'a ve Son- Gün’e İman edenler’e bununla Öğüt verilir.
Bu Sizin için daha Hayırlı ve daha
Temiz’dir. Allah bilir de Siz bilmezsiniz.
002.233-Emzirme’yi
tamamlamak isteyenler için Anneler Çocuklar’ını İki tam Yıl emzirirler.
O(anne)lerin Yiyeceği, Giyeceği Örf’e uygun olarak, Çocuk kendisinin olana
ait’tir. Kimseye güç yetireceğinin dışında teklif edilmez. Anne, Çocuğu, Çocuk
kendisinin olan Baba da, Çocuğu dolayısıyla Zzrar’a uğratılmasın. Mirascı
üzerindeki Sorumluluk da bunun gibidir. Eğer aralarında Rıza ile ve
danışarak Süt’ten ayırmayı isterlerse, ikisi için de bir Güçlük yoktur.Ve eğer
Çocuklarınızı (Sütanne’ye) emzirtmek isterseniz, Örf’e uygun vereceğinizi
ödedikten sonra Size bir Sorumluluk yok’tur. Allah'tan İttiqa edin ve bilin ki,
Allah yapmakta olduklarınızı Gören'dir.
002.234-İçinizden Ölenler’in bıraktığı
Eşler, kendi kendilerine Dört Ay On Gün beklerler. Bu Bekleme Süresi
dolduğundan, artık Onlar’ın kendi haklarında Ma’ruf bir şekilde yaptıklarından dolayı
Size Sorumluluk yok’tur. Allah işlediklerinizden Haberdar'dır.
002.235-(İddet
bekleyen) Kadınlar’ı nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da böyle
bir İsteği Gönlünüzde saklamanızda Sizin için bir Sakınca yok’tur. Gerçekte
Allah, Sizin Onlar’ı anacağınızı bilmiştir. Sakın bilinen Sözler
dışında Onlar’la gizlice vaidleşmeyin, Bekleme Süresi tamamlanıncaya kadar
Nikah Bağı’nı bağlamaya kesin karar vermeyin. Ve bilin ki, elbette Allah
Qalb’inizden geçeni bilmektedir. Artık ondan kaçının. Ve bilin ki şüphesiz
Allah Gafur'dur, Halim'dir.
XXXI31 236-242 Kadınların
Nafakaları
002.236-Kendilerine
El sürmediğiniz, Mehirler’ini de tesbit etmediğiniz Kadınlar’ı boşamanızda
Sizin için bir Sakınca yok’tur. Onlar’ı yararlandırın, Zengin
olan kendi Gücü, Dar’da olan da kendi Gücü oranında, Ma’ruf bir şekilde
yararlandırılmalı. (Bu), Muhsinler üzerinde bir Haq’tır.
002.237-Eğer
onlara Mehir tespit eder de, El sürmeden boşarsanız, bu durumda kendileri ya da
Nikah Bağı Elinde olanın Bağışlaması hariç tespit ettiğinizin yarısı
onların’dır . Sizin bağışlamanız Taqwa’ya daha Yakın’dır. Üstünlüğü de
unutmayın. Elbette Allah, yapmakta olduklarınızı Gören'dir.
002.238-Salatlar’ı
ve Salat-ı Wusta’yı koruyun ve Allah'a
gönülden boyun Eğiciler olarak durun.
002.239-Eğer
korkarsanız Yaya veya Binek’te iken kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine
Allah'ı, Size bilmediklerinizi nasıl öğrettiyse öyle anın.
002.240-İçinizde
ölüp de Eşler bırakmakta olanlar, (evlerinden) çıkarılmaksızın Sene’sine kadar
yararlanmaları için Eşler’ine Vasiyet bıraksınlar. Ama Onlar
çıkarlarsa, artık onların Ma’ruf olarak kendileri için yaptıklarından dolayı
size Sorumluluk yoktur. Allah Aziz'dir, Hakimdir.
002.241-Boşanmış
(Kadın)ların Ma’ruf bir tarz’da yararlanmaları var’dır. Bu
Muttaqiler üzerine bir Haqq’tır.
002.242-İşte Allah, Size Ayetler’ini böyle
açıklar. Umulur ki aqledersiniz.
XXXII 243-248 Harp
Zarureti
002.243-Binlerce
kişi’nin Ölüm korkusu’yla Yurtlar’ından çıktığını görmedin mi? Allah
Onlar’a "Ölün" dedi, sonra da onları diriltti. Şüphesiz
Allah, İnsanlar’a karşı Fazl Sahibi’dir. Ancak İnsanlar’ın çoğu
şükretmez.
002.244-Allah
Yolu’nda savaşın ve bilin ki, elbette Allah Semi’dir, Alim'dir.
002.245-Allah'ın
Karşılığı’nı çok Artırma ile kat kat arttıracağı Güzel bir Borc’u verecek olan
kim’dir? Allah, daraltır ve genişletir ve Siz O'na
döndürüleceksiniz.
002.246-Musa'dan sonra İsrailoğulları’nın önde gelenlerini görmedin mi? Hani Nebiler’inden
birine: "Bize bir Melik gönder
de Allah Yolu’nda savaşalım" demişlerdi. O: "Ya üzerinize Savaş
yazıldığı halde, savaşmayacak olursanız?" demişti. "Bize ne oluyor ki
Allah Yolu’nda savaşmayalım? Ki biz Yurd’umuzdan çıkarıldık ve Çocuklar’ımızdan
(uzaklaştırıldık)" demişlerdi. Ama Onlar’a Savaş yazıldığı zaman, az bir
kısmı dışında yüz çevirdiler. Allah Zalimler’i bilir.
002.247-Onlar’a
Nebiler’i dedi ki: "Allah Size Talut'u
gönderdi. "Onlar: "Biz Melikliğe, O’na göre daha çok hak Sahibiyken
ve O’na bir Mal Bolluğu verilmemişken, nasıl bizi yönetecek Mülk O’nun
olabilir? demişlerdi. O demişti: "Doğrusu Allah Size O'nu seçti ve O’nun
Bilgi ve Vucut Gelişimi’ni artırdı. Allah kime dilerse Mülk’ünü verir. Allah Vasi'dir, Bilen'dir.
002.248-Nebiler’i
,Onlar’a dedi: "Onun Meliliği’nin Belgesi, Size Tabut'un gelmesi. Onda
Rabb'inizden bir Sekine ile Musa Ailesi'nin ve Harun Ailesi'nin
Artakalanlar’ı var. Onu Melekler taşır.
Eğer inanmışlarsanız ,bunda elbette Sizin için bir Delil var’dır."
XXXIII33 249-253 Hak
Davası ığruna savaşın zarureti
002.249-Talut, Ordu’suya birlikte ayrıldığında
dedi ki: "Doğrusu Allah Sizi bir Irmak’la İmtihan edecektir. Kim bundan
içerse ,artık o Ben’den değildir ve kim de El’iyle bir Avuç hariç avuçlarsa o
Ben’dendir. Onlar’dan az bir Bölümü dışında ondan içtiler. O,
kendisiyle beraber İman edenler’le onu geçince Onlar (geride kalanlar):
"Bugün bizim Calut'a ve
Ordu’suna karşı gücümüz yok" dediler. Elbette Allah'a
kavuşacaklarını umanlar şöyle dediler: "Nice az bir Topluluk daha çok olan
bir Topluluğa Allah'ın İzni’yle Galip gelmiştir. Allah Sabredenler’le
beraber’dir.
002.250-Onlar,
Calut ve Askerler’ine karşı meydana
çıktıklarında, dediler ki: "Rabb’imiz, üzerimize Sabır yağdır,
Adımlarımızı Sabit kıl ve Kafirler Topluluğu’na karşı Bize Yardım et."
002.251-Böylece
Onlar’ı, Allah'ın İzni’yle Yenilgi’ye uğrattılar. Davud, Calut'u öldürdü.
Allah da O’na Mülk ve Hikmet verdi. O’na dilediğinden öğretti. Eğer
Allah'ın, İnsanlar’ın bir kısmı ile bir kısmını def'i olmasaydı, Arz
kesinlikle Fesad’a uğrardı. Ancak Allah, Alemler’e karşı büyük Fazl Sahibi’dir.
002.252-İşte
bunlar, Allah'ın Ayetleri’dir. Onlar’ı Sana Haqq olarak tilavet ediyoruz. Sen
de Gönderilen Elçiler’densin.
002.253-İşte
bu Elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün
kıldık. Onlar’dan, Allah'ın kendisiyle konuştuğu ve Dereceler’le yükselttiği
vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık Belgeler verdik ve O’nu Ruhu'l-Qudus
ile destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine Apaçık Belgeler geldikten
sonra, onlar’ın peşinden gelenler, birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak ihtilaf’a
düştüler. Onlar’dan kimi inandı, kimi de küfretti. Allah dileseydi birbirlerini
öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.
XXXIV34 254-257 Allahın
Azamet ve Kudreti
002.254-Ey
İman edenler, onda hiç bir Alış Verişin, hiç bir Dostluğun ve hiçbir Şefaat’ın
olmadığı Gün gelmezden önce, size Rızıq olarak verdiklerimizden infaq edin.
Kafirler, Onlar Zulmedenler’dir.
002.255-Allah.
O'ndan başka İlah yoktur. Diri’dir, Qaim’dir. O'nu Uyuklama ve Uyku
tutmaz. Göklerde de, Yer’de de ne varsa hepsi O'nundur. İzni
olmaksızın O'nun katında Şefaat’te
bulunacak kimdir? O önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Dilediği
kadarının dışında, O'nun İlm’inden Hiçbir Şey’i kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun
Kürsü’sü, bütün Gökler’i ve Yer’i kaplamıştır. Onların Korunması
O'na güç-gelmez. O, pek Yüce'dir, pek Büyük'tür.
002.256-Dinde
Zorlama yoktur. Gerçek şu ki, Rüşd Sapıklık’tan Apacık ayrışmıştır. Artık kim Tağut’u
tekfir edip Allah'a inanırsa, o Sapasağlam bir Kulp’a yapışmıştır; bunun
Kopması yoktur. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
002.257-Allah,
iman edenlerin Weli’sidir. Onları Karanlıklar’dan Nur’a çıkarır. Küfredenlerin
Weliler’i ise Tağut’tur. Onları Nur’dan Karanlıklar’a
çıkarırlar. İşte onlar, Ateş’in Ashabı’dır, onda Sürekli kalacaklardır.
XXXV35 258-260 Ölüler
Diriliyor
002.258-Allah,
kendisine Mülk verdi diye Rabb'i Konusunda İbrahim'le
tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: "Benim Rabb'im diriltir
ve öldürür" demişti. O da "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti.
İbrahim: "Şüphesiz Allah
Güneş’i Doğu’dan getirir, Sen de onu Batı’dan getir" deyince, o küfreden
böylece afallayıp kalmıştı. Allah, Zalimler Topluluğu’nu Hidayet’e
erdirmez.
002.259-Ya
da Altı-üstüne-gelmiş, Ipıssız duran bir Şehr’e uğrayan gibisini. Demişti
ki: "Allah, burasını Ölüm’ünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun
üzerine Allah, onu Yüz Yıl Ölü bıraktı, sonra onu diriltti. Demişti ki:
"Ne kadar kaldın?" O: "Bir Gün veya bir Gün’den az kaldım"
demişti."Hayır, Yüz Yıl kaldın, böyleyken Yiyeceğine bak, henüz
bozulmamış, Eşeğine de bir bak. Seni İnsanlar’a Belge kılmamız için.
Kemikler’e de bir bak nasıl bir araya getiriyoruz, sonra da Onlar’a Et
giydiriyoruz?" demişti. O, kendisine Apaçık Belli olduktan
sonra demişti ki: "Artık öğreniyorum ki gerçekten Allah, her Şey’e
Güçyetiren'dir.
002.260-Hani
İbrahim: "Rabb'im, bana
Ölüler’i nasıl dirilttiğini göster." demişti. "İnanmıyor musun?"
deyince "Hayır, ancak Qalb’imin tatmin olması için." demişti. Öyleyse,
Dört Kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra Onlar’ı her bir Parçasını bir
Dağ’ın üzerine bırak, sonra da Onlar’ı çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki,
Elbette Allah Aziz'dir. Hakim'dir.
XXXVI
36 261-266 Hak yolunda mali fedakarlık
002.261-Mallar’ını
Allah Yolu’nda infak edenlerin Örneği Yedi Başak bitiren , her bir Başak’ta Yüz
Tane bulunan bir Tek Tane’nin Örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat
arttırır. Allah Genişolan'dır,
Bilen'dir.
002.262-Mallar’ını
Allah Yolu’nda infak edenler, sonra infak ettikleri Şey’in peşinden başa
kakmayan ve eziyet vermeyenlerin Ecirler’i Rableri katındadır, Onlar için Korku
yoktur, onlar Mahzun da olmayacaklardır.
002.263-Güzel
bir Söz ve Bağışlama, peşinden Eziyet gelen bir Sadaqa’dan daha Hayırlı’dır.
Allah hiç bir Şey’e İhtiyac’ı Olmayan'dır, Halimdir.
002.264-Ey
İman edenler, Allah'a ve Son-Gün’e inanmayıp, İnsanlar’a karşı Gösteriş olsun
diye Mal’ını infak eden gibi Minnet ve Eziyet ederek Sadaqalar’ını Geçersiz
kılmayın. Böylesi, üzerinde Toprak bulunan bir Kaya’ya benzer. Ona Sağanak bir
Yağmur düştü mü, onu Çırılçıplak bırakır. Onlar kazandıklarından
hiçbir Şey’e Güç yetiremezler. Allah Kafirler Topluluğu’na Hidayet etmez.
002.265-Yalnızca
Allah'ın Rızası’nı istemek ve kendilerinde olanı kökleştirmek için Mallar’ını
infaq edenler’in Örneği, yüksekçe bir Tepe’de bulunan, Sağnak Yağmur aldığında
Ürünler’ini iki Kat veren bir Bahçe’nin Örneği’ne benzer ki ona Sağnak Yağmur
isabet etmese de bir Çizintisi vardır. Allah yapmakta olduklarınızı
Gören'dir.
002.266-Hangi biriniz ister ki ,altından
Irmaklar akan Hurmalar’dan, Üzümler’den bir Bahçesi olsun, içinde kendisinin
olan Bütün Ürünler de bulunsun, fakat kendisinde İhtiyarlık gelip çatsın, zayıf
ve küçük Çocuklar’ı olsun, ona Ateşli bir Kasırga isabet etsin de yanıversin.
İşte Allah ,Size Ayetler’ini böyle açıklar,umulur ki düşünürsünüz.
XXXVII 267-273 İyiliklerin
faydası
002.267-Ey
iman edenler ,kazandıklarınızın İyi olanı’ndan ve Sizin için Yer’den
bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız Bayağı
Şeyler’i vermeye kalkışmayın ve bilin ki, elbette Allah, Hiçbir Şey’e İhtiyac’ı
olmayan'dır, Hamid' dir.
002.268-Şeytan, Sizi Faqirlik’le korkutur ve
Size Fahşa’yı emreder. Allah ise, Size kendisinden bir Bağışlama ve bol İhsan
vadediyor. Allah Vasıy'dir, Bilen'dir.
002.269-Kime
dilerse Hikmet'i O’na verir. Elbette kendisine Hikmet verilene büyük bir Hayır
da verilmiştir. Ulu’l-Elbab’dan başkası
tezekkür etmez.
002.270-Nafaqa’dan
her ne infak eder veya Adak’tan her ne adarsanız, elbette Allah onu bilir.
Zulmedenler’in Yardımcılar’ı yoktur.
002.271-Sadaqalar’ı
açıkta verirseniz o ne İyi ,fakat gizleyip de Faqirler’e verirseniz bu Sizin
için daha Hayırlı’dır. O, Günahlar’ınızdan bir kısmını bağışlar.
Allah yaptıklarınızdan Haberdar’dır.
002.272-Onlar’ın
Hidayet’e ermesi Senin üzerinde değildir. Ancak Allah, dilediğini Hidayet’e
eriştirir. Hayır olarak her ne infak ederseniz, kendiniz içindir. Zaten Siz,
ancak Allah'ın Hoşnutluğu’nu istemekten başka infak etmezsiniz. Hayır’dan her
ne infak ederseniz Haqsızlığa uğratılmaksızın Size eksiksizce ödenecektir.
002.273-Kendilerini Allah Yolu’nda adayan
Faqirler içindir ki, Onlar, Arz’da dolaşmaya Güç yetiremezler. İffetleri’nden
dolayı Cahil olan, Onlar’ı Zengin sanır. Sen Onlar’ı Yüzler’inden tanırsın.
Yüzsüzlük ederek İnsanlar’dan istemezler. Hayır’dan her ne infaq ederseniz,
elbette Allah onu bilir.
002.274-Onlar
ki Mallar’ını Gece, Gündüz, Gizli ve Açık İnfaq ederler . Artık bunların
Ecirler’i Rabb'leri katındadır. Onlar için Korku yoktur, onlar Mahzun da
olmayacaklardır.
XXXVIII 274-281 Faizin
Haram Oluşu
002.275-Riba
yiyenler, ancak kendisini Şeytan çarpmış olanın Kalkış’ı gibi, çarpılmış
olmaktan başka kalkmazlar. Bu, Onların: Alım Satım da ancak Riba
gibi’dir." demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, Alış Veriş’i Helal, Riba’yı
ise Haram kıldı. Kime Rabb'inden bir Öğüt gelir de son verirse,
artık Geçmiş’i kendisine, İş’i de Allah'a aittir. Kim de geri
dönerse, artık Onlar Ateş’in Halkı’dır, orada onlar Sürekli kalacaklardır.
002.276-Allah,
Riba’yı yokeder de Sadaqalar’ı artırır. Allah, Günahkar olan Kafirler’in
hiçbirini sevmez.
002.277-Elbette
İman edip de Güzel Çalışmalar’da bulunanlar, Salat’ı kılanlar ve Zekat’ı
verenler, Onların Ecirler’i Rab'lerinin katındadır. Onlara Korku yoktur, Onlar
Mahzun da olmayacaklardır.
002.278-Ey
İman edenler ,Allah'tan ittiqa edin ve eğer inanmışsanız, Riba’dan Artakalan’ı
bırakın.
002.279-Şayet
böyle yapmazsanız, Allah'a ve Elçisi’ne karşı Savaş açtığınızı bilin, Eğer
Tewbe ederseniz, artık Mallar’ınınızın Anası Sizindir. Ne zulmetmiş olursunuz,
ne de Zulm’e uğrarsınız.
002.280-Eğer
Zorluk içindeyse, O’na Elverişli bir Zaman’a kadar süre (verin). Sadaqa olarak
bağışlamanız ise, Sizin için daha Hayırlı’dır, eğer bilirseniz.
002.281-Allah'a
döneceğiniz Gün’den ittiqa edin. Sonra Herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve
Onlar’a Haqsızlık da yapılmayacaktır.
XXXIX39 282-283 Akitler,
senetler
002.282-Ey
İman edenler, belirli bir Süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan
bir Yazıcı Doğru olarak yazsın.
Yazıcı
Allah'ın kendisine öğrettiği gibi
yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde Haqq olan da yazdırsın
ve Rabb'i olan Allah'tan İttiqa etsin, ondan hiçbir Şey’i eksiltmesin. Eğer
üzerinde Haq olan düşük akıllı ya da Za'f Sahibi veya kendisi yazmaya Güç
yetiremeyecekse, Welisi dosdoğru yazdırsın. Erkekler’inizden de iki Şahid
tutun, eğer iki Erkek yoksa, Şahidler’den Rıza göstereceğiniz bir Erkek ve biri
şaşırdığında diğeri hatırlatacak iki Kadın. Şahidler çağrıldıkları zaman
kaçınmasınlar. Onu az olsun çok olsun Süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin.
Bu, Allah'ın katında en Adil, Şahidlik için en Sağlam olandır. Ancak
aranızda devredip durduğunuz ve Peşin olarak yaptığınız Ticaret başka, bunu
yazmamanızda Sizin için bir Sakınca yok’tur. Alış-veriş ettiğinizde
Şahid tutun. Yazan’a da ,Şahid’e de Zarar verilmesin. (Aksini)
yaparsanız, o, kendiniz için Fısq’tır. Allah'tan İttiqa edin. Allah Size öğretiyor.
Allah Herşey’i Bilen'dir.
002.283-Eğer
Yolculuk’ta iseniz ve Yazıcı da bulamazsanız, bu durumda alınan Rehin yeter. Şu
durumda eğer birbirinize güveniyorsanız, kendisine Güven duyulan, Rabb'i olan
Allah'tan İttiqa eden de Emanetini ödesin. Şahidliği gizlemeyin.
Kim onu gizlerse, artık elbette, onun Qalbi Günahkar’dır. Allah, yapmakta
olduklarınızı Bilen' dir.
XL 284-286 İslamın
Zaferi
002.284-Gökler’de
ve Yer’de ne varsa Allah'ındır. İçinizdekini açığa vursanız da,
gizleseniz de, Allah Sizi onunla Sorgu’ya çeker. Sonra dilediğini
bağışlar, dilediğini azablandırır. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.
002.285-Elçi,
kendisine Rabb'inden indirilene iman etti, Mü'minler de. Tümü, Allah'a,
Melekler’ine, Kitaplar’ına ve Elçiler’ine inandı. O'nun Elçiler’inden hiçbirini
ayırtetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışla, Varış ancak
Sana'dır.
002.286-Allah,
Hiçkimse’ye Güç yetireceğinden (vusat/kapasite) başkasını yüklemez. Kazandığı
lehine, kazandıklarıda aleyhinedir. Rabb'imiz, unuttuklarımızdan ya da yanıldıklarımızdan
dolayı Bizi Sorumlu tutma. Rabb'imiz, Biz’den öncekilere yüklediğin gibi Bize
de Ağır yükleme. Rabb'imiz, kendisine
Güç yetiremeyeceğimiz/ güçümüzü aşan( takat) şey’i Bize taşıtma/ yükleme. Bizi
affet, Bizi bağışla, Bizi esirge. Sen Bizim Mevlamızsın. Kafirler Topluluğu’na
karşı da Bize Yardım et."
Bismillahirrahmanirrahim
I1 1-10 Bedir
savaşı
008.01- Sana Enfal'den sorarlar. De ki: "Enfal
Allah'ın ve Elçisi'nindir. Buna göre eğer inanıyorsanız Allah'tan ittiqa edin,
aranızı düzeltin. Ve Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin."
008.02- Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah
anıldığı zaman Yürekleri ürperir, O'nun Ayetler’i okunduğu zaman İmanlar’ını
artırır ve yalnızca Rabb'lerine Tewekkül ederler.
008.03- Onlar Salat’ı kılarlar ve kendilerine Rızıq
olarak verdiklerimizden infak ederler.
008.04- İşte gerçek Mü'minler bunlardır. Rabb'leri
katında onlar için Dereceler, Bağışlanma, ve üstün bir Rızıq vardır.
008.05- Rabb'in Seni Ev’inden Haqq uğruna çıkardığında
Mü'minler’den bir Gurup isteksizdi.
008.06- Artık açıkca ortaya çıktıktan sonra bile, sanki
kendileri, göz göre göre Ölüm’e sürükleniyorlarmış gibi, Sen’inle Haq konusunda
tartışıyorlardı.
008.07- Hani Allah, İki Topluluk’tan birinin elbette
Sizin olacağını vadetmişti. Siz de Görkemsiz olan’ın Sizin olmasını
istemiyordunuz. Oysa Allah, Sözler’iyle Haqq’ın gerçekleşmesini sağlamak
Küfredenler’in arkasını kesmek istiyordu.
008.08- O, Suçlular istemese de Haqq’ı gerçekleştirmek
ve Batıl’ı geçersiz kılmak için.
008.09- Siz Rabb'inizden Yardım taleb ediyordunuz, O
da: "Elbette Ben Size birbiri ardınca Bin Melek ile Yardım ediciyim"
diye cevap vermişti.
008.10- Allah, bunu, yalnızca bir Müjde ve Qalpler’inizin
tatmin bulması için yapmıştı. (Yoksa) Allah'ın katından başkasına Nusret
yoktur. Elbette Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
II2 11-19 Bedir
Savaşı
008.11- Hani kendisinden bir Güvenlik olarak Sizi bir
Uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle Tertemiz kılmak, Siz’den Şeytan’ın
Pisliği’ni gidermek, Qalpler’inizin üstünde pekiştirmek ve bununla
Ayaklar’ınızı sağlamlaştırmak için Size Gök’ten Su indiriyordu.
008.12- Rabb'in Melekler’e wahyetmişti ki:"Elbette
Ben Sizinleyim. İnananlar’a Sağlamlık katın, Küfredenler’in
Qalbler’ine amansız bir Korku salacağım. Öyleyse vurun Boyunlar’ının üstüne,
vurun Onların Bütün Parmaklar’ına."
008.13- Bu, tartışmasız, onların Allah'a ve Elçisi'ne
baş kaldırmaları dolayısıyladır. Kim Allah'a ve Elçisi’ne baş
kaldırırlarsa, elbette Allah Sonuçlandırması Pek Şiddetli olan’dır.
008.14- İşte bu, Sizin,
artık tadın bunu. Küfredenler için bir de Ateş Azabı vardır.
008.15- Ey İnananlar, Toplu olarak Kafirler’le
karşılaştığınız zaman, Onlar’a arka çevirmeyin.
008.16- Kim Onlar’a böyle bir Gün’de yine savaşmak için
bir yana çekilen ya da bir başka Bölüğe katılmak için Yer tutan’ın dışında
arkasını çevirirse, gerçekten o, Allah'tan bir Gazab’a uğramıştır ve onun
Barınma Yeri Cehennem’dir. Ne Kötü bir Yatak’tır o.
008.17- Onlar’ı Siz öldürmediniz, ama Onlar’ı Allah
öldürdü. Attığın zaman da Sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minler’i
kendinden güzel bir İmtihan’la imtihan etmek için. Şüphesiz Allah İşiten'dir,
Bilen'dir.
008.18- İşte Size böyle... Gerçekten Allah, Kafirler’in
Düzenlerini boşa çıkarmıştır.
008.19- Eğer Fetih istiyorduysanız, işte Size Fetih.
Ama eğer vazgeçiyorsanız bu Sizin için daha Hayırlı’dır. Yok eğer geri
dönerseniz Biz de döneriz. Topluluğunuz çok da olsa, Size bir Şey sağlayamaz.
Çünkü Allah Mü'minler’le beraber’dir.
III3 20-28 Başarı
Yolu
008.20- Ey İman edenler, Allah'a ve Elçisi’ne itaat
edin. Siz de işitiyorken, ondan yüz çevirmeyin.
008.21- Ve: "Biz işittik" dedikleri halde,
gerçekte işitmeyenler -kulak asmayanlar-
gibi olmayın.
008.22- Gerçek şu ki, Allah katında Yer’de
Debelenenler’in en Kötüsü, aqletmez olan Sağırlar ve Dilsizler’dir.
008.23- Eğer Allah, Onlar’dan bir Hayır görseydi
elbette Onlar’a işittirirdi. İşittirseydi bile, arka çevirenler olarak yüz
çevirirlerdi.
008.24- Ey inananlar, Size Hayat verecek Şeyler’e Sizi
çağırdığı zaman, Allah'a ve Elçisi'ne icabet edin. Ve bilin ki elbette Allah,
Kişi ile Qalb’i arasına girer ve Siz gerçekten O'a döndürülüp toplanacaksınız.
008.25- Ve Sizler’den yalnızca Zulmedenler’e isabet
etmekle kalmayan bir Fitne’den ittiqa edin. Bilin ki gerçekten Allah,
Sonuçlandırması pek Şiddetli olan’dır.
008.26- Hatırlayın, hani Sizler sayıca Az’dınız ve
Arz’da zayıf bırakılmışlardınız,
İnsanlar’ın Sizi yakalayıvermelerinden korkuyordunuz. İşte O, Sizi barındırandı,
Sizi Yardım’ıyla destekledi ve Size Tertemiz Rızıqlar verdi. Umulur ki
şükredersiniz.
008.27- Ey İnananlar, Allah'a ve Elçi’sine ihanet
etmeyin, Siz de biliyorken Emanetler’inize de ihanet etmeyin.
008.28- Bilin ki, Sizin Mallar’ınız ve Çocuklar’ınız
ancak bir Deneme’dir. Elbette Allah
Büyük Fadl Sahibi’dir.
IV4 29-38 Müslümanlar
ve Kabenin Yönetimi
008.29- Ey İnananlar, Allah'tan ittiqa ederseniz, Size
Furqan’ı (doğruyu yanlıştan ayıran’ı) verir, Allah ise, elbette Büyük Karşılık katında olandır.
008.30- Hani o Küfredenler, Seni tutuklamak ya da
öldürmek veya Seni Sürgün etmek amacıyla, Sana tuzak kuruyorlardı. Onlar bu
Tuzağı tasarlıyorken, Allah da bir Düzen kuruyordu. Allah, Düzen kuranlar’ın
Hayırlı’sıdır.
008.31- Ayetlerimiz Onlar’a okunduğu zaman:
"İşittik" dediler," İstesek, Biz de bunun bir Benzerini
söyleyebiliriz. Bu, Eskiler’in Masalları’ndan başka değil’dir."
008.32- Bir de: " Ey Allah'ımız, eğer bu bir
Gerçek olarak Senin katından ise, Gök’ten üzerimize Taş yağdır veya Acıklı bir
Azab getir." demişlerdi.
008.33- Oysa Sen, içlerinde bulunduğun sürece, Allah
Onlar’ı azablandıracak değildir. Ve onlar, Bağışlanma dilemektelerken de Allah
Onlar’ı azablandıracak değildir."
008.34- Onlar Mescid-i Haram'dan alıkoyarlarken (yesuddune) ve onun Koruyucuları değilken
Allah, ne diye Onlar’ı azablandınmasın? Onun Koruyucular’ı yalnızca İttiqa
edenler’dir. Ancak Onlar’ın çoğu bilmezler.
008.35- Onların Beyt'in önündeki Salat’ları, Islık çalmaktan/ mukaen ve El çırpmaktan/tesdiyetün
Kandırma ve İnkar) başkası değildir.
Artık
Küfrettikleriniz nedeniyle Azab'ı tadın.
008.36- Gerçek şu ki, Küfredenler Allah'ın Yolu’ndan
engellemek için Mallar’ını harcarlar, bundan böyle de harcayacaklardır. Sonra bu,
Onların Kahırlı Özlemler’ini olacaklardır, sonra da Bozgun’a uğrayacaklardır.
Küfredenler sonunda Cehennem’e sevkolunacaktır.
008.37- Bu, Allah'ın Murdar’ı Temiz’den ayırdetmesi,
Murdar’ı, bir kısmını bir kısmı üzerinde kılıp Tümünü biriktirerek Cehennem’e
atması içindir. İşte bunlar Hüsran’a uğrayanlar’dır.
008.38- O Küfredenler’e de ki: "Eğer vazgeçerlerse
geçmişteki Şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki Sünnet
elbette geçmiş olacaktır."
V5 39-44 Bedir
ve Muhammed a.ın Peygamberliği
008.39- Fitne kalmayıncaya ve Din’in hepsi Allah'ın
oluncaya kadar Onlar’la savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa, elbette Allah, yapmakta olduklarını
Gören'dir.
008.40- Yüz çevirirlerse, bilin ki gerçekten Allah Sizin
Mevla'nızdır. O ne güzel Mevla'dır ve ne de güzel Yardımcı'dır.
008.41- Bilin ki, Ganimet olarak ele geçirdiğiniz
Şeyler’in Beştebir’i, elbette Allah'ın, Elçisi'nin, Yakınlar’ın, Yetimler’in,
Yoksullar’ın ve Yolcu’nundur.
Eğer Allah'a,
Haqq ile Batıl’ın birbirinden ayrıldığı Gün, İki Ordu’nun karşı karşıya geldiği Gün’de Kul’umuza
indirdiğimize iman ediyorsanız Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.
008.42- Hani Siz Wadi’nin yakın Kenarı’nda, onlar da
Uzak Yamacı’ndayken, Kervan ise Siz’den daha aşağı’daydı. Eğer sözleşseydiniz
kaçınılmaz olarak Sözleşme Yeri Konusunda
Anlaşmazlığa düşerdiniz, ancak Allah olacağı olan (yapılmasını irade
buyurduğu) işi gerçekleştirmek için. Helak olan Apaçık Delil’le Helak olsun
yaşayan da Beyyine ile yaşasın diye.
Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
008.43- Hani Allah, Onlar’ı Sana Uyku’nda Az
gösteriyordu, eğer Sana çok gösterseydi gerçekten Yılgınlığa kapılacaktınız ve
İş (tutulacak yol) n Konusunda gerçekten Çekişme’ye düşecektiniz.
Ancak Allah Esenlik bağışladı. Çünkü o, elbette Sineler’in Özü’nde
saklı-duran’ı Bilen'dir.
008.44- Karşı karşıya geldiğinizde Allah olacağı olan
İş’i gerçekleştirmek için Onlar’ı Gözlerinize Az gösteriyordu. Sizi de Onların
Göz’ünde azaltıyordu. Ve İşler Allah'a döndürülür.
VI6 45-48 Zafer
ve Çokluk
008.45- Ey İnananlar, bir Topluluk’la karşı karşıya
geldiğiniz zaman, Dayanıklılık gösterin ve Allah'ı çokca zikredin. Umulur ki
Felah bulursunuz.
008.46- Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin ve çekişip
birbirinize düşmeyin. Çözülüp yılgınlaşırsanız, Güc’ünüz gider. Sabredin.
Elbette Allah, Sabredenler’le beraber’dir.
008.47- Bir de Yurtlar’ından Refah’tan şımarıp
azıtarak, İnsanlar’a gösteriş yaparak çıkanlar ve Allah'ın Yolu’ndan
alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, Onlar’ın yapmakta olduklarını
Çepeçevre Kuşatan’dır.
008.48- O zaman Şeytan Onlar’a Ameller’ini
Çekici göstermiş ve Onlar’a: "Bugün Sizi İnsanlar’dan Bozgun’a uğratacak
Kimse yok’tur ve Ben de Sizin Yardımcı’nızım." demişti. Ne zaman ki, İki Topluluk birbirini görür gibi
oldu o, İki Topuğu üstünde geri döndü ve : "Elbette Ben Siz’den Uzağım.
Çünkü Ben Sizin görmediğinizi görmekteyim, Ben Allah'tan da korkmaktayım."
dedi. Allah, Sonuçlandırması pek Şiddetli olan’dır.
VII7 49-58 Düşman
Kuvvetin Za'fı
008.49- Münafıqlar ve Qalpler’inde Hastalık bulunanlar
şöyle diyorlardı: "Bunları
Dinler’i aldattı. Oysa kim Allah'a Tewekkül ederse, elbette Allah
Aziz'dir, Hakim'dir.
008.50- Melekler’i, Onlar’ın Yüzler’ine ve Arkalar’ına
vurarak: "Yakıcı Azab’ı tadın" diye o Küfredenler’in Canları’nı
alırken görmelisin."
008.51- Bu Eller’inizin önceden taqdim etmesi ve
Allah'ın gerçekten Kullar’a Zulmedici olmamasındandır.
008.52- Fir'awn Ailesi’nin ve Onlar’dan
Öncekiler’in Gidiş’i gibi. Allah'ın Ayetleri’ne küfrettiler de ,
Allah Onlar’ı Günahlar’ından dolayı yakaladı. Elbette Allah Büyük Quvvet
Sahibi’dir, Sonuçlandırma’sı Şiddetli-olan’dır.
008.53- Nedeni şu: Bir Qawim, kendinde olanı
değiştirinceye kadar Allah, O’na Nimet olarak bağışladığını değiştirecek
değildir. Allah Elbette İşiten'dir, Bilen'dir.
008.54- Fir'awn Aile'sinin ve Onlar’dan
Öncekiler’in Gidiş’i gibi. Onlar Rabb'lerinin Ayetlerini yalanladılar, Biz de
günahlar’ı dolayısıyla onlar’ı yıkıma uğrattık. Fir'awn Ordusu’nu Su’da
boğduk. Onlar’ın tümü zulmedenler’di.
008.55- Allah katında yer’de debelenenler’in en kötüsü,
şüphesiz küfredenler’dir, Artık onlar inanmazlar.
008.56-Bunlar
içlerinden Anlaşma yaptığın kimselerdir ki, sonra her defasında Ahidler’ini
bozarlar. Onlar ittiqa etmezler.
008.57- Bundan dolayı Savaş’ta onlar’ı yakalarsan, öyle
darmadağın et ki, onlar’la arkalarından gelecek olanlar Umulur ki ibret alırlar.
008.58- Eğer bir Qavm’in ihanet edeceğinden korkarsan,
Sen de Açık ve Adil bir tutumla at. Gerçekten Allah, İhanet edenler’i
sevmez.
IX 59-64 Sulh
ve Kuvvet
008.59- Küfredenler, kaçıp kurtulacaklarını
sanmasınlar, gerçek şu ki, Onlar (bizi) Aciz bırakamazlardı.
008.60- Onlar’a karşı Güc’ünüzün yettiği kadar Quvvet
ve Besili Atlar hazırlayın. Bununla Allah'ın Düşman’ı ve Sizin Düşmanınız’ı ve
bunların dışında Sizin bilmediğiniz Allah'ın bildiği diğerlerini korkutup
caydırınız. Allah Yolu’nda her ne infaq ederseniz Size Eksiksiz ödenir ve Siz
Haqsızlığa uğratılmazsınız.
008.61- Eğer Onlar Barış’a eğilim gösterirlerse Sen de
ona eğilim göster ve Allah'a tewekkül et. Çünkü O, İşiten'dir, Bilen'dir.
008.62- Onlar, Seni aldatmak isterlerse, elbette Allah
Sana yeter. O, Seni Yardım’ıyla ve Mü'minler’le destekledi.
008.63- Ve onların Qalbler’ini uzlaştırdı. Sen,
Arzdakiler’in tümünü/ Arz’da ne varsa harcasaydın bile, Onlar’ın Qalbler’ini
uzlaştıramazdın. Ama Allah, onların Aralarını uzlaştırdı. Çünkü Aziz'dir, Hakim'dir.
008.64- Ey Nebi, Sana ve Seni izleyen Mü'minler’e Allah
yeter.
9 65-75 Müslümanlar
ve üstünlükleri
008.65- Ey Nebi, Mü'minler’i Savaş’a teşvik et. Eğer
içinizde sabreden Yirmi Kişi bulunursa, İkiyüz’ü mağlup eder. Ve eğer içinizde
Yüz’ü bulunursa, bunlar da Kafirler’den Bin’ini yener. Çünkü Onlar kavramayan
bir Qawm’dir.
