Mekkî
Wahy
610-622
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I
İlk Vahy: 1-5
096.01- Oku, Yaratan Rabb'inin Ad’ıyla,
096.02- O, İnsan’ı bir Alaq’dan yarattı.
096.03- Oku, Rabb'in Ekrem'dir,
096.04- Qalem’le öğretendir.
096.05- İnsan’a
bilmediğini O öğretti.
II Tuğyan Eden
İnsan ve Muttaki: 6-19
096.06- Hayır, İnsan
kesinlikle Tuğyan eder.
096.07- Kendini
müstağni gördüğünde.
096.08- Oysa
Dönüş Rabb'inedir.
096.09 Gördün
mü engelleyen’i ?
096.10
Salat kıldığında bir Kul’u ,
096.11- Gördün
mü? Ya O (kul) Doğru-iz üzerinde ise,
096.12- Ve
Taqwa’yı emrediyorsa,
096.13- Gördün
mü? Ya (diğeri) yalanlıyor ve yüz
çeviriyorsa.
096.14- Allah'ın görmekte olduğunu bilmiyor mu?
096.15- Hayır, eğer bir Son vermezse, Onu Alnından
sürükleyeceğiz.
096.16- O Yalancı, Hatakar Alnından.
096.17- O zaman
çağırsın Nadiye’sini.
096.18- Biz de çağıracağız Koruyucular’ı.
096.19- Hayır, O'na itaat etme, secde et (Rabb'ine )
yaklaş.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Peygamber'in Yüksek Ahlakı: 1-16
068.01- Nun.
Qalem’e
ve Satır Satır yazdıklarına andolsun.
068.02- Sen, Rabb'inin Ni’met’iyle bir Mecnun
değilsin.
068.03- Gerçekten Senin için Kesintisi olmayan bir
Ecr vardır.
068.04- Sen, Büyük bir
Ahlaq üzerindesin,
068.05- Artık yakında göreceksin ve Onlar da görecekler.
068.06- Sizden hanginizmiş Meftun ?
068.07- Elbette senin Rabb'in, kimin kendi
Yol’undan saptığını daha iyi Bilen’dir ve kimin Hidayet’e erdiğini daha iyi Bilen’dir.
068.08- Şu halde Yalanlayanlar’a itaat etme.
068.09- Onlar, Senin kendilerine yaranıp Uzlaşmanı
arzu ettiler, o zaman Onlar da Sen’le uzlaşacaklardı.
068.10- Ayrıca Her durmaksızın Yemin eden ,
Aşağılık’a İiaat etme.
068.11- Alabildiğine Ayıplayıp-kötüleyen, Söz
getinrip-götüren
068.12- Hayr’ı engellen, , Saldırgan, aşırı
Günahkar
068.13- Zorba-saygısız, sonra da Kulağı Kesik,
068.14- Mal ve Çocuklar Sahibi oldu diye.
068.15- Kendisine Ayetler’imiz okunduğu zaman
"Ewwelkilerin Masalları" diyen biri.
068.16- Yakında
Onun Burnunu damgalayacağız.
II Bahçe Ashabı : 17-33
068.17- Gerçek şu ki,
Biz o Bahçe Sahipleri’ne Bela verdiğimiz gibi, bunlara da Bela verdik. Hani
Onlar Sabahleyin kesinlikle (ürünlerini)
devşireceklerine dair And içmişlerdi.
068.18- Hiçbir İstisna da yapmıyorlardı.
068.19- Fakat Onlar uyuyorlarken, Rabb'in
tarafından dolaşan bir Bela Onlar’ı kuşatıverdi.
068.20- Sonunda (ürün) Kök’ünden Kapkara kesildi.
068.21- Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
068.22- "Eğer Ürün’ünüzü devşirecekseniz erkence çıkın."
068.23- Derken aralarında fısıldaşarak çıktılar.
068.24- "Bugün sakın oraya hiç bir Miskin
girip de karşımıza çıkmasın,"
068.25- Engellemeye Güçler’i yetebilirmiş gibi
erkenden gittiler.
068.26- Ama O’nu görünce: "Elbette biz
Şaşırmışız" dediler.
068.27- "Hayır Biz Mahrum bırakılmışız."
068.28- Mu’tedil olan biri dedi ki: "Ben Size
dememiş miydim? Tesbih edip yüceltmeli değil miydik?"
068.29- Dediler ki: "Rabb'imiz, Seni tesbih
ederiz, gerçekten Bizler Zalimler’mişiz."
068.30- Şimdi birbirlerine karşı kendilerini
kınamaya başladılar:
068.31- "Yazıklar Bize, gerçekten Bizler
Azgınlar’mışız."
068.32- "Belki
Rabb'imiz, onun yerine ondan daha Hayırlı’sını verir. Elbette Biz, yalnızca
Rabb'imize Rağbet ederiz."
068.33- İşte
Azab böyledir. Ahiret Azab’ı ise kesinlikle çok daha Büyük’tür,
Onlar bir bilseler."
III Neye
Dayanarak tartışıyorlar: 34-52
068.34- Elbette,
Muttaqi olanlar için Rabb'leri katında Ni’metler’le donatılmış Bahçeler vardır.
068.35- Öyleyse,
Müslimler’i Mücrimler gibi kılar mıyız?
068.36- Size ne oluyor? Nasıl
hükmediyorsunuz?
068.37- Yoksa Sizin Ders yaptığınız bir Kitab’ınız
mı var?
068.38- İçinde, "Siz neyi beğenirseniz
kesinlikle Sizin olacak diye."
068.39- Yoksa Sizin için üzerinizde Qıyamet'e
kadar sürecek bir Yemin mi var ki, "Siz neye hükmederseniz O Kesinlikle
Sizin olacak" diye
068.40- Onlara sor: "Hangisi bunu savunacak?
068.41- Yoksa Onların Ortaklar’ı mı var? Şu
halde eğer Doğrusözlüler iseniz, Ortaklar’ınızı da getirin.
068.42- Bacağın üstünden açılacağı ve Onların
Secde’ye çağrılacakları Gün, artık Güç yetinemezler.
068.43- Gözler’i Korku’dan ve Dehşet’ten düşüp
kendilerini de Zillet sarıp kuşatmış. Oysa Onlar Sağlam iken Secde’ye
çağırılırlardı.
068.44- Artık bu Söz’ü Yalanlayan’ı Bana bırak. Onları
bilmeyecekleri bir Yön’den derece derece
yaklaştıracağız.
068.45- Ben Onlara Süre tanıyorum, Benim Düzen’im Sağlam’dır.
068.46- Yoksa
Onlar’dan bir Ücret mi istiyorsun da (böylece) Onlar Borç nedeniyle bir Yük altında kaldılar?
068.47- Yoksa Gayp
yanlarında mıdır, kendileri (ondan) yazıp duruyorlar?
Yunus'un Sabırsızlığı
(Bak: 55/Yunus 98
61/Saffat 139-148,