008.66-Şimdi Allah Siz’den hafifletti ve
Siz’de bir Zaaf olduğunu da bildi. Siz’den Yüz Sabırlı bulunursa İkiyüz’ünü
Bozgun’a uğratır. Eğer Siz’den Bin olursa İkibin’ini yener. Allah
Sabredenler’le beraberdir.
008.67- Hiç bir Nebi'ye Yeryüzü’nde kesin bir Zafer
kazanıncaya kadar Esir alması yakışmaz. Siz Dünya’nın Geçici Yararı’nı istiyorsunuz.
Oysa Allah Ahiret'i istemektedir. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
008.68- Eğer Allah'ın Geçmiş’te bir Yazması olmasaydı
aldıklarınıza karşılık Size gerçekten büyük bir Azab dokunurdu.
008.69- Artık Ganimet olarak elde ettiklerinizden Helal ve Temiz olarak yiyin ve Allah'tan
korkup-sakının. Hiç şüphesiz Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
008.70- Ey Nebi! Eller’inizdeki Esirler’e de ki:
"Eğer Allah Sizin Qalpler’inizde bir Hayır olduğunu bilirse Size Siz’den
alınandan daha Hayırlı’sını verir ve Sizi bağışlar. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
008.71- Eğer Sana ihanet etmek isterlerse Onlar daha
önce Allah'a da ihanet etmişlerdi böylece o da Onlar’ın Bozgun’a uğramaları
için Sana imkan vermişti. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
008.72- Gerçek şu ki İnananlar, Hicret edenler, ve
Allah Yolu’nda Mallarıyla ve Canlarıyla Cihad edenler ile Barındıranlar ve
Yardım edenler işte birbirlerinin Welisi olanlar bunlardır. İman edip Hicret
etmeyenler Onlar Hicret edinceye kadar Sizin Onlar’a hiç bir Şey’le Velayetiniz
Sözkonusu değil’dir, yoktur. Ama Din konusunda Siz’den Yardım isterlerse Yardım
üzerinizde bir Yükümlülük’tür. Ancak Sizler’le Onlar arasında Anlaşma bulunan
bir Qawn’in aleyhine değil. Allah yaptıklarınızı Gören'dir.
008.73- Küfredenler birbirlerinin Welileri’dirler.
Eğer Siz bunu yapmazsanız Yeryüzü’nde bir Fitne ve Büyük bir Fesat olur.
008.74- İnananlar, Hicret edenler ve Allah Yolu’nda
Cihad edenler ile Barındıranlar ve Yardım edenler işte gerçek Mü'min-olan
bunlar’dır. Onlar için bir Bağışlanma ve Üstün bir Rızıq var’dır.
008.75- Bundan sonra İnanan ve Hicret edenler ve
Sizinle birlikte Cihad edenler, işte Onlar da Siz’dendir. Aqrabalar
Allah'ın Kitab'ına göre birbirlerine Öncelikli’dir. Doğrusu Allah
herşeyi Bilen'dir.
Bismillahirrahmanirrahim
I1 1-9 Kitap
ile tefsiri
003.01- E.L.M.
003.02- Allah, O'ndan başka İlah yok’tur. Diri'dir,
Qaim'dir.
003.03- O Sana Kitab’ı Haqq ve kendinden öncekileri Doğrulayıcı
olarak indirdi. O Tewrat'ı ve İncil'i de indirdi.
003.04- Ki Onlar bundan önce İnsanlar için bir
Hidayet’ti. Doğru’yu Yanlış’tan ayıran Furqan'ı da indirdi. Gerçek şu ki Allah'ın Ayetleri’ni İnkar edenler için
şiddetli bir Azab var’dır. Allah Aziz'dir, İnktikam-alıcı’dır.
003.05-
Şüphesiz Yer’de de Gök’te de Allah'a Hiçbir Şey gizli kalmaz.
003.06- Rahimlerde Size dilediği gibi Suret-veren odur.
O’ndan başka İlah yoktur. Aziz'dir, Hakim'dir.
003.07- Sana Kitabı indiren O'dur. Ondan Kitab’ın Anası
olan bir Kısım Ayetler Muhkem’dir. Diğerleri de Benzeşenler’dir. Qalpler’inde
bir Kayma olanlar fitne çıkarmak ve onun Te'vil’ini yapmak için ondan
Müteşabih’e uyarlar. Oysa onun Te’vil’ini Allah'tan başkası bilmez. İlim’de Derinleşenler ise
"Biz ona inandık onun tümü Rabb'mizin katındadır" derler.
Ulu’l-Elbab’dan başkası Öğüt almaz.
003.08- "Rabb'imiz Bizi Hidayet’e erdirdikten
sonra Qalpler’imizi kaydırma ve yanından Bize bir Rahmet bağışla. Şüphesiz
Bağışı en çok olan Sen'sin Sen."
003.09- "Rabb'imiz kendisinde Şüphe olmayan bir
Gün’de İnsanlar’ı elbette Sen toplayacaksın .Doğrusu Allah Va’d’inden
caymaz."
II2 10-20 Tevhid
Bütün Dinlerin esasıdır
003.10- Elbette Küfredenler, Onların Mallar’ı da Çocuklar’ı da kendilerine Allah'tan Hiçbir
Şey kazandırmaz ve Ateş'in Yakıtı olan bunlar’dır.
003.11- Tıpkı Fir'avun
Ailesi ve Onlar’dan öncekilerin Gidiş Tarzı gibi. Ayetler’imizi yalanladılar.
Böylece Allah Günahlar’ı nedeniyle Onlar’ı yakalayıverdi. Allah Ceza’yla
Sonuçlandırması Pek-Şiddetli olan’dır.
003.12- Küfredenler’e de ki:" Yakında Yenilgi’ye
uğratılacaksınız. Ve toplanıp Cehenmem’e sürüleceksiniz. Ne kötü Yatak’tır o.
003.13- Karşı karışaya gelen iki Topluluk’ta Sizin için
andolsun bir Ayet var’dır. Bir Topluluk Allah Yolu’nda vuruşuyordu, diğeri ise
Kafir’di ki Göz görmesi ile karşılarındakini kendilerinin İki Katı
görüyorlardı. İşte Allah dilediğini Yardım’ıyla
destekler. Süphesiz bunda Basiret
Sahipleri için gerçekten İbret var’dır.
003.14- Kadınlar’a, Oğullar’a, Kantar Kantar yığılmış
Altın ve Gümüş’e, Salma Güzel Atlar’a, Hayvanlar’a ve Ekinler’e duyulan Şehvet
Tutkusu İnsanlar için süslendi. Bunlar
Dünya Hayatı’nın Metaı’dır.
Allah ise, varılacak olanın Güzel olanı katında
olandır.
003.15- De ki: "Size bundan daha Hayırlı olanı
bildireyim mi? İttiqa edenler için Rabb'lerinin katında içinde Temelli
kalacakları altından Irmaklar akan Bahçeler, Tertemiz Eşler ve Allah'tan da bir
Rıza var’dır. Allah Kulları Hakkıyla Gören'dir."
003.16- Ki onlar: "Rabb'imiz elbette Biz inandık.
Artık Bizim Günahlar’ımı bağışla ve Bizi Ateş'in Azabı’ndan koru"
diyenler,
003.17- Sabrenler, Doğru olanlar, Gönül’den Boyun
eğenler, İnfaq edenler ve Seherler’de Bağışlanma dileyenler’dir.
003.18-
Allah Adalet’i ayakta tutarak gerçekten kendisinden başka İlah olmadığına
Şehadet etti. Melekler ve İlim Sahipleri de. Aziz ve Hakim olan O’ndan başka
İlah yok’tur.
003.19- Elbette Din, Allah katında İslam’dır.
Kendilerine Kitap verilenler ancak kendilerine İlim geldikten sonra
aralarındaki Kıskançlık /Bağy yüzünden Ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın
Ayetleri’ne küfrederse gerçekten Allah Hesab’ı çabuk-Gören'dir.
003.20- Eğer Seninle tartışırlarsa de ki: "Ben
Bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a teslim ettim. Ve kendilerine Kitap
verilenler’le Ümmiler’e de ki:" Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer
Teslim olurlarsa gerçekten Hidayet’e ermişlerdir. Fakat yüz çevirirlerse artık
yalnızca Sana düşen Tebliğ’dir. Allah Kullar’ı Hakkıyla Gören'dir.
III3 21-30 Allahın
Yeryüzündeki Azamet ve Adaleti
003.21- Allah'ın Ayetleri’ne küfredenler,
Peygamberler’i Haqsızca öldürenler ve İnsanlar’dan Adalet’i emredenleri
öldürenler, işte onlar’a Acıklı bir Azab'ı müjdele.
003.22- Onlar yaptıkları Dünya’da ve Ahiret'te boşa
gidenlerdir ve Onlar’ın Yardımcılar’ı yok’tur.
003.23- Kendilerini Kitap’tan bir Pay verilenleri
görmedin mi? Aralarında Allah'ın Kitab'ı hükmetsin diye çağrılıyorlar da
Onlar’dan bir Bölüm’ü çevriliyor: İşte Onlar böyle arka-dönenler’dir.
003.24- Bu Onlar’ın "Ateş Bize Sayılı Günler
dışında Kesinlikle dokunmayacak" demelerindendir. Onlar’ın bu İftiralar’ı
Dinler’i konusunda kendilerini Yanılgı’ya düşürmüştür.
003.25- Artık Onlar’ı kendisinde Şüphe olmayan bir
Gün’de topladığımız ve her bir Nefs’e kendileri Haqsızlığa uğratılmaksızın
kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?
003.26- De ki: "Ey Mülk’ün Sahibi Allah'ım, dilediğine Mülk’ü verirsin ve
dilediğinden de Mülk’ü çekip alırsın. Dilediğini aziz kılar, dilediğini
alçaltırsın. Hayır Senin El’indedir ve gerçekten Sen herşey’e Güçyetiren'sin.
003.27- Gece’yi Gündüz’e katarsın, Gündüz’ü de Gece’ye
katarsın. Diri’yi Ölü’den çıkarır, Ölü’yü de Diri’den çıkarırsın.
Sen dilediğine Hesapsız Rızıq verirsin.
003.28- Mü'minler Mü'minler’i bırakıp da Kafirler’i Weliler
edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah'tan Hiçbir Şey yok’tur. Ancak
Onlar’dan Korunma gayesi ile sakınmanız başka. Allah Sizi kendisiyle
sakındırır, Varış Allah'adır.
003.29- De ki: "Sineler’de olanı gizleseniz de
açığa vursanız da, Allah O’nu bilir. Ve Gökler’de olan’ı da Yer’de olan’ı da
bilir. Allah herşey’e Güçyetiren'dir.
003.30- Her bir Nefs’in Hayır’dan yaptıklarını Hazır
bulduğu ve her ne Kötülük işlediği ise onunla kendisi arasında Uzak bir Mesafe
olmasını istediği o Gün’ü düşünün. Allah sizi kendisi ile sakındırır. Allah
Kullar’ına karşı Şefkatli olan’dır.
IV4 31-41 Bir
Milletin Son Güzideleri
003.31- De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız Bana
uyun Allah da Sizi sevsin ve Günahlar’ını bağışlasın. " Allah Gafur'dur,
Rahim'dir.
003.32- De ki:" Allah'a ve Elçisi’ne iİtaat edin,
eğer yüz çevrirlerse şüphesiz Allah Kafirler’i sevmez."
003.33- Gerçek şu ki Allah Adem'i
Nuh'u İbrahim Ailesi ve İmran
Ailesi'ni Alemler üzerine seçti.
003.34- Onlar birbirlerinden türeme Tek bir
Zürriyet’tir. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
003.35- Hani İmran'ın
Hanım’ı: "Rabb'im Karnım’da olanı her türlü Bağımlık’tan Özgürlüğe
kavuşturulmuş olarak Sana adadım , Ben’den qabul et, elbette İşiten, Bilen
Sensin Sen" demişti.
003.36- Fakat O'nu doğurduğunda Allah O'nun ne doğurduğunu
daha İyi bilirken dedi ki: "Rabb'im O'nu doğrusu bir Kız doğurdum. Erkek
ise Kız gibi değildir. O'na Meryem
Ad’ını koydum, ben O'nu ve Soyunu o Taşlanmış Şeytan’dan Sana
sığındırırım."
003.37- Bunun üzerine Rabb'i O'nu Güzel bir Qabul’le
qabul etti ve O'nu Güzel bir Bitki gibi yetiştirdi. Zerekiya'yı da O'na
Sorumlu kıldı. Zekeriya ne zaman
Mihrab’a girdi ise yanında bir Yiyecek buldu. "Meryem Sana nerden bu?" deyince "Bu Allah'ın
katı’ndandır, elbette Allah dilediğine Hesapsız
Rızık-Veren'dir" dedi.
003.38- Orada Zekeriya Rabb'ine Dua etti.
"Rabb'im, Bana katından Tertemiz bir Soy Armağan et. Doğrusu Sen Duaları
İşiten'sin’ dedi.
003.39- O Mihrab’ta Salat kılmakta ikan Melekler O'na
seslendi. "Allah Sana Yahya'yı
müjdeler, O Allah’tan olan Kelime'yi Doğrulayan , Efendi, İffetli ve
Salihler’den bir Nebi'dir."
003.40- Dedi: "Rabb'im, Bana gerçekten İhtiyarlık
ulaşmışken ve Karım da Kısır’ken nasıl Benim bir Oğlum olabilir?
"Böyledir" dedi. Allah dilediğini yapar.
003.41-
Zekeriya dedi ki:" Rabb'im Bana
bir Ayet ver." "Belgen, İşaretler dışında İnsanlar’la üç Gün
konuşmamandır. Rabb'ini çokca zikret ve Akşam Sabah O’nu zikret" dedi.
V5 42-54 İsa'nın
doğması ve Peygamber olması
003.42- Hani Melekler de "Meryem, şüphesiz Allah Seni Seçkin kıldı, Seni arındırdı ve
Alemler’in Kadınları üzerine seçti " demişti.
003.43- "Meryem,
Rabb'ine Gönül’den itaatte bulun, Secde et ve Ruqu edenler’le birlikte ruqu
et."
003.44- Bunlar, Gayb Haberleri’ndendir. Bunları Sana
vahyediyoruz. Onlar’dan hangisi Meryem'i
Sorumluluğu’na alacak diye Qalemler’iyle Kura atarlarken Sen yanlarında
değildin, çekişirlerken de yanlarında değildin.
003.45- Hani Melekler, demişti ki: "Meryem, doğrusu Allah, kendinden bir
Kelime'yi Sana müjdelemektedir. O'nun adı Meryem
Oğlu İsa Mesih'tir. O, Dünya’da da, Ahiret'te de Onurlu ve
Muqarrebler'dendir.
003.46- "Beşikte de, Yetişkinliğinde de
İnsanlar’la konuşacaktır. Ve O Salihler'dendir."
003.47- "Rabbim, Bana bir Beşer dokunmamışken,
nasıl Bana bir Çocuk olabilir?" dedi. Allah neyi dilerse yaratır. Bir
İş’in olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol "der, o da hemen
oluverir."
003.48- "O'na Kitab'ı, Hikmet'i, Tevrat'ı ve
İncil'i öğretecek."
003.49- İsrailoğulları'na Elçi kılacak."Gerçek şu ki, Ben Size Rabb'inizden
bir Ayet’le geldim. Ben Size Çamur’dan Kuş biçiminde bir Şey oluşturur, içine
üflerim, o da hemencecik Allah'ın İzni’yle Kuş oluverir. Ve Allah'ın izni’yle
Doğuş’tan Kör olanı, Alaca Hastalığına tutulan’ı iyileştirir ve Ölü’yü
diriltirim. Yediklerinizi ve sakladıklarınızı Size Haber veririm. Şüphesiz eğer
inanmışsanız Sizin için kesin bir Ayet var’dır."
003.50- "Tewrat'tan önümde bulunanı Doğrulamak ve
Size Haram kılınan bazı Şeyler’i Size Helal kılmak üzere, Size Rabb'inizden bir
Ayet’le geldim. Artık Allah'tan ittiqa edin ve Bana itaat edin."
003.51- "Gerçekten Allah, Benim de Rabb'im, Sizin
de Rabb'inizdir. Öyleyse O'na İbadet edin. Mustaqim Sırat budur."
003.52- Nitekim İsa,
Onlar’dan Küfr’ü sezince, dedi ki: "Allah için Bana Yardımedici'ler
kimdir?" Hawariler: "Allah'ın Yardımcıları Biz’iz. Biz Allah'a
inandık. Bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza Şahid ol." dedi.
003.53- "Rabb'imiz, Biz indirdiğine inandık ve
Elçi’ne tabi olduk. Böylece Bizi Şahidler’le beraber yaz."
003.54- Onlar bir Düzen kurdular. Allah da
bir Düzen kurdu. Allah Düzen Kurucular’ın en Hayırlı’sıdır.
VI6 55-63 İsa
aleyhindeki iftiraları reddediyor
003.55- Hani Allah İsa'ya
demişti ki: "Ey İsa, doğrusu
Senin Hayat’ına Ben son-vereceğim. Seni Kendime yükselteceğim, Seni
Küfredenler’den temizleyeceğim ve Sana Tabi olanlar’ı Qıyamet'e kadar
Küfredenler’in üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Bana'dır. Hakkında
Anlaşmazlığa düştüğünüz Şey’de aranızda Ben hükmedeceğim.
003.56- "Küfredenleri ise, Dünya’da ve Ahiret'te Şiddetli
bir Azab’la azablandıracağım. Onların hiç Yardımcılar’ı yoktur."
003.57- "İman edip Salih Çalışmalar’da
bulunanların Ecirler’i Eksiksiz ödenecektir. Allah Zalimler’i sevmez."
003.58- Bunları Biz Sana Ayetler’den ve Hikmet'li
Zikr'den okuyoruz."
003.59- Elbette Allah katında İsa'nın Durumu, Adem'in
Durumu gibidir. O'nu Toprak’tan yarattı, sonra O’na
"ol" demesiyle o da hemen oluverdi.
003.60- Gerçek, Rabbindendir. Öyleyse Kuşku’ya kapılanlar’dan olma.
003.61- Artık Sana gelen bunca İlim’den sonra, O'nun
hakkında Seninle Tartışmalar’a girişirlerse de ki. "Gelin, Oğullarımız’ı
ve Oğullarınız’ı, Kadınlarımız’ı ve Kadınlarınız’ı, kendimizi ve kendinizi
çağıralım, sonra Karşılıklı-lanetleşelim de Allah'ın La’neti’ni
Yalanlayanlar’ın üstüne kılalım."
003.62-Elbette
bu, gerçek olan bir Haber’dir. Allah'tan başka İlah yoktur. Ve elbette Allah
Aziz ve Hakim'dir.
003.63- Eğer yüz çevirirlerse, elbette Allah,
Fesatcılar’ı bilir.
VII 64-71 Ortak
iddialar
003.64- De ki: "Ey Kitap Ehli, Bizimle Sizin
aranızda Ortak bir Kelime’ye gelin: Allah'tan başkasına Kulluk etmeyelim, O'na
hiçbir Şey’i Ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rabbler
edinmeyelim. "Eğer yine de yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun,
Biz gerçekten Müslümanlar’ız."
003.65- "Ey Kitap Ehli, İbrahim konusunda ne diye tartışıyorsunuz? Tewrat'da,
İncil'de ancak O’ndan sonra indirilmiştir. Yine de aqletmeyecek misiniz?"
003.66- İşte Sizler böylesiniz. Hakkında bilginiz olan
şeyde tartıştınız, ama hakkında hiç Bilginiz olmayan Şey’de ne diye
tartışıyorsunuz? Oysa Allah Bilir, Sizler bilmezsiniz.
003.67- İbrahim,
ne Yahudi, ne de Hrıstiyan’dı. Ancak O, Hanif bir Müslüman’dı,
Müşrikler’den değildi.
003.68- Doğrusu, İnsanlar’ın İbrahim'e en yakın olan’ı, O'na uyanlar ve Peygamber’le İman
edenler’dir. Allah Mü'minler’in Welisi’dir.
003.69- Kitap Ehli'nden bir Bölük Sizi saptırmayı
arzuladı. Fakat Onlar ancak kendilerini saptırdılar da Şuuruna varmazlar.
003.70- Ey Kitap Ehli, Siz Şahid olurken, ne diye
Allah'ın Ayetleri’ni inkar ediyorsunuz?
003.71- Ey Kitah Ehli, neden Haqq’ı Batıl ile örtüyor
ve Siz de bildiğiniz halde Haqq’ı gizliyorsunuz?
VIII 72-80 Müslümanlar
aleyhindeki suikastlar
003.72- Kitap Ehli'nden bir Bölümü, dedi ki: "İman
edenler’in üzerine inene, Gündüz’ün Başlangıcı’nda inanın, Bitim’inde ise inkar
edin. Belki Onlar da dönerler."
003.73- "Ve Sizin Dininiz’e uyanlardan başkasına
inanmayın." De ki: "Hiç Tartışmasız Doğru Yol Allah'ın Doğruyolu'dur.
Size verilenin bir benzeri Biri'ne veriliyor ya da Rabb'inizin katında Onlar
size karşı Deliller getiriyorlar, diye mi?
"De ki:
"Şüphesiz Fadl Allah'ın Eli'ndedir. Onu dilediğine verir. Allah Vasiy
(Geniş-olan) dır, Bilen'dir."
003.74- O, kime dilerse Rahmetini tahsis eder, Allah
büyük Fadl Sahibi’dir.
003.75- Kitap Ehli'nden öylesi vardır ki, O’na bir
Kantar Emanet bıraksan O’nu Sana öder. Onlar’dan öylesi de var’dır
ki, O’na bir Dinar Emanet bıraksan, Sen, O’nun Tepesine dikilip durmadıkca O’nu
Sana ödemez. Bu Onlar’ın Ümmiler konusunda üzerimize bir Yol
yok’tur" demelerindendir. Oysa Onlar kendileri de bildikleri halde Allah'a
karşı Yalan söylemektedirler.
003.76- Hayır, kim Ahd’ine wefa eder ve sakınırsa
elbette Allah da Muttaqiler’i sever.
003.77- Allah'ın Ahdi’ni ve Yeminler’ini az bir Değer’e
karşılık satanlar, işte Onlar, Ahiret'te Onlar için Hiçbir Pay yok’tur. Qıyamet
Günü'nde Allah Onlar’la konuşmaz, Onlar’ı gözetmez ve Onlar’ı arındırmaz. Ve
Onlar için Acıklı bir Azab vardır.
003.78- Onlar'dan öyleleri de vardır ki, Dillerini
Kitab'a doğru bükerler, Siz onu Kitap'tan sanasınız diye. Oysa o Kitap'tan
değildir." Bu Allah katındandır" derler. Oysa o, Allah katından
değildir. Ve onlar, kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı yalan söylerler.
003.79- Beşer’den Hiçkimse’nin, Allah kendisine
Kitab'ı, Hükm’ü ve Nübüvvet’i versin de, sonra o, İnsanlar’a: "Allah'ı
bırakıp Bana kulluk edin" demesi yoktur. Fakat o, "Öğretmekte
olduğunuz ve Ders yaptığınız Kitab'a göre Rabbani'ler olunuz (der).
003.80- O, Melekler’i ve Nebiler’i Sizin Rabbler
edinmenizi de emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra, Size Küfr’ü mü emredecek?
IX 81-91 Eski
Peygamberler ve Müslümanlar
003.81- Hani Allah Nebiler’den Misaq almıştı:
"Andolsun Size Kitap ve Hikmet'ten verip sonra Size beraberinizdekini
Doğrulayan bir Elçi geldiğinde, O'na kesin olarak İman edecek ve O'na Yardım’da
bulunacaksınız. "Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu Ağır Yüküm’ü
aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse
Şahid olun, Ben de Sizinle birlikte Şahid olanlar’danım." demişti.
003.82- Artık kim bundan sonra sırt çevirirse, Onlar
Fasıqlar’dır.
003.83- Peki Onlar, Allah'ın Dini’nden başka bir Din mi
arıyorlar? Oysa Gökler’de ve Yer’de ne varsa istese de istemese de O'na teslim
olmuştur ve O'na döndürülmektedirler.
003.84- De ki: "Biz Allah'a, Bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshaq, Ya’qup ve
Torunları’na indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve Nebi’lerine Rabb'lerinden
verilenlere iman ettik. Onlar’dan Hiçbiri arasında farq görmeyiz. Ve
Biz O'na Teslim olmuşlarız."
003.85- Kim İslam'dan başka bir Din ararsa asla O’ndan
qabul edilmez. O, Ahiret'te de qayb’a uğrayanlar’dandır.
003.86- Kendilerine Apaçık Belgeler geldiği ve Elçi'nin
Haq olduğuna Şahid oldukları halde, İmanlar’ından sonra Küfreden bir Qawmi
Allah nasıl Hidayet’e eriştirir? Allah zulmeden bir Qawm’i Hidayet’e
eriştirmez.
003.87- İşte bunların Cezası, Allah'ın Melekler’in ve
Bütün İnsanlar’ın Lanetleri’nin üzerine olmasıdır.
003.88- İçinde Temelli Kalıcı’dırlar. Onlar’ın Azabı
hafifletilmez ve Onlar gözetilmezler.
003.89- Ancak bundan sonra Tewbe edenler, Salih olanlar
başka. Çünkü Allah gerçekten Gafur'dur, Rahim'dir.
003.90- Doğrusu, İmanlar’ından sonra Küfredenler, sonra
da Küfürler’ini arttıranlar, bunların Tewbeler’i kesinlikle qabul edilmez. İşte
bunlar Sapıklar’dır.
003.91- Elbette küfredip Kafir olarak ölenler, bunların
Hiçbirisi’nin Arz Dolusu Altın’ı olsa, bunu Fidye olarak verse de kesin olarak
qabul edilmez. Onlar için Acıklı bir Azab var’dır ve Onlar’ın Yardımcıları
yok’tur.
X 92-101 Kabe
İslamın Merkezi
003.92- Sevdiğiniz Şeyler’den infaq edinceye kadar asla
Birr'e erişemezsiniz. Her ne infaq ederseniz, elbette Allah O'nu bilir.
003.93- Tewrat indirilmeden önce, İsrail'in
kendine Haram kıldıklarından başka, İsrailoğulları’na Bütün Yiyecekler Helal idi. De ki: "Şu halde eğer
Doğru’ysanız, Tewrat'ı getirin de O'nu okuyun."
003.94- Artık bundan sonra kim Allah'a karşı yalan
uydurursa işte onlar Zalim olanlar’dır.
003.95- De ki: "Allah Doğru’yu söyledi. O halde Haqq’!a
yönelmiş olarak İbrahim'in
Milleti’ne uyun. Zira O Müşrikler’den değildi.
003.96- De ki: "Gerçek şu ki, İnsanlar için İlk
kurulan Ev, Bekke'de, o Kutlu ve Bütün İnsanlar için Hidayet
olan’dır.
003.97- Orada Apaçık Ayetler ve İbrahim'in Maqamı vardır. Kim oraya girerse o Güvenlik’tedir. Ona
bir Yol bulup Güçyetirenler’in Ev'i haccetmesi Allah'ın İnsanlar üzerindeki
Haqq’ıdır. Kim de Küfrederse elbette , Allah Alemler’e karşı Ganiy'dir.
003.98- De ki: "Ey Kitap Ehli, Allah yapmakta
olduklarınıza Şahid iken, ne diye Allah'ın Ayetleri’ne küfrediyorsunuz?"
003.99- De ki: "Ey Kitap Ehli, Sizler Şahidler
olduğunuz halde, ne diye İman edenleri Allah Yolu’ndan onda bir Çarpıklık
bulmaya yeltenerek çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah, yapmakta olduklarınızdan Gafil
değildir."
003.100-Ey
İman edenler, eğer kendilerine Kitap verilenler’den herhangi bir Guruba/Takıma
boyun eğecek olunsanız, Sizi İman’ınızdan sonra Kafirler yapmış olarak geri
çevirirler/ tekrar Küfr’e döndürülürler.
003.101-Allah'ın
Ayetleri Size tilavet olunuyorken ve O'nun Elçi’si içinizdeyken nasıl oluyor da
inkar ediyorsunuz? Kim Allah'a Sımsıkı tutunursa, artık elbette o, Dosdoğru
olan bir Yol’a yöneltilmiştir.
XI11 102-109 Muvaffakiyet
Yolu
003.102-Ey
İman edenler, Allah'tan nasıl ittiqa etmek gerekiyorsa öylece ittiqa edin ve
Siz ancak Müslüman olmaktan başka-şekilde ölmeyin.
003.103-Allah'ın
İpi’ne hepiniz Sımsıkı yapışın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın Sizin
üzerinizdeki Ni’met’ini hatırlayın. Hani Siz Düşmanlar idiniz. O,
Qalpler’inizin arasını uzlaştırdı. Ve Siz O'nun Ni’met’iyle Kardeşler olarak
sabahlardınız. Yine Siz, tam bir Ateş Çukuru’nun kıyısındayken, oradan Sizi
kurtardı. Umulur ki Hidayet’e erersiniz diye Allah, Size Ayetler’ini işte böyle
açıklar.
003.104-Sizden,
Hayr’a çağıran Ma'ruf’u emreden ve Münker’den sakındıran bir Ümmet bulunsun. Kurtuluş’a erenler işte bunlardır.
003.105-Kendilerine
Apaçık Belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve Anlaşmazlığa düşenler
gibi olmayın. İşte Onlar için Büyük bir Azab var’dır.
003.106-Bazı
Yüzler’in ağaracağı, bazı Yüzler’in kararacağı Gün. Yüzler’i karacak olanlar’a:
"İman’ınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyleyse inkar etmenize
Karşılık olarak Azab’ı tadın."
003.107-Yüzler’i
ağaranlar ise, artık onlar Allah'ın Rahmet’i içindedirler. İçinde de Temelli
kalacaklardır.
003.108-Bunlar
Sana Haqq olarak tiavet ettiğimiz
Allah'ın Ayetleri’dir. Allah, Alemler’e Zulum isteyen değildir.
003.109-Gökler’de
olanlar da, Yer’de olanlar da Allah'ındır ve İşler Allah'a döndürülür.
XII12 110-120 Yahudilerle
ilişkiler
003.110-Siz,
İnsanlar için çıkarılmış Hayırlı bir Ümmet’siniz, Ma'ruf olan’ı emreder, Münker
olan’dan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı
elbette kendileri için Hayırlı olurdu. İçlerinden İman edenler var’dır, fakat
çoğunluğu Fısqedenler’dir.
003.111-Onlar
Size Eza’dan başka Kesinlikle bir zarar veremezler. Eğer Sizinle savaşırlarsa
Size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine Yardım da edilmez.
003.112-Her
nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın İpi'ne ve İnsanlar’ın İpi’ne
sığınanlar başka, Onlar’a Zillet vurulmuştur. Onlar, Allah'tan bir Gazab’a
uğradılar da üzerlerine Aşağılanma vuruldu (Miskinliğe mahkum edildiler). Bu,
Allah'ın Ayetleri’ni inkar etmeleri ve Nebiler’i Haqqsız yere öldürmeleri
nedeniyledir. Bu,İsyan etmeleri ve Haddi aşmaları dolayısıyladır.
003.113-Onların
tümü bir değil’dir. Kitap Ehli'nden Ayakta duran bir Ümmet vardır ki, Gece Vakitleri’nde
Secde’ye kapanarak Allah'ın Ayetleri’ni okurlar.
003.114-Bunlar,
Allah'a ve Ahiret Günü'ne İman eder, Ma'ruf’u emreder, Münker’den sakındırır ve
Hayırlar’da yarışırlar. İşte bunlar Salih olanlar’dır.
003.115-Onlar
Hayır’dan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah,
Muttaqiler’i Bilen'dir.
003.116-Gerçekten
Küfredenler’in ise, ne Mallar’ı ne Çocuklar’ı, Onlar’a Allah'tan yana birşey
sağlayamaz. İşte Onlar, Ateş'in Halkı’dırlar. Onda Temelli kalacaklardır.
003.117-Onlar’ın
bu Dünya Hayatı’ndaki harcamalarının Misal’i, kendilerine zulmetmiş olan bir
Qawm’in Ekini’ne İsabet eden Kavurucu Soğukluk’taki bir Rüzgar’ın Misali
gibidir ki onu Helak etmiştir. Allah, Onlar’a zulmetmedi, fakat kendi
kendilerine zulmettiler.
003.118-Ey
İman edenler, kendinizden olmayanı Sırdaş edinmeyin. Onlar Size Kötülük ve
Zarar vermekte kusur etmezler, Size Zorlu bir Sıkıntı verecek Şey’den
hoşlanırlar. Buğz Ağızlar’ından dışa vurmuştur. Sineler’inin Gizli tuttukları
ise daha Büyük’tür. Size Ayetlerimizi açıkladık. Belki aqledersiniz.
003.119-Sizler,
işte böylesiniz, oysa Onlar Sizi sevmezler. Siz Kitab'ın Tümü’ne inanırsınız,
Onlar Sizinle karşılaştıklarında (inandık) derler. Kendi başlarına
kaldıklarında ise, Size karşı olan Kin ve Öfkeler’inden dolayı Parmak Uçları’nı
ısırırlar. De ki: "Kin ve Öfkenizle ölün." Şüphesiz Allah,
Sineler’in Özü’nde olanı Bilen'dir."
003.120-Size
bir İyilik dokununca Onlar’ı tasalandırır, Size bir Kötülük isabet edince ise
onunla sevinirler. Eğer Siz sabreder ve sakınırsanız, onlar’ın Hileli
Düzenler’i Size hiç bir Şey’le zarar veremez. Elbette Allah yapmakta
olduklarını Kuşatan'dır.
XIII13 121-129 Uhud
Savaşı
003.121-Hani
Sen, Mü’minler’i savaşmak için elverişli Yerler’e yerleştirmek için Ev’inden
erkenden ayrılmıştın. Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
003.122-O
zaman da Siz’den İki Bölük, neredeyse geri çekilmek istemişti. Oysa Allah
Onlar’ın Yardımcısı’ydı. Artık Mü'minler yalnızca Allah'a Tewekkül
etmelidirler.
003.123-Andolsun,
Siz Güçsüz iken Allah Size Bedir'de
Yardım’ıyla Zafer verdi. Şu halde Allah'tan ittiqa edin ki O'na
şükredebilesiniz.
003.124-Sen
Mü'minler’e: "Rabb'inizin size Melekler’den indirilmiş Üçbin Kişi’yle
Yardım etmesi Size yetmez mi?" diyordun.
003.125-Evet,
eğer sabrederseniz, ittiqa ederseniz ve Onlar da aniden üstünüze çullanırlarsa,
Rabb'iniz Size Melekler’den Nişanlı Beşbin Kişi’yle Yardım ulaştırıcaktır.
003.126-Allah
bunu Size ancak bir Müjde olsun ve Qalpler’iniz bununla tatmin bulsun diye
yaptı, Nusret ancak Azim ve Hakim olan Allah katında’dır.
003.127-(bununla)
Küfredenler’in İleri Gelenleri’ni kessin ya da Umutlar’ı Suya düşmüşler olarak
onları Tepesi aşağı getirsin de geri dönüp gitsinler.
003.128-(O'nun)
Onlar’ın Tewbeler’ini qabul etmesi veya Zalimler olduklarından dolayı
azablandırması işinden Sana bir şey yoktur.
003.129- Gökler’de ve Yer’de olanların tümü
Allah'ındır. Kimi dilerse bağışlar, kimi dilerse azablandırır. Allah Gafur'dur,
Rahim'dir.
XIV 130-143 Zafer
Nasıl Kazanılır
003.130-Ey
İman edenler, kat kat artırılmış Riba’yı yemeyin. Ve Allah'tan ittiqa edin,
umulur ki kurtulursunuz.
003.131-Ve
Kafirler için hazırlanmış olan Ateş'ten sakının.
003.132-Allah'a
ve Elçisi’ne itaat edin, umulur ki Rahmet’e kavuşturulursunuz.
003.133-Rabb'inizden
olan Mağfiret’e ve En’i Gökler’le Yer kadar olan Bahçe için yarışın. O,
Muttaqiler için hazırlanmıştır.
003.134-Onlar,
Bolluk’ta da, Darlık’ta da infaq edenler, Öfkeler’ini yenenler ve İnsanlar’dan
Bağışlanma ile geçenlerdir. Allah, Muhsinler’i sever.
003.135-Ve
Fahşa işledikleri ya da kendilerine Zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp
hemen Günah’ınızdan dolayı Bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan başka Günahlar’ı
bağışlayan kim’dir? Bir de Onlar yaptıkları üzerinde bildikleri halde Israrla
durmayanlardır.
003.136-İşte
bunların Karşılığı, Rabb'lerinden Bağışlanma ve ebedi kalacakları içinden
Irmaklar akan Bahçeler’dir. Böyle yapanlara ne Güzel Ecr var.
003.137-Gerçek
şu ki Siz’den önce nice Sünnetler geçti. Bundan dolayı Arz’da gezin de Yalanlayanlar’ın
uğradıkları Sonuç nasıl oldu bir görün.
003.138-Bu,
İnsanlar için bir Beyan, Muttaqiler için de bir Hidayet ve Öğüt’tür.
003.139-Gevşemeyin,
üzülmeyin, eğer iman etmişseniz En Üstün olan Sizlersiniz.
003.140-Eğer
bir Yara aldıysanız, o Qawm’a de benzeri bir Yara değmiştir. O Günler’i Biz
İnsanlar arasında devredip dururuz. Bu Allah'ın İman edenler’i ayırması ve
Siz’den Şahidler edinmesi içindir. Allah Zulmedenler’i sevmez.
003.141-(bu)
Allah'ın İman edenler’i arındırması ve Küfredenler’i yok etmesi içindir.
003.142-Yoksa
Siz, Allah, içinizden Cihad Edenler’i ayırdetmeden ve Sabredenler’i de ayırdetmeden Bahçe'ye gireceğinizi mi
sandınız?
003.143-Andolsun,
Siz onunla karşılaşmadan önce Ölüm’ü temenni ediyordunuz. İşte Siz bakıp
dururken onu gördünüz de.
XV 144-148 Bozgunluk
anında sebat
003.144-Muhammed,
yalnızca bir Elçi'dir. Ondan önce de nice Elçiler geçti. Şimdi O ölürse ya da
öldürülürse, Siz Topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi döneceksiniz? İki
Topuğu üzerinde gerisin geri dönen Kimse, Allah'a kesinlikle Zarar veremez.
Allah, Şükredenler’i pek yakında ödüllendirecektir.
003.145-Allah'ın
İzni olmaksızın hiç bir Nefis ölmez. O, Süresi belirtilmiş bir Yazı’dır. Kim
Dünya’nın Yararı’nı isterse O’na ondan veririz, kim de Ahiret Sevabı’nı isterse
O’na da ondan veririz. Biz Şükredenler’i pek yakında ödüllendireceğiz.
003.146-Nice
Nebiler’le birlikte birçok Rabbaniler Savaş’a girdiler de, Allah Yolu’nda
kendilerine isabet edenden dolayı ne Gevşeklik gösterdiler, ne de boyun
eğdiler. Allah Sabredenler’i sever.
003.147-Onlar’ın
söyledikleri: "Rabb'imiz, Günahlar’ımızı ve işimizdeki Aşırılıklar’ımızı
bağışla, Ayaklar’ımızı sağlamlaştır ve Bize Kafirler Topluluğu’na karşı Yardım
et." demelerinden başka bir Şey değil’dir.
003.148-Böylece
Allah, Dünya Sevabı’nı da Ahiret Sevabı’nın Güzelliğini de Onlar’a verdi. Allah
Muhsinler’i sever.
XVI16 149-155 Uhud
bozgunu
003.149-Ey
İman edenler, eğer Küfredenler’e itaat ederseniz, Sizi Topuklarınız üzerinde
geri çevrilirler, böylece Büyük Hüsran’a uğrayanlar’a dönersiniz.
003.150-Hayır,
Sizin Mevlanız Allah'tır. O, Yardım edenler’in en Hayırlısı’dır.
003.151-Kendisi
hakkında Hiçbir İspatlı Delil indirmediği Şey’i Allah'a Ortak koştuklarından
dolayı Küfredenler’in Qalpler’ine Korku salacağız. Onlar’ın Barınma Yerleri
Ateş'tir. Zalimler’in Konaklama Yeri ne Kötü’dür.
003.152-Andolsun,
Allah Size verdiği Söz’ünde Sadıq kaldı. Siz O'nun İzni’yle Onlar’ı kırıp
geçiriyordunuz. Öyle ki sevdiğinizi Size gösterdikten sonra, Siz Yılgınlık
gösterdiniz, isyan ettiniz ve Emir konusunda çekiştiniz. Siz’den kiminiz
Dünya’yı istiyor, kiminiz de Ahiret'i istiyordu. Sonra denemek için Sizi ondan
çevirdi. Ama (yine de) Sizi bağışladı. Allah Mü'minler’e karşı Fadl-Sahibi’dir.
003.153-Siz
o zaman durmaksızın uzaklaşıyor, kimseye dönüp bakmıyordunuz. Elçi de Sürekli
Sizi arkadan çağırıyordu. El’inizden kaçırdıklarınıza ve Size İsabet eden’e
üzülmemeniz için Sizi Keder’den Keder’e uğrattı. Allah, yaptıklarınızdan
Haberdar'dır.
003.154-Sonra
Keder’in ardından üzerinize bir Güvenlik Duygusu indirdi, bu Uyuklama ki,
içinizden bir Bölük’ü sarıveriyordu. Bir Bölük de, Canları Derdine düşmüştü.
Allah'a karşı Haqsız yere Cahiliye Zannı’yla Zanlar’a kapılarak: "Bu İş’ten Bize ne var? " diyorlardı. De ki:
"Elbette İş’in tümü Allah'ındır." Onlar, Sana açıklamadıkları Şey’i
içlerinde gizliyorlar, bu İş’ten bize bir Şey olsaydı, Biz burada
öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Eğer Evler’inizde olsaydınız,
üzerinize öldürülmesi Yazılmış olanlar, yine devrilecekleri Yerler’e gidecekti.
Allah Sineler’inizdekini denemek ve Qalpler’inizdekini arındırmak için yaptı.
Allah Sineler’de saklanan’ı Bilen'dir.
003.155-İki
Topluluğun karşı karşıya geldikleri Gün, Siz’den Geri dönenleri, kazandıkları
bazı Şeyler dolayısıyla Şeytan Onların Ayağı’nı kaydırmak istemişti. Ama
andolsun ki, Allah Onlar’ı affetti. Elbette Allah, Gafur'dur, Halim'dir.
XVII17 156-171 Müminlerin
ayırdedilmesi
003.156-Ey
İman edenler, Küfredenler ile Arz’da gezerken veya Savaş’ta bulundukları sırada
(ölen)Kardeşleri için: "Yanımızda olsalardı, ölmezlerdi" diyenler
gibi olmayın. Allah, bunu Onların Qalpler’inde Kahırlı bir Özlem olarak kıldı.
Dirilten ve Öldüren Allah'tır. Allah, yapmakta olduklarınızı Gören'dir.
003.157-Andolsun,
eğer Allah Yolu’nda öldürülür ya da ölürseniz, Allah'tan olan bir Bağışlanma ve
Rahmet, Onların bütün Toplamakta olduklarından daha Hayırlı’dır.
003.158-Andolsun,
ölseniz de, öldürülseniz de elobette Allah'a toplanacaksınız.
003.159-Allah'tan
bir Rahmet dolayısıyla, Onlar’a Yumuşak davrandın. Eğer Kaba, Katı Yürekli
olsaydın Onlar Çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse Onlar’ı bağışla, Onlar
için bağışlanma dile ve İş Konusunda onlar’la Müşavere et. Eğer azmedersen
artık Allah'a Tewekkül et. Elbette Allah, Tewekkül edenler’i sever.
003.160-Eğer
Allah Size Yardım ederse, artık Sizi Yenilgi’ye uğratacak yoktur ve eğer Sizi
yalnız bırakacak olursa, ondan sonra Size Yardım edecek kim’dir? Öyleyse
Mü'minler, yalnızca Allah'a Tewekkül etsinler.
003.161-Hiçbir
Nebi'ye Emanet’e İhanet yaraşmaz. Sonra Her Nefs ne kazandıysa Eksiksiz olarak
ödenir. Onlar Haqsızlığa da uğratılmazlar.
003.162-Allah'ın
Rızası’na uyan Kişi, Allah'tan bir Gazab’a uğrayan kişi gibi midir? Ne kötü
Barınak’tır o?
003.163-Allah
katında Onlar derece derece’dir. Allah yapmakta olduklarını Gören'dir.
003.164-Andolsun
ki Allah Mü'minler’e, içlerinde kendilerinden Onlar’a bir Elçi göndermekle
Lutuf’ta bulunmuştur. Onlar’a Ayetler’ini okuyor ,Onlar’ı arındırıyor ve
Onlar’a Kitab'ı ve Hikmet'i öğretiyor. Ondan önce ise Onlar apaçık bir Sapıklık
içindeydiler.
003.165-İki
Misline uğrattığınız bir Musibet Size isabet edince mi: "Bu nereden?"
dediniz. De ki: " O, Sizin kendinizdendir. "Şüphesiz Allah , Herşey’e
Güçyetiren'dir.
003.166-İki
Topluluğun karşı karşıya geldiği Gün, Size isabet eden ancak
Allah'ın İzni’yle idi. (Bu Allah’ın) Mü'minler’i ayırdetmesi içindi.
003.167-Münafıklık
yapanları da Belirtmesi içindi. Onlar’a: "Gelin, Allah'ın Yolu’nda savaşın
ya da Savunma yapın" denildiğinde, "Biz Savaşma’yı bilseydik elbette Sizi
izlerdik" dediler. O Gün Onlar, İman’dan çok Küfr’e daha yakın’dılar.
Qalpler’inde olmayanı Ağızlar’ıyla söylüyorlardı. Allah, Onların
gizledikleinizi daha iyi bilir.
003.168-Onlar,
kendileri oturup Kardeşler’i için: "Eğer Bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi"
diyenlerdir. De ki: "Eğer Doğrusözlüler iseniz Ölüm’ü kendinizden savın
öyleyse."
003.169-Allah
Yolu’nda öldürülenleri sakın Ölüler sanmayın. Hayır, Onlar, Rabb'leri katında
Diri’dirler, rızıqlanmaktadırlar.
003.170-Allah'ın
kendi Fadl’ından Onlar’a verdikleriyle Sevinç içindedirler. Onlar’a
arkalarından henüz ulaşmayanlara Müjdeler vermektedirler ki Onlar’a hiç bir
Korku yok’tur, Mahzun da olacak değillerdir.
003.171-Onlar,
Allah'tan bir Ni’met’i, bir Fadl’ı ve gerçekten Allah'ın Mü'minler’in Ecri’ni
boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler.
XVIII18 172-180 Düşmanın
hüsranı
003.172-Kendilerine
Yara isabet ettikten sonra Allah ve Elçisi’nin Çağrı’sına İcabet edenler,
içlerinden İyilik yapanlar ve Sakınanlar için Büyük bir Ecr var’dır.
003.173-Onlar,
kendilerine İnsanlar: "Size karşı İnsanlar topladılar, artık Onlar’dan
korkun." dedikleri halde, İmanlar’ı artanlar ve: "Allah Bize yeter, O
ne Güzel Wekil’dir" diyenlerdir.
003.174-Bundan
dolayı, kendilerine hiçbir Kötülük dokunmadan bir Fadl ve Allah'tan bir
Ni’met’le geri döndüler. Onlar, Allah'ın Rızası’na uydular. Allah Büyük Fadl
Sahibi’dir.
003.175-İşte
bu Şeytan, ancak kendi Dostlar’ını korkutur. Siz Onlar’dan
korkmayın , eğer Mü'minler’seniz Ben'den korkun.
003.176-Küfür’de
çabalayanlar Seni üzmesin. Çünkü Onlar, Allah'a hiçbir Şey’le Zarar veremezler.
Allah, Onlar’ı Ahiret’te Pay Sahibi kılmamayı ister. Onlar için Büyük bir Azab var’dır.
003.177-
Onlar İman’a karşı Küfrü Satın alanlardır. Onlar, Allah'a karşı hiçbir Şey’le Zarar
veremezler. Onlar için Acıklı bir Azab vardır.
003.178-O
Küfredenler, kendilerine tanıdığımız Süre’yi sakın kendileri için Hayırlı
sanmasınlar, Biz Onlar’a, ancak Günahları daha da artsın diye Süre vermekteyiz.
Onlar için Alçaltıcı bir Azab var’dır.
003.179-Allah,
Murdar’ı Temiz’dern ayırt edinceye kadar Mü'minler’i, Sizin üzerinde
bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah Sizi Gayb üzerine Muttali
kılacak da değildir. Ama Allah Elçiler’inden dilediğini seçer. Öyleyse siz de
Allah'a ve Elçisi’ne İman edin. Eğer İman eder ve İttiqa ederseniz, Sizin için
Büyük bir Ecr var’dır.
003.180-Allah'ın
Bol İhsan’ından kendilerine verdiği Şeyler’de Cimrilik edenler, bunun kendileri
için Hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır, bu, Onlar için Şerr’dir. Qıyamet Günü
Cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaktır. Gökler’in ve Yer’in Mirası
Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan Haberdar'dır.
XIX19 181-189 Düşmanların
alayları
003.181- Andolsun, "Gerçek, Allah Faqir’dir,
Biz ise Zenginler’iz" diyenlerin Sözler’ini Allah işitmiştir. Onlar’ın bu
Sözlerini ve Nebiler’ini Haqsız yere öldürmelerini yazacağız ve: "Yakıcı
olan Azab'ı tadın" diyeceğiz.
003.182-Bu,
Sizin ellerinizin önden sunduklarıdır. Allah, gerçekten Kullar’a
Zulmedici değildir.
003.183-"Bize,
Ateş'in Yiyeceği bir Kurban getirinceye kadar, hiçbir Elçi’ye inanmamamızı
Allah elbette Bize Söz vermiştir." diyenlere de ki: "Elbette, Ben’den
önce nice Elçiler, Apaçık Belgeler ve söylediklerimizle geldi. Eğer Siz
Doğrusözlü idiyseniz şu halde Onlar’ı ne diye öldürdünüz?"
003.184-Eğer
Seni yalanlarlarsa, Sen’den önce Apaçık Belgeler, Zeburlar ve Aydınlık Kitap'la
gelen Elçileri de yalanladılar.
003.185-Her
Nefs Ölüm’ü Tadıcı’dır. Qıyamet Günü elbette Ecirleriniz Eksiksizce
ödenecektir. Kim Ateş'ten uzaklaştırılır ve Bahçe'ye sokulursa, artık o
gerçekten Kurtuluş’a ermiştir. Dünya Hayatı, Aldatıcı Meta’dan başka birşey
değil’dir.
003.186-Andolsun,
Mallar’ınızla ve Canlar’ınızla imtihan edileceksiniz ve Siz’den önce
kendilerine Kitap verilenler’den ve Müşrikler’den elbette çok Eziyet verici
(sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve ittiqa ederseniz bu Emirler’e olan
Azim’dendir.
003.187-Hani
kendilerine Kitap verilenler’den: "O'nu elbette İnsanlar’a
açıklayacaksınız ve O'nu gizlemeyeceksiniz" diye Kesin Söz almıştı. Fakat
Onlar, bunu arkalarına attılar ve ona Karşılık Az bir Değer’i satın aldılar. O
aldıkları Şeyse ne kötü’dür.
003.188-Getirdikleriyle
sevinen ve yapmadıkları Şeyler nedeniyle Övülme’den hoşlananları (kazançlı)
sayma. Onlar’ı Azap’tan Kurtulmuş olarak da sayma. Onlar için Acıklı bir Azab vardır.
XX 190-200 Müminlerin
zaferi
003.189-Gökler’in
ve Yer’in Mülkü Allah'ındır. Allah, Herşey’e Güçyetiren'dir.
003.190-Elbette
Gökler’in ve Yer’in Yaratılışı’nda, Gece ile Gündüz’ün ardarda Gelişi’nde
Ulu’l-Elbab için gerçekten Ayetler var’dır.
003.191-Onlar,
Ayak’ta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve Gökler’in ve
Yer’in Yaratılışı’nı düşünürler. "Rabbimiz, Sen bunu boşa yaratmadın. Sen
Yüce’sin, Bizi Ateş'in Azabı’ndan koru."
003.192-"Rabb'imiz,
şüphesiz Sen kimi Ateş'e sokarsan, artık O’nu Aşağılık kılmışındır.
Zulmedenler’in Yardımcıları yok’tur."
003.193-"Rabb'imiz
Biz "Rabb’inize iman edin" diye İman’a Çağrı’da bulunan bir
Çağrıcı’yı işittik, hemen İman ettik.
Rabb'imiz, Bizim Günahlar’ımızı bağışla, Kötülükler’imizi ört ve Bizi Ebrar’la
öldür."
003.194-"Rabb'imiz
, Elçiler’ine vadettiklerini Bize ver, Qıyamet Günü'nde de Bizi Aşağılık
kılma. Elbette Sen Wa’dine
hulfetmezsin."
003.195-Nitekim
Rabb'leri Onlar’a Cevap verdi: "Elbette Ben Erkek, Kadın, Siz’den bir İş’te bulunanın İş’ini boşa çıkarmam.
Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte Hicret edenler’in , Yurtlar’ından
çıkarılanların ve Yol’umda İşkence görenler’in , çarpışıp Öldürülenler’in
elbette Seyyieler’ini örteceğim ve
Onlar’ı içlerinden Irmaklar akan Bahçeler’e koyacağım. Allah katından bir
Sevab. Allah, Karşılığın en Güzeli O'nun katındadır.
003.196-Küfredenler’in
Ülke Ülke dolaşmaları Seni aldatmasın.
003.197-(bu)Az
bir Yarar. Sonra bunların Barınma Yerleri Cehennem'dir. O ne Kötü bir Yatak’tır.
003.198-Ama
Rabb'lerinden İttiqa edenler, Onlar için Allah katında bir Şölen
olarak içlerinden Irmaklar akan ebedi kalacakları Bahçeler var’dır. Ebrar için
Allah'ın katında olanlar daha Hayırlı’dır.
003.199-Elbette,
Kitap Ehli'nden de Allah'a, Size indirilene ve kendilerine indirilene Allah'a
Derin Saygı gösterenler olarak inananlar vardır. Onlar, Allah'ın Ayetleri’ne
Karşılık olarak Az bir Değer’i satın almazlar. İşte bunların Rabb'leri katında
Ecirleri var’dır. Şüphesiz Allah, Hesab’ı çabuk-Gören'dir.
003.200-Ey
İman edenler, sabredin ve Sabır’da yarışın, Ribat-edin. Allah'tan
ittiqa edin. Umulur ki Felah’a erersiniz.
Bismillahirrahmanirrahim
I1 1-8 Mü'minlerin
Peygambere yakınlıkları
033.01- Ey Nebi Allah'tan ittiqa et, Kafirler’e ve
Münafıklar’a itaat etme. Elbette Allah, Bilen'dir, Hakim'dir.
033.02- Ve Sana Rabb'inden wahyedilene uy. Elbette
Allah yaptıklqarınızdan Haber-alan’dır.
033.03- Allah'a tewekkül et, Wekil olarak Allah yeter.
033.04- Allah bir Adam’ın Cevni’nde İki Qalb kılmadı ve kendilerini Anneler’inize
benzeterek Yemin konusu yaptığınız Eşler’inizi de Sizin Anneler’iniz yapmadı.
Evlatlıklar’ınızı da Sizin Çocuklarınız saymadı. Bu Sizin Ağzınız’la söylemenizdir. Allah ise Haqq’ı söyler ve Yol’a
yöneltip-iletir.
033.05- Onlar’ı Babalar’ına Nisbet ederek çağırın. Bu
Allah katında daha Adil’dir. Eğer Babalar’ını bilmiyorsanız artık Onlar Din’de
Sizin Kardeşler’iniz ve Dostlar’ınızdır. Hata olarak yaptıklarınız da ise Sizin
için bir Sakınca yok’tur. Ancak Qalpler’inizin qastederek yaptıklarınızda
var’dır. Allah Bağışlayan'dır, Rahim'dir.
033.06- Nebi, Mü'minler için kendi Nefisler’inden daha
Evla’dır. Ve O'nun Zewceler’i de Onlar’ın Anneler’idir. Rahim Sahipleri
Allah'ın Kitab'ında Mü'minler’den ve Muhacirler’den bir kısmı bir kısına göre
daha Önde’dir. Ancak Dostlar’ınıza Ma'ruf üzerine yapacağınız başka. Bunlar
Kitap'ta yazılmıştır.
033.07- Hani Biz Nebiler’den Kesin Sözler’ini almıştık,
Sen’den Nuh'dan,İbrahim'den Musa'dan ve Meryemoğlu İsa'dan. Biz Onlar’dan Sapasağlam bir Söz almıştık.
033.08- Doğru olanlar’a Doğruluklar’ını sorması için
Kafirler’e ise Acıklı bir Azab hazırlamıştır.
II2 9-20 Müttefiklerin
Medineye Hucumu
033.09- Ey İnananlar! Allah'ın Sizin üzerinizdeki
Ni’met’ini hatırlayın. Hani Size Ordular gelmişti, böylece Biz de Onlar’ın
üzerine bir Rüzgar ve Sizin görmediğiniz Ordular göndermiştik. Allah
yaptıklarınızıGören'dir.
033.10- Hani Onlar Size hem üstünüzden hem altınızdan
gelmişlerdi. Gözler de kaymış Yürekler Hançere’ye gelip dayanmıştı ve siz Allah
katında Zanlar’da bulunuyordunuz.
033.11- İşte Orada İnananlar Deneme’den geçirilmiş ve
Şiddetli bir Sarsıntı ile Sarsıntı’ya uğratılmışlardı.
033.12- Hani Münafıklar ve Qalpler’inde Hastalık
bulunanlar "Allah'ın Elçisi Bize Boş bir Aldanış’tan başka bir Şey
waadetmedi" diyorlardı.
033.13- Onlar’dan bir Bölük de hani şöyle
demişti."Ey Yesrib Halkı! Artık Sizin için kalacak yer yok. Şu
halde dönün." Onlar’dan bir Topluluk da "Gerçekten Evler’imiz
Açık’tır" diye Nebi'den izin istiyordu. Oysa Onlar Açık değildi, Onlar
yalnızca kaçmak istiyorlardı.
033.14- Eğer Onlar’a yanından girilseydi sonra da
kendilerinden Fitne istenmiş olsaydı
elbette bunu yanaşır ve bunda pek azı dışında kalmazlardı.
033.15- Oysa Andolsun Onlar daha önce Arkalarını dönüp
kaçmayacaklarına dair Allah'a Söz vermişlerdi. Allah'a verilen Söz ise
Sorumluluk’tur.
033.16- De ki: "Eğer Ölüm’den veya Öldürülmekten
kaçıyorsanız kaçış Size Kesin olarak bir Yarar sağlamaz. Böyle olsa bile pek az
dışında metalanıp yararlandırılmazsınız."
033.17- De ki: " Size bir Kötülük isteyecek olsa
Sizi Allah'tan koruyucak ve Size bir Rahmet isteyecek olsa ( kim engeller). Onlar
kendileri için Allah'ın dışında ne bir Weli ne de bir Yardımcı bulamazlar.
033.18- Gerçekten Allah içinizden alıkoyanlar’ı ve
Kardeşler’ine "Bize gelin" diyenleri bilmektedir. Bunlar pek azı
dışında Zorlu Savaşlar’a gelmezler.
033.19- Size karşı oldukca Cimri ve Bencil’dirler.
Şayet Korku gelecek olsa Ölüm’den dolayı üstüne Baygınlık çökmüş kimseler
gibi Gözler’i dönerek Onlar’ın Sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku
gidince de Hayr’a karşı oldukca Düşkünlük göstererek Sizi Keskin Diller’i ile
karşılarlar. İşte Onlar inanmamışlardır. Böylece Allah Onlar’ın yapmakta
olduklarını Boşa çıkarmıştır. Bu ise Allah'a göre pek Kolay’dır.
033.20- Onlar Düşman Birlikleri’nin gitmediklerini
sanıyorlardı. Eğer Birlikler gelecek olsa, Çöl’de Bedewiler arasında olup da
Sizin Haberler’inizi sormayı cidden Arzu ediyorlardı. Fakat içinizde olsalardı
ancak pek az savaşırlardı.
III3 21-27 Düşmanın
Mağlubiyeti
033.21- Andolsun Sizin için Allah’ı ve Son Gün’ü
umanlar ve Allah'ı çokca zikredenler için Allahın Elçi'sinde Güzel bir Örnek var’dır.
033.22- Mü'minler Düşman Birlikleri’ni gördükleri zaman
ise dediler ki:"Bu Allah'ın ve Elçi'sinin Bize Waadettiği Şey’dir. Allah
ve Elçisi Doğru söylemiştir ve yalnızca Onlar’ın İmanlar’ını ve
Teslimiyetler’ini artırmış oldu.
033.23- Mü'minler’den öyle Adamlar vardır ki üzerinde Allah ile
yaptıkları Ahid’e Sadaqat gösterdiler ve böylece Onlar’dan kimi Adağını gerçekleştirdi kimi de beklemektedir. Onlar
hiçbir Değiştirme ile değiştirmediler.
033.24- Çünkü Allah Sadıqlar’ı Sadaqatler’inden dolayı
mükafatlandıracak, Münafıqlar’ı da dilerse azablandıracak veya Tewbeler’ini
qabul edecektir. Elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
033.25- Allah Küfredenler’i Kin ve Öfkeler’i ile geri
çevirdi. Onlar hiçbir Hayr’a varamadılar. Savaş’ta Allah Mü'minler’e yetti.
Allah Aziz'dir, ve Galip-olan’dır,
033.26- Kitap Ehli'nden Onlar’a Arka çıkanlar’ı da
Kaleler’inden indirdi ve Onlar’ın Qalpler’ine Korku düşürdü. Siz bir kısmını
öldürüyordunuz bir ksmını ise Esir alıyordunuz,
033.27- Ve Sizi Onlar’ın Topraklar’ına Yurtlar’ına
Mallar’ına ve daha Ayak basmadığınız bir Yer’de de Mirascı kıldı. Allah’ın Herşey’e Gücü yeter.
IV4 28-34 Peygamberin
aile hayatı
033.28- Ey Nebi, Eşler’ine söyle. "Eğer Siz Dünya Hayatı’nı
ve O’nun Süslü Çekiciliğini istiyorsanız gelin Sizi yararlandırayım ve Güzel
bir Salma ile Sizi salayım."
033.29- Eğer siz Allah'ı, Elçi'sini ve Ahiret Yurdu’nu
istiyorsanız artık elbette Allah içinizden Güzellikte bulunanlar için Büyük bir
Ecir hazırlamıştır.
033.30- Ey Nebi Eşleri! Kim Siz’den Açık bir
Utanmazlıkta bulursa O’nun Azab'ı iki Kat olarak artırılır. Bu da Allah'a pek
Kolay’dır.
033.31- Ama Kim’de Siz’den Allah'a ve Elçi'sine
Gönül’den itaat eder ve Salih bir Eylem’de bulunursa O’na da Ecr’ini iki kere
veririz ve Biz O’na Üstün bir Rızıq da hazırlamışızdır.
033.32- Ey Nebi'nin Eşleri! Siz Kadınlar’dan herhangi
biri değilsiniz, eğer sakınıyorsanız artık Söz’ü Çekicilikle söylemeyin ki
sonra Qalpler’inde Hastalık bulunan Kişi tamah eder. Sözü Ma'ruf bir tarz’da
söyleyin.
033.33- Evler’inizde Wakar’la oturun, İlk Cahiliye’nin
Süsleri’ni açığa vurması gibi, Siz de Süsler’inizi açığa vurmayın. Salat’ı
kılın, Zekat’ı verin, Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin. Ey Ev Halkı, gerçekten
Allah Siz’den Kir’i gidermek ve Sizi tertemiz kılmak ister.
033.34- Evlerinizde okunmakta olan Allah'ın Ayetleri’ni
ve Hikmet'i hatırlayın. Elbette Allah Latif'tir, Haberdar'dır.
V5 35-40 Peygamber’in
Zeyneb’le evliliği
033.35- Elbette Müslimler ve Müslimeler, Müminler ve
Mümineler , Gönülden İtaat eden-erkekler ve Gönül’den İtaat eden-kadınlar,
Sadıq-erkekler ve Sadıq-kadınlar, Sabreden- erkekler
ve Sabreden-kadınlar, Saygı ile korkan-erkekler ve Saygı ile korkan-kadınlar,
Sadaqa veren erkekler ve Sadaqa veren-kadınlar, Oruç tutan-erkekler ve Oruç
tutan-kadınlar,Irzlarını koruyan-erkekler ve Koruyan-kadınlar,
Allah'ı çokca anan-erkekler ile Zikreden-kadınlar. Bunlar için Allah bir
Bağışlanma ve Büyük bir Ecir
hazırlamıştır.
033.36- Allah ve Elçi'si bir İş’e hükmettiği zaman
Mü’min ve Mü’mine için kendi İşler’inde Seçim Haqları yoktur. Kim Allah'a ve
Elçi'sine isyan ederse artık gerçekten o Açık bir Sapıklık’la sapıtmıştır.
033.37- Hani Sen Allah'ın kendisine Ni’met verdiği ve
Senin de kendisine Ni’met verdiğin Kişi’ye
"Eşi’ni yanında tut ve
Allah'tan ittiqa et," diyordun ve İinsanlar’dan da çekinerek Allah'ın
açığa vurucağı Şey’i kendi Nefs’inde saklıyordun, oysa Allah kendisinden
çekinmene çok daha layıktı. Artık Zeyd O’nunla ilişkisini kesince Biz
O'nu Senin’le evlendirmiş olduk. Böylelikle Evlatlıklar’ının kendilerinden
ilişkilerini kestikleri zaman Onlar’la Evlenme konusunda Mü'minler üzerine bir
güçlük olmasın. Allah'ın Emri yerine getirilmiştir.
033.38- Allah'ın kendisine Farz kıldığı bir Şey de
Nebi üzerine bir Güçlük yok’tur. Daha
önce gelip geçenler’de de Allah'ın Sünneti’dir. Allah'ın Emri Taqdir edilmiş
bir Qader’dir.
033.39- Ki Onlar Allah'ın Elçiliği’ni Tebliğ edenler,
O’ndan Huşu duyanlar ve Allah'ın dışında
hiç kimse’den korkmayanlardır. Hesap görücü olarak Allah yeter.
033.40- Muhammed
Siz’in Adamlar’ınızdan hiçbirinizin
Babası değil’dir. Ancak O Allah'ın Elçisi ve Nebiler’in Hatemi’dir. Allah
Herşey’i Bilen'dir.
VI6 41-52 Peygamberin
aile hayatı
033.41- Ey İnananlar, çokca anmak suretiyle Allah'ı
anın.
033.42- Ve O’nu Sabah ve Akşam tesbih edin.
033.43- O'dur ki Sizi Karanlıklar’dan Nur’a çıkarmak
için Sizin üzerinize Salat etmekte, Melekler’i de. O Müminler için Rahim'dir.
033.44- O’na kavuşacakları Gün Onlar’ın Dirlik
temennileri "Selam" dır. Ve Onlar’a Kerim bir Ecir hazırlamıştır.
033.45- Ey Nebi, Biz Seni gerçekten bir Şahid, bir
Müjdeci ve bir Uyarıcı olarak gönderdik.
033.46- Ve kendi İzniyle Allah'a çağıran ve Nur saçan
bir Çerağ olarak.
033.47- Müminler’i müjdele. Gerçekten Onlar için Allah'tan
Büyük bir Fadl var’dır.
033.48- Kafirler’e ve Münafıqlar’a itaat etme.
Eziyetler’ine de aldırma ve Allah'a tewekkül et, Wekil olarak Allah yeter.
033.49- Ey İnananlar, Mü'mineler’i nikahlayıp sonra Onlar’a dokunmadan
boşarsanız bu durumda Sizin için üzerlerinize sayacağınız bir İddet yok’tur.
Artık Onlar’ı yararlandırın ve Güzel bir salma ile Onlar’ı salın.
033.50- Ey Nebi, gerçekten Biz Sana Ücretler’ini
verdiğin Eşler’ini ve Allah'ın Sana Ganimet olarak verdikleri’nden Sağel’inin Malik
olduğu ile Seninle birlikte Hicret eden Amca’nın Kızları’nı, Hala’nın
Kızları’nı, Dayı’nın Kızları’nı ve Teyze’nin Kızları’nı Helal kıldık ve bir de
kendisini Nebi'ye Hibe eden ve kendisini Nebi'nin almak istediği Mü'mine’yi de
Mü’minler için olmaksızın yalnızca Sana Has
olmak üzere. Biz kendi Eşler’i ve Sağeller’inin Malik olduğu konusunda Onlar
üzerinde neyi Farz kıldığımızı bildik. Böylelikle Senin için hiçbir Güçlük olmasın. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
033.51- Onlar’dan dilediğini geri bırakır dilediğini de
yanına alıp barındırabilirsin. Ayrıldıklarından istek duyduklarına (dönmende)
bir Sakınca yok’tur. Onlar’ın Gözlerinin aydınlanıp Hüzn’e kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin Hoşnut
olmalarına en yakın olan bu’dur. Allah Qalpler’inizde olan’ı bilmektedir. Allah
Bilen'dir, Halim'dir.
033.52- Bundan sonra Kadınlar ve bunları başka Eşler
ile değiştirmek Güzellikleri Hoşuna gitse bile Helal olmaz. Ancak Sağel’inin
Malik olduğu başka. Allah Herşey’i Gözetleyip-denetleyen’dir.
VII7 53-58 Münafıkların
Tezviratı
033.53- Ey İnananlar, Nebi'nin Evleri’ne Yemek için
İzin verilmeden ve Vaktine de bakmaksızın girmeyin. Ancak çağrılırsanız artık
girin. Yemeği yediğinizde de dağılıverin. Söz ve Sohbet için de girmeyin.
Gerçekten bu Nebi'ye Eziyet vermekte ve O da Siz’den utanmaktadır. Oysa Allah Haqq’tan utanmaz. Onlar’dan bir
Şey isteyeceğiniz zaman Perde arkası’ndan isteyin; bu Sizin Qalpler’iniz için de, Onlar’ın Qalpler’i için de daha
Temiz’dir. Allah'ın Elçi'sine Eziyet vermeniz ve O'ndan sonra Eşler’ini
nikahlamanız Size Ebedi olarak olmaz. Çünkü böyle yapmanız Allah katında çok
Büyük.
033.54- Bir Şey’i açığa vursanız da saklı tutsanız da
elberre Allah Herşey’i bilir.
033.55- Onlar için Babalar’ı, Oğullar’ı, Kardeşler’i,
Erkek Kardeşleri’nin Oğulları, Kızkardeşleri’nin Oğulları, Kadınlar’ı ve
Sağeller’inin Malik olduğu hakkında bir Sakınca yok’tur. Allah'tan sakının,
şüphesiz Allah Herşey’e Şahid'dir.
033.56- Elbette Allah ve Melekler’i Nebi üzerine salat
ederler, ey İnananlar Siz de O’nun üzerine salat edin. Tam bir Teslimiyet’le
O'na Selam verin/ tam anlamıyla destekleyin.
033.57- Gerçek şu Allah'a ve Elçi'sine Eziyet edenler,
Allah Onlar’a Dünya’da da Ahiret'te de Lanet etmiş ve Onlar için Aşağılayıcı
bir Azab hazırlanmıştır.
033.58- Mü'minler’e ve Mü'mineler’e İrtikab etmedikleri sebebiyle Eziyet edenler
ise gerçekten bir İftira ve Açık bir Günah yüklenmişlerdir.
VIII8 59-66 İftiracıların
akıbeti
033.59- Ey Nebi, Eşler’ine, Kızlar’ına, ve Mü'minler’in
Kadınları’na Dışelbiseleri/Cilbabları üzerine giymelerine söyle. Onlar’ın
tanınmaları ve Eziyet görmemeleri için en uygun olan’ı budur. Allah Gafur'dur,
Rahim'dir.
033.60- Andolsun eğer Münafıqlar, Qalpler’inde Hastalık
bulunanlar ve Şehir’de Kışkırtıcılık yapanlar bir son vermeyecek olurlarsa
gerçekten Seni Onlar’a saldırtırız, sonra orada Seninle pek az Komşu
kalabilirler.
033.61- Lanet’e uğratılmışlar olarak nerede ele
geçirilseler yakalanırlar ve öldürüldükce öldürülürler.
033.62- Daha önceden gelip geçenler konusunda Allah'ın
Sünneti’dir. Allah'ın Sünneti’nde Kesinlikle bir Değişiklik bulamazsın.
033.63- İnsanlar Sana Saat'i sorarlar. De ki:
"O'nun Bilgisi yalnızca Allah'ın katındadır, ne bilirsin, belki Saat pek
yakında olabilir.
033.64- Gerçekten Allah Kafirler’i lanetlemiş ve Onlar
için Çılgın bir Ateş hazırlamıştır,
033.65-Orada
Ebedî olarak Kalıcı’dırlar. Onlar ne bir Weli ne de bir Yardımcı
bulamıyacaklardır.
033.66- Onlar’ın Yüzleri’nin Ateş'te evrilip çevrileceği
Gün derler ki: "Eyvahlar Bize, keşke Allah'a İtaat etseydik ve Elçi'ye
İtaat etseydik."
033.67- Ve dediler ki: "Rabb'imiz gerçekten Biz
Efendiler’imize ve Büyükler’imizize İtaat ettik. Böylece Onlar Bizi Yol’dan
saptırmış oldular."
033.68- "Rabb'imiz Onlar’ı Azab’tan iki katını ver
ve Onlar’a Büyük bir Lanet’le lanet et."
IX9 67-73 Müslümanlara
öğütler
033.69- Ey İnananlar Musa'ya Eziyet edenler gibi olmayın ki sonunda Allah O’nu denemekte
olduklarından Temiz’e çıkırdı. O, Allah katında Seçkin’di.
033.70- Ey İnananlar, Allah'tan ittiqa edin ve Söz’ü
doğru olarak söyleyin.
033.71- Ki o Ameller’ini ıslah etsin ve Size
Günahlar’ınız bağışlasın. Kim Allah'a ve Elçi'sine itaat ederse artık O en
Büyük Kurtuluş’la kurtulmuştur.
033.72- Gerçek şu ki Biz Emanetler’i Gökler’e, Yer’e ve
Dağlar’a sunduk da Onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve O’ndan Korku’ya
kapıldılar, O’nu İnsan yüklendi. Çünkü O çok Zalim, Çok-cahil’dir.
033.73- Şundan ki Allah Münafıqlar’ı ve Münafıqalar’i,
Müşrikler’i ve Müşrikeler’i azablandıracak, Mü'minler’in ve Mü'mineler’in
Tewbe’sini Kabul edecektir. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-6 Müslümanların
gayrileriyle ilişkileri
060.01-Ey
İnananlar, Benim de Düşman’ım Sizin de Düşman’ınız olanlar’ı Weliler
edinmeyin. Siz Onlara karşı Sevgi yöneltiyorsunuz, oysa Onlar Haqq’tan Size
gelene küfretmişlerdir. Rabb'iniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı Elçi’si de,
Sizi de çıkarıyorlardı. Eğer Siz, Benim Yol’umda cihad etmek ve Benim Rıza’mı
aramak amacıyla çıkmışsanız, Onlara karşı hala Sevgi gizliyorsunuz? Ben, Sizin
gizlemekte olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilirim. Kim Siz’den bunu
yaparsa, artık O elbette Yolun-ortası’ndan sapmıştır.
060.02-Eğer
Onlar Sizi ele geçirecek olurlarsa, Size Düşman kesilirler. Eller’ini ve
Diller’ini Kötülük’le Size uzatırlar. Onlar Sizin Küfr’e sapmanızı içten arzu
etmişlerdi.
060.03-Ne
Yakın Aqrabalar’ınız, ne Çocuklar’ınız Qıyamet Günü Size bir Yarar sağlamaz.
Sizin aranızı ayıracaktır. Allah yaptıklarınızı
Gören'dir.
060.04-İbrahim ve O'nunla birlikte olanlar’da
Sizin için Güzel bir Örnek vardır. Hani Onlar kendi Qawimler’ine demişlerdi ki:
"Biz, Sizler’den ve Allah'ın dışında tapmakta olduklarınızdan gerçekten
Uzağız. Sizi inkar ettik. Sizinle aramızda, Siz Allah'a bir olarak inanıncaya
kadar Ebedî bir Düşmanlık ve bir Kin başgöstermiştir." Ancak İbrahim'in Baba’sına: "Sana
Bağışlanma dileyeceğim, Ama Allah'tan gelecek herhangi bir Şey’e karşı Senin
için Gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabb'imiz, Biz Sana tewekkül
ettik ve içten Sana yöneldik. Dönüş Sana’dır."
060.05-"Rabb'imiz,
küfretmekte olanlar için Bizi Fitne kılma ve Bizi bağışla. Rabb'imiz. Şüphesiz
Sen Aziz'sin, Hakim'sin."
060.06-Andolsun,
Onlar’da Sizler için, Allah'ı ve Son Gün’e Umud etmekte olanlar için Güzel bir
Örnek vardır. Kim yüzçevirecek olursa, artık elbette Allah, Ganî'dir,
Hamid'dir.
II2 7-17 Müslümanların
gayrileriyle ilişkileri
060.07-Belki
Allah, Sizler’e Onlar’dan kendilerine karşı Düşmanlık beslemekte olduklarınız
arasında bir Sevgi bağı kılar. Allah, Güçyetiren'dir, Hamid'dir.
060.08-Allah,
Sizinle Din konusunda savaşmayan, Sizi Yurtlar’ınızdan çıkarmayanlara İyilik
yapmanızdan ve Onlara Adalet’li davranmanızdan Sizi sakındırmaz. Çünkü Allah
Adalet yapanları sever.
060.09-Allah,
ancak Din konusunda Sizinle savaşanları, Sizi Yurtlar’ınızdan çıkaranları, ve
çıkarılmanız için arka çıkanları tewelli etmenizden sakındırır. Kim Onları Weli
edinirse, artık Onlar Zalimler’in ta kendisidir.
060.10-Ey
İnananlar, Mü'mineler hicret ederek Size geldiklerinde, Onları imtihan edin.
Allah, Onların İmanlar’ını daha iyi Bilen'dir. Şayet Onların Mü'mine
olduklarını bilirseniz, artık sakın Onları Kafirler’e geri vermeyin. Ne bunlar
Onlara Helal’dir, ne de Onlar bunlara Helal’dir. Onlara harcadıklarını verin.
Onlara Ücretler’ini verdiğiniz taqdirde Onları nikahlamanızda Sizin için bir
Güçlük yok’tur. Kafirler’in İsmetleri’ni tutmayın
ve Harcadıklarınızı isteyin. Onlar da Harcadıklarını istesinler. Bu, Allah'ın Hükmü’dür.
Sizin aranızda hükmeder. Allah, Bilen'dir, Hakim'dir.
060.11-Ve
eğer Eşler’inizden herhangi bir Şey Kafirler’e geçer, böylece Siz de Ganimet’e
kavuşursanız, Eşler’i gidenlere Harcama yaptıklarının bir Mislini verin.
Kendisine inandığınız Allah'tan ittiqa edin.
060.12-Ey
Nebi, Mü'mineler Allah'a hiçbir Şey’i şirk koşmamak, çalmamak, Zina etmemek, Çocuklar’ını
öldürmemek, Eller’i ve Ayaklar’ı arasında bir İftira düzmemek, Ma'ruf konusunda
Sana isyan etmemek üzere, Sana Biat etmeye geldikleri zaman, Onların
Biatlar’ını qabul et ve Onlar için Allah'tan Mağfiret iste. Elbette Allah, Gafur'dur, Rahim' dir.
060.13-Ey
İnananlar! Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir Qawm’i Weli edinmeyin,
ki Onlar, Kafirler’in Qabir Halkı’ndan Umut kesmeleri gibi Ahiret'ten ye’s’e
düşmüşlerdir.
Bismillahirrahmanirrahim
I1 1-10 Yetimler
ve Vasileri
004.01-Ey
İnsanlar, Sizi Tek bir Nefis’ten yaratan, ondan da Eş’ini yaratan ve her ikisinden
bir çok Erkek Kadın türetip yayan Rabb'inizden sakının. Ve yine kendisiyle
birbirinizle dilekleştiğiniz Allah'tan ve Aqrabalık’tan sakının. Elbette Allah
Sizin üzerinde Gözetici'dir.
004.02-Yetimler’e
Mallarını verin ve Murdar’a karşı Temiz olanı değiştirmeyin. Onların Mallar’ını
Mallar’ınıza katarak yemeyin. Çünkü bu Büyük bir Suç’tur.
004.03-Eğer
Yetim Kızlar Konusunda Adalet’i yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız bu
durumda Size Helal olan Kadınlar’dan ikişer üçer dörder olmak üzere nikahlayın.
Şayet Adalet yapamayacağınızdan korkarsanız o zaman biri ya da Sağ Eller’inizin
Malik olduğu ile yetinin. Bu
sapmamanıza daha Yakın’dır.
004.04-Kadınlar’a
Mehirler’ini Gönül’den isteyerek verin Fakat onlar Gönül Hoşluğu ile Size ondan
bir Şey bağışlarlarsa onu da Afiyet’le yiyin.
004.05-Allah'ın
Sizin için Qaim kıldığı Mallar’ınızı Sefihler’e vermeyin. Bunlar’la Onlar’ı
rızıqlandırıp giydirin ve Onlar’a Güzel Söz söyleyin.
004.06-Yetimler’i
Nikah’a erişecekleri An’a kadar deneyin. Şayet kendilerinde bir Olgunlaşma
gördünüz mü hemen Onlar’a Mallar’ını verin. Büyüyecekler diye İsraf ile
Çarçabuk yemeyin. Zengin olan İffetli olmaya çalışsın, Yoksul olan da Artık
Ma'ruf bir şekilde yesin. Mallar’ını kendilerine verdiğiniz Zaman onlara karşı
Şahidler bulundurun. Hesap-görücü olarak Allah yeter.
004.07-Ana
Baba’nın ve Yakınlar’ın bıraktıklarından, Erkekler’e Hisse vardır. Ana baba’nın
ve Yakınlar’ın bıraktıklarından Kadınlar’a da Hisse var’dır. Bunlar az veya çok
Belli bir Hisse’dir.
004.08-Bölüşme
sırasında Yakınlar, Yetimler ve
Yoksullar da hazır olursa Onlar’ı ondan rızıqlandırın ve Onlar’a Güzel Söz
söyleyin.
004.09-Arkalarına
bıraktıkları Zayıf Çocuklar’dan dolayı Onlar’a karşı korku duyanlar içleri
Ürperti ile titresin. Allah'tan sakınsınlar ve Onlar’a Doğrusöz söylesinler.
004.10-Gerçek
şu ki Yetimler’in Mallar’ını zulmederek yiyenler Karınlar’ına ancak Ateş yemiş
olurlar. Onlar Çılgın-Ateş’e gireceklerdir.
II2 11-14 Miras
hukuku
004.11-Çocuklar’ı
konusunda Allah, Erkeğe İki Dişi’nin Hisse’si kadar tavsiye eder. Eğer Onlar
İki’den çok Kadınlar iseler Ölü’nün geride bıraktığının üçteiki’si Onlarındır. Kadın veya Kız bir Tek ise bu
durumda Yarısı O’nundur. Bir Çocuğu
varsa geriye bıraktığından Anne ve Baba’dan her biri için Altıdabir, Çocuğu
olmayıp da Anne ve Baba ona Mirascı ise bu durumda Annesi için Üçtebir var’dır.
Onun Kardeşleri varsa o zaman da onunla
yapacağı Vasiyet’ten ya da Borç’tan sonradır. Annesi için Altıdabir’dir.
Babalarınız Oğullarınız Siz Onların hangilerinin Yarar bakımından Size daha
Yakın olduğunu bilmezsiniz. Bunlar Allah'tan bir Farz’dır Elbette Allah Alim'dir, Hakim'dir.
004.12-Eşler’inizin
eğer Çocukları yoksa geride bıraktıklarının Yarısı Sizindir. Şayet Çocuklar’ı
varsa onunla yapacakları Vasiyet’ten ya da Borç’tan sonra bu durumda
bıraktıklarının Dörttebir’i Sizin’dir. Sizin Çocuğunuz yoksa geriye
bıraktıklarınızdan Dörttebir’i onlar’ındır. Eğer Sizin Çocuğunuz varsa
yapacağınız Vasiyet’ten ya da Borç’tan sonra geriye bıraktıklarınızdan sekiz’de
bir’i onlar’ındır. Miras’ı arananan
Erkek ya da Kadın Çocuğu ya da Babası olmayan bir Kimse olup da onun Erkek ya
da Kızkardeşi bulunursa onlar’dan her biri için Altıdabir var’dır. Eğer bundan
fazla iseler bu durumda kendisi ile yapılan Vasiyet’ten ya da Borç’dan sonra
Üç’te bir de Zarar’a uğratılmaksızın
onlar Ortak’tırlar. Allah'tan bir Vasiyet’tir. Allah Alim'dir, Halim'dir.
004.13-Bunlar
Allah'ın Sınırları’dır. Kim Allah'a ve Elçisi’ne itaat ederse onu içlerinden
Irmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları Bahçeler'e sokar. İşte Büyük Fevz
bu’dur.
004.14-Kim
Allah'a ve Elçi’sine İsyan eder ve onun Sınırlarını aşarsa O’nu da içinde Ebedi
kalacağı Ateş'e sokar. Onun için Alçaltıcı bir Azab var’dır.
III3 15-22 Kadınlara
Muamele
004.15-Kadınlar’ınızdan
Fuhuş yapanlar’a aleyhlerinde olmak üzere Dört Şahid tutun. Eğer Şehadet
ederlerse Onlar’ı Ölüm alıp götürünceye veya Allah Onlar’a bir Yol kılıncaya
kadar Evler’de tutun.
004.16-
Sizler’den Fuhuş yapanlar’dan her ikisine eziyet edin. Eğer tewbe ederler ve
ıslah olurlarsa artık Onlar’dan vaz geçin. Elbette Allah Tewbeler’i
Kabuleden'dir, Rahim'dir
004.17-Allah'ın
Kabulünü üzerine aldığı Tewbe ancak Cehalet nedeniyle Kötülük yapanlar’ın,
sonra hemencecik Tewbe edenler’inkidir. İşte Allah böylelerinin Tewbeler’ini
kabul eder. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
004.18-Tewbe,
ne Kötülükleri yapıp edip de Onlar’dan birine Ölüm gelince "Ben şimdi
tewbe ettim" diyenler, ne de kendileri Kafirler olarak ölenler için değil.
Böyleleri için Acıklı bir Azab hazırlamışızdır.
004.19-Ey
İman edenler, Kadınlar’a Zorla Mirasçı olmaya kalkışmanız Size Helal değil’dir.
Apaçık olan Çirkin bir Hayasızlık yapmadıkları sürece Onlar’a verdiklerinizin
bir kısmını gidermeniz için Onlar’a Baskı yapmanız da Helal değil’dir. Onlar’la
Güzellik’le geçinin. Şayet Onlar’dan hoşlanmadınızsa belki bir Şey Hoşunuza
gitmez ama Allah onda çok Hayır kılar.
004.20-Bir
Eş’i bırakıp yerine bir başka Eş’i almak isterseniz Onlar’dan birine Yükler’le
vermişseniz bile Onlar’dan hiçbir Şey almayın. O’nu iftira olarak apaçık bir
Günah’la alır mısınız?
004.21-Onu
nasıl alırsınız ki birbirinize katılmıştınız. Onlar Siz’den Kesin bir Güvence
de almışlardı.
004.22-Kadınlar’dan
Babalar’ınızın nikahladığını nikahlamayın. Ancak Cahiliye’de geçen geçmiştir.
Çünkü bu Çirkin bir Hayasız’lık ve Öfke duyulan bir İğrençlik’tir. Ne kötü bir
Yol’du o.
IV4 23-25 Evlenilemeyen
kadınlar
004.23-Sizler’e
Anneleriniz, Kızlarınız, Kızkardeşleriniz, Halalarınız, Teyzeleriniz, Erkek
Kardeşler’in Kızlar’ı, Kızkardeşler’in Kızlar’ı, Sizi emziren Anneleriniz, Süt
Kızkardeşleriniz, Kadınlarınız’ın Anneler’i ve kendileri ile Gerdeğe girdiğiniz
Kadınlar’ınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan Üvey Kızlarınız, onlarla Gerdeğe girmemişseniz Size bir Sakınca
yoktur, Sizin Sulbunuz’den olan Oğullarınız’ın Eşler’i ve iki Kız Kardeş’i bir
araya getirmeniz Size Haram kılındı. Ancak geçen geçmiştir. Elbette Allah
Gafur'dur, Rahim'dir.
004.24-Sağeller’inizin
Malik olduğu dışında Kadınlar’dan Evli ve Hür olanlar’la da evlenmeniz (haram).
Bunlar Allah'ın üzerinize Yazdığı’dır. Bunların dışında kalan İffet’i koruyup
Fuhuş’ta bulunmamak üzere Mallarınızla Evliliği aramanız Size Helal kılındı.
Öyleyse Onlar’dan hangisi ile yararlandı iseniz Onlar’a Ücretler’ini tespit edildiği
Miktar’ı ile ödeyin. Miktar’ın Tesbit’inden sonra Karşılıklı Hoşnut olduğunuz
bir Şey konusunda üstünüze bir Sorumluluk yok’tur. Elbette Allah Alim'dir,
Hakim'dir.
004.25-İçinizden
Hür olan Kadınlar’ı nikahlayacak Genişliğe Güç yetiremeyenler o zaman
Sağeller’inizin Malik olduğu inanmış Hizmetciler’inizden alsın. Allah Sizin
İman’ınızı en iyi Bilen'dir. Öyleyse Onlar’ı Fuhuş’ta bulunmayan, İffetli ve
Gizlice Dostlar edinmemişler olarak Veliler’inin İzni’yle nikahlayın. Onlar’a
Ücretler’ini Ma'ruf bir şekilde verin. Evlendikten sonra Fuhuş yapacak
olurlarsa Hür olan Kadınlar üzerindeki Ceza’nın (100 Celde) Yarısı’nı
uygulayın, Bu Siz’den Günah’tan korkanlar içindir. Sabrederseniz Sizin için
daha Hayırlı’dır. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
V5 26-33 Kadınların
Tasarruf hakkı
004.26-Allah
Siz’e açıklayarak anlatmak, Siz’i Siz’den öncekilerin Sünnetlerine iletmek ve
Tewbeler’inizi kabul etmek ister. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
004.27-Allah
Tewbelerinizi kabul etmek ister. Şehwetler’i ardınca gidenler ise Sizin Büyük
bir Sapma ile sapmanızı isterler.
004.28-Allah
Siz’den hafifletmek ister. Çünkü İnsan Zayıf olarak yaratılmıştır.
004.29-Ey
İman edenler, Mallar’ınızı Siz’den karşılıklı Anlaşma’dan doğan bir Ticaret’ten
başka Haqsız neden ve Yollar’la yemeyin. Ve Nefisler’inizi öldürmeyin. Şüphesiz
Allah Sizi çok Esirgeyen'dir.
004.30-Kim
Haddi aşarak ve zulmederek böyle yaparsa Biz O’nu Ateş'e göndeririz. Bu Allah
için pek Kolay’dır.
004.31-
Size Yasaklananlar’ın büyükleri’nden kaçınırsanız Sizin Kusurlarınızı örter ve
Sizi Onurlu bir Maqam’a sokarız.
004.32-
Allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize Tafdil ettiği Şey’i Temenni etmeyin.
Erkekler için kendi kazandıklarından bir Pay, Kadınlar için de kendi
kazandıklarından bir Pay var’dır. Allah'tan onun Fadl’ını isteyin. Gerçekten
Allah Herşey’i Bilen'dir.
004.33-Anne
Baba’nın ve Yakınlar’ın geride bıraktıklarından her birine Mirascılar kıldık.
Yeminler’inizin bağladığı Kimseler’e de kendi Paylar’ını verin. Elbette Allah
Herşey’e Şahid'dir.
VI6 34-42 Karı
Koca Arası ihtilaflar
004.34-Allah’ın
bazısını bazısına tafdil etmesi, (her birine farklı yetenekler vermesi) ve Onların kendi Mallar’ından harcaması
nedeniyle Erkekler Kadınlar üzerinde Qavvam’dırlar (onları gözetlemekle yükümlüdürler
bak:4/135 ve 5/8 gözeten, tam yerine getiren, ayakta tutan). İyi Kadınlar
Gönül’den itaat edenler, Allah, nasıl koruduysa görülmeyeni/ Gayb’ı
koruyanlar’dır. Nuşuz’larından korktuğunuz Kadınlar’a Öğüt verin. Yataklar’da
yalnız bırakın. Darbedin. İtaat
ederlerse aleyhlerinde bir Yol aramayın.
Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür.
004.35-Aralarının
açılmasından korkarsanız bu durumda Erkeğin Ailesi’nden bir Hakem, Kadın’ın da
Ailesi’nden bir Hakem gönderin. Bunlar ıslah etmek isterlerse Allah da aralarında
Başarı sağlar. Elbette Allah Alim'dir, Haberdar'dır.
004.36-Allah'a
ibadet edin ve O’na hiçbir Şey’i şirk koşmayın. Anne-Baba’ya Yakın Aqraba’ya,
Yetimler’e, Yoksullar’a, Yakın Komşu’ya, Uzak Komşu’ya yanınızdaki Arkadaş’a,
Yol’da kalmış’a ve Sağeller’inizin Malik olduklarına Güzellik’le davranın.
Allah Her Büyüklük taslayıp Böbürlenen’i sevmez.
004.37-
Onlar Cimrilik’te bulunurlar. İnsanlar’a da Cimriliği emrederler ve Allah’ın
Fadlı’ndan kendilerine verdiğini Gizli tutarlar. Biz o Kafirler’e Aşağılatıcı
bir Azab hazırlamışızdır.
004.38-
Ve Onlar Mallar’ını İnsanlar’a gösteriş olsun diye infaq ederler. Allah'a ve
Son Gün'e de inanmazlar. Şeytan kime
Arkadaş olursa, artık o ne Kötü bir Arkadaş’tır.
004.39-Allah'a
ve Son Gün'e inanarak Allah'ın kendilerine verdiği Rızıq’dan infaq etselerdi
aleyhlerine mi olurdu? Allah Onlar’ı İyi Bilen'dir.
004.40-Gerçek
şu ki Allah Zerre Ağırlığı kadar Haqsızlık yapmaz. Bir İyilik olursa onu kat
kat kılar ve kendi yanından pek büyük bir Ecr verir.
004.41-Her
Ümmet’ten bir Şahid getirdiğimiz ve Onlar’ın da üzerine Seni Şahid olarak
getirdiğiniz zaman nasıl olacak?
004.42-O
Gün küfredip de Elçi'ye isyan edenler, yerle bir olmayı severek isteyecekler.
Oysa Allah'tan hiçbir Söz’ü gizleyemezler.
VII7 43-50 Yahudilerin
manevi gezilemesi
004.43-Ey
İman edenler, Sarhoş iken ne dediğinizi bilinceye ve Cünüb iken de Yolculuk’ta olmanız hariç gusledinceye
kadar Salat’a yaklaşmayın. Eğer Hasta veya Yolculuk’ta iseniz ya da biriniz
Ayakyolu’ndan gelmişseniz yahud da Kadınlar’a dokunmuşta Su bulamamışsanız bu
durunda Temiz bir Toprak’la teyemmüm edin. Yüzler’inize ve Eller’inize sürün.
Şüphesiz Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
004.44-Kendilerine
Kitap'tan bir Pay verilenler’in Sapıklığı satın aldıkları ve Sizin de Yol’u
sapmasınızı istediklerini görmedin mi?
004.45-Allah
Sizin Düşmanlar’ınızı daha İyi Bilen’dir. Bir Weli olarak
Allah yeter. Bir Yardımcı olarak da Allah yeter.
004.46- Kimi
Yahudiler Kelimeler’i kondukları Yer’den saptırırlar ve Diller’ini de eğip
bükerek ve Din’e bir Kin ve Hınç besleyerek "Dinledik ve karşı geldik,
işitmez olası (Raina: bizi güt, bize bak) " derler.
004.47-Ey
kendilerine Kitap verilenler, bir takım Yüzler’i silip de arkalarına
çevirmeden veya Sebt Adamları’nı lanetlediğimiz
gbi Onlar’ı da lanetlemeden önce Yanınızdaki'ni Doğrulayıcı olarak
indirdiğimize İman edin. Allah Emr’i yapılagelmiştir.
004.48-Gerçekten
Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise
dilediğine bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa doğrusu Büyük bir Günah’la iftira
etmiş olur.
004.49-Kendi
Nefisler’ini Övgü ile arındıranlar’ı görmedin mi? Hayır Allah dilediğini
arındırır. Onlar bir Fetil kadar bile Haqsızlığa uğratılmazlar.
004.50-Allah'a
karşı nasıl yalan uyduruyorlar bir bak. Bu Apaçık bir Günah olarak yeter.
VIII8 51-59 Müslümanlara Verilen saltanat
004.51-Kendilerine
Kitap'tan bir Pay verilenler’i görmedin mi? Onlar Tağut'a ve Cibt'e inanıyorlar
ve diğer Küfredenler için "Bunlar
İman edenler’den daha Doğru bir Yol’dadır" diyorlar.
004.52-İşte bunlar
Allah'ın kendilerini lanetlediğidir. Allah'ın kendisini lanetlediğine hiçbir
Yardımcı bulamazsın.
004.53-Yoksa
Onlar’ın Mülk’ten bir Paylar’ımı var?
004.54-Yoksa Onlar
Allah'ın kendi Fadl’ından İnsanlar’a verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğurusu
Biz İbrahim Ailesi'ne Kitab'ı ve
Hikmet'i verdik. Onlar’a Büyük
bir Mülk de verdik.
004.55-Böylece
Onlar’dan kimi O’na inandı kimi Sırt çevirdi. Çılgın Ateş olarak Cehennem yeter.
004.56-Ayetler’imize
karşı Küfredenler’i Elbette Ateş'e sokacağız. Deriler’i yanıp döküldükce Azab’ı
tadmaları için Onlar’ı başka Deriler’le değiştireceğiz. Gerçekten Allah
Aziz'dir ve Hakim'dir.
004.57-İnanan
ve Salih Davranışlar’da bulunanları içlerinden Irmaklar akan, içinde Ebedi
kalacakları Bahçeler'e sokacağız. Onlar için Tertemiz kılınmış Eşler var’dır.
Ve Onlar’ı ne Sıcak ne Soğuk tam kararında Gölgeliğe sokacağız.
004.58-Hiç
şüphesiz Allah Emanetler’i Ehl’ine Teslim etmenizi ve İnsanlar arasında
hükmettiğiniz zaman Adalet’le hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah Size ne
Güzel Emir veriyor. Doğrusu Allah İşiten'dir, Gören'dir.
004.59-Ey
inananlar, Allah'a itaat edin, Elçi'ye itaat edin ve Siz’den olan Emr
Sahipleri’ne de. Eğer bir Şey’de Anlaşmazlığa düşerseniz artık O’nu Allah'a ve
Elçi'sine döndürün. Eğer Allah'a ve Son Gün'e iman ediyorsanız. Bu Hayırlı ve
Te'vil bakımından daha Güzel’dir.
IX9 60-70 Münafıkların
İtaatsızlığı
004.60-Sana
indiriline ve Sen’den önce indirilene gerçekten inandıklarını ileri sürenleri
görmedin mi? Bunlar Tağut'unönünde
Muhakeme olmayı istemektedirler. Oysa Onlar
O’nu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan
da Onlar’ı Uzak bir Sapıklık’la sapıtmak ister.
004.61-Onlar’a
"Allah'ın indirdiğine ve Elçi'ye gelin" denildiğinde, o Münafıklar’ın
Sen'den kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün.
004.62-Öyleyse
nasıl olurda kendi Eller’inin sundukları sonucu Onlar’a bir Musibet isabet
eder. Sonra Sana gelerek "Kuşkusuz Biz İyilik’ten ve Uzlaştırmak’tan başka
bir Şey istemedik" diye Allah'a yemin ederler.
004.63-İşte
bunların Allah Qalpler’inde olanı bilmektedir. O halde Sen Onlar’dan yüzçevir.
Onlar’a Öğüt ver ve Onlar’a Nefisler’ine ilişkin Açık ve Etkileyici Söz söyle.
004.64-Biz Hiçbir Elçi'yi Allah'ın İzni’yle kendisine İtaat
edilmesinden başka birşeyle göndermedik. Onlar kendi Nefisler’ine
zulmettiklerin de şayet Sana gelip Allah'tan Bağışlanma dileselerdi ve Elçi'de
Onlar için Bağışlama dileseydi elbette Allah'ı Tewbeler’i qabul eden, Rahim
olarak bulurlardı.
004.65-Hayır
öyle değil. Rabb'ine andolsun aralarında çekiştikleri Şeyler’de Seni Hakem
kılıp sonra Senin verdiğin Hükm’e içlerinde Hiçbir Sıkıntı bulunmaksızın tam
bir Teslimiyet’le teslim olmadıkca İman etmiş olmazlar.
004.66-Eğer
gerçekten Biz Onlar’a "Kendinizi öldürün veya Yurtlar’ınızdan çıkın"
diye yazmış olsaydık Onlar’dan Az bir Bölümü dışında bunu yapmazlardı. Onlar
kendilerine verilen Öğüd’ü yerine getirselerdi bu şüphesiz Onlar için Hayırlı
ve Sağlamlıkca daha Güçlü olurdu.
004.67-Biz
de Onlar’a o zaman yanımızdan Büyük bir Ecir verirdik.
004.68-Ve
Onlar’ı elbette Dosdoğru Yol’a iletirdik.
004.69-Allah
ve Elçi'sine kim itaat ederse işte Onlar Allah'ın kendilerine Ni’met verdiği
Rasuller, Doğrular ve Doğrulayanlar, Şehidler ve Salihler’le beraberdir. Ne İyi
Arkadaş’tır Onlar.
004.70-Bu
Fadl Allah'tandır. Bilen olarak Allah yeter.
X10 71-76 Müminlerin
Müdafaa harbi
004.71-Tedbir’inizi
alın da Savaş’a Bölük-bölük ya da Toplu çıkın.
004.72-Elbette
Siz’den Ağır-davrananlar var’dır. Şayet Size bir Musibet isabet edecek olursa
"Doğrusu Allah Bize Ni’met verdi, çünkü Onlar’la birlikte olmadım"
der.
004.73-Eğer
Size Allah'tan bir Fadl isabet ederse o zaman da sanki O’nunla aranızda hiçbir
Yakınlık yokmuşcasına kuşkusuz şöyle der:"Keşke Onlar’la birlikte
olsaydım. Böylece Ben de Büyük Kurtuluş
ve Mutluluğa erseydim."
004.74-Öyleyse
Dünya Hayatı’na Karşılık Ahiret'i satın alanlar Allah Yolu’nda savaşsınlar. Kim
Allah Yolu’nda savaşırken öldürülür veya Galip gelirse Ona büyük bir Ecir
vereceğiz.
004.75-Size
ne doluyor ki Allah Yolu’nda ve "Rabb'imiz Bizi Halkı Zalim olan bu
Ülke’den çıkar Bize katından bir Weli gönder Bize katından bir Yardım
yolla" diyen Erkekler Kadınlar ve Çocuklar’dan Zayıf olanlar uğruna Savaş
mıyorsunuz?
004.76-
İnananlar Allah Yolu’nda savaşınlar, Küfredenler de Tağut'un Yolu’nda savaşırlar. Öyleyse Şeytan’ın Dostları’yla
savaşın. Şüphesiz Şeytan’ın Hileli Düzeni Pek Zayıf’tır.
XI11 77-87 Münafıkların
Hali
004.77-Kendilerine "Elinizi Savaş’tan çekin, Salat’ı
kılın, Zekat’ı verin" denilenleri görmedin mi? Oysa Savaş üzerlerine
yazıldığında Onlar’dan bir Gurup İnsanlar’dan Allah'tan korkar gibi hatta daha
da Şiddetli bir Korku’yla ve "Rabb'imiz ne diye Savaş’ı üzerimize yazdın
Bizi Yakın bir zamana kadar ertelemeli değil miydin" dediler. De ki :
"O Dünya’nın Metaı az’dır. Ahiret ise Muttaqiler için daha Hayırlı’dır. Ve
Siz bir Fetil kadar bile Haksızlığa uğratılmayacaksınız.
004.78-
Her nerede olursanız Ölüm Sizi bulur. Yüksekçe Yerler’de Tahkim edilmiş Şatolar’da olsanız bile.
Onlar’a bir İyilik dokunsa "Bu Allah'tandır" derler. Onlar’a bir
Kötülük dokunsa "Bu Sen’dendir" derler. De ki" Tümü Allah'tandır." Fakat ne
oluyor ki bu Topluluğa hiçbir Sözü anlamaya çalışmıyorlar.
004.79-Sana
iyilik’ten her ne gelirse Allah'tandır. Kötülük’ten ne gelirse o da
kendindendir. Biz Seni İnsanlar’a bir Elçi olarak gönderdik. Şahid olarak Allah
yeter.
004.80-Kim
Elçi'ye itaat ederse gerçekte Allah'a itaat etmiştir. Kim de yüzçevrirse Biz
Seni Onlar’ın üzerine koruyucu göndermedik.
004.81-"Tamam
kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman Onlar’dan bir Bölük
Karanlıklar’da Senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah Karanlıklar’da
kurduklarını yazıyor. Sen de Onlar’dan yüzçevir ve Allah'a tewekkül et. Wekil
olarak Allah yeter.
004.82-Onlar
hala Qur'an'ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer O Allah'tan başkasının katından
olsaydı elbette içinde bir çok Çelişkiler bulacaklardı.
004.83-Kendilerine
Güven ve Korku Haberi geldiğinde onu yayarlar. Oysa bunu Elçi'ye ve içlerinden
olan Emir Sahipleri’ne götürselerdi Onlar’dan Sonuç çıkarabilenler O’nu
bilirlerdi. Azınız hariç herhalde Şeytan’a uymuştunuz.
004.84-Artık Sen
Allah Yolu’nda savaş. Kendinden başkası ile Yükümlü tutulmayacaksın.
Mü'minler’i de hazırlayıp teşvik et. Umulur ki Allah Küfredenler’in Ağır
Baskıları’nı geri püskürtür. Allah Kahredici Baskısı’yla daha Zorlu Acı
Sonuçlandırması ile de daha Zorlu’dur.
004.85-Kim Güzel bir
Aracılık’la şefaat’te bulursa O’ndan kendisine de bir Hisse varsa, kim de Kötü
bir Aracılık’la Aracılıkta bulursa O’ndan da kendisine bir Pay var’dır. Allah
Herşeyin üzerinde Koruyucu'dur.
004.86-Bir Selam ile
selamlandığınızda Siz O’ndan daha Güzeli ile ya da aynı ile karşılık verin.
Elbette Allah Herşey’in Hesab’ını tam olarak yapandır.
004.87- Allah, O'ndan
başka İlah yoktur. Kendisinde hiçbir Kuşku olmayan Qıyamet Günü'nde Sizler’i
elbette toplayacaktır. Allah'tan daha
Doğru Sözlü kim’dir?
XII12 88-91 Münafıklara karşı takip olunacah hareket
004.88-Şu halde
Münafıklar konusunda ikiye bölünmeniz ne diye? Oysa Allah Onlar’ı kazandıkları
dolayısıyla Tepetaklak etmiştir. Allah'ın saptırdığını Hidayet’e eriştirmek mi
istiyorsunuz. Allah kimi saptırdı ise Sen artık ona kesin olarak bir Yol
bulamazsın.
004.89- Onlar
kendilerinin küfretmeleri gibi Siz de küfretmenizi istediler. Böylece bir
olacaktınız. Öyleyse Onlar Allah Yolu’nda Hicret edinceye kadar Siz Onlar’dan
Weliyler edinmeyin. Şayet Yüz çevirirlerse artık Onlar’ı tutun ve (savaşta) her
nerede ele geçirirseniz Onlar’ı öldürün. Onlar’dan ne bir Weli edinin ne de bir
Yardımcı.
004.90- Ancak
Sizinle kendileri arasında Anlaşma
bulunan bir Qawm’e Sığınanlar ya da ne Sizin’le ne kendi Qawim’leriyle
savaşmayan bu nedenle Göğüslerini bir Sıkıntı basıp Size gelenler
dokunulmazdır. Allah dileseydi Onlar’ı da üstüne saldırtır böylece Sizinle
çarpışırlardı. Eğer Siz’den uzak durur ve Sizinle savaşmaz ve Barış’ı Size
bırakırlarsa artık Allah Sizin için Onlar’ın aleyhinde bir Yol kılmamıştır.
004.91- Diğerlerini
de Siz’den ve kendi Qawimler’inden Güven’de olmayı istiyor bulacaksın. Fitne’ye
her Geri çağrılışlarında içine başaşağı dalarlar. Şayet Siz’den uzak durmaz
Barış’ı Size bırakmaz ve Ellerini çekmezlerse artık Onlar’ı her nerede
bulursanız tutun ve Onlar’ı öldürün. İşte Size Onlar’ın aleyhinde Apaçık olan
Destekleyici bir Delil kıldık.
XIII13 92-96 Müslümanın katli
004.92-Bir Mü'min’e
Hata sonucu olması dışında bir başka Mü'min’i öldürmesi yakışmaz. Kim bir
Mü'min’i Hata Sonucu öldürürse, Mü'min Köle’yi Özgürlüğüne kavuşturması ve
Aile’sine teslim edilecek bir Diyet vermesi gerekir. Onlar’ın (bunu) Sadaqa
olarak bağışlamaları başka. Eğer O, Mü'min olduğu halde Size Düşman olan bir
Topluluk’tan ise, bu durumda da Mü'min bir Köle’yi Özgürlüğüne kavuşturması
gerekir. Şayet kendileriyle aranızda Anlaşma olan bir Topluluk’tan ise, bu
durumda da Aile’sine bir Diyet ödemek ve bir Mü'min Köle’yi Özgürlüğüne
kavuşturmak gerekir. Bulamayan ise, Kesintisiz olarak İki Ay Oruç tutmalıdır. Bu, Allah'tan bir Tewbe’dir. Allah,
Alim'dir, Hakim'dir.
004.93-Kim
de bir Mü'min’i Kasıtlı olarak öldürürse O’nun da Cezası, içinde Ebedi kalmak
üzere Cehennem'dir. Allah O’na gazaplanmış, O’nu la’netlemiş ve O’na Büyük bir
Azab hazırlamıştır.
004.94-Ey
İman edenler, Allah Yolu’nda Adım attığınız zaman gerekli Araştırma’yı yapın ve
Size Selam verene, Dünya Hayatı’nın Geçiciliği’ne istekli çıkarak:
"Sen Mü'min değil’sin" demeyin. Asıl çok Ganimet, Allah katındadır,
bundan önce Siz de böyle idiniz. Allah Size Lutufta bulundu. Öyleyse iyice
Açıklık kazandırın. Elbette Allah, yaptıklarınızdan Haberdar'dır.
004.95-Mü'minler’den,
Özür olmaksızın Oturanlar ile, Allah Yolu’nda Mallar’ıyla ve Canlar’ıyla Cihad
edenler Eşit değil’dir. Allah, Mallar’ıyla ve Canlar’ıyla Cihad edenler’i
Oturanlar’a göre derece olarak tafdil etmiştir. Tümüne Hüsna'yı vadetmiştir.
Ancak Allah, Cihad edenler’i Oturanlar’a göre Büyük bir Ecir’le üstün
kılmıştır.
004.96-(onlara)
Kendinden Dereceler, Bağışlanma ve Rahmet. Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
XIV14 97-100 Düşmanlar
arasında müslümanlar
004.97-Melekler
kendi kendilerine Zulmedenler’in Canları’nı alacakları zaman, derler ki:
"Neyde idiniz?" Onlar: "Biz, Arz’da Zayıf bırakılmışlar
idik." derler. "Onda Hicret etmeniz için Allah'ın Arz’ı Geniş değil
miydi?" derler. İşte Onlar’ın Barınma Yerleri Cehennem'dir. Ne Kötü
Yatak’tır o!
004.98-Ancak
Erkekler’den, Kadınlar’dan ve Çocuklar’dan Mustez'aflar olup hiçbir Çare’ye Güç
yetiremeyenler, bir Yol da bulamayanlar başka.
004.99-Umulur
ki Allah bunları affeder. Allah Affedici'dir, Gafur'dur.
004.100-Allah
Yolu’nda Hicret eden, Arz’da barınacak çok Yer de bulur, Genişlik de. Allah ve
Elçisi'ne Hicret etmek üzere Ev’inden çıkan, sonra kendisine Ölüm gelen
Kişi’nin Ecr’i elbette Allah'a düşmüştür. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
XV15 101-104 Savaşta Namaz
004.101-Arz’da
Adım attığınızda, Kafirler’in Size bir Kötülük yapmalarından korkarsanız,
Salat’ı kısaltmasında Sizin için bir Sakınca yok’tur. Elbette Kafirler, Sizin
apaçık Düşmanlar’ınızdır.
004.102-İçlerinde
olup Onlar’a Salat’ı kıldırdığında, Onlar’dan bir Bölük, Seninle birlikte
dursun ve Silahlar’ını da alsın. Böylece Onlar Secde ettiklerinde, Arkalarında
olsunlar. Salatlarını kılmayan diğer Bölük de gelip Seninle Salat kılsınlar,
Onlar da Korunma Araçları’nı ve Silahlar’ını alsınlar. Küfredenler, Size Apansız
bir Baskın yapabilmek için, Sizin
Silahlarınızdan ve Emtianızdan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla
bir Güçlüğünüz varsa veya Hasta’ysanız, Silahlar’ınızı bırakmanızda Size bir
Sorumluluk yok’tur. Korunma Tedbirleri’nizi alın. Şüphesiz Allah, Kafirler için
Aşağılatıcı bir Azab hazırlamıştır.
004.103-Salat’ı
bitirdiğinizde, Allah'ı Ayakta’yken de, Otururken de ve yan yatarken de
zikredin. Artık Güvenliğe erince Salat’ı kılın. Çünkü Salat Mü'minler üzerinde
Vakitlenmiş bir Farz’dır.
004.104-(Düşman)
Topluluğa aramakta Gevşeklik göstermeyin. Siz Acı çekiyorsanız, elbette Onlar
da, Sizin Acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa Siz, Onlar’ın Umud etmediklerini Allah'tan umuyorsunuz. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
XVI16 105-112 Müslümanlarla
Müslüman Olmayanlar arasında adalet
004.105-Şüphesiz,
Allah'ın Sana gösterdiği gibi İnsanlar arasında hükmetmen için Biz Sana Kitab'ı
Haqq olarak indirdik. Hainler’in Savunucusu olma.
004.106-Ve
Allah'tan Bağışlanma dile. Gerçekten Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
004.107-Kendi
kendilerine İhanet edenler’den yana Mücadele’ye girişme/ Onlar’ı savunma. Hiç
şüphesiz Allah, İhanet’te ilerlemiş Günahkar’ı sevmez.
004.108-Onlar,
İnsanlar’dan gizlerler de Allah'tan gizlemezler. Oysa O, kendileri, Söz’den
Hoşnut olmayacağı Şey’i kurarlarken, Onlar’la beraber’dir. Allah, yapmakta
olduklarını Kuşatan'dır.
004.109-İşte
Siz böylesiniz. Dünya Hayatı’nda Onlar’dan yana Mücadele ettiniz. Peki Qıyamet
Günü Onlar’dan yana Allah'la Mücadele edecek kim’dir? Ya da Onlar’a Wekil olacak
kim’dir?
004.110-Kim
Kötülük işler veya Nefs’ine zulmedip sonra Allah'tan Bağışlanma dilerse Allah'ı
Bağışlayıcı ve Merhamet-edici olarak bulur.
004.111-
Kim bir Günah kazanırsa, O ancak kendi Nefs’i aleyhinde O’nu kazanmıştır. Allah
Alim'dir, Hakim'dir.
004.112-
Kim bir Hata ya da Günah kazanır da sonra bunu bir Suçsuz’a yüklerse, gerçekten
O, böyle bir Yalan’ı ve Apaçık bir Günah’ı yüklenmiştir.
XVII17 113-115 Münafıkların
tertibaıt
004.113-
Eğer Allah'ın Fadlı ve Rahmet’i Senin üzerinde olmasaydı Onlar’dan bir Gurup,
Seni de saptırmak için Tasarı kurmuştu. Oysa Onlar, ancak kendi Nefisler’ini
saptırırlar ve Sana hiç bir Şey’le Zarar veremezler. Allah Sana Kitab'ı
ve Hikmet'i indirdi ve Sana bilmediklerini öğretti. Allah'ın üzerindeki Fadl’ı
çok Büyük’tür.
004.114-Onlar’ın
Gizlice söyleşmelerinin çoğunda Hayır yok’tur. Ancak bir Sadaqa vermeyi veya
İyilik’te bulunmayı ya da İnsanlar’ın arasını düzeltmeyi Emredenler’inki başka.
Kim Allah'ın Rızası’nı isteyerek böyle yaparsa, artık ona Büyük bir Ecir
vereceğiz.
004.115-Kim de
kendisine Dosdoğru Yol Apaçık Belli olduktan sonra, Elçi'ye Muhalefet ederse ve
Mü'minler’in Yolu’ndan başka bir Yol’a uyarsa, O’nu döndüğü şey’de bırakırız ve
Cehennem’e sokarız. Ne Kötü bir Yatak’tır o!
XVIII18 116-126 Şirkin
batıllığı
004.116-Elbette,
Allah, kendisine Şirk’i bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, dilediğini
bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, elbette o Uzak bir Sapıklık’la sapmıştır.
004.117-Onlar,
O'nu bırakıp da Dişiler’e taparlar. Onlar, o her türlü Hayır’la ilişkisi
kesilmiş Şeytan’dan başkasına tapmazlar.
004.118-Allah,
O’nu la’netlemiştir. O da dedi: "Andolsun, Kullar’ından Miktarları Tespit
edilmiş bir Bölük’ü (uşak) edineceğim.
004.119-Onlar’ı
ne olursa olsun saptıracağım ve Onlar’a kesin olarak Davarlar’ın Kulakları’nını
yarmalarını emredeceğim ve Allah'ın
Yarattıklar’ını değiştirmelerini emredeceğim. Kim Allah'ı bırakıp da Şeytan’ı
Weli edinirse, elbette O, Apaçık bir Hüsran’a uğramıştır.
004.120-(şeytan)
onlara Wa’dler ediyor, Onlar’ı en olmadık Kuruntular’a düşürüyor. Oysa Şeytan,
Onlar’a bir Aldanış’tan başka bir Şey Wa’d etmez.
004.121-Onlar’ın
Barınma Yerleri Cehennem'dir O’ndan kaçacak bir Yer de bulamayacaklardır.
004.122-İnanan
ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar, Biz
Onlar’ı içlerinden Irmaklar akan, içinde Ebedi kalacakları Bahçeler'e
sokacağız. Bu, Allah'ın Gerçek olan Wa’di’dir. Allah'tan daha Doğru sözlü kim
var’dır?
004.123-Ne
Sizin Kuruntular’ınızla, ne de Kitap Ehli'nin Kuruntuları’yla değil. Kim
kötülük yaparsa, O’nunla Ceza görür, O, Allah'tan başka bir Weli ve bir
Yardımcı bulamaz.
004.124-Erkek
olsun, Kadın olsun İnanmış olarak kim Salih bir Çalışma’da bulunursa, Onlar,
Bahçe'ye girecek ve Onlar bir Nekir
kadar bile Haksızlığa uğramayacaklardır.
004.125-İyilik
yaparak kendini Allah'a Teslim eden ve Hanif olan İbrahim'in Milleti’ne uyandan daha Güzel Din'li kim’dir? Allah, İbrahim'i Dost edinmiştir.
004.126-Gökler’de
ve Yer’de ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, herşeyi Kuşatan'dır.
XIX19 127-134 Kadınlara
karşı eşit davranmak
004.127-Kadınlar
konusunda Sen’den fetwa isterler. De ki: "Onlar’a ilişkin Fetwa’yı Size
Allah veriyor. Kendilerine Yazılan’ı vermediğiniz ve kendilerini Nikahlamayı
istediğiniz Yetim Kadınlar ve Zayıf Çocuklar ile Yetimler’e karşı Adalet’i
Ayakta tutmanız konusunda Size Kitap'ta okunmakta olanlardır. Hayır adına her
ne yaparsanız, elbette Allah onu bilir.
004.128-Eğer
bir Kadın, Koca’sının Zulum ile Eziyet etmesinden veya O’ndan yüz çevirip uzaklaşmasından/
Umursamazlık/ İlgisizlik korkarsa, Barış ile Aralarını bulup düzeltmekte ikisi için de Sakınca yok’tur.
Barış daha Hayırlı’dır. Nefisler ise Bencilliğe Elverişli’dir. Eğer İyilik
yapar ve ittiqa ederseniz, elbette Allah yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır.
004.129-Kadınlar
arasında Adalet’i sağlamaya ne kadar özen gösterirseniz de Güç yetiremezsiniz.
Öyleyse birine büsbütün Eğilim gösterip de öbürünü Askıdaymış gibi bırakmayın.
Eğer arayı düzeltir ve ittiqa ederseniz, elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
004.130-Eğer
İkisi ayrılacak olurlarsa, Allah herbirine Genişlik Kaynakları’ndan kazandırır.
Allah Wasıy'dır, Hakim'dir.
004.131-Gökler’de
ve Yer’de ne varsa Allah'ındır. Andolsun, Biz Siz’den önce Kitap verilenler’e
ve Sizler’e: "Allah'tan ittiqa edinin" diye tawsiye ettik. Eğer
küfrederseniz, elbette, Gökler’de ve Yer’de ne varsa Allah'ındır. Allah, hiçbir
şey’e İhtiyacı olmayan, Hamd'e layık olan’dır.
004.132-Gökler’de ve
Yer’de ne varsa Allah'ındır. Wekil olarak Allah yeter.
004.133-Eğer dilerse,
ey İnsanlar, Sizi giderir ve Başkalarını getirir. Allah, buna Güç yetiren’dir.
004.134-Kim Dünya
Sevabı’nı isterse, Dünya’nın da Ahiret'in de Sevabı Allah katındadır. Allah
İşiten'dir, Gören'dir.
XX20 135-141 Münafıkların düşmanla birleşmesi
004.135-Ey İman
edenler, kendiniz, Anne-babanız ve Yakınlarınız aleyhinde bile olsa, Allah için
Şahidler olarak Adalet’i Ayakta tutanlar olun. İster Zengin olsun, ister Fakir
olsun, çünkü Allah Onlar’a daha Yakın’dır. Öyleyse Adalet’ten dönüp Heva’nıza
uymayın. Eğer Dil’inizi eğip büker ya da yüzçevirirseniz, elbette Allah,
yaptıklarınızdan Haberdar'dır.
004.136-Ey İman
edenler, Allah'a, Elçi’sine, Elçi’sine indirdiği Kitab'a ve bundan önce
indirdiği Kitab'a iman edin. Kim Allah'ı,Melekler’ini, Kitaplar’ını,
Elçiler’ini ve Son Günü İnkar ederse, elbette Uzak bir Sapıklık’la sapıtmıştır.
004.137-Gerçek şu ki,
iman edip sonra Küfredenler, sonra yine inanıp sonra küfredenler sonra da Küfürler’i
artanlar... Allah Onlar’ı bağışlayacak değildir. Onlar’ı Doğruyol’a iletecek de
değil’dir.
004.138-Münafıklar’a
Müjde ver: Onlar için gerçekten Acıklı bir Azab var’dır.
004.139-Onlar, Mü'minler’i
bırakıp Kafirler’i Weliler edinirler. İzzet'i onlar’ın yanında mı arıyorlar?
Şüphesiz İzzet Allah'ındır.
004.140-O, Size
Kitap'ta: " Allah'ın Ayetleri’ne küfredildiğini ve Onlar’la Alay
edildiğini işittiğinizde, Onlar bir başka Söz’e dalıncaya kadar, Onlar’la
oturmayın, yoksa Siz de Onlar gibi olursunuz." diye indirdi. Doğrusu
Allah, Münafıqlar’ın da, Kafirler’in de tümünü Cehennem'de toplayacak-olan'dır.
004.141-Onlar
Sizi gözetlemekteler. Size Allah'tan bir Fetih gelirse: "Sizin’le birlikte
değil miydik?" derler. Ama Kafirler’e bir Pay düşerse: "Size Üstünlük
sağlamadık mı, Mü'minler’den Size(gelecekleri) önlemedik mi?" derler.
Allah, Qıyamet Günü aranızda hükmedecektir. Allah,Kafirler’e
Mü'minler’in aleyhinde kesinlikle yol vermez.
XXI21 142-152 Münafıkların
Sonu
004.142-Gerçek
şu ki, Münafıqlar, Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O ,Onlar’ı aldatandır.
Salat’a kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlar’a Gösteriş yaparlar
ve Allah'ı çok az anarlar.
004.143-Arada
bocalayıp dururlar. Ne onlar’la, ne bunlar’la. Allah kimi saptırırsa, artık Sen
O’na Yol bulamazsın.
004.144-Ey
İman edenler, Mü'minler’i bırakıp Kafirler’i Weliler edinmeyin. Kendi
aleyhinizde Allah'a Apaçık olan Kesin bir Delil vermek ister misiniz?
004.145-Gerçekten
Münafıqlar, Ateş'in en Alt Tabakası’ndadırlar. Onlar’a bir Yardımcı da
bulamazsın.
004.146-Ancak
Tewbe edenler, Allah'a Sımsıkı sarılanlar ve Dinler’ini Halis olarak Allah için
kılanlar başka. İşte Onlar Mü'minler’le beraberdirler.
Allah, Mü'minler’e Büyük bir Ecr verecektir.
004.147-Eğer
şükreder ve inanırsanız, Allah Azab’ınızla ne yapsın? Allah Şükr’ün
Karşılığı’nı veren’dir, Bilen'dir.
004.148-Allah
Zulmedilenler dışında, Kötü Söz’ün açıkca söylenmesini sevmez. Allah
İşiten'dir, Bilen'dir.
004.149-Bir
Hayr’ı açıklar ya da gizlerseniz veya bir Kötülüğü bağışlarsanız, elbette Allah
Affedici'dir, Güçyetiren'dir.
004.150-Allah'a
ve Elçiler’ine küfreden, Allah ile Elçiler’inin arasını ayırmak isteyen ve
"Bazısına inanırız, bazısını tanımayız" diyen ve bu ikisi arasında bir Yol tutturmak
isteyenler,
004.151-İşte Onlar, gerçekten Kafir olanlar’dır.
Kafirler’e Aşağılatıcı bir Azab hazırladık.
004.152-Allah'a
ve Elçi’sine inananlar ve Onlar’dan Hiçbiri arasında ayrım yapmayanlar. İşte
Onlar’a Ecirler’i verilecektir. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
XXII22 153-162 Yahudilerin
Tecavüzleri
004.153-Kitap
Ehli, Sen’den kendilerine Gök’ten bir Kitap indirmeni istiyor. Musa'dan bundan daha Büyüğünü
istemişlerdi. Demişlerdi ki: "Bize Allah'ı Açıkca göster. Böylece
Zulumlerinden dolayı Onlar’a Yıldırım çarpmıştı. Ardından kendilerine Apaçık
Belgeler geldikten sonra, Buzağı’yı (İlah) edinmişlerdi. Yine bundan dolayı da
Onlar’ı affettik ve Musa'ya Apaçık
olan İspatlayıcı bir Delil verdik.
004.154-Kesinsöz
vermeleri dolayısıyla Tur'u üstlerine yükselttik ve Onlar’a: "Bu Kapı’dan
Secde ederek girin" dedik ve Onlar’a: "Sebt'te Haddi aşmayın" da
dedik. Ve onlar’dan Kesinsöz aldık.
004.155-Onlar’ın
kendi Misaqlar’ını bozmaları, Allah'ın Ayetleri’ne karşı küfretmeleri,
Nebiler’i Haqsızca öldürmeleri ve: "Qalplerimiz örtülüdür" demeleri
nedeniyle. Hayır, Allah, Küfürler’i dolayısıyla ona Damga vurmuştur. Onlar’ın
Azı dışında inanmazlar.
004.156-(bir
de) küfretmeleri ve Meryem'in aleyhinde Büyük Buhtanlar söylemeleri,
004.157-Ve:
"Biz, Allah'ın Elçisi Meryem oğlu Mesih İsa'yı
öldürdük" demeleri nedeniyle de. Oysa O'nu öldürmediler ve O'nu asmadılar.
Ama Onlar’a Benzeri gösterildi. Gerçekten O'na
dair anlaşmazlığa düşenler, Kesin bir Şüphe içindedirler. Onlar’ın bir
Zann’a uymaktan başka buna İlişkin Hiçbir Bilgileri yok’tur. O'nu Kesin olarak
öldürmediler.
004.158-Hayır,
Allah O'nu kendine ref’etti. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
004.159-Andolsun
Kitap Ehli'nden (kendisi) ölmeden önce O'na inanmayacak kimse yok’tur(Ona
inanmalıdır). Qıyamet Günü, O da Onlar’ın aleyhinde
Şahid olacaktır.(Ehli Kitap’tan Hiçkimse
Yok ki kendi ölümü’nden önce İsa'ya
(getirdğii Mesaja) inanmak Zorunda olmasın.
004.160-Yahudiler’in
yaptıkları Zulum ve bir çok Kişi’yi Allah'ın Yolu’ndan alıkoymaları nedeniyle
kendilerine Helal kılınmış Güzel Şeyler’i Onlar’a Haram kıldık.
004.161-O’ndan
nehyedildikleri halde Riba almaları ve İnsanlar’ın Malları’nı Haqsızca yemeleri
nedeniyle.. Onlar’dan Kafir olanlar’a pek Acıklı bir Azab hazırlamışızdır.
004.162-Ancak
Onlar’dan İlim’de derinleşenler ile Mü'minler, Sana indirilen’e ve Sen’den önce
indirilen’e inanırlar. Salat’ı kılanlar, Zekat’ı verenler, Allah'a ve Son Gün’e
inananlar, işte Onlar, Biz Onlar’a Büyük bir Ecr vereceğiz.
XXIII23 163-171
Önceki kitaplarla Kur'an
004.163-Nuh'a ve O'ndan sonraki Nebiler’e
wahyettiğimiz gibi Sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshaq'a, Ya’qub'a, Sıbtlar’a, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da
wahyettik. Davud'a da Zebur verdik.
004.164-Ve
Sana daha önceden gerçekten Haberler’ini aktardığımız Elçiler ile Sana Haberler’ini aktarmadığımız
Elçiler'e de wahyettik. Allah Musa
ile de konuştu.
004.165-Elçiler,
Müjdeciler ve Nezirler olarak (gönderildi.). Öyleki Elçiler’den sonra
İnsanlar’ın Allah'a karşı Deliller’i olmasın. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
004.166-Fakat
Allah, Sana indirdiğiyle Şahidlik eder ki, O, bunu kendi İlm’iyle indirmiştir.
Melekler de Şahid’dirler. Şahid olarak Allah yeter.
004.167-Şüphesiz,
Küfredenler ve Allah Yolu’ndan alıkoyanlar, gerçekten uzak bir Sapıklık’la
sapıtmışlardır.
004.168-Gerçek
şu ki, Küfredenler ve Zulmedenler, Allah Onlar’ı bağışlayacak değildir, Onlar’ı
bir Yol’a da iletecek değildir.
004.169-Ancak,
onda Ebedi kalmaları için Cehennem Yolu’na. Bu da Allah'a pek Kolay’dır.
004.170-Ey
İnsanlar, şüphesiz Elçi Size Rabb'inizden geldi. Öyleyse İman edin, Sizin için
Hayırlı’dır. Eğer küfrederseniz, elbette Gökler’de olanların ve Yer’de
olanlar’ın Tümü Allah'ındır. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
004.171-Ey
Kitap Ehli, Dininiz konusunda Guluv etmeyin. Allah'a karşı Gerçek olan’dan
başkasını söylemeyin. Meryemoğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın Elçisi ve
Kelimesi'dir. O'nu Meryem'e
yöneltmiştir ve O'ndan bir Ruh'tur.
Öyleyse Allah'a
ve Elçisine inanınız, "Üç’tür" demeyiniz. Kaçının, Sizin için bu
Hayırlı’dır. Allah, ancak bir Tek İlah'tır. O'na bir Çocuk olmaktan O Yüce'dir.
Gökler’de ve Yer’de her ne varsa O'nundur . Wekil olarak Allah yeter.
XVIV24 172-176 İsanın
Peygamberliği
004.172-Mesih'te, Yakınlaştırılmış Melekler de, Allah'a Kul olmaktan kesinlikle
kaçınmazlar. Kim O'na İbadet etmekten kaçınırsa ve Büyüklenme gösterirse
Onlar’ın Tümünü Huzur’unda toplayacaktır.
004.173-Ama
İman edenler ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar, Onlar’a Ecirlerini Eksiksiz
ödeyecek ve Onlar’a kendi Fadl’ından ekleyecektir de. Kaçınanlar ve
Büyüklenenler, Onlar’ı Acıklı bir Azab’la azablandıracaktır ve kendileri için
Allah'tan başka bir Weli ve Yardımcı da bulamayacaklardır.
004.174-Ey
İnsanlar, Rabb'inizden Size Burhan geldi ve Size Apaçık bir Nur indirdik.
004.175-İşte
Allah'a inananlar ve O'na sarılanlar, Onlar’ı kendisinden olan bir Rahmet’in ve
bir Fadl’ın içine yerleştirecektir. Kendisine varan Dosdoğru bir Yol’a
iletecektir.
004.176-Senden
Fetwa isterler. De ki: Allah Kelale’nin Mirası’na ilişkin Hükm’ü açıklar: Ölen
kişi’nin Çocuğu yok da Kızkardeşi varsa ,geride bıraktıklarının yarısı
Kızkardeşinindir. Ama Kızkardeşi’nin Çocuğu yoksa, kendisi O’na Mirascı olur.
Eğer Kızkardeşi İki ise geride bıraktıklarının Üçteiki’si onlarındır. Ama
Erkekler ve Kız kardeşler varsa bu durumda Erkek için Dişi’nin iki Payı
var’dır. Allah şaşırmayasınız diye açıklar. Allah Herşey’i Bilen’dir.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-11 Muhalifler
savaşlarda helak olacaklar
047.01- Onlar ki küfrettiler ve Allah'ın Yolu’ndan
alıkoydular, O, Onların Çalışmalar’ını giderip boşa çıkarmıştır.
047.02- İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunan ve Muhammed'e indirilene ki o Rabb'lerinden olan bir Haqq’tır,
İnananlar’ın Kötülükler’ini örtmüş, durumlarını ıslah etmiştir.
047.03- İşte böyle. Elbette Küfredenler Batıl olan’a
uymuştur ve elbette İnananlar da Rabb'lerininden olan Haqq’a uymuşlardır. İşte
Allah İnsanlar’a kendi Örneklerini böyle verip-göstermekter.
047.04- Öyle ise (savaşta) Küfredenler’le
karşılaştığınız zaman hemen Boyunlar’ını
vurun. Sonunda Onlar’ı iyice Bozgun’a
uğratıp Zafer kazanınca da artık Bağı sıkı tutun. Bundan sonra ya bir
Lutuf olarak ya da bir Fidye. Öyle ki
Savaş Ağırlıkları’nı bıraksın. İşte böyle. Eğer Allah dilemiş olsaydı elbette
Onlar’dan İntikam alırdı. Ancak Sizleri birbirinizle Denemesi içindir. Allah
Yolu’nda öldürülenler ise Kesin olarak onların Çalışmalar’ını boşa çıkarmaz.
047.05- Onları hidayete erdirecek ve onların
durumlarını düzeltecektir,
047.06- Ve Onlar’ı kendilerine Tarif ettiği/tanıttığı
Bahçe'ye sokacaktır.
047.07- Ey İnananlar! Eğer Siz Allah'a yardım ederseniz
O da Size yardım eder ve Sizin Ayaklar’ınızı sağlamlaştırır.
047.08- İnkar edenler ise Yüzükoyun-düşüş Onların
olsun. Onların Çalışmalar’ını giderip boşa çıkarmıştır.
047.09- İşte böyle. Çünkü Onlar Allah'ın indirdiğini
kerih gördüler, bundan dolayı O da Onların Çalışmalar’ını boşa çıkardı.
047.10- Onlar Arz’da gezip dolaşmıyorlar mı ki
kendilerinden Öncekiler’in nasıl bir Son’a uğradıklarını görsünler. Allah
Onlar’ı yerle bir etti. O Kafirler içinde bunun bir benzeri vardır.
047.11- İşte böyle. Çünkü Allah İnananlar’ın
Welisi’dir. Kafirler’in ise, Onların Weli’si yok’tur.
II2 12-19 Muhalifler
kırılacaklar
047.12- Elbette Allah İnanan ve Salih Çalışmalar’da
bulunanlar’ı altından Irmaklar akan Bahçeler'e sokar. İnkar edenler ise
metalanırlar ve Hayvanlar’ın Yemesi gibi yerler. Ateş Onlar için bir Konaklama
Yeri’dir.
047.13- Seni sürüp çıkaran Memleket’inden Quwwet
bakımından daha Üstün Nice Memleketler vardır ki Biz Onlar’ı yıkıma uğrattık da
kendileri için bir Yardımcı yoktu.
047.14- Şimdi Rabb'inden Apaçık bir Belge üzerinde bulunan
kimse Kötü Eylem’i kendisine Süslü ve Çekiçi gösterilmiş ve kendi Hewalar’ına
uyan Kimseler gibi midir?
047.15- Taqwa Sahipleri’ne Wadedilen Bahçe'nin Misali:
İçinde Bozulmayan-su’dan Irmaklar, Tadı değişmeyen Süt’ten Irmaklar, içenler
için Lezzet veren Şarap’tan Irkaklar ve Süzme Bal’dan Irmaklar vardır. Onda
onlar için Meyveler’in her türlüsünden
ve Rabb'lerinden bir Mağfiret de vardır. Hiç Ateş'in içinde Ebedî olarak kalan
ve Bağırsaklar’ını parça parça koparan Kaynar Su’dan içirilen Kişi gibi olur
mu?
047.16- Onlardan kimi gelip Seni dinler, nitekim
yanından çıkıp gittikleri zaman kendilerine İlim verilenler’e derler ki: O
biraz önce ne söyledi. İşte Onlar Allah Onlar’ın Qalpler’ini damgalamıştır ve
Onlar kendi Hewalar’ına uymuşlardır.
047.17- Hidayet’i bulmuş olanlar’a gelince Onlar’ın
Hidayetler’ini artırmış ve Onlar’a Taqwalar’ını vermiştir.
047.18- Artık Onlar Saati’n kendilerine Apansız
gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar . İşte onun İşaretler’i gelmiştir. Fakat
kendilerine geldikten sonra Öğüt alıp düşünmeleri Onlara neyi sağlar.
047.19- Şu halde bil, gerçek şu ki Allah'tan başka İlah
yok’tur. Hem kendi Günah’ın hem Mü'minler ve Mü’mineler için nağfiret dile.
Allah Sizin dönüp dolaşacağınız yeri de bilir, Konaklama Yerinizi de.
III3 20-28 Kalbleri
zayıf olanlar
047.20- İnananlar derler ki: "Bir Sure indirilmeli
değil miydi? Fakat içinde Qıtal Zikri geçen Muhkem bir Sure indirildiği zaman
Qalplerinde Hastalık bulunanların üzerine Ölüm Baygınlığı çökmüş olanlar’ın
Baygınlığı gibi Sana baktıklarını gördün. Bu da Onlar için daha Evla’dır.
047.21- İtaat ve Ma’ruf Sözü. Fakat İş Kesinlik ve
Kararlılık gerektirdiği zaman şayet onlar Allah'a Sadaqat gösterselerdi elbette Onlar için daha Hayırlı
olurdu.
047.22- Demek İş-başına gelip Yönetim’i ele alırsanız
hemen Arz’da fesad çıkaracak ve Aqrabalık Bağlarını’zı koparıp atacaksınız öğle
mi?
047.23- İşte bunlar, Allah Onlar’ı lanetlemiş, böylece
sağırlaştırmış ve Basiretler’ini de köretmiştir.
047.24- Öyle olmasaydı Qur'an'ı iyiden iyiye
düşünmezler miydi? Yoksa bir takım Qalpler üzerinde Kilitler mi vurulmuş.
047.25- Elbette kendilerine Hidayet açıkca belli
olduktan sonra gerisin geri İrtidad edenleri Şeytan kışkırtmış ve Uzun Emeller’e kaptırmıştır.
047.26- İşte böyle. Çünkü gerçekten Onlar Allah'ın
indirdiğini Çirkin karşılayanlar’a dediler ki Size bazı İşler de itaat
edeceğiz. Oysa Allah Onların Sakladıklarını
biliyor.
047.27- Öyleyse Melekler Onların Yüzler’ine ve
arkalarına vura vura Canlar’ını aldıkları zaman nasıl olacak
047.28- İşte böyle çünkü gerçekten Onlar Allah'ı
gazablandıran Şey’e uydular ve O'nu Razı edecek Şeyler’i Çirkin karşıladılar.
Bundan dolayı Onların Çalışmalar’ını boşa çıkardı.
IV 29-38 Münafıklar
047.29- Yoksa Qalpler’inde Hastalık bulunanlar kendi
Kinler’ini Allah'ın hiç çıkarmayacağını mı sandılar?
047.30- Eğer Biz dilersek Sana Onları elbette
gösteririz. Böylece Sen Onları Simalar’ından tanımış olursun. Andolsun Sen
Onları Sözler’inin Anlatım Biçimi’nden de tanırsın. Allah Ameller’inizi bilir.
047.31- Andolsun Biz Siz’den Mücahid olanlar’la
Sabredenler’i bilinceye kadar Sizi deneyeceğiz ve Haberler’inizi de
sınayacağız.
047.32- Elbette İnkar edenler Allah'ın Yolu’ndan
alıkoyanlar ve kendilerine Hidayet açıkca belli olduktan sonra Elçi'ye karşı gelip Zorluk çıkaranlar Kesin
olarak Allah'a Hiçbir Şey’de Zarar veremezler, Onların Eylemler’ini boşa
çıkaracaktır.
047.33- Ey İnananlar! Allah’a itaat edin , Elçi'ye
itaat edin ve kendi Eylemler’ini geçersiz kılmayın.
047.34- Elbette İnkar edenler Allah'ın Yolu’ndan
alıkoyanlar ve kendileri Kafirler iken ölenler, işte Allah Onlar’a Kesinlikle
mağfiret etmeyecektir.
047.35- Öyleyse Siz Üstün iken Barış’a çağırmak
suretiyle Gevşeklik göstermeyin.
Allah
Sizin’le bareberdir. O Sizin Ameller’ini asla eksiltmez.
047.36- Gerçekten Dünya Hayatı ancak bir Oyun ve bir
Oyalanma’dır. Eğer inanırsanız ve sakınırsanız O Size Ecirler’inizi verir ve
Mallar’ınızı da istemez.
047.37- Eğer Siz’den Onları isteyip Sizi Çıplak
bırakacak olursa Cimrilik ederseniz ve Sizin Kinler’inizi de ortaya çıkarmış
olur.
047.38- İşte Sizler böylesiniz. Allah Yolu’nda infaq
etmeye çağrılıyorsunuz buna rağmen Siz’den kimi Cimrilik etmektedir. Kim
Cimrilik ederse artık O ancak kendi Nefs’ine Cimrilik etmektedir. Allah ise
Gani'dir. Fakir olanlar ise sizler’siniz. Eğer Siz yüz çevirecek olursanız
Siz’den başka bir Qawm’i getirip değiştirir sonra Onlar Sizin benzerleriniz de
olmazlar.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-7 Talaq
065.01-Ey
Nebi, Kadınlar’ı boşadığınız zaman, İddetler’i süresinde boşayın ve İddet’i
sayın. Rabb'iniz olan Allah'tan ittiqa edin. Onlar’ı Evler’inden çıkarmayın,
Onlar da çıkmasınlar, ancak Açık bir Fuhuş göstermeleri durumu başka. Bunlar
Allah'nın Sınırları’dır. Kim Allah'ın
Sınırları’nı çiğnerse, gerçekten O, kendine zulmetmiştir. Sen bilmezsin,
olabilir ki Allah, bunun arkasından bir İş oluşturabilir.
065.02-Sonra
(üç iddet) Süreler’ine ulaştıklarında artık Onları Ma'ruf üzere tutun, ya da
Ma’ruf üzere Onlar’dan ayrılın. İçinizden Adalat Sahibi İki Kişi’yi de Şahid
yapın. Şahidliği Allah için Dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah'a ve
Son Gün’e İnananlar’a Öğüt verilir. Kim Allah'tan ittiqa ederse Ona bir Çıkış
Yolu gösterir.
065.03-Ve
Onu Hesaba katmadığı bir Yön’den de rızıqlandırır. Kim de Allah'a
tewekkül ederse, O Ona yeter. Elbette Allah, kendi Emr’ini yerine getirip
gerçekleştirendir. Allah, Herşey için bir Ölçü kılmıştır.
065.04-Kadınlar’ınızdan
artık Adet’ten kesilmiş olanlar’la henüz Adet görmemiş bulunanlar’ın
İddetler’i, eğer Şüphe’ye düşecek olursanız Üç Ay’dır. Hamileler’in beklemeleri
ise, Yükler’ini bırakmalarıdır. Kim Allah'tan ittiqa ederse Ona İş’inde bir
Kolaylık gösterir.
065.05-Bu, Allah'ın
Size indirdiği Emr’idir. Kim Allah'tan ittiqa ederse, Allah Onun Kötülükler’ini
örter ve Onun Ecr’ini büyütür.
065.06-Boşadığınız-kadınlar’ı,
Güc’ünüz oranında oturmakta olduğunuz Yer’in bir yanında oturtun, Onlar’ı
Darlık ve Sıkıntı’ya düşürmek amacıyla kendilerine Zarar vermeyin. Eğer Onlar
Hamile iseler, Yükler’ini bırakıncaya kadar Onlar’a Nafaqa verin. Şayet Sizler
için emzirirlerse Onlar’a Ücretler’ini ödeyin. Kendi aranızda Ma’ruf üzere
görüşün. Eğer Güçlük içine girerseniz, bu durumda Onun (babası) için bir
başkası emzirebilir.
065.07-Geniş
İmkanları olan, Nafaqa’yı İmkanlar’ına göre yapsın. Rızq’ı kendisine Kısıtlı
tutulan da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, Hiçbir
Nefs’e ona verdiğinden başkasıyla Yükümlülük koymaz. Allah, bir Güçlüğün
ardından bir Kolaylık verecektir.
II 8-12 Mekke'ye
ihtarlar
065.08-Ülkeler’den
Niceleri vardır ki, Rabb'lerinin ve O'nun Elçiler'inin Emr’ine karşı gelip
azmışlardır. Böylece Biz de Onları Çetin bir Hesab’a çekmişiz ve Onları benzeri
görülmedik bir Azab’la azablandırmışızdır.
065.09-Artık
O, yaptığı Kötülüğü taddı ve İş’inin Sonucu da bir Hüsran oldu.
065.10-Allah,
Onlar için Şiddetli bir Azab hazırlamıştır, öyleyse ey İnanan Temiz Aqıl
Sahipleri, Allah'tan ittiqa edin. Doğrusu Allah, Sizin için bir Zikir
indirmiştir.
065.11-İnanıp
Salih Çalışmalar’da bulunanlar’ı Karanlıklar’dan Aydınlığa çıkarması için
Allah'ın apaçık Ayetlerini Size okuyan bir Elçi'de. Kim inanıp Salih bir
Çalışma’da bulunursa, Onu içinde Ebedi kalacağı içlerinden Irmaklar akan
Bahçeler'e sokar. Allah, gerçekten Ona ne Güzel bir Rızıq vermiştir.
065.12-Allah,
Yedi Göğü ve Yer’den de Onların benzerini yarattı. Emir,
bunların arasında durmadan iner, Sizin gerçekten Allah'ın her Şey’e Güç
yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın İlmi’yle Herşey’i sarıp kuşattığını bilmeniz
için.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-8 Dosdoğru
Din
098.01- Kitap Ehli'nden ve Müşrikler'den küfredenler,
kendilerine Apaçık bir Delil gelinceye kadar ayrılacak değillerdi.
098.02- (delil) Allah'tan gönderilmiş bir Elçi,
Tertemiz Sahifeleri okuyor.
098.03- Onların içinde Dosdoğru Yazılar.
098.04- Kitap Ehli'nden olanlar, ancak kendilerine
Apaçık Belgeler geldikten sonra parçalandılar.
098.05- Oysa Onlar, Dini yalnızca O'na Halis kılan
Hanifler olarak sadece Allah'a Kulluk etmek, Salat kılmak ve Zekat vermekten başkasıyla emrolunmadılar.
098.06- Şüphesiz,
Kitap
Ehli'nden ve Müşrikler'den küfredenler, içinde Sürekli kalacakları Cehennem
Ateşi'ndedirler. İşte Onlar, Yaratılanlar’ın en kötüleri’dir.
098.07- İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar ise,
işte Onlar da Yaratılanlar’ın en Hayırlıları’dırlar.
098.08- Rabb'leri katında Onların Ödülleri, içinde
ebedi Kalıcılar olarak içinden Irmaklar akan Adn Bahçeleri'dir. Allah Onlar’dan
Razı olmuştur, kendileri de O'ndan Razı oldular. İşte bu, Rabb'inden Haşyet
duyan içindir.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-10 Sürülen
Yahudiler
059.01- Gökler’de ve Yer’de Olanlar’ın Tümü Allah'ı
tesbih etmiştir. O Aziz'dir, Hakim'dir.
059.02- Kitap Ehli'nden küfredenler’i İlk Sürgün’de
Yurtlar’ından çıkaran O'dur. Onların çıkacaklarını Siz sanmamıştınız, Onlar da
Kaleler’inin kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Böylece Allah da,
Onlara Hesab’a katmadıkları bir yönden geldi. Yürekler’ine Korku salıverdi,
öyle ki Evler’ini Eller’iyle tahrip ediyorlardı. Artık ey Basiret Sahipleri
ibret alın.
059.03- Eğer Allah, Onlara Sürgün’ü yazmamış olsaydı, elbette
Onları (yine)Dünya’da azablandırırdı. Ahiret'te ise Onlar için Ateş Azabı var’dır.
059.04- Bu, Onlar’ın Allah'a ve O'nun Elçisi'ne karşı
başkaldırmaları nedeniyledir. Kim Allah'a karşı başkaldırırsa Allah Iqab’ı
(sonuçlandırması) Şiddetli olan’dır.
059.05- Hurma Ağaçları’ndan her neyi kesmişseniz veya
Kökler’i üzerinde Dimdik neyi bırakmışsanız Allah'ın İzni’yledir ve Fasıqlar’ı
aldatması içindir.
059.06- Onlar’dan Allah'ın Elçisi'ne verdiği Fey'e
gelince, ki Siz bunu karşı ne At, ne Deve sürdünüz. Ancak Allah, kendi
Elçiler'ini dilediklerinin üstüne Musallat kılar. Allah Herşey’e
Güçyetiren'dir.
059.07- Allah'ın o Qarye Halkı’ndan Elçisi'ne verdiği
Fey, Allah'a, Elçisi'ne, Yakın Aqrabalığı olanlar’a ve Yol’da kalmışlara
ait’tir. Öyle ki Siz’den Zengin olanlar arasında dolaşan bir Devlet olmasın.
Elçi Size ne verdiyse alın, Sizi neden sakındırırsa artık Ondan sakının ve
Allah'tan ittiqa edin. Elbette Allah Azab’la sonuçlandınrması pek Şiddetli
olan’dır.
059.08- Hicret eden Faqirler ki, Onlar, Allah'tan bir
Fadl arayıp, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne Yardım ederlerken Yurtlar’ından ve
Mallar’ından çıkarılmışlardır. İşte bunlar Sadıq olanlar bunlardır.
059.09- Kendilerinden önce o Yurd’u hazırlayıp İman’ı
yerleştirenler ise, kendilerine Hicret edenleri severler ve Onlara verilen
Şeyler’den dolayı da içlerinde bir İhtiyaç duymazlar. Kendilerinde bir Açıklık
olsa bile kendilerine tercih ederler. Kim Nefs’inin Tuttuları’ndan korunmuşsa,
işte Onlar Felah bulanlar’dır.
059.10- Bir de Onlar’dan sonra gelenler, derler ki:
"Rabb'imiz, Bizi ve İman ile daha önce Bizi geçmiş olan Kardeşler’imizi
bağışla ve Qalpler’imizde İnananlar’a karşı bir Kin bırakma. Rabb'imiz,
gerçekten Sen, Rauf'sun, Rahim'sin."
II2 11-17 Münafıklar
ve Yahudiler
059.11- Münafıqlık etmekte olanlar’ı görmüyor musun ki,
Onlar Kitap Ehli'nden küfreden Kardeşler’ine derler ki: "Andolsun, eğer
Siz çıkarılacak olursanız, Biz de Sizler’le birlikte elbette çıkarız ve Size karşı olan hiç kimseye, hiçbir zaman itaat
etmeyiz." Eğer Size karşı savaşılırsa elbette Size Yardım ederiz."
Oysa Allah şahidlik etmektedir ki, Onlar,
gerçekten Yalancı’dırlar.
059.12- Andolsun, Onlar çıkarılacak olurlarsa,
kendileri Onlar’la birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşırlarsa da kendilerine
Yardım’da bulunmazlar, Yardım etseler bile dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine
Yardım edilmez.
059.13- Herhalde Onların içlerinde Dehşet ve Yılgınlık
bakımından Siz Allah'tan daha çetinsiniz. Bu, gerçekten Onların Derin bir
Kavrayış’a Sahip olmamaları dolayısıyla böyledir.
059.14- Onlar iyice korunmuş Şehirler’de veya Duvar
Arkası’nda olmaksızın Sizinle Toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki
Çarpışmaları ise pek Şiddetli’dir. Sen Onları Birlik sanırsın, oysa Qalpler’i
paramparça’dır. Bu, gerçekten Onların aqletmeyen bir Qawim olmalarındandır.
059.15- Kendilerinden önce Yakın geçmişte olanlar’ın
durumu gibi, Onlar, yaptıklarının Sonuc’unu tadmışlardır. Onlar için Acıklı bir
Azab var’dır.
059.16- Şeytan'ın'da
durumu gibi, çünkü İnsan’a "Küfret" dedi, o da küfredince:
"Gerçek şu ki, Ben Sen’den Uzağım. Doğrusu Ben, Alemler’in Rabb'i
Allah'tan korkarım." dedi.
059.17- Sonunda
Onların Aqıbetler’i, elbette Ateş'te ikisinin de Halid olması’dır. İşte
Zalimlerin Cezası budur.
III3 18-24 Bir
Nasihat
059.18- Ey inananlar, Allah'tan ittiqa edin. Herkes
Yarın için neyi taqdim edip gönderdiğine bir baksın. Allah'tan ittiqa edin.
Elbette Allah, yaptıklarınızdan Haberdar'dır.
059.19- Ve kendileri Allah'ı unutmuş, böylece O da
Onlar’a kendilerin unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte Onlar Fasıqlar’dır.
059.20- Ateş Halkı ile Bahçe Halkı bir olmaz. Bahçe
Halkı umduklarına kavuşup Mutluluk içinde olanlar’dır.
059.21- Eğer Biz bu Qur'an'ı bir Dağ’ın üzerine
indirmiş olsaydık, andolsun O’nu Allah Korkusu’ndan Saygı ile baş eğmiş, Parça
parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, İnsanlar’a Örnekleri
böyle vermekteyiz.
059.22- O Allah ki, O'ndan başka İlah yoktur. Gayb’ı da,
Müşahede edilen’i de Bilen'dir. Rahman,
Rahim O'dur.
059.23- O Allah ki, O'ndan başma İlah yok’tur.
Melik'tir, Quddus'tür, Selam'dır, Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir,
Cebbar'dır, Mütekebbir' dir. Allah Şirk koştuklarından çok Yüce’dir.
059.24- O Allah ki, Yaratan'dır, Kusursuzca-vardendir,
Suretveren' dir, En Güzel İsimler O'nundur. Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın tümü
O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz'dir, Hakim'dir.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-10 Zina
ve İftiranın Hükmü
024.01-
İndirdiğimiz ve Farz kıldığımız bir Sure. Umulur ki Öğüt alırsınız diye içinde
Apaçık Ayetler indirdik.
024.02-Zâni
ve Zâniye’nin her birine yüzer Celde vurun. Eğer Allah'a ve Son Günü'ne
inanıyorsanız, Onlar’a Allah'ın Dini Konusunda Sizi bir Acıma tutmasın, Onlar’a
uygulanan Azab’a Mü'minler’den bir Bölük de Şahid olsun.
024.03-Zâni,
Zâniye ve Müşrike’den başkasını nikahlamaz, Zâaniye de Zâni veya Müşrik’ten
başkasını nikahlamaz. Bu Mü'minler’e haram kılınmıştır.
024.04-Korunan
Kadınlar’a İftira atan, sonra Dört Şahid getiremeyenlere de Seksen Değnek vurun
ve Onlar’ın Şahidlikler’ini Ebedî olarak qabul etmeyin. Onlar Fasıqlar’dır.
024.05-Ancak
bundan sonra Tewbe eden ve Salihce Davrananlar hariç. Çünkü gerçekten Allah
Gafur'dur, Rahim'dir.
024.06-Kendi
Eşler’ine iftira atan ve kendileri dışında Şahidler’i bulunmayanlar ise,
Onlar’dan da her birine Şahidliği Allah adına Dört kere ile kendisinin
kesinlikle Doğru söyleyenler’den olduğuna şahidlik etmektir.
024.07-Beşinci
de ise, eğer Yalan söyleyenler’dense, Allah'ın Laneti’nin kesinlikle kendi
üzerine olmasıdır.
024.08-O
(kadın)ında Dört kere Allah Adı’na Onun elbette Yalan söyleyenler’den olduğuna
şahidlik etmesi kendisinden Ceza’yı uzaklaştırır.
024.09-Beşinci
de ise, eğer O (koca) Doğru söyleyenler’den ise, Allah'ın Gazabı’nın muhakkak
kendi üzerinde olmasıdır.
024.10-Eğer
Allah'ın Sizin üzerinizde bir Fadl’ı ve Rahmet’i olmasaydı ve Allah gerçekten
Tewbeler’i kabul eden, Hakim olmasaydı (ne yapardınız?)
II 11-20 Ayşe'ye
İftira edenler
024.11-Doğrusu,
Uydurulmuş bir Yalan’la gelenler, Sizin içinizden birlikte davranan
bir Topluluk’tur, Siz O’nu kendiniz için bir Şey saymayın, aksine o Sizin için
bir Hayır’dır. Onlar’dan her bir Kişi’ye kazandığı Günah’tan var’dır. Onlar’dan
Büyüğünü yüklenene ise Büyük bir Azab var’dır.
024.12-Onu
işittiğiniz zaman Mü'min ve Mü'mineler’in kendi Nefisler’i Adına Hayırlı bir
Zan’da bulunup: "Bu, Açıkca Uydurulmuş bir Söz’dür" demeleri gerekmez
miydi?
024.13-O’na
karşı Dört Şahid’le gelmeleri gerekmez miydi? Şahidler’i getirmediklerine göre,
artık Onlar Allah katında Yalancılar’ın ta kendileridir.
024.14-Eğer
Allah'ın Dünya’da ve Ahiret'te Sizin üzerinizde bir Fadl’ı ve Rahmet’i
olmasaydı, içine daldığınız Dedikodu’dan dolayı Size Büyük bir Azab dokunurdu.
024.15-O
durumda Siz O’nu Diller’inizle aktardınız ve üzerinde Bilginiz olmayan Şey’i
Ağzınızla söylediniz ve bunu da Kolay sandınız, oysa o Allah katında çok
Büyük’tür.
024.16-O’nu
işittiğiniz zaman: "Bu Konuda Söz söylemek Bize yakışmaz. Sen Yüce’sin, bu
Büyük bir İftira’dır." demeniz gerekmez miydi?
024.17-Eğer
İman edenler’den iseniz, bunun gibisine bir daha dönmemeniz için Allah Size
Öğüt vermektedir.
024.18-Allah
Size Ayetler’ini açıklıyor. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
024.19-İnananlar
içinde, Fuhş’un yaygınlaşmasından hoşlananlar’a, Dünya’da da, Ahiret'te de
Acıklı bir Azab var’dır. Allah bilir, Siz ise bilmiyorsunuz.
024.20-Eğer
Allah'ın Sizin üzerinizde Fadl’ı ve Rahmet’i olmasaydı ve Allah gerçekten Rauf
ve Rahim olmasaydı?
III 21-26 Ayşe'ye
iftira edenler
024.21-Ey
İnananlar, Şeytan’ın Adımları’na uymayın, kim Şeytan’ın
Adımları’na uyarsa, gerçekten o Fahşa’yı ve Münker’i emreder. Eğer Allah'ın
üzerinizdeki Fadl’ı ve Rahmet’i olmasaydı, Siz’den hiçbiri Ebedî olarak Temiz’e
çıkamazdı. Ancak Allah, dilediğini Temiz’e çıkarır. Allah, İşiten'dir,
Bilen'dir.
024.22-Siz’den,
Faziletli ve Varlıklı olanlar, Yakınlar’a, Yoksullar’a ve Allah Yolu’nda Hicret
edenler’e vermekte eksiltmesinler, affetsinler ve hoşgörsünler. Allah'ın Sizi
Bağışlamasını sevmez misiniz? Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
024.23-Namus
Sahibi, bir Şeyden habersiz, Mü’mineler’e iftira atanlar, Dünya’da ve Ahiret'te
lanetlenmişlerdir. Ve Onlar için Büyük bir Azab var’dır.
024.24-O
Gün, kendi Dil’leri, Eller’i ve Ayaklar’ı yaptıklarına dair şahidlik
edeceklerdir.
024.25-O
Gün, Allah Onlar’a Haqq ettikleri Ceza’yı Eksiksiz verecektir ve Onlar da
Allah'ın kesinlikle Haqq olduğunu bileceklerdir.
024.26-Kötü
Kadınlar, Kötü Erkekler’e, Kötü Erkekler Kötü Kadınlar’a, İyi ve Temiz Kadınlar,
İyi ve Temiz Erkekler’e, İyi ve Temiz Erkekler, İyi ve Temiz Kadınlar’adır.
Bunlar Onlar’ın demekte olduklarından Uzak’tırlar. Bunlar için bir Bağışlanma
ve Kerim bir Rızıq var’dır.
IV4 27-34 Zinayı
önleyecek tedbirler
024.27-Ey
İnananlar, Evler’inizden başka Evler’e Yakınlık kurup ve Selam vermeden
girmeyin. Bu Sizin için daha Hayırlı’dır,umulur ki Öğüt alıp düşünürsünüz.
024.28-Eğer
orada Kimse’yi bulamazsınız, Size izin verilinceye kadar artık oraya girmeyin,
ve eğer Size "Dönün" denirse, Siz de dönün, bu Sizin için daha
Temiz’dir. Allah yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır.
024.29-İçinde
oturulmayan ve Sizin için orda bir Meta bulunan Evler’e girmenizde Size Sakınca
yok’tur. Allah, açığa vurduklarınızı da, saklamakta olduklarınızı da bilmektedir.
024.30-Mü'minler’e
söyle: "Gözler’ini kaçındırsınlar ve Irzlar’ını korusunlar. Bu, Onlar için
daha Temiz’dir. Gerçekten Allah, yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır.
024.31-Mü'mineler’e
de söyle: "Gözler’ini kaçındırsınlar ve Irzlar’ını korusunlar, Süsler’ini
açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görünenler hariç. Örtülerini/
Humurlarını, Yakalar’ının üstüne
koysunlar. Süsler’ini, kendi Kocalar’ından ya da Babalar’ından ya da Kocalar’ının
Babaları’ndan ya da Oğullar’ından ya da Kocalar’ının Oğulları’ndan ya da
Kardeşler’inin Oğulları’ndan, ya da Kızkardeşleri’nin Oğulları’ndan ya da kendi
Kadınları’ndan ya da Sağeller’inin altında bulunanlar’dan ya da Erkekler’den
yana ihtiyacı olmayan Hizmetciler’den ya da Kadınlar’ın henüz Mahrem Yerler’ini
tanımayan Çocuklar’dan başkasına göstermesinler. Gizledikler’i Süsleri bilinsin
diye Ayaklar’ını yere vurmasınlar.
Hep birlikte Allah'a Tewbe edin ey Mü'minler,
umulur ki Felah bulursunuz.
024.32-İçinizden
Evli-olmayanlar’ı,Köleler’inizden ve Cariyeler’inizden Salih olanlar’ı
evlendirin. Eğer Faqir iseler Allah, kendi Fadl’ından Onlar’ı Zengin eder.
Allah Geniş'tir, Bilen'dir.
024.33-Nikah
yapamayanlar, Allah Onlar’ı kendi Fadl’ından zenginleştirinceye kadar İffetli
davransınlar. Sağeller’inizin Malik olduğu Mükatebe isteyenler’e eğer Onlar’da
bir Hayır görüyorsanız Mükatebe yapın. Ve Allah'ın
Size verdiği Mal’ından da Onlar’a verin. Dünya Hayatı’nın Geçici Metaı’nı elde
etmek için Irzlar’ını korumak istiyorlarsa Cariyeler’inizi Fuhş’a zorlamayın. Kim Onlar’ı zorlarsa, elbette, Onlar’ın
Zorlamalarından sonra Allah Onlar’ı Bağışlayan'dır, Rahim'dir.
024.34-Andolsun,
Size Açıklayıcı Ayetler, Siz’den önce gelip geçenler’den bir Örnek ve Taqwa
Sahipleri için de bir Öğüt indirdik.
V5 35-40 İlahi
Nurun tecellisi
024.35-Allah,
Gökler’in ve Yer’in Nuru’dur. O'nun Nur’unun Misali, içinde Çerağ bulunan bir
Kandil gibidir. Çerağ bir Sırça içeresindedir, Sırça, sanki İncimsi bir Yıldız’dır
ki, Doğu’ya da, Batı’ya da ait olmayan Kutlu bir Zeytin Ağacı’ndan yakılır,
neredeyse Ateş ona dokunmasa da Yağ’ı ışık verir. Nur üstünde Nur’dur. Allah,
kimi dilerse O’nu kendi Nur’una yöneltip iletir. Allah İnsanlar için Örnekler
vermektedir. Allah, Herşey’i Bilen'dir.
024.36-(
Bu Nur) Allah'ın, Onlar’ın yüceltilmesine ve İsminin zikredilmesine İzin
verdiği Evler’dedir, Onlar’ın içinde Sabah Akşam O'nu tesbih ederler.
024.37-Öyle
Adamlar ki, ne Ticaret, ne de Alış veriş Onlar’ı Allah'ı zikretmekten, Salat’ı
kılmaktan, Zekat’ı vermekten tutkuya-kalılıp alıkoymaz. Onlar, Qalpler’in ve
Gözler’in Inqılab’a uğrayacağı Gün'den korkarlar.
024.38-Çünkü
Allah, Onlar’a yaptıklarının en Güzel’iyle karşılık verecek ve Onlar’a kendi
Fadl’ından arttıracaktır. Allah, dilediğini Hesapsız olarak
rızıqlandırmaktadır.
024.39-Küfredenler
ise, Onlar’dan Amelleri Dümdüz bir Arazi’de Serab’a benzer, susayan Onu bir Su
sanır. Nihayet Ona yetişip geldiğinde, O’nu bir Şey olarak bulmayıverir ve
kendi yanında Allah'ı bulur. O’nun Hesab’ını tam olarak verir. Allah, Hesab’ı
çok-seri görendir.
024.40-Ya
da Engin bir Deniz’deki Karanlıklar’a benzer, Onun üstünü bir Dalga kaplar,
Onun üstünde bir Dalga, Onun da üstünde bir Bulut var’dır. Bir kısmı, bir kısmı
üzerinde olan Karanlıklar, El’ini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek.
Allah kime Nur vermemişse, artık Onun için Nur yok’tur.
VI6 41-50 İlahi
kudretin tecellisi
024.41-Görmedin
mi ki, Gökler’de ve Yer’de olanlar ve Dizi dizi uçmakta olan Kuşlar, gerçekten Allah'ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi
Dua’sını ve Tesbih’ini elbette bilmiştir. Allah Onlar’ın işlemekte olanları
Bilen'dir.
024.42-Gökler’in
ve Yer’in Mülkü Allah'ındır ve Dönüş yalnızca O'nadır.
024.43-Görmedin
mi ki, Allah Bulutlar’ı sürmekte, sonra aralarını birleştirmekte, sonra da
Onlar’ı üst üste yığmaktadır, böylece, Yağmur’un bunların arasından akıp
çıktığını görürsün. Gök’ten içinde Dolu bulunan Dağlar indirir, Onu dileğine
isabet ettirir de, dilediğinden Onu çevirir, Şimşeğin Parıltısı neredeyse Gözler’i
kamaştırıp götürüverecektir.
024.44-Allah,
Gece ile Gündüz’ü evirip çevirir. Elbette, bunda Basiret Sahipleri için birer
İbret var’dır.
024.45-Allah
Her Canlı’yı Su’dan yarattı. İşte bunlardan kimi Karnı üzerinde yürümektedir,
kimileri de İki Ayağı üzerinde yürümekte, kimi de Dördü üzerinde yürümektedir.
Allah dilediğini yaratır. Elbette Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.
024.46-Andolsun
Biz, Açıklayıcı Ayetler indirdik. Allah, dilediğini Doğruyol’a yöneltir.
024.47-Onlar
derler ki: "Allah'a ve Elçi'sine inandık ve İtaat ettik." Sonra da bunun ardından Onlar’dan bir Bölük
sırt çevirir. Bunlar inanmış değiller’dir.
024.48-Aralarında
hükmetmesi için Onlar Allah'a ve Elçi’sine çağrıldıkları zaman, Onlar’dan bir
Bölük yüz çevirir.
024.49-Eğer
Haqq Onlar’ın lehlerinde ise, Ona boyun eğerek gelirler.
024.50-Bunların
Qalpler’inde Hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah'ın ve
Elçisi'nin kendilerine karşı Haqsızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır,
Onlar Zalim olanlardır.
VII7 51-57 İslam
melekutu
024.51-Aralarında
hükmetmesi için, Allah'a ve Elçi’sine çağrıldıkları zaman, Mü'min olanlar’ın
Sözü: "İşittik ve İtaat ettik" demeleridir. İşte Felah’a kavuşanlar
bunlar’dır.
024.52-Kim
Allah'a ve Elçi’sine itaat ederse ve Allah'tan ittiqa ederse, işte Artırılanlar
bunlar’dır.
024.53-Yeminler’inin
olanca gücüyle "Allah'a andiçtiler, eğer Sen Onlar’a emredersen (savaşa )
çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen bir İtaat’tır. Allah,
yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır."
024.54-De
ki: "Allah'a itaat edin, Elçi'sine itaat edin. Eğer yine de yüz
çevirirseniz, artık O’nun Sorumluluğu kendisine yükletilenedir. Eğer O’na itaat
ederseniz, Hidayet bulmuş olursunuz. Elçi'ye düşen bir Tebliğ’den başkası değildir.
024.55-Allah
içinizden İnananlar’a ve Salih Çalışmalar’da bulunanlara waadetmiştir: Elbette
Onlar’dan öncekileri nasıl Güç ve İktidar Sahibi kıldıysa Onlar’ı da Arz’da Güç
Sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği Din’lerini kendilerine yerleşik
kılıp sağlamlaştıracak ve Onlar’ı Korkular’ından sonra Güvenliğe çevirecektir.
Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir Şey’i Ortak koşmazlar. Kim
ki bundan sonra küfrederse, işte Onlar Fasıqlar’dır.
024.56-Dosdoğru
Salat kılın, Zekat’ı verin ve Elçi'ye itaat edin. Umulur ki Rahmet’e kavuşturulursunuz.
024.57-Küfredenler’in
Arz’da (Onu) Aciz bırakacaklarını sanma. Onlar’ın Son Barınma yerleri Ateş'tir.
Ne Kötü bir Dönüş’tür o.
VIII8 58-61 Halvete
hürmet
024.58-Ey
İnananlar, Sağeller’inizin Malik olduğu ile Siz’den olup da henüz Ergen olmamışlar, Üç vakit’te İzin
istesinler: Sabah Salatı’ndan önce, Öğleyin üstünüzü çıkardığınız vakit ve
Yatsı Salatı’ndan sonra. Üçü Sizin için Mahrem’dir. Bunların dışında Size de,
Onlar’a da bir Sakınca Yok’tur. Onlar yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin
yanında olabilirsiniz. İşte Allah, Size Ayetleri böyle açıklamaktadır. Allah
Bilen'dir, Hakim'dir.
024.59-Siz’den
olan Çocuklar, Ergenlik Çağları’nda kendilerinden öncekilerin İzin istediği
gibi, bundan böyle İzin istesinler. İşte Allah, Ayetler’ini Size böyle
açıklamaktadır. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
024.60-Kadınlar’dan
Evliliği ummayıp da Oturmakta olanlar Süsler’ini açığa vurmaksızın
Elbiseler’ini çıkarmalarında kendileri için bir Sakınca yok’tur. Yine de
İffetli davranmaları kendileri için daha Hayırlı’dır. Allah İşiten'dir,
Bilen'dir.
024.61-Kör
olan’a Güçlük yok’tur, Topal olan’a Güçlük yok’tur, Hasta olan’a Güçlük
yok’tur, Sizin için de gerek kendi Evler’inizden gerekse Babalar’ınızın
Evleri’nden, Anneler’inizin Evleri’nden, Erkek Kardeşler’inizin Evleri’nden,
Kız-kardeşler’inizin Evleri’nden, Amcalar’ınızın Evleri’nden, Halalar’ınızın
Evleri’nden, Dayılar’ınızın Evleri’nden, Teyzeler’inizin Evleri’nden,
Anahtarlar’ına Malik olduğunuz ya da Dostlar’ınızın Evleri’nden yemenizde bir
Güçlük yok’tur. Evler’e girdiğiniz vakit, Allah tarafından Kutlu, Güzel bir
Yaşama dileği olarak birbirinize Selam verin. İşte Allah, Size Ayetler’ini böyle açıklamaktadır. Umulur ki
aqledersiniz.
IX9 62-64 Genel
işlerin önemi
024.62-Mü'minler
o kimselerdir ki, Allah'a ve Elçisi'ne inanırlar, O'nunla birlikte Toplu bir İş
üzerinde iken, O’ndan İzin alıncaya kadar
bırakıp gitmeyenlerdir. Gerçekten, Sen’den İzin alanlar, işte Onlar Allah'a ve
Elçisi'ne inanırlar. Böylelikle, Sen’den, kendi bazı İşler’i için İzin istedikleri
zaman, Onlar’dan dilediklerine izin ver ve Onlar için Allah'tan Bağışlanma
dile. Elbette Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
024.63-Elçi'nin
Çağırması’nı, kendi aranızda bir kısmınızın bir kısmını Çağırması gibi
saymayın. Allah, Siz’den bir diğerinizi Siper ederek kaçanları gerçekten bilir.
Böylece O'nun Emr’ine aykırı davrananlar,kendilerine bir Fitne’nin isabet
etmesinden veya Onlar’a Acıklı bir Azab'ın çarpmasından sakınsınlar.
024.64-Dikkatli
olun, Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın Hepsi Allah'ındır. O, Sizin üzerinde
bulunduğunuz Şey’i kuşkusuz bilmektedir. Ve O'na döndürülecekleri Gün, yapmakta
olduklarını kendilerine Haber verecektir. Allah Herşey’i Bilen'dir.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-8 Münafıklar
063.01- Münafıqlar Sana geldikleri zaman:
"Biz gerçekten şehadet ederiz ki,
Sen Kesin olarak Allah'ın Elçisi'sin" dediler. Allah da bilmektedir ki Sen
elbette O'nun Elçisi'sin. Allah elbette Münafıqlar’ın Yalan söylemekte
olduklarına Şahidlik etmektedir.
063.02- Onlar, Yeminler’ini bir Siper edinip Allah'ın
Yolu’ndan alıkoydular. Doğrusu şu ki Onlar, ne Kötü Şey yapmaktadırlar.
063.03- Bu, Onların inanmaları sonra küftermeleri
dolayısıyla böyledir. Böylece Qalpler’inin üzerine Damga vurulmuştur. Artık
Onlar kavrayamazlar.
063.04- Sen Onları gördüğün zaman Cüsseler’i Senin
Beğenini kazanmaktadir. Konuştukları zaman da Onları dinlersin. Sanki Onlar
dayandırılmış Ahşap Kütükler gibidirler. Her Çağrı’yı kendi aleyhinde sanırlar.
Onlar Düşman’dırlar, bu yüzden Onlar’dan sakın. Allah Onları kahretsin, nasıl
da çevriliyorlar?
063.05- Onlara: "Gelin Allah'ın Elçisi Sizin için
mağfiret dilesin" denildiği zaman Başlarını yana çevirdiler. Sen Onların
Büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirdiklerini görürsün.
063.06- Senin Onlar adına mağfiret dilemen ile mağfiret
dilemen Onlar için birdir. Allah Onlara Kesin olarak mağfiret etmeyecektir.
Elbette Allah Fasıq olan bir Qawm’e hidayet etmez.
063.07- Onlar ki: " Allah'ın Elçisi yanında
bulunanlar’a hiç bir infaq’da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsiler"
derler. Oysa Gökler’in ve Yer’in Hazineleri Allah'ındır. Ancak Münafıqlar
kavramıyorlar.
063.08- Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir
dönecek olursak, Gücü ve Onuru çok olan, Düşkün ve Zayıf olanı elbette oradan
sürecektir." Oysa İzzet Allah'ın, O'nun Elçisi'nin ve Mü'minler’indir.
Ancak Münafıqlar bilmiyorlar.
II 9-11 Mü'minlere
öğütler
063.09- Ey inananlar, ne Mallar’ınız, ne Çocuklar’ınız
Sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın, Kim böyle yaparsa, artık Onlar Hüsran’a
uğrayanların ta kendileridir."
063.10- Siz’den birinize Ölüm gelip de: "Rabb'im,
Beni Yakın bir Ecel’e kadar geciktirirsen Ben de böylece Sadaqa versem ve
Salihler’den olsam" demezden önce, Size Rızıq olarak verdiklerimizden
infaq edin.
063.11- Oysa Allah, kendi Ecel’i gelmiş bulunan hiç bir
Kimse’yi kesinlikle ertelemez. Allah, yapmakta olduklarınızdan Haberdar'dır.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-6 Kadınların
hukukunu koruma
058.01-Gerçekten
Allah, Eş’i konusunda Senin’le tartışan ve Allah'a Şikayet’te bulunan'ın
Söz’ünü işitti. Allah, aranızda geçen Konuşmalar’ı işitiyordu. Elbette Allah,
İşiten'dir, Bilen'dir.
058.02-Sizden
Kadınlar’ına Zıhar'da bulunanlar, Onlar’ın Anneler’i değildir. Anneler’i,
yalnızca kendilerini doğuranlar’dır. Elbette Onlar, Çirkin ve Yalan
söylemektedirler. Gerçekten Allah Affedici'dir, Gafur'dur.
058.03-Kadınlar’ına
Zıhar'da bulunanlar, sonra da söylediklerinden geri dönenler’in, birbirleriyle
temas etmeden önce bir Köle’yi özgürleştirmesi gerekir. İşte Size bununla Öğüt
verilmektedir. Allah yaptıklarınızdan Haberdar'dır.
058.04-Ancak
bunu bulamıyanlara birbirlerine temas etmeden önce, kesintisiz İki Ay Oruç.
Buna da güç yetiremeyenler Altmış Yoksul’u doyursun. Bu, Allah'a, O'nun
Elçisi'ne inanmanız dolayısıyladır. Bunlar Allah'ın Sınırları’dır. Kafirler
içinse Acıklı bir Azab var’dır.
058.05-Gerçekten
Allah'a ve Elçisi'ne karşı başkaldıranlar, kendilerinden öncekilerin
Alçaltılması gibi Onlar da alçaltılmışlardır. Oysa Biz Apaçık Ayetler indirdik.
Kafirler için Küçültücü bir Azap var’dır.
058.06-Allah,
onlar’ın hepsini dirilteceği Gün, Onlara neler yapmakta olduklarını Haber
verecektir. Allah, Onları saymıştır, Onlar ise Onu unutmuşlarndır. Allah,
Herşey’e Şahid'dir.
II 7-13 Gizli
Toplantılar
058.07-Allah'ın
Gökler’de ve Yer’de olanlar’ın Tümü’nü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor
musun? Fısıldaşmakta olan Üç Kişi’den Dördüncüler’i elbette O'dur. Beş’in
Altı’ncı’sı da elbette O'dur. Bundan az veya çok, her nerede olsanız elbette O,
kendileniyle beraberdir. Sonra yapmakta olduklarını Qıyamet Günü kendilerine
Haber verecektir. Elbette Allah, Herşey’i Bilen'dir.
058.08-Kulis
fısıldaşmalarından menedilip sonra menedildikleri Şeyler’e dönenleri, Günah,
Düşmanlık, Elçi'ye karşı İsyan’ı fısıldaşmakta olanları görmüyor musun? Onlar
Sana geldiklerinde, Seni Allah'ın selamlamadığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine: "Söylemekte olduklarımız
dolayısıyla Allah Bize Azab etse ya. " derler. Onlara Cehennem yeter,
oraya gireceklerdir. Artık O, ne Kötü bir Gidiş Yeri’dir.
058.09-Ey
İnananlar, kendi aranızda Kulis’te bulunacağınız zaman, bundan böyle Günah,
Düşmanlık ve Elçi'ye karşı İsyan’ı fısıldaşmayın, Birr ve Taqwa’yı konuşun ve
kendi Huzur’unda toplanacağınız Allah'tan ittiqa edin.
058.10-Elbette
Kulis Fısıldaşmaları, İnananlar’ı Üzüntü’ye düşürmek için ancak Şeytan’dandır. Oysa Allah'in İzni
olmaksazın O, Onlara hiçbir Şey’le Zarar veremez. O halde Mü'minler, yalnızca
Allah'a tewekkül etsinler.
058.11-Ey
İnananlar, Size Meclisler’de "Yer açın" dendiği zaman, Siz de yer
açın. Allah da Size Genişlik versin. Size "Kalkın" denildiği zaman da
kalkın. Allah, Siz’den İnananlar’ı ve kendilerine İlim verilenleri Dereceler’le
ref'etsin. Allah yaptıklarınızdan Haberdar'dır.
058.12-Ey
İnananlar, Elçi'ye Gizli bir Şey arzedeceğiniz zaman, Gizli konuşmanızdan önce
bir Sadaqa verin. Bu Sizin için daha Hayırlı ve daha Temiz’dir. Şayet
bulamazsanız, artık elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
058.13-Gizli
Konuşma’nızdan önce Sadaqa vermenizden Ürküntü mü duydunuz? Çünkü bunu
yapmadınız. Allah Sizin Tewbe’nizi qabul etti. Şu halde Salat’ı kılın, Zekat’ı
verin ve Allah'a O'nun Elçisi'ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan
Haberdar'dır.
III 14-22 Gizli
düşmanlar
058.14-Allah'ın
kendilerine karşı gazablandığı bir Qawmi Weli edinenler’i görmedin mi? Onlar,
ne Siz’dendirler, ne de Onlar’dan. Kendileri de bildikleri halde, Yalan üzere
yemin etmektedirler.
058.15-Allah,
Onlar’a Şiddetli bir Azab hazırlamıştır, Doğrusu Onların yaptıkları ne
Kötü’dür.
058.16-Onlar,
Yeminler’ini bir Siper edindiler, böylece Allah'ın Yolu’ndan alıkoydular. Artık
Onlar için Alçaltıcı bir Azab var’dır.
058.17-Ne
Mallar’ı, ne Çocuklar’ı Onlara Allah'a karşı Hiçbir Şey’le Yarar sağlayamaz.
Onlar Ateş Halkı’dır, içinde Halid olarak Kalıcı’dırlar.
058.18-Onların
Tümünü Allah'ın dirilteceği Gün, Sizlere yemin ettikleri gibi O'na yemin
edeceklerdir ve kendilerinin bir Şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat
edin, gerçekten Onlar Yalan söyleyenler’in ta kendileridirler.
058.19-Şeytan Onları sarıp kuşatmıştır,
böylelikle de Onlara Allah'ın Zikri’ni unutturmuştur. İşte Onlar, Şeytan’ın Hizb’idir. Elbette Şeytan’ın Hizbi Hüsran’a uğrayanlar’ın
ta kendisidir.
058.20-Elbette
Allah'a ve Elçisi'ne karşı başkaldıranlar, işte Onlar, en çok Zillet’e düşenler
arasında olanlardır.
058.21-Allah,
yazmıştır: "Andolsun, Ben Galip geleceğim ve Elçi'lerim de."
Gerçekten Allah, en Büyük Quwwet sahibi’dir, Aziz'dir.
058.22-
Allah'a ve Son Gün’e inanan hiçbir Qawim bulamazsın ki, Onlar Allah'a ve
Elçisi'ne karşı başkaldıran kimselerle bir Sevgi bağı kurmasın, bunlar ister
Babaları, ister Çocuklar’ı, ister Kardeşler’i, isterse kendi Aşiretler’i olsun.
Onlar, öyle kimselerdir ki, Onların Qalpler’ine İmanı yazmış ve Onları,
içlerinden Irmaklar akan Bahçeler'e sokacaktır, orda Ebedi olarak
kalacaklardır. Allah, Onlar’dan Razı olmuş, Onlar da O'ndan Razı olmuşlar’dır.
İşte Onlar Allah'ın Hizbi’dir. Dikkat edin, elbette Allah'ın Hizbi Felah
bulanlar’ın ta kendisidir.
Bismillahirrahmanirrahim
I
1-10 Peygamber'e
hürmet
049.01-
Ey inananlar! Allahın Elçisi'nin Huzuru’nda öne geçmeyin ve Allah'tan korkup
sakının. Elbette Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
049.02- Ey inananlar! Sesler’inizi Nebi'nin Sesi
üstünde yükseltmeyin ve birbirinizi bağırdığınız gibi O'na Sözle bağırıp
söylemeyin, yoksa siz Şuurunda değilken Ameller’iniz boşa çıkar.
049.03- Elbette Elçi'nin yanında Seslerini alçak
tutmakta olanlar işte onlar Allah onların Qalpler’ini Taqwa için imtihan
etmiştir. Onlar için bir Mağfiret ve Büyük bir Ecir vardır.
049.04- Elbette Hücreler’in ardından Sana seslenenler
de onların çoğu aqletmiyorlar.
049.05- Eğer gerçekten onlar yanlarına çıkıncaya kadar
sabretmiş olsalardı herhalde kendileri için daha Hayırlı olurdu. Allah
Gafur'dur, Rahim'dir.
049.06- Ey inananlar! Eğer bir Fasıq size bir Haberle
gelirse onu etraflıca araştırın, yoksa Cehalet sonucu bir Qawm’e Kötülükte
bulunursunuz da sonra işlediklerinize pişman olursunuz.
049.07- Bilin ki Allah'ın Elçisi içinizdedir, eğer o
Size bir çok İşler’de uysaydı elbette sıkıntıya düşerdiniz, ancak Allah size
İman’ı sevdirdi bunu Qalpler’inizde süsleyip çekici kıldı ve size Küfr’ü,
Fısq’ı ve İsyan’ı Çirkin gösterdi. İşte onlar Doğruyolu bulmuş olanlardır.
049.08- Allah'tan bir Fadl ve bir Ni’met olarak Allah
Bilen'dir, Hakim'dir.
049.09- Mü'minler’den İki Topluluk çarpışırsa aralarını
ıslah edin; şayet biri diğerine Haqsızlık’la Tecawüz’de bulurursa artık
Haqsızlık’la tecawuz’de bulunanla Allah'ın Emr’ine dönene dek savaşın, eğer
sonunda dönerse bu durumda Adalet’le aralarını bulun ve adil davranın. Elbette
Allah Adil olanları sever.
049.10- Mü'minler ancak Kardeş’dirler, öyleyse
Kardeşler’inizin arasını bulup düzeltin ve Allah'tan sakının, umulur ki
esirgenirsiniz.
II 11-18 Birbirine
karşı saygı
049.11- Ey inananlar! Bir Qawim bir Qawimle alay etmesin belki kendilerinden
daha Hayırlı’dırlar. Kadınlar da Kadınlar’la. Belki kendilerinden daha
Hayırlı’dırlar. Kendi Nefisler’inizi yadırgayıp Küçük düşürmeyin ve birbirinizi
en olmadık Kötü Lakaplar’la çağırmayın. İman’dan sonra Fasıqlık Ne Kötü bir
İsim’dir. Kim Tewbe etmezse işte onlar Zalimler’in ta kendileridir.
049.12- Ey inananlar! Zandan çokca kaçının, çünkü Zann’ın bir kısmı Günah’tır.
Tecessüs-etmeyin kiminizde kiminizin
Gıybet’ini yapıp arkasından çekiştirmesin. Siz’den biriniz Ölü Kardeş’inin
Et’ini yemeği sever mi, işte bundan iğrenip tiksindiniz, Allah'tan
sakının, Elbette Allah Tewbe’yi Qabul-edendir, Rahim'dir
049.13- Ey insanlar! Gerçekten Biz sizi bir Erkek ve
bir Dişi’den yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi
Halklar/Qawimler ve Qabileler olarak
kıldık. Elbette Allah katında En Kerim olanınız
Taqwa’da en ileri olanınızdır.
Elbette Allah
Bilen'dir, Haberdar'dır.
049.14- Bedewiler dedi ki: "İman ettik, de ki:
"Siz iman etmediniz ancak teslim olduk deyin. İman henüz Qalpler’inize
girmiş değildir. Eğer Allah'a ve Elçisi'ne itaat ederseniz o sizin
Ameller’inizden Hiçbir Şey’ieksiltmez. Elbette Allah Gafur'dur, Rahimdir.
049.15- Mü'min olanlar o kimselerdir mi onlar Allah'a
ve Elçisi'ne iman ettiler sonra hiçbir Kuşku’ya kapılmadan Allah Yolu’nda
Mallar’ıyla ve Canlar’ıyla cihad ettiler. İşte onlar Sadıq olanlar’ın ta
kendileridir.
049.16- De ki: "Siz Allah'a Din’inizi mi
öğreteceksiniz. Oysa Allah Gökler’de ve Yer’de olanları bilir. Allah Herşey’i
Bilen'dir.
049.17- Müslüman oldular diye sana Minnet
etmektedirler. De ki: " Müslümanlığınızı bana karşı Minnet etmeyin. Tam
tersine sizi İman’a yöneltip ilettiği için Allah size Minnet etmektedir. Eğer
Doğrusözlüler iseniz.
049.18- Elbette Allah Gökler’in ve Yer’in Gayb’ını
bilir. Allah yapmakta olduklarınızı Gören'dir.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-7 Peygamberin
Ailesiyle ilişkileri
066.01-Ey
Nebi, Eşler’inin Hoşnutluğu’nu isteyerek, Allah'ın Sana helal kıldıklarını
niçin Haram kılıyorsun? Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
066.02-Allah,
Yeminler’inizin Çözülmesini Size Farz kıldı. Allah Sizin Mevla’nızdır, O,
Bilen'dir, Hakim'dir.
066.03-Hani,
Nebi Eşler’inden bazılarına Gizli bir Söz söylemişti. Derken O (eşi) bunu haber verip Allah da onu bunu açığa vurunca O da bir kısmını
açıklamış bir kısmını vazgeçmişti. Sonunda Onu kendisi Haber verince (eşi)
demişti ki: "Bunu Sana kim Haber verdi?" O da: " Bana Bilen,
(herşeyden) haberdar olan Haber
verdi" demişti.
066.04-Eğer
Sizler (Peygamberin iki eşi) Allah'a tewbe ederseniz (ne güzel) çünkü
Qalpler’iniz Eğrilik gösterdi. Yok eğer Ona karşı birbirinize Destekçi olmaya
kalkışırsanız, artık Allah, Onun Mevla’sıdır; Cibril de ve Mü'minler’in Salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından Melekler de Onun Destekçi’sidirler.
066.05-Belki
Onun Rabbi, eğer O Sizi boşayacak olursa Ona Sizin yerinize Sizler’den daha
Hayırlı Müslüman, Mü'min, Gönül’den İtaat eden, Tewbe eden, İbadet eden, Oruç
tutan Dul ve Bakire Eşler verir.
066.06-Ey
İnananlar, kendinizi ve Yakınlar’ınızı Ateş’ten koruyun ki onun Yakıtı İnsanlar
ve Taşlar’dır; üzerinde oldukça Sert, Güçlü Melekler var’dır. Allah kendilerine
neyi emretmişse Ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.
066.07-Ey
küfretmekte olanlar, Bugün Özür beyan etmeyin. Siz Ancak yaptıklarınızla
cezalandırılıyorsunuz.
II 8-12 Mü'minler
İlerleyecekler
066.08-Ey
İnananlar, Allah’a Nasuh bir Tewbe ile tewbe edin. Olabilirki Allah Sizin
Kötülükler’inizi örter ve içinden Irmaklar akan Bahçeler’e sokar. O Gün Allah
Elçi’si ve Onunla birlikte İnananlar’ı Küçük düşürmeyecektir. Nurlar’ı
önlerinde ve Sağ yanlarında koşup parıldar. Derler ki: "Rabb'imiz
Nur’umuzu tamamla, Bizi bağışla, Elbette Sen Herşey’e Güçyetiren'sin."
066.09-Ey
Nebi, Kafirler’e ve Münafıklar’a karşı cihad et ve Onlara karşı, Sert ve
Caydırıcı davran. Onların Barınma Yeri Cehennem'dir.
Ne Kötü bir Dönüş Yeri’dir O.
066.10-Allah
Küfredenler’e Nuh'un Eşi’ni ve Lut'un Eşi’ni Örnek olarak verdi. İkisi
de Kullar’ımızdan Salih olan İki Kul’umuzun Nikahlar’ı altındaydı. Ancak Onlara
İhanet ettiler. Şundan dolayı Onlara kendilerine Allah'tan gelen hiçbir Şey’le
Yarar sağlamadılar. İkisine de: "Ateş'e diğer girenler’le birlikte
girin" , denildi.
066.11-Allah,
İnananlar’a da Fir'awn'un Karısı’nı
Örnek olarak verdi. Hani demişti ki; "Rabb'im Bana kendi katında,
Cennet’te bir Ev yap; Beni Fir'awn'dan
ve Onun yaptıklarından kurtar ve Beni o Zalimler Topluluğu’ndan da
kurtar."
066.12-İmran'ın Kızı Meryem'i de. Ki O kendi Irz’ını korumuştu. Böylece Biz de Ona kendi
Ruh’umuzdan üfledik. O da Rabb'inin Kelimeler’ini ve Kitaplar’ını tastik etti.
O, Gönül’den bağlı Olanlar'dandı.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-7
064.01-Gökler’de
ve Yer’de olanlar’ın Tümü Allah'ı tesbih etmektedirler. Mülk de O'nundur. O
Herşey’e Güçyetiren'dir.
064.02-Sizi
yaratan O'dur, buna rağmen Siz’den kiminiz Kafir’dir, kiminiz ise Mü'min. Allah
yapmakta olduklarınızı Gören'dir.
064.03-Gökler’i
ve Yer’i Haqq olmak üzere yarattı ve Size Düzenli bir Suret verdi,
Suretlerinizi de Güzel yaptı.
Dönüş
O'nadır.
064.04-Gökler’de
ve Yer’de olanlar’ın tümünü bilir, Sizin saklı tutmakta olduklarınızı da, açığa
vurduklarınızı da bilir. Allah, Sineler’in özünde saklı duran’ı bilir.
064.05-Bundan
önce Küfretmiş olanlar’ın Haberi Sana gelmedi mi? İşte Onlar, durumlarının
Sonuc’unu taddılar. Onlar için Acıklı bir Azab var’dır.
064.06-Bu,
kendilerine Apaçık Belgeler’le Elçiler geldiği halde Onların "Bizi bir
Beşer mi Hidayet’e ulaştıracak?" demeleri ve bu yüzden küfrederek yüz
çevirmeleri nedeniyledir. Allah da Müstağni olduğunu gösterdi. Allah Gani'dir,
Hamid'dir.
064.07-Küfredenler,
kendilerinin kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki:
"Hayır, Rabb'im Adına andolsun, Siz,
muhakkak diriltileceksiniz, sonra elbette yaptıklarınız Size Haber verilecektir.
bu da Allah'a göre oldukca Kolay’dır."
064.08-"Şu
halde Allah'a, O'nun Elçi’sine ve indirdiğimiz Nur’a inanın. Allah
yaptıklarınızdan Haberdar'dır.
064.09-Sizi
Toplanma Günü için bir arada toplayacağı Gün, işte bu Tegabun/ Aldanma günü’dür.
Kim Allah'a inanıp Salih bir Çalışma’da bulunursa, Onun Kötülükler’ini örter ve
içinde Ebedi Kalıcılar olmak üzüre içlerinden Irmaklar akan Bahçeler'e sokar.
İşte Büyük Fevz bu’dur.
064.10-Küfredip
Ayetler’imizi yalanlayanlar’a gelince, Onlar da içinde Sürekli kalacakları
Ateş'in Halkı’dırlar. Ne Kötü Dönüş Yeri’dir O.
II
064.11-Allah'ın
İzni olmaksızın hiçbir Musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanırsa, Onun
Qalb’ini Hidayet’e yöneltir. Allah, Herşey’i Bilen'dir.
064.12-Allah'a
itaat edin ve Elçi'ye da itaat edin. Şayet yüz çevirirseniz Elçi'miz üzerine
düşen Apaçık bir Tebliğ’dir.
064.13-Allah,
O'ndan başka İlah yok’tur. Öyleyse Mü'minler Allah'a tewekkül etsinler.
064.14-Ey
İnananlar, gerçek şu ki, Sizin Eşler’inizden ve Çocuklar’ınızdan bir kısmı
Sizler için Düşman’dırlar. Şu halde Onlar’dan sakının. Yine de affeder, hoş
görür ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
064.15-Mallar’ınız
ve Çocuklar’ınız Sizin için ancak bir Fitne’dir. Allah ise, Büyük Ecir O'nun
katında olan’dır.
064.16-Öyleyse,
güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan ittiqa edin, dinleyin ve İtaat edin.
Kendinize Hayır olmak üzere infaq’ta bulunun. Kim Nefs’inin bencil
Tutkuları’ndan korunursa, işte Onlar Felah bulanlar’dır.
064.17-Eğer
Allah'a Güzel bir Borç verecek olursanız, Onu Sizin için kat kat artırır ve
Sizi bağışlar, Allah Şekur'dur, Halim'dir.
064.18-Gayb’ı
da Müşahade edilen’i de Bilen, Aziz'dir, Hakim'dir.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-9 İslamın
zaferi
061.01-Gökler’de
ve Yer’de olanlar’ın Tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O, Aziz'dir, Hakim'dir.
061.02-Ey
İnananlar, yapamayacağınız Şey’i niçin şöylersiniz?
061.03-Yapamayacağınız
Şey’i söylemeniz, Allah katında Gazab bakımından büyüdü.
061.04-Elbette
Allah kendi Yol’unda, sanki birbirlerine Kenetlenmiş bir Bina gibi Saf
bağlayarak Çarpışanlar’ı sever.
061.05-Hani
Musa, kendi Qawm’ine demişti ki:
"Ey Qawmim, gerçekten Benim Sizin için Allah'tan gönderilmiş bir Elçi
olduğumu bildiğiniz halde, Niçin Bana eziyet ediyorsunuz?" İşte Onlar
eğrilip sapınca Allah da Onlar’ın Qalpler’ini saptırdı. Allah Fasıq Qawmi
Hidayet’e erdirmez.
061.06-Hani
Meryemoğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, gerçekten Ben, Sizin için
Allah'tan gönderilmiş bir Elçi'yim. Ben’den önceki Tewrat'ı Doğrulayıcı ve
Ben’den sonra İsm’i Ahmed olan bir
Elçi'yi de müjdeleyiciyim." demişti. Fakat
O, Onlara Apaçık Belgeler’le gelince: "Bu, Apaçık bir Büyü’dür"
dediler.
061.07-İslam'a
çağrıldığı halde, Allah'a karşı Yalan düzenden daha Zalim kim’dir? Allah, Zalim
Qawm’i Hidayet’e erdirmez.
061.08-Onlar,
Allah'ın Nuru’nu Ağızlar’ıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi Nur’unu
tamamlayıcıdır, Kafirler hoş görmese de.
061.09-Elçiler’ini
Hidayet’e ve Haqq Din üzere gönderen
O'dur. Öyle ki Onu Bütün Dinler’e karşı Üstün kılacaktır. Müşrikler hoş görmese
de.
II 10-14 Müslümanlar
fedakar olmalı
061.10-Ey
İnananlar! Sizi Acıklı bir Azab’dan kurtaracak bir Ticaret’i Size haber vereyim
mi?
061.11-Allah'a
ve O'nun Elçisi'ne inanırsanız, Mallar’ınızla ve Canlar’ınızla Allah Yolu’nda
Cihad edersiniz. Bu Sizin için daha Hayırlı’dır, eğer bilirseniz.
061.12-O
da Sizin Günahlar’ınızı bağışlar, Sizi içlerinden Irmaklar akan Bahçeler'e ve oldukca
Hoş olan Adn Bahçeleri'ndeki Konaklar’a yerleştirir. İşte Büyük Fewz budur.
061.13-Ve
seveceğiniz dahası da var. Allah'tan Nusret ve Yakın bir Fetih. Mü'minler’i
müjdele.
061.14-Ey
İnananlar! Allah'ın Yardımcıları olun, Meryem
oğlu İsa'nın Hawariler’e:
"Allah'a Benim Yardımcılar’ım kimler’dir?" demesi gibi. Hawariler de
demişlerdi ki: " Allah'ın Yardımcıları Bizler’iz." Böylece İsrailoğulları’ndan bir Topluluk
inanmış, bir Topluluk da küfretmişti. Sonunda Biz de İnananlar’ı Düşmanlar’ına
karşı destekledik, Onlar da Üstün geldiler.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1 1-8 Her devrin mürşidi
062.01- Gökler’de ve Yer’de Olanlar’ın Tümü, Melik,
Quddus, Aziz, Hakim Allah'ı tesbih etmektedir.
062.02- O, Ümmiler içinde, kendilerinden olan ve Onlara
Ayetler’ini okuyan, Onları arındıran ve Onlara Kitap ve Hikmet'i öğreten bir
Elçi'yi ba's edendir. Oysa Onlar, bundan önce gerçekten Açıkca bir Sapıklık
içinde idiler.
062.03- Ve Onların henüz kendilerine ulaşıp katılmamış
bulunan diğerlerine de. O, Aziz'dir, Hakim'dir.
062.04- Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bir Fadl’ıdır.
Allah Büyük Fadl Sahibi’dir.
062.05- Kendilerine Tewrat yükletilip de sonra Onu
yüklenmemiş olanlar’ın durumu, Koskoca Kitap Yükü taşıyan Eşeğin durumu
gibidir. Allah'ın Ayetler’ini yalanlayan bir Qawm’in durumu ne Kötü’dür. Allah
Zalim Qawm’i Hidayet’e erdirmez.
062.06- De ki: "Ey Yahudi olanlar, eğer Siz,
insanlar’dan ayrı olarak yalnızca Sizler’in gerçekten Allah'ın Welileri
olduğunu öne sürüyorsanız, şu halde
Ölümü temenni edin, eğer Doğrusözlü iseniz.
062.07- Oysa Onlar, Eller’inin öne taqdim ettikleri
dolayısıyla bunu hiçbir zaman temenni edemezler. Allah Zalimler’i Bilen'dir.
062.08- De ki: "Hiç tartışmasız Sizin kendisinden
kaçmakta bulunduğunuz Ölüm, elbette Sizinle buluşacaktır. Sonra Gayb’ı da,
Müşahade edileni de Bilen’e
döndürüleceksiniz. O da Size yapmakta
olduklarınızı Haber verecektir."
II 9-11 Cuma
Namazı
062.09- Ey İnananlar, Cuma Günü Salat için Nida
edildiğinde hemen Allah'ı zikretmeye koşun ve Alış veriş’i bırakın. Eğer
bilirseniz bu Sizin için daha Hayırlı’dır.
062.10- Artık Salat’ı kılınca, Arz’a dağılın, Allah'ın
Fadlı’nı ibtiga edin ve Allah'ı çokca zikredin, umulur ki Felah’a erersiniz.
062.11- Oysa Onlar bir Ticaret ya da bir Eğlence konusu
gördükleri zaman, Ona sökün ettiler ve Seni Ayakta bıraktılar. De ki:
"Allah'ın katında bulunan, Eğlence’den de, Ticaret’ten de daha
Hayırlı’dır. Allah Rızıq verenler’in en Hayırlı’sıdır."
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-10 Hudeybiye
Muslahası Bir Zaferdi
048.01- Elbette Biz Sana Apaçık bir Fetih verdik.
048.02- Öyleki Allah Senin Geçmiş ve Gelecek Zenb’ini
bağışlasın, üzerindeki Ni’met’ini tamamlasın ve Seni Dosdoğru bir Yol’a
yöneltip iletsin.
048.03- Ve Allah Sana Üstün ve Onurlu bir Zafer’le
Yardım etsin.
48.04- Mü'minler’in
Qalpleri’ne İmanlar’ına İman katıp arttırsınlar diye Güven Duygusu ve Huzur
indiren O 'dur. Gökler’in ve Yer’in Orduları Allah'ındır. Allah Alim'dir ve
Hakim'dir.
048.05- Mü'minler’i ve Mü'mineler’i içinde Ebedî
Kalıcılar olmak üzere altından Irmaklar akan Bahçeler'e sokması ve Onların Kötülükler’ini örtüp bağışlaması
içindir. İşte bu Allah katında Büyük Fewz’dir.
048.06- Bir de Kötü bir Zann’la Zan’da bulunmakta olan Münafıqlar’ı ve
Münafıqalar’ı ve Müşrikler’i ve Müşrikeler’i azablandırması için. O Kötülük
Çemberi Tepeler’ine insin. Allah Onlara karşı gazablanmış Onları lanetlemiş ve
Onlara Cehennem'i hazırlamıştır. Varacakları Yer ne Kötü’dür.
048.07- Gökler’in ve Yer’in Orduları Allah'ındır. Allah
Aziz'dir, Hakim'dir.
048.08- Elbette Biz Seni bir Şahit bir Müjdeci ve bir
Uyarıcı olarak gönderdik.
048.09-
Allah'a ve Elçi'sine inanmanız O'nu savunup desteklemeniz, O'nu en İçten bir
Saygı’yla yüceltmeniz ve Sabah Akşam O'nu tesbih etmeniz için.
048.10- Elbette Sana Biat edenler ancak Allah'a Biat etmiştir.
Allah'ın Eli Onların Eller’inin üzerindedir. Şu halde kim Ahd’ini bozarsa artık
O ancak kendi Nefs’i aleyhine Ahd’ini bozmuş olur. Kim de Allah'a karşı verdiği
Ahd’ine Wefa gösterirse artık O da Ona Büyük bir Ecir verecektir.
II 11-17 Münafıkların
Sahte Özürleri
048.11- Bedewiler’den geride bıralanlar Sana diyecekler
ki: "Bizi Mallar’ımız ve Aileler’imiz meşgul etti. Bundan dolayı Bizim
için mağfiret dile." Onlar Qalpler’inde olmayan Şey’i Diller’iyle
söylüyorlar. De ki: "Şimdi Allah
Size bir Zarar isteyecek ya da bir Yarar dileyecek olsa Sizin için Allah'a
karşı kim hangi Şey’de Güç yetirebilir? Hayır Allah yapmakta olduklarınızı
Haber alan’dır."
048.12- Hayır, Siz Elçi'nin ve Mü'minler’in Aileleri’ne
Ebedî olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz. Bu Sizin Qalpler’inize
Çekici kılındı. Ve Kötü bir Zann ile Zan’da bulundunuz da yıkıma uğramış bir
Qawim oldunuz.
048.13- Kim Allah'a ve Elçi'sine inanmazsa gerçekten
Biz Kafirler için Çılgınca yanan bir Ateş hazırlamışızdır.
048.14- Gökler’in ve Yer’in Mülkü Allah'ındır.
Dilediğine mağfiret eder, dilediğine Azab eder. Allah çok Gafur'dur, Rahim'dir.
048.15- Geride bırakılanlar Siz Ganimetleri almaya
gittiğiniz zaman diyeceklerdir ki "Bizi bırakın da Sizi izleyelim."
Onlar Allah'ın Kelamı’nı değiştirmek istiyorlar. Siz Kesin olarak Bizim
İzimiz’den gelemezsiniz. Allah daha önce böyle buyurdu. Bunun üzerine Hayır,
Bizi kıskanıyorsunuz" diyecekler. Hayır Onlar pek az anlayanlar’dır.
048.16- Bedewiler’den geride bırakılanlar’a de ki:
"Siz yakında Zorlu Savaşcılar olan bir Qawm’e çağırılıcaksınız. Ya
Onlar’la savaşırsınız ya da teslim olurlar. Bu durumda eğer İtaat ederseniz,
Allah Size Güzel bir Ecir verir. Eğer bundan önce Sırt çevirdiğiniz gibi Sırt
çevirirseniz Sizi Acıklı bir Azab ile azablandırır."
048.17- Kör olan’a Güçlük yok’tur, Topal olan’a Güçlük
yok’tur, Hasta olan’a da Güçlük yok’tur. Kim Allah'a ve Elçi'sine itaat ederse
onu altından Irmaklar akan Bahçeler'e sokar, kim de Sırt çevirirse Onu Acıklı
bir Azab ile azablandırır.
III 18-26 Müslümanlara
vadolunan zaferler
048.18- Andolsun Allah
Sana O Ağac’ın altında biat
ederlerken Mü'minler’den Razı olmuştur. Qalpler’inde olan’ı bilmiş ve böylece
üzerlerine Güven Duygusu ve Huzur indirmiştir ve Onlara Yakın bir Fethi karşılık
(sevab) olarak vermiştir.
048.19- Ve alacakları bir çok Ganimetler’i de. Allah
Aziz'dir, Hakim'dir.
048.20- Allah alacağınız daha bir çok Ganimetler’i de
Size waadetti. Bunu Size hemencecik verdi ve İnsanlar’ın Elleri’ni Siz’den
çekti ki bu Mü'minler için bir Ayet olsun
ve Sizi dosdoğru bir Yol’a yöneltip iletsin.
048.21- Ve başkaları da ki Siz henüz Onlar’a Güç
yetirmiş değilsiniz. Gerçekten Allah Onları ihata etmiştir. Allah Herşeye karşı
Güçyetiren'dir.
048.22- Kafir olanlar Sizin’le savaşmış olsalardı
arkalarını dönüp kaçarlardı. Sonra ne bir Weli ne de bir Yardımcı bulamazlardı.
048.23- Allah'ın ötedenberi sürüp giden Sünnet’idir.
Sen Allah'ın Sünneti’nde kesinlikle Hiçbir Değişiklik bulamazsın.
048.24- Onlara karşı Size Zafer verdikten sonra Mekke'nin
Göbeği’nde Onların Eller’ini Siz’den ve Sizinde Ellerinizi Onlar’dan çeken
O’dur. Allah yapmakta olduklarınızı
Gören'dir.
048.25- Ki Onlar küfrettiler. Sizi Mescid-i Haram'dan
ve durdurulmakta olan Hediyeler’i yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini
bilmediğiniz Mü'minler ve Mü'mineler’i Bilgisizlik dolayısıyla Onları
darmadağın edip de bu yüzden Size dayanılmaz bir Sıkıntı dokunmayacak olsaydı (farklı olurdu). Allah'ın
dilediğine Rahmet’ine sokması içindir. Eğer seçilip ayrılmış olsaydı muhakkak
İçler’inden küfretmekte olanlar’ı Acıklı bir Azab’la azablandırırdık.
048.26- Hani o Küfredenler kendi Qalpler’i içinde
Hamiyetini Cahiliye’nin Hamiyeti’ni kılıp kışkırttıkları zaman hemen Allah
Elçisi'nin ve Mü'minler’in üzerine Güven ve Yatışma Duygusu’nu/ Sekine’yi
indirdi ve Onları Tawqa Sözü üzerinde Qararlılıkla ayakta tuttu. Zaten Onlar’da
buna Layık ve Ehil idiler. Allah Herşey’i Bilen'dir.
IV 27-29 İslamın
kesin zaferi
048.27- Andolsun Allah Elçisi'nin gördüğü Ruyet’in Haqq
olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse kesinlikle Siz Mescid-i Haram'a Güven
içinde Saçlar’ınızı Tıraş etmiş olarak korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah
Sizin bilmediğinizi bildi. Böylece de
bundan önce Size Yakın bir Fetih kıldı.
048.28- Ki o kendi Elçiler'ini Hidayet’iyle ve Haqq
olan Din’le diğer Bütün Dinler’e karşı Üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak
Allah yeter.
048.29- Muhammed
Allah'ın Elçisi'dir. Ve Onunla birlikte olanlar da Kafirler’e karşı Zorlu,
kendi aralarında ise Merhametli’dirler. Onları Ruqu edenler, Secde edenler
olarak görürsün. Onlar Allah'tan bir Fadl ve Hoşnutluk arayıp isterler.
Belirtileri Secde İzi’nden Yüzler’indedir. İşte Onların Tewrat'taki Wasıflar’ı
budur, İncil'deki Wasıfları ise sanki bir Ekin Filizi’ni çıkarmış, derken O’nu
quvwwetlendirmiş, derken semizleyip kalınlaşmış, sonra Saplar’ı üzerinde
Doğruluk boy atmış. Ki bu Ekiciler’in de hoşuna gider, (Bu örnek) onunla
Kafirler’i öfkelendirmek içindir. Allah içlerinde İnanan ve Salih Eylemler’de
bulunanlar’a bir Mağfiret ve Büyük bir Ecir vadetmiştir.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-5 Tahaüddlerin
yerine getirilmesi
005.01-Ey
İman edenler, Aqidler’i yerine getirin. İhramlı iken Avlanma’yı Helal saymaksızın
ve Size okunacaklar dışta tutulmak üzere Hayvanlar size Helal kılındı. Elbette
Allah Size dilediği Hükm’ü verir.
005.02-Ey
İman edenler, Allah'ın Şiarları’na, Haram olan Ay’a, Kurbanlık
Hayvanlar’a, Gerdanlıklar’a ve Rabb'lerinden bir Fadl ve Hoşnutluk isteyerek
Beyti-Haram'a gelenlere sakın Saygısızlık etmeyin. İhram’dan çıktınız mı artık
avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyduklarından dolayı bir
Topluluğa olan Kininiz sakın Sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve Taqwa
Konusu’nda yardımlaşın, Günah ve Haddi aşma’da yardımlaşmayın ve Allah'tan
ittiqa edin. Gerçekten Allah sonuçlandırması Pek-şiddetli-olan’dır.
005.03-Meyte,
Kan, Domuz Eti, Allah'tan başkası Adına kesilen, Boğulmuş, Vurulmuş, Yüksek bir
Yer’den düşmüş, Boynuzlanmış, yırtıcı Hayvan tarafından yenilmiş, kestikleriniz
hariç Dikili Taşlar üzerine boğazlanan Hayvanlar ve Fal Okları’yla Kısmet
aramanız Size Haram kılındı. Bunlar Fısq’tır.
Bugün
küfredenler Sizin Din’inizden Umut kesmişlerdir. Artık Onlar’dan korkmayın Ben’den
korkun. Bugün Size Dininizi tamamladım, üzerinizdeki Ni’met’ini tamamladım ve
Size Din olarak İslam’ı seçtim. Kim şiddetli bir Açlık’ta kaçınılmaz bir
İhtiyaç’la karşı karşıya kalırsa Günah’a meyletmeden yiyebilir. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
005.04-Sana
kendilerine neyin Helal kılındığını sorarlar. De ki: "Bütün Temiz Şeyler
Size Helal kılındı Allah'ın Size öğrettiği gibi öğretip yetiştirdiğiniz Avcı
Hayvanlar’ının yakalayıverdiklerinden de üzerlerine Allah'ın Adı’nı anarak
yiyin. Allah'tan ittiqa edin. Elbette
Allah Hesab’ı Çabuk Gören'dir.
005.05-Bugün
Size Temiz olan Şey Helal kılındı. Kitap verilenlerin Yemeği Size Helal, Sizin
de Yemeğiniz Onlar’a Helal’dır. Mü'minler’den Hür ve İffetli Kadınlar’la
Siz’den önce Kitap Verilenler'den Özgür ve iffetli Kadınlar’da Namuslu,
Fuhuş’ta bulunmayan ve Gizlice
Dostlar edinmemişler olarak onlara Ücretler’ini ödediğinizde Size Helal
kılındı. Kim İman’ı tanımayıp küfrederse
elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O Ahiret'te Hüsran’a
uğrayanlardandır.
II 6-11 Doğruların
Vazifeleri
005.06-Ey
İman edenler, Salat’a kalktığınız zaman Yüzler’inizi ve Dirsekler’e kadar
Eller’inizi yıkayın. Başlar’ınızı meshedin ve her iki Topuğa kadar
Ayaklar’ınızı da. Eğer Cünüb’seniz tümden temizlenin. Eğer
Hasta’ysanız veya Yolculuk’ta iseniz
veya biriniz Ayakyolu’ndan gelmişse yahut Kadınlar’a dokunmuşsanız/
yaklaşmışsanız da Su bulamamışsanız bu durumda Temiz bir Toprağa Teyemmüm
edin/yönelin. Yüzlerinize ve Ellerinize onlardan sürün/onunla meshedin. Allah
size Güçlük çıkarmak istemez. Ama Sizi temizlemek ve üzerinizdeki Ni’met’i
tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.
005.07-Allah'ın
üzerinizdeki Ni’met’ini ve "İşittik ve itaat ettik" dediğiniz de Sizi
kendisiyle Bağımlı kıldığı Misaq’ını anın. Allah'tan ittiqa edin. Elbette Allah
Göğüsler’de olanı Bilen'dir.
005.08-Ey
İnananlar, Adalet’li Şahidler olarak Allah için Haqq’ı ayakta tutanlar olun.
Bir Topluluğa olan Kin’iniz Sizi Adalet’ten alıkoymasın. Adalet yapın, bu
Taqwa’ya daha yakın’dır. Allah'tan ittiqa edin. Elbette Allah yapmakta
olduklarınızından Haberdar'dır.
005.09-Allah
İnananlar’a ve Salih Çalışmalar’da bulunanlara wadetmiştir onlar için bir
Bağışlanma ve Büyük bir Ecr vardır.
005.10-Küfredenler
ve Ayetler’imizi yalanlayanlar ise Onlar da Alevli Ateş' in Halkı’dırlar.
005.11-Ey
inananlar, Allah'ın üzerinizdeki Ni’met’ini hatırlayın. Hani bir Topluluk Size
Eller’ini uzatmaya yeltenmişti de onların Eller’ini Siz’den geri püskürtmüştü.
Allah'tan ittiqa edin. Mü'minler yalnızca Allah'a Tewekkül etsinler.
III 12-19 Musevilerle
Hristiyanların söz vermeleri
005.12-Andolsun,
Allah İsrailoğulları’ndan Misaq
almıştı. Onlar’dan Oniki Nakip göndermiştik. Ve Allah Onlar’a demişti ki: Ben Sizinle birlikteyim eğer Salat’ı
kılar, Zekat’ı verir ve Elçiler’ime inanır, Onlar’ı desteklerseniz ve Allah'a
Güzel bir Karz verirseniz o zaman sizin Kötülükler’inizi örter ve Sizi
gerçekten içinden Irmaklar akan Bahçeler'e korum. Bundan sonra Siz’den kim
inkar ederse Dümdüz-yol’dan sapmıştır."
005.13-Misaqlar’ını
bozmaları nedeniyle Onlar’ı lanetledik ve Qalpler’ini Kaskatı kıldık. Onlar
Kelimeler’i konuldukları Yerler’den saptırırlar. Kendilerine hatırlatılan
Şey’den Pay almayı unuttular. İçlerinden azı dışında Onlar’dan Sürekli ihanet
görürsün. Yine de Onlar’ı affet. Aldırış etme. Elbette Allah Muhsinler’i sever.
005.14-Ve
"Biz Hıristiyanlarız" diyenlerden Misaq almıştık. Sonunda Onlar
kendilerine hatırlatılan Şey’den Pay almayı unuttular. Böylece Biz de Qıyamet'e
kadar aralarında Kin ve Düşmanlık saldık. Allah yaptıkları şeyi onlar’a Haber
verecektir.
005.15-Ey
Kitap Ehli! Kitap'tan gizlemekte olduklarınızın çoğunu Size açıklayan ve bir
çoğundan geçiveren Elçi'miz geldi. Size Allah'tan bir Nur ve Apaçık bir Kitap
da geldi.
005.16-Allah
Rızası’na uyanları, bununla Kurtuluş Yolları’na ulaştırır. Onları kendi İzniyle
Karanlıklar’dan Nur’a çıkarır. Onlar’ı Dosdoğru Yol’a iletir.
005.17-Andolsun
Gerçek şu ki, "Allah Meryemoğlu Mesihtir"
diyen küfretmiştir. De ki: "O, Meryemoğlu
Mesih'i O'nun Anne’sini ve
Arzdakiler’in Tümünü Helak etmek isterse
Allah'tan kim bir Şey’e Malik olabilir. Gökler’in, Yer’in ve bunlar
arasındakilerin Tümünün Mülk’ü Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah Herşey’e
Güçyetiren'dir."
005.18-Yahudi
ve Hıristiylanlar "Biz Allah'ın Çocukları’yız ve Sevdikleri’yiz"
dediler. Peki ne diye Sizi Günahlar’ınızdan dolayı azablandırıyor. Hayır, Siz
onun yarattığı’ndan birer Beşer’siniz. O
dilediğini bağışlar dilediğini azablandırır. Gökler’in, Yer’in ve bunların
arasındakilerin tümünün Mülk’ü Allah'ındır. Son Varış O'nadır.
005.19-Ey
Kitap Ehli "Elçiler’in Arası kesildiği Dönem’de Bize Müjdeci de Uyarıcı da
gelmedi" dememeniz için Size apaçık
anlatan Elçi geldi. Böylece Müjdeci de Uyarıcı da gelmiştir artık. Allah
Herşey’e Güçyetiren'dir.
IV 20-26 İsrail
oğulların sözlerini bozmaları
005.20-Hani
Musa Qavmi’ne demişti: "Ey
Qavmim, Allah'ın üzerinizdeki Ni’meti’ni anın. İçinizden Nebiler çıkardı,
İçiniz’den Yöneticiler kıldı ve Alemler’den hiç kimseye vermediğini Size verdi."
005.21-"Ey
Qavmim, Allah'ın Sizin için yazdığı Arzı-Muqaddes'e girin
ve gerisin geri arkanıza dönmeyin. Yoksa Kayb’a uğrayanlar olarak
çevrilirsiniz."
005.22-Dediler
ki: "Ey Musa, orda Zorba bir
Qavm vardır. Onlar ordan çıkmadıkları sürece Biz oradan Kesinlikle girmeyiz.
Şayet ordan çıkarlarsa Biz de elbette gireriz."
005.23-Korkanlar
arasında olup da Allah'ın kendisine Ni’met verdiği İki kişi "Onların
üzerine Kapı’dan girin, ona girerseniz elbette Sizler galipsiniz. Eğer
Mü'minler’denseniz yalnızca Allah'a Tewekkül edin" dedi.
005.24-Dediler
ki: "Ey Musa Biz onda Onlar
olduğu sürece hiçbir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabb'in git, ikiniz
savaşın. Biz burada duracağız."
005.25-Rabb'im
gerçekten kendimden ve Kardeş’imden başkasına Malik olamıyorum. Öyleyse
bizimle Fasıqlar Topluluğu’nun arasını
sen ayır" dedi.
005.26-Dedi
ki" "Artık orası kendilerine Kırk Yıl Haram kılınmıştır. Onlar Arz’da
dolaşıp-duracaklar. Sen de o Fasıqlar Topluluğu’na karşı üzülme."
V 27-34 Adem'in
Oğlu Qıssası
005.27-Onlar’a
Adem'in İki Oğlu’nun gerçek olan
Haber’ini oku. Onlar yaklaştıracak birer Qurban sunmuşlardı.
Onlar’dan birinin ki qabul edilmiş, diğerinin ki qabul edilmemişti. Demişti ki
"Seni elbette öldüreceğim.
"Allah ancak Muttaqiler’den qabul eder.
005.28-"Eğer
Sen Beni öldürmek için Elini Bana uzatacak olursan, Ben El’imi Sana uzatacak
değilim. Çünkü Ben Alemler’in Rabb'i olan Allah'tan korkarım,
005.29-ElbetteSenin
kendi Günah’ını ve benim Günah’ımı yüklenmeni, böylelikle Ateş'in Halkı’ndan
olmanı isterim. Zulmedenler’in Cezası budur.
005.30-Sonra
Nefs’i O'na Kardeş’ini öldürtmeyi kolaylaştırdı. Böylece O'nu öldürdü. Böylece
Husran’a uğrayanlar’dan oldu.
005.31-Derken
Allah O'na Yer’i eşeleyerek Kardeş’inin Cesed’ini nasıl örteceğini gösteren bir
Karga gönderdi. "Bana Yazıklar olsun" dedi. "Kardeş’imin Ölü
Cesedini örtmek için bu Karga kadar da mı Aciz kaldım." Artık o Pişmanlık
duyanlar’dan olmuştu.
005.32-Bu
nedenle İsrailoğulları’na şunu
yazdık."Kim bir Nefs’i bir başka Nefs’e ya da Yeryüzü’ndeki bir Fesad’a
karşılık olmaksızın öldürürse, sanki Bütün İnsanlığı öldürmüş gibi olur. Kim de
onu diriltirse bütün İnsanlar’ı diriltmiş gibi olur." Andolsun
Elçiler’imiz onlara Apaçık Belgeler’le gelmişlerdir. Sonra bunun ardından
onlar’dan birçoğu Arz’da Ölçüyü-taşıranlar’dır.
005.33-Allah'a
ve Elçisi’ne karşı Savaş-açanlar’ın ve Arz’da Fesad için çabalayanlar’ın Cezası
ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da Eller’i ile Ayakları’nın çarprazca
kesilmeleri veya oradan sürülmeleridir. Bu Onlar için Dünya’daki
Aşağılanma’dır. Ahiret'te de Onlar için Büyük bir Azab vardır.
005.34-Ancak
Sizin Onlar’a güç yetirmenizden önce Tewbe edenler başka. Bilesiniz ki elbette
Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
005.35-Ey
İman edenler, Allah'tan ittiqa edin ve O'na Wesile arayın. O'nun Yol’unda cihad
edin, umulurki Kurtuluş’a erersiniz.
VI 35-43 Mütecavizlerin
cezası
005.36-Gerçek
şu ki küfredenler Arz’da olanların Tümü ve bununla birlikte bir katı daha
Onlar’ın olsa bununla da Qıyamet Günü'nün Azab’ından Fidye vermeye kalkışsalar yine
Onlar’dan qabul edilmez. Onlar için Acıklı bir Azab vardır.
005.37-Ateş'ten
çıkmak isterler. Ama ondan çıkacak değiller. Onlar için Sürekli bir Azab
vardır.
005.38-Erkek-hırsız
ve Kadın-Hırsız’ın kazandıklarına Karşılık Allah'tan da tekrarını önleyen Kesin
bir Ceza olarak Ellerini kesin. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
005.39-Ancak
kim işlediği Zulum’den sonra Tewbe eder ve düzeltirse elbette Allah onun
Tewbe’sini qabul eder. Elbette Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
005.40-Gökler’in
de Yer’in de Mülkü’nün Allah'a aid olduğunu bilmiyor musun? O kimi dilerse
azablandırır kimi dilerse bağışlar. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.
005.41-Ey
Elçi! Qalpler’i inanmadığı halde Ağızlar’ıyla "İnandık" diyenlerle
Yahudiler’den Küfür içinde çabalayanlar Seni üzmesin. Onlar Yalan’a Kulak
tutanlar, Sana gelmeyen diğer Topluluk adına Kulak tutanlardır. Onlar
Kelimeler’i yerlerine konulduktan sonra saptırırlar. "Size bu verilirse
onu alın, o verilmezse ondan kaçının" derler. Allah kimin Fitne’sini
isterse artık onun için Sen Allah'tan Hiçbir şey’e Malik olamazsın. İşte onlar
Allah'ın Qalpler’ini arıtmak istemedikleridir. Dünya’da onlar için bir
Aşağılanma, Ahiret'te de onlar için Büyük bir Azab vardır.
005.42-Onlar
Yalan’a kulak tutanlardır. Haram Yiyiciler’dir. Sana gelirlerse aralarında
hükmet ya da onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüzçevirecek olursan Sana Hiçbir
Şey’le zarar veremezler. Aralarında
hükmedersen de Adalat’le hükmet. Elbette Allah Adalet’le hükmedenleri sever.
005.43-Allah'ın
Hükmü’nün bulunduğu Tewrat yanlarında olduğu halde Seni nasıl Hakem kılıyorlar
ve sonra bunun peşinden yüzçevriyorlar. İşte onlar İnanmış olanlar değildir.
VII 44-50 Kur'an
ile önceki kitaplar
005.44-Gerçek
şu ki Biz Tewrat'ı içinde bir Hidayet ve Nur olarak indirdik. Teslim olmuş
Nebiler Yahudiler’e O’nunla hükmederlerdi. Rabbaniyyun ve Ahbar da
Allah'ın Kitab'ını korumakla Görevli kılındıklarından ve O'nun üzerine Şahidler
olduklarından. Öyleyse İnsanlar’dan korkmayın Ben’den korkun ve Ayetler’imi az
bir Paha’ya karşılık satmayın. Kim Allah'ın indirdikleri ile hükmetmezlerse
işte onlar Kafirler’dir.
005.45-Biz
O'nda onların üzerine yazdık: "Can’a Can, Göz’e Göz, Burun’a Burun, Kulağa
Kulak, Diş’e Diş ve Yaralar’a Qısas vardır. Ama kim bunu Sadaqa olarak
bağışlarsa o kendisi için bir Keffaret’tir. Kim Allah'ın indirdiği ile
hükmetmezse işte onlar Zalimler’dir.
005.46-El’inizdeki
Tewrat'tan olanı Doğrulayıcı olarak Meryemoğlu
İsa'yı onların İzler’ine ekledik ve
O'na içinde Hidayet ve Nur olarak önündeki Tewrat'ı doğrulayan ve Muttaqiler icin Hidayet ve Öğüt
olan İncil'i verdik.
005.47-İncil
Sahipleri Allah'ın O’nda indirdikleri ile hükmetsinler. Kim Allah'ın
indirdikleri ile hükmetmezse işte onlar Fasıqlar’dır.
005.48-Sana
da önündeki Kitap'tan olanı Doğrulayıcı ve O’na bir Şahid olarak Kitab'ı
indirdik. Öyleyse aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet ve Sana gelen
Haq’tan sapıp onların Hevalar’ınıa uyma. Sizin her biriniz için bir Şeriat ve
Minhac kıldık. Eğer Allah dileseydi sizi bir Tek Ümmet kılardı ancak Size
verdikleri ile Sizi denemesi içindir. Artık Hayırlar’da yarışınız. Tümünüzün
Dönüş’ü Allah'adır. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz Şeyler’i Size haber
verecektir.
005.49-Aralarında
Allah'ın indirdiği ile hükmet ve onların Hevalar’ına uyma. Allah'ın Sana indirdiklerinin
bir kısmından Seni şaşırtmasınlar diye onlardan sakın. Şayet yüzçevirirlerse
bilinki Allah bir kısım Günahları nedeniyle Onlar’a bir Musibet taddırmak
istemektedirler. Elbette İnsanlar’ın çoğu gerçekten Fasıqlar’dır.
005.50-Onlar
hala Cahiliye Hükmü’nü mü arıyorlar? Kesin bir Bilgi’ye inanan bir Topluluk
için Hükmü Allah'tan daha Güzel olan kimdir.
VIII 51-56 Müslümanlarla
düşmanları
005.51-Ey
İman edenler, Yahudi ve Hıristiyanlar’ı Weliler edinmeyin. Onlar birbirlerinin
Weli’sidirler. Sizden Onlar’ı kim Weli edinirse kuşkusuz Onlar’dandır. Elbette
Allah Zalimler Topluluğu’na Hidayet vermez.
005.52-İşte
Qalpler’inde Hastalık olanların "Zamanın Felaketleri’yle aleyhimize dönüp
Bize çatmasından korkuyoruz" diyerek aralarında Çabalar yürüktüklerini
görürsün. Umulur ki Allah bir Fetih veya katından bir Emr getirecek de Onlar
içlerinde Gizli tuttuklarından dolayı Pişman olacaklardır.
005.53-İnananlar
da olanca Yeminler’i ile elbette
Sizlerle birlik olduklarına dair Yemin edenler, bunlar mıdır? Bunların Bütün
yaptıkları boşa çıkmıştır. Böylece hüsrana uğrayanlar olmuşlardır "
derler.
005.54-Ey
inananlar, içinizden kim Din’inden dönerse Allah kendisinin Onlar’ı sevdiği,
Onlarında kendisini sevdiği Mü'minler’e karşı Alçak Gönüllü, Kafirler’e karşı ise
İzzet Sahibi Allah Yolu’nda Cihad eden ve kınayanın kınaması’ndan korkmayan bir
Qawm getirir. Bu Allah'ın bir Fadlı’dır, Onu dilediğine verir. Allah Vasiy'dir,
Alim'dir.
005.55-Sizin Weliniz, ancak Allah, onun Elçisi, Ruqu
ediciler olarak Salat eden ve Zekat’ı
veren Mü'minler’dir.
005.56-Kim
Allah'a onun Elçisi’ni ve iman edenleri Weli edinirse Elbette Galip gelen Allah'ın Hizbi’dir.
IX 57-66 İslamla
alay edenler
005.57-Ey
İman edenler, Siz’den önce Kitap verilenlerden Din’inizi Alay ve Oyun edinenler’i
ve Kafirler’i Weliler edinmeyin. Eğer inanıyorsanız Allah'tan ittiqa edin.
005.58-Onlar
Siz birbirinizi Salat’a çağırdığınızda onu Alay ve Oyun edinirler. Bu gerçekten
onların aqletmeyen bir Topluluk olmalarındandır.
005.59-De
ki Ey Kitap Ehli "Yalnızca Allah'a, Bize indirilene ve önceden indirilene
inanmamız ve Sizin çoğunuzun Fasıqlar olmanız nedeniyle mi Biz’den
hoşlanmıyorsunuz?"
005.60-Allah
hakkınızda kesinleşmiş bir Ceza olarak bundan daha Kötüsünü haber vereyim mi?
Allah'ın kendisene la’net ettiği, ona karşı gazablandığı ve Onlar’dan Maymunlar
ve Domuzlar kıldığı ile Tağut'a
Tapanlar, işte bunlar yerleri daha kötü ve Dümdüz-yol’dan da sapmışlardır.
005.61-Size
geldiklerinde "İnandık" derler. Oysa Onlar küfre girmişler ve onunla çıkmışlardır.
Allah gizlediklerini daha iyi bilir.
005.62-Onlar’dan
çoğunun Günah’ta, Düşmanlık’ta, ve Haram Yiyicilik’te Çabalarına hız
kattıklarını görürsün. Yaptıkları ne Kötü’dür.
005.63-Rabbaniyyun
ve Ahbariyyun onları Günah söylemelerinden ve Haram Yiyicilikleri’nden
sakındırmalı değil miydi? Yapmakta oldukları ne kötüdür.
005.64-Yahudiler
"Allah’ın Eli Sıkı’dır" dediler. Onlar’ın Eller’i bağlandı ve
söylediklerinden dolayı la’netlendiler. Hayır O'nun İki Eli Açık’tır. Nasıl
dilerse infaq eder. Andolsun Rabb'inden Sana indirilen Onlar’ın çoğunun
Tuğyanlar’ını ve Küfürler’ini artıracaktır. Biz de Onlar’ın arasında Qıyamet
Günü'ne kadar sürecek Düşmanlık ve
Kin salıverdik. Onlar ne zaman Savaş için bir Ateş alevlendirdiler ise Allah
onu söndürmüştür. Arz’da Fesad’a çabalayanlar. Allah ise Fesatcılar’ı sevmez.
005.65-Eğer
Kitap Ehli inanıp sakınsalardı elbette onların Kötülükler’ini örter ve Onlar’ı
Ni’metler’le donatılmış Bahçeler'e sokardık.
005.66-Ve
eğer Onlar Tewrat'ı, İncil'i ve kendilerine Rabb'lerinden indirileni ayakta
tutsalardı elbette Üstlerinden ve Ayaklar’ının altından yiyeceklerdi. İçlerinde
Mu’tedil bir Ümmet vardı. Onların çoğunun yapmakta oldukları ise ne Kötü’dür.
X 67-77 Hristiyanların
yolsuzluğu
005.67-Ey
Elçi, Rabb'inden Sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan O'nun
Elçiliğini yapmamış olursun. Allah Seni İnsanlar’dan koruyacaktır. Elbette
Allah Kafir olan bir Topluluğu Hidayet’e eriştirmez.
005.68-De
ki "Ey Kitap ehli! Tewrat'ı, İncil'i ve size Rabb'inizden indirileni
ayakta tutmadıkca Hiçbir Şey üzerinde değilsiniz." Andolsun Rabb'inden
Sana indirilen onlardan çoğunun Tuğyanlar’ını ve Küfürler’ini artıracaktır. Sen
de Kafirler Topluluğu’na karşı Üzüntü’ye kapılma.
005.69-Gerçek
şu ki İman edenler, Yahudiler, Sabiiler, ve Hıristiyanlar’dan Allah'a Son Gün’e
inanan ve Salih çalışmalar’da bulunanlar, Onlar için Korku yoktur, Onlar Mahzun
da olacak değillerdir.
005.70-Andolsun
Biz İsrailoğulları’ndan Misaq almış
ve Onlar’a Elçiler göndermiştik. Onlar’a ne zaman Nefisler’inin hoşuna gitmeyen
bir şeyle bir Elçi geldiyse bir Bölüm’ünü yalanladılar bir Bölüm’ünü de
öldürdüler.
005.71-Bir
Fitne olmayacak sandılar. Körleştiler, sağırlaştılar sonra Allah Tewbeler’ini
kabul etti. Onlar’dan çoğunluğu körleştiler, sağırlaştılar, Allah yapmakta
oldruklarını Gören'dir.
005.72-Andolsun
gerçekten "Allah Meryemoğlu Mesih'tir" diyenler küfretti. Oysa
Mesih'in dediği şu: "Ey İsrailoğulları benim de Rabb'im sizin
de Rabb'iniz olan Allah'a İbadet edin, çünkü O kendisine Şirk koşana elbette
Bahçe'yi Haram kıldı. Onun Barınma yeri Ateş'tir. Zulmedenler’in Yardımcısı
yoktur."
005.73-"Andolsun
Allah ‘Üçün Üçünçüsü’dür" diyenler küfretmiştir. Oysa tek bir İlah’tan
başka İlah yoktur. Eğer söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse onlardan
küfredenleri mutlaka acıklı bir Azab dokunacaktır.
005.74-Yine de
Allah'a Tewbe edip Bağışlanma istemeyecekler mi? Oysa Allah Gafur'dur,
Rahim'dir.
005.75-Meryemoğlu Mesih yalnızca bir Elçi’dir.
Onlar’dan önce de Elçiler gelip geçti. O'nun Annesi dosdoğru’dur. İkisi de
Yemek yerlerdi. Bir bak
Onlar’a Ayetler’i nasıl açıklıyoruz. Bir bak Onlar ise nasıl da çevriliyorlar.
005.76-De
ki: "Size Yarar’a da Zarar’a da güç yetirmeyen Allah'tan başka Şeyler’e mi
tapıyorsunuz. Oysa Allah İşiten'dir, Bilen'dir.
005.77-De
ki "Ey Kitap Ehli Haqsızca Din’iniz konusunda aşırı gitmeyin ve daha önce
sapmış ve bir çoğunuda saptırmış ve Dümdüz-yol’dan sapmış bir Topluluğun
Hevaları’na uymayın.
005.78-İsrailoğulları’ndan küfredenlere Davud ve Meryemoğlu İsa Dili’yle la’net edilmiştir. Bu İsyan etmeleri ve
Haddi aşmaları nedeniyledir.
XI 78-86 Müslümanlar
ve hristiyanlık
005.79-Yapmakta
oldukları Münkerler’den birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları Şey
ne Kötü idi.
005.80-Onlar’dan
çoğunun Küfredenler’le Teqalla içinde olduklarını görürsün. Kendileri için
Nefisler’inin taqdim ettiği şey ne Kötü’dür. Allah Onlar’a gazablandı ve Onlar
Azab’da Ebedi kalacaklardır.
005.81-Eğer
Allah’a, Nebi'ye ve O'na indirilene inansalardı Onlar’ı Weliler edinmezlerdi.
Ama Onlar’dan çoğu Fasıqlar’dır.
005.82-Andolsun
İnsanlar’dan İnananlar’a Düşmanlık bakımından en Şiddetli olanlar’ın Yahudiler
ve Müşrikler olduğunu görürsün. Onlardan İnananlar’a Sevgi bakımından en
yakınında "Biz Hristiyanlarız" diyenleri bulursun. Bu onlar’dan
Qıssıs ve Ruhbanlar olması ve onların
İstikbar etmemelerindendir.
005.83-Elçi’ye
indirileni dinlediklerinde Haqq’ı tanımadıklarından dolayı Gözler’inin
Yaşlar’la dolup taştığını görürsün. Derler ki:" Rabb'imiz inandık Bizi
Şahidler’le berebar yaz."
005.84-"Hem
Rabb'imizin bizi Salihler Topluluğu’na katmasını umarken ne diye Allah'a ve
bize Haqq’tan gelene inanmayalım."
005.85-Böylelikle
Allah dediklerine Karşılık olarak içinde Ebedi kalacakları içlerinden Irmaklar akan
Bahçeler verdi. Bu İyilik yapanlar’ın Karşılığıdır.
005.86-Küfredenler
ve Ayetler’imizi yalanlayanlar işte Onlar Cahim Arkadaşları’dır.
XII 87-93 Müslümanlara
ihtarlar
005.87-Ey
İnananlar, Allah'ın Size Helal kıldığı güzel Şeyler’i Haram kılmayın ve Haddi
aşmayın. Elbette Allah Haddi aşanlar’ı sevmez.
005.88-Allah'ın
size Rızıq olarak verdiklerinden Helal ve Temiz olarak yiyin. Kendisine
inanmakta olduğunuz Allah'tan da ittiqa edin.
005.89-Allah
Sizi Yeminler’inizde ki rastgele söylemelerinizden Boşsözler’den dolayı Sorumlu
tutmaz. Ancak Yeminler’inizle bağladığınız Sözler’den Sorumlu tutar. Onun
Keffaret’i Aileler’inize yedirdiğinizin Ortalamasından On Yoksul’u doyurmak ya
da Onlar’ı giydirmek ya da bir Köle’yi Özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bulamayan
için Üç Gün Oruç. Bu Yemin ettiğiniz de Yeminler’inizin Keffareti’dir.
Yeminler’inizi koruyunuz. Allah size Ayetler’ini böyle açıklar. Umulur ki
şükredersiniz.
005.90-Ey
İnananlar, İçki (Hamr: saroş ediciler/ örtücüler),Kumar, Dikili Taşlar ve Fal
Okları ancak
Şeytan İşi Pislikler’dir. Öyleyse bundan kaçının. Umulur ki Kurtuluş’a
eresiniz.
005.91-Gerçekten
Şeytan İçki ve Kumar’la aranıza Düşmanlık ve Kin düşürmek ve Sizi
Allah'ı anmaktan ve Salat’tan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?
005.92-Allah'a
itaat edin, Elçisi’ne de itaat edin ve ittiqa edin. Eğer yüzçevrirseniz bilin
ki Elçi’mize düşen ancak Apaçık bir Tebliğ’dir.
005.93-İnananlar
ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar için İttiqa ettikleri, İnandıkları ve Salih
Çalışmalar’da bulundukları, sonra İttiqa ettikleri ve İyilik’te bulundukları
taktirde (önceki) dedikleri dolayısıyla bir Sorumluluk yoktur. Allah İyilik
yapanlar’ı sever.
XIII 94-100 Kabenin
masuniyeti
005.94-
Ey İnananlar, Allah Gayb’te kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için
Eller’inizin ve Mızraklar’ınızın erişeceği Av’dan bir Sey’le andolsun Sizi
deneyecektir. Artık kim bundan sonra Haddi aşarsa onun için Acıklı bir Azab
vardır.
005.95-
Ey İnananlar, Siz İhramlı iken Av’ı öldürmeyin. Siz’den kim onu Taammüden
öldürürse Cezası Hayvan’dan öldürdüğünün bir benzeridir. Bunu da Qabe'ye
ulaşmış bir Kurbanlık olarak içinizden Adalet Sahibi İki Kişi hükmedecektir
veya Yoksullar’ı doyurmak ya da onun Dengi Oruç tutmak olan bir Kefferat
vardır. Böylelikle işlediğinin
Webal’ini tatmış olsun. Allah geçmişte olanı bağışladı. Ama kim tekrarlar,
Allah ondan öç alacaktır. Allah , Aziz'dir, Öc-sahibi' dir.
005.96-
Sizin için Deniz Avı ve onu Yemek Size ve dolaşanlara bir Yarar olarak Helal
kılındı. İhramlı olduğunuz sürece Kara Avı ise size Haram kılınmıştır. O’na
varacağınız Allah'tan ittiqa edin.
005.97-
Allah, Beyt-i Haram’ı İnsanlar için bir Qıyam yeri kıldı. Haram Ayı, Kurban’ı
ve Boyunlar’daki Gerdanlıklar’ı da. Bu Allah'ın Gökler’de ve Yer’de ne Varsa
Tümünü bildiğini ve Allah'ın Herşey’i Bilen olduğunu Sizin bilmeniz içindir.
005.98-
Bilin ki Allah gerçekten sonuçlandırması Pek Şiddetli olan’dır ve Allah
Gafur'dur, Rahim'dir.
005.99-
Elçi'ye Tebliğ’den başka düşen yoktur. Allah da açığa vurduklanızı da gizli
tutttuklarınızı da bilir.
005.100-De
ki: "Murdar ile Temiz, Murdar’ın çokluğu hoşunuza gitse de bir olmaz. Ey
Ulu’l-Elbab Allah'tan ittiqa edin. Umulur ki Felah’a erersiniz.
XIII 101-108 Müslümanlara
Talimat
005.101-Ey
İnananlar, Size açıklandığında sizi üzecek Şeyler’i sormayın. Qur'an
indirilirken sorarsanız size açıklanır. Allah O’nu affetti. Allah Gafur'dur,
Halim'dir.
005.102-Siz’den
önce bir Topluluk onu sormuştu da sonra Kafirler olmuşlardı.
005.103-Allah
Bahire’den, Saibe’den, Vasile’den, ve Ham'dan hiçbirini Meşru kılmamıştır. Ancak
küfredenler Allah'a karşı Yalan uyduruyorlar.Onların çoğu aqıl erdirmezler.
005.104-Onlar’a
"Allah'ın indirdiğene ve Elçi'ye gelin" denildiğinde,"
Atalar’ımızı üzerinde bulduğumuz Şey bize yeter" derler. Ya Atalar’ı bir
şey bilmiyor ve Hidayet’e ermiyor idiyseler.
005.105-Ey
İnananlar üzerinizdeki kendi Nefisler’inizdir. Siz Doğru Yol’a erişirseniz, sapan
size Zarar veremez. Tümünüzün Dönüşü Allah'adır. O Size Haber verecektir.
005.106-Ey
İnananlar Siz’den birinize Ölüm gelip çattığında Qasiyet hazırlanışında
içinizden Adalet’li İki Kişi’yi (Şahid tutun), Veya Yolculuk’ta olup Size Ölüm
Musibet’i gelip çatarsa Siz’den olmayan başka İki Kişi’yi. Şayet kuşkulanacak
olursanız Salat’tan sonra alıkorsunuz. Onlar
da Aqraba dahi olsa "Onu hiçbir Değer’e değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın
Şahidliğini gizlemeyeceğiz. Aksi taktirde Biz elbette Günahkarlar’dan oluruz
" diye Allah Adına Yemin etsinler.
005.107-Eğer
o ikisi aleyhinde Kesin olarak Günah’ı hak ettiklerine ilişkin Bilgi Sahibi
olunursa bu durumda Haqsızlığa uğrayanlardan İki Kişi ki bunlar buna daha Haqq
Sahibidi’rler öbürlerinin yerine geçerler ve "bizim Şehadetimiz o ikisinin
Şehadetinden şüphesiz daha Doğru’dur Biz Haddi aşmadık yoksa gerçekten
zulmedenlenden oluruz" diye Allah'a yemin ederler.
005.108-Bu
gerektiği gibi Şahidliği yapmalarına veya Yeminler’inden sonra Yeminler’inin
reddedilmesinden korkmalarına daha Yakın’dır. Allah'tan ittiqa edin ve dinleyin. Allah Fasıqlar Topluluğu’nu hidayet’e
erdirmez.
XIV 109-115 Hristiyanların
Dünyaya düşünlükleri
005.109-Allah Elçiler’i toplayacagı Gün
şöyle diyecek: "Size verilen Cevap nedir?" Onlar da "Bizim
Bilgimiz yoktur , elbette görülmeyenleri Bilen Sensin Sen." diyecekler.
005.110-Allah
şöyle diyecektir. "Ey Meryemoğlu
İsa, Sana ve Anne’ne olan Ni’met’imi hatırla. Ben Seni Ruhul-Qudus
ile destekledim; Beşik’te iken de, Yetişkin iken de İnsanlar’la konuşuyordun.
Sana Kitab'ı Hikmet'i Tewrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle Çamur’dan Kuş
Biçimi’nde oluşturuyordun da İznimle O’na üfürdüğünde bir Kuş oluyordu.
Doğuştan Kör’ü, Alacalı’yı İznimle iyileştiriyordun. Benim İznimle Ölüler’i
çıkarıyordun. İsrailoğulları’na
Apaçık Belgeler’le geldiğinde Onlar’dan küfrdedenler "Elbette bu Apaçık
bir Sihir’dir" demişti. İsrailoğulları’nı
Sen’den geri püskürtmüştüm.
005.111-Hani
Havariler’e "Bana ve Elçime
iman edin" diye wahyetmiştim, onlar da "İnandık, gerçekten Müslümanlar
olduğumuza Sen de Şahid ol" demişti.
005.112-Havariler "Ey Meryemoğlu İsa! Rabb'in Bize Gök’ten bir Sofra indirebilir
mi?" demişlerdi. O da inanıyorsanız Allah'tan ittiqa edin" demişti.
005.113-"Ondan
Yemek istiyoruz, Qalpler’imiz tatmin olsun, senin de Bize gerçekten Doğru
söylediğini bilelim ve bunda Şahidler olalım" demişlerdi.
005.114-Meryemoğlu İsa'da "Allahım, Rabb'imiz bize Gök’ten bir Sofra indir,
öncemiz ve sonramız için bir Bayram ve Sen'den de bir Belge olsun. Bizi
rızıqlandır, Sen Rızıq vericiler’den en Hayırlısı’sın " demişti.
005.115-Allah
demişti ki: "Elbette Ben bunu Size indireceğim. Artık Siz’den sonra kim
küfrederse Ben O’nu gerçekten Alemler’den Hiçkimse’yi azablandırmadığım bir
Azab’la azablandıracağım."
XV 116-120 Hristiyanların
Batıl itikatları
005.116-Allah:
"Ey Meryemoğlu İsa, İnsanlar’a
Beni ve Annemi Allah'ı bırakarak İki İlah edinin" diye Sen mi
söyledin?" dediğin de "Seni Tenzih ederim. Hakkım olmayan bir Söz’ü
söylemek Bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse elbette Sen onu bilmişsindir. Sen
Ben’de olanı bilirsin. Ama Ben Sen’de
olanı bilmem. Gerçekten Gayblar’ı bilen Sen’sin Sen."
005.117-"Ben
Onlar’a Bana emrettiklerinin dışında Hiçbir Şey’i söylemedim. Benim de Rabb'im
Sizin de Rabb'iniz olan Allah'a kulluk
edin. Onlar’ın içinde kaldığım sürece ben onların
üzerinde bir Şahid’im, Benim Hayatıma son verdiğinde üzerlerindeki Gözetleyici
Sen’din. Sen Herşey’in üzerine Şahid'sin."
005.118-"Eğer
Onlar’ı azablandırırsan Onlar Senin Kullar’ındır, eğer Onlar’ı bağışlarsan elbette
Aziz Hakim olan Sen’sin sen."
0005.119-Allah
dedi ki:"Bu Doğrular’a doğru söylemelerin yarar sağladığı Gün’dür. Onlar
için içinde Ebedi kalacakları içinden
Irmaklar akan Bahçeler vardır. Allah Onlar’dan Razı oldu, Onlar da O’ndan Razı
olmuşlardır, İşte Büyük Kurtuluş budur."
005.120-Gökler’in
,Yer’in ve içlerinde olanlar’ın Tümünün Mülkü Allah'ındır. O Herşey’e
Güçyetiren'dir.
Bismillahirrahmanirrahim
I 1-6 Beraat
ilanı
009.01- Bu Müşrikler’den kendileriyle
Ahidleştikleriniz’e Allah'tan ve Elçisi'nden bir Ültimatom’dur.
009.02- Bundan böyle Arz’da Dört Ay daha dolaşın.
Bilinki Allah'ı Aciz bırakacak değilsiniz. Gerçekten Allah Küfredenler’i Hor ve
Aşağılık kılıcı’dır.
009.03- Ve Büyük Hacc Günü Allah'tan ve Elçisi'nden
İnsanlar’a bir Duyuru: Kesin olarak Allah Müşrikler’den Beri’dir. O'nun Elçi’si
de. Eğer tewbe ederseniz bu Sizin için daha Hayırlı’dır, yok eğer yüz
çevirirseniz bilin ki Allah'ı elbette Aciz bırakamazsınız. Küfredenler’i Acıklı
bir Azab’la müjdele .
009.04- Ancak Müşrikler’den kendileriyle
Ahidleştikleriniz’den bir Şey’i eksiltmeyenler ve Size karşı başkasına yardım
etmeyenler dışında. Artık Anlaşmalar’ının Süresi bitene kadar tamamlayın.
Elbette Allah Muttaqiler’i sever
009.05- Haram Aylar bitince Müşrikler'i bulduğunuz
Yer’de öldürün, Onlar’ı tutuklayın, kuşatın ve Onlar’ın bütün Geçit Yerleri’ni
kesin. Eğer tewbe edip, Salat kılarlarsa
ve Zekat’ı verirlerse Yollarını açın. Gerçekten Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
009.06- Eğer Müşrikler'den biri Sen’den Eman dilerse
O’na Eman ver. Öyleki Allah'ın Sözü’nü dinlemiş olsun, sonra O’nu Güvenlik’te
olacağı yere ulaştır, bu Onlar’ın elbette bilmeyen bir Qawm olmaları nedeniyledir.
II 7-16 Ültimatomun
sebebleri
009.07- Mescid-i Haram yanında kendileriyle
ahidleştikleriniz dışında Müşrikler'in Allah katında ve Elçisi'nin katında
nasıl bir Ahd’i olabilir? Şu halde Onlar Size karşı bir tutum takındıkça Siz de
Onlar’a karşı Durum alın. Elbette Allah Muttaqiler’i sever.
009.08- Nasıl olabilirki! Eğer Size karşı galip
gelirlerse Size ne Aqrabalık Bağlarını ne de Sözleşme Hükümleri’ni tanırlar. Sizi Ağızlar’ıyla hoşnut kılarlar Qalpler’i
ise karşı koyar. Onlar’ın çoğu Fasıqlar’dır.
009.09- Allah'ın Ayetleri’ne Karşılık Az bir Paha’yı
satın aldılar, böylece onun Yol’unu engellediler. Onlar’ın yaptıkları gerçekten
ne Kötü’dür.
009.10- Onlar hiç bir Mü'min’e karşı ne Aqrabalık
Bağları’n ne de Sözleşme Hükümleri’ni tanırlar. İşte bunlar Haddi aşanlar’dır.
009.11- Eğer Onlar tewbe eder, Salat’ı kılarlarsa ve
Zekat’ı verirlerse artık Onlar Din’de Kardeşler’inizdir. Bilen bir Topluluk
için Ayetler’i böyle birer birer açıklarız.
009.12- Ve eğer Ahidler’inden sonra yine bozarlarsa ve
Din’inize Hınç’la saldırırlarsa bu durumda Küfr’ün Önderleri’yle çarpışın.
Çünkü Onlar Yeminler’i olmayan kimselerdir. Belki cayarlar.
009.13- Yeminler’ini bozan, Elçi'yi sürmeye çalışan ve
Sizinle ilk defa Savaş’a başlayan bir Topluluk’la savaşmaz mısınız? Korkuyor
musunuz Onlar’dan? Eğer inanıyorsanız, haşyet duyulmaya Allah daha layıktır.
009.14- Onlar’la çarpışın. Allah Onlar’ı Sizin
Eller’inizle azablandırsın ve hor kılsın. Ve Onlar’a karşı Size yardım etsin. Müminler Topluluğu’nun Göğsüne
Şifa versin.
009.15- Ve Qalpler’indeki Öfke’yi gidersin. Allah
dilediğinin Tewbe’sini kabul eder. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
009.16- Yoksa Siz içinizden Cihad edenleri ve Allah'tan
ve Elçisi'nden ve Mü'minler’den başka
Sırdostu edinmeyenler’i Allah ortaya çıkarmadan bırakılıvereceğinizi mi
sandınız? Allah yaptıklarınızdan Haberdar'dır.
III 17-24 Müşrikler
ve Mescitler
009.17- Müşrikler’in, Küfürler’ine bizzat kendileri
Şahitler iken, Allah'ın Mescidleri’ni onarmalarına (hak ve yetkileri) yoktur.
İşte bunlar yaptıkları boşa gitmiş olanlar’dır. Ve bunlar Ateş'te Temelli
kalacak olanlar’dır.
009.18- Allah'ın Mescidleri’ni, yalnızca Allah'a ve
Ahiret Günü'ne inanan , Salat’ı kılan, Zekat’ı veren ve Allah'tan başkasından
Korkmayanlar onarabilir. İşte, Hidayet’e erenler’den oldukları umulanlar
bunlardır.
009.19- Hacılar’a Su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı
onarmayı, Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanan ve Allah Yolu’nda Cihad edenin ki
gibi mi saydınız? Allah katında bir olamazlar.
Allah zulmeden bir Topluluğa Hidayet etmez.
009.20- İnananlar, Hicret edenler ve Allah Yolu’nda
Mallar’ıyla, Canlar’ıyla Cihad edenler’in Allah
katında Büyük Dereceleri vardır. İşte Artırılanlar bunlar’dır.
009.21- Rabb’leri Onlar’a katından bir Rahmet’i, bir
Hoşnutluğu ve Onlar için, kendisine Sürekli bir Ni’met bulunan
Bahçeler’i müjdeler.
009.22- Onda Ebedi kalıcı’dırlar. Elbette Allah, Büyük
Ecr katında olan’dır.
009.23- Ey İnananlar! Eğer İman’a karşı Küfr’ü tercih
ediyorlarsa Babalar’ınızı ve Kardeşler’inizi Weliler edinmeyin. Siz’den kim
Onlar’ı Weli edinirse işte Zulmedenler bunlar’dır.
009.24- De ki: "Eğer Babalar’ınız, Çocuklar’ınız,
Kardeşler’iniz, Eşler’iniz, Aşiret’iniz, kazandığınız Mallar, az Kar
getireceğinden korktuğunuz Ticaret ve Hoş’unuza giden Evler, Sizler’e
Allah'tan, O'nun Elçisi'nden ve O'nun Yol’unda cihad etmekten daha Sevimli ise,
artık Allah'ın Emr’i gelinceye kadar bekleyin. Allah, Fasıqlar Topluluğu’na
Hidayet vermez.
IV 25-29 İslam
muzaffer Olacak
009.25- Andolsun Allah bir çok Yerlerde ve Huneyn Günü'nde Size yardım etti. Hani
çok sayıda oluşunuz Sizi böbürlendirip
gururlandırmıştı fakat Size de birşey de
sağlayamamıştı. Arz ise bütün Genişliğine rağmen Size Dar gelmişti sonra
arkanıza dönüp gerisin geri gitmiştiniz.
009.26- Sonra Allah Elçi’si ile Mü'minler’in üzerine
güven Duygusu ve Huzur indirmişti. Sizin görmediğiniz Ordular’ı da indirdi. Ve Küfr’e sapmış olanlar’ı azablandırdı. Bu
Küfr’e sapanların Cezası’dır.
009.27- Sonra bunun ardından Allah, dilediği kimseden,
Tewbe’sini kabul eder. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
009.28- Ey İnananlar! Müşrikler ancak bir
Pislik’tirler. Öyleyse bu Yıllar’dan sonra artık Mescid-i Haram'a
yaklaşmasınlar. Eğer İhtiyaç içinde kalmaktan korkarsanız Allah dilerse Sizi
kendi Fadl’ından Zengin kılar. Elbette Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
009.29- Kendilerine Kitap verilenler’den Allah'a, Son
Gün’e inanmayan, Allah'ın ve Elçisi'nin haram kıldığını haram tanımayan ve Haqq
Dini, Din edinmeyenler’le Küçük düşürülmüşler olarak Cizye’yi kendi Eller’iyle
verinceye kadar savaşın.
V 30-37 Yahudilerle
Hristiyanların Haktan uzaklaşması
009.30- Yahudiler "Üzeyir Allah'ın Oğlu’dur." dediler. Hristiyanlar da "Mesih Allah'ın Oğlu’dur." dediler.
Bu Onlar’ın Ağızlar’ıyla söylemeleridir. Onlar bundan önceki Küfredenler’in
Sözleri’ni taqlit ediyorlar. Allah Onlar’ı kahretsin, nasıl da çevriliyorlar.
009.31- Onlar Allah'ı bırakıp, Bilginler’ini ve
Rahipler’ini Rabbler edindiler ve Meryem
oğlu Mesih'i de. Oysa
Onlar Tek olan bir İlah’a ibadet etmekten başkasıyla emrolunmadılar. O'ndan başka
İlah yok’tur. O bunların Şirk koşmakları Şeyler’den Yüce’dir.
009.32- Ağızlar’ıyla Allah'ın Nuru’nu söndürmek
istiyorlar. Oysa Kafirler istemese de Allah kendi Nur’unu tamamlamak isteyor.
009.33- Suçlular istemese de O Din’i bütün Dinler’e Üstün
kılmak için Elçi’sini Hidayet’le ve Haqq Din’le gönderen O'dur.
009.34- Ey İnananlar, gerçek şu ki Ahbarlar’ından ve
Ruhbanlar’ından çoğu, İnsanlar’ın Mallarını Haqsızlıkla yerler ve Allah'ın
Yolu’ndan alıkorlar. Altın’ı ve Gümüş’ü biriktirip de Allah Yolu’nda
harcamayanlar ise, Onlar’a da Acıklı bir Azab’ı müjdele.
009.35- Bunların üzerlerinin Cehennem Ateş'inde
kızdırılacağı Gün Onlar’ın Cebheler’i, Böğürler’i ve Sırtlar’ı bunlarla
dağlanacak. İşte bu kendiniz için Yığıp sakladıklarınızdır. Yığıp sakladıklarınızı
tadın.
009.36- Gerçek şu ki Allah katında Aylar’ın Sayısı
Gökler’i ve Yer’i yarattığı günden beri Allah'ın Kitab'ında Oniki’dir.
Bunlardan Dörd’ü Haram Aylar’ıdır. İşte Dosdoğru olan Hesap budur. Öyleyse
bunlarda kendinize zulmetmeyin ve Onlar’ın Sizler’le Topluca savaşması gibi Siz
de Müşrikler’le Topluca savaşın ve bilin ki Allah Taqwa Sahipleri’yle beraberdir.
009.37- Ertelemek ancak Küfür’de bir Artış’tır. Bununla
Kafirler şaşırtılıp saptırılır. Allah'ın haram kıldığına Saygı bakımından uymak
için onu bir Yıl Helal bir Yıl Haram kılıyorlar. Böylelikle Allah'ın haram
kıldığını helal kılmış oluyorlar. Yaptıklarının Kötülüğü kendilerine Çekici ve
Süslü gösterilmiştir. Allah küfreden bir
Qawm’e hidayet vermez.
IV 38-42 Tebuk
Seferi
009.38- Ey İnananlar, ne oldu ki size, Allah'ın Yolu’nda Savaş’a kuşanın denildiği
zaman, Yer’de ağırlaşıp kaldınız? Ahiret'ten cayıp Dünya Hayatı’na mı Razı
oldunuz? Ama Ahiret'tekine göre bu Dünya Hayatı’nın Yararı pek az’dır.
009.39- Eğer Savaş’a kuşanıp çıkmazsanız O sizi Pek
Acıklı bir Azap’la azaplandıracak ve yerinize bir başka Qawm’i getirip değiştirecektir. Siz O'na hiç
bir Şey’le Zarar veremezsiniz. Allah Herşey’e Güçyetiren'dir.
009.40- Siz O'na yardım etmezseniz Allah O'na yardım etmiştir.
Hani Kafirler İki’den Bir’i olarak O'nu çıkarmışlardı iki’si Mağara’da
olduklarında Arkadaş’ına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah
Bizim’le beraberdir." Böylece Allah O’na Huzur ve Güvenlik Duygusu’nu indirmişti, O'nu Sizin görmediğiniz
Ordular’la desteklemiş Küfre-sapanlar’ın da Kelimesini alçaltmıştı. Oysa
Allah'ın Kelimesi ise Yüce-olan'dır . Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
009.41- Hafif ve Ağır Savaş’a kuşanıp çıkın ve Allah
Yolu’nda Mallar’ınızla ve Canlar’ınızla Cihad edin. Eğer bilirseniz, bu Sizler için daha Hayırlı’dır.
009.42- Eğer Yakın bir Yarar ve Orta bir Sefer olsaydı
Onlar elbette Seni izlerlerdi. Ama
Zorluk Onlar’a Uzak geldi. "Eğer Güç yetirseydik elbette Seninle birlikte çıkardık" diye Sana
Allah Adı’na Yemin de edecekler. Kendi Nefisler’ini Helak’a sürüklüyorlar.
Allah Onlar’ın gerçekten Yalan söylemekte oldukları’nı bilmektedir.
VII 43-59 Münafıklar
009.43- Allah Seni affetsin, Doğru söyleyenler Sana
açıkca belli oluncaya ve Yalancılar’ı da öğreninceye kadar niye Onlar’a izin
verdin?
009.44- Allah’a ve Son Gün’e inananlar Mallar’ıyla ve Canlar’ıyla Cihad etmekten
Sen’den İzin istemezler. Allah Taqwa Sahipleri’ni Bilen'dir.
009.45-
Sen’den yalnızca Allah'a ve Son Gün’e
inanmayan Qalpler’i Kuşku’yla kapılıp da Kuşkular’ında Kararsızlığa düşenler
İzin ister.
009.46- Eğer çıkmak isteselerdi her halde ona bir
Hazırlık yaparlardı, ancak Allah Gönderilmeleri’ni Çirkin gördü de Onlar’ı
durdurdu ve "Siz’de Oturanlar’la birlikte oturun." denildi.
009.47-
Sizinle birlikte çıksalardı Size
Kötülük ve Zarar’dan başka birşey İlave etmez ve aranıza mutlaka Fitne sokmak
üzere içinizde Çaba yürütürlerdi. İçinizde Onlar’a Haber taşıyanlar vardır.
Allah Zulmedenler’i bilir.
009.48- Andolsun daha önce Onlar Fitne aramışlardı ve
Sana karşı bir takım İşler çevirmişlerdi, sonunda Onlar istemedikleri halde
Haqq geldi. Allah'ın Emr’i ortaya çıkıp Üstünlük sağladı.
009.49- Onlar’dan bir kısmı "Bana İzin ver ve Beni
Fitne’ye katma"der. Haber’in olsun, Onlar Fitne’nin içine düşmüşlerdir.
Şüphesiz Cehennem o Küfre-sapanlar’ı mutlaka çepeçevre kuşatıcı’dır.
009.50- Sana İyilik dokunursa bu Onlar’ı fenalaştırır,
Sana bir Musibet İsabet edince ise "Biz önceden Tedbirimizi
almıştık." derler ve Sevinç içinde dönüp giderler
009.51- De ki: " Allah'ın Bizim için yazdıkları
dışında Bize kesinlikle hiçbir Şey İsabet etmez. O Bizim
Mevla’mızdır ve Mü'minler yalnızca Allah'a
Tewekkül etmelidirler.
009.52- De ki:" Siz Bizim için İki Güzellik’ten
biri’nin dışında başkasını mı beklemektesiniz? Oysa Biz de Allah'ın ya kendi
katından veya Bizim Elimizle Size bir Azap dokunduracağını beklemekteyiz.
Öyleyse Siz bekleyedurun kuşkusuz Biz de Sizler’le birlikte
bekleyenleriz."
009.53- De ki: "İsteyerek ya da istemeyerek İnfaq
edin. Siz’den kesin olarak kabul edilmeyecektir, çünkü Siz bir Fasıqlar
Topluluğu oldunuz.
009.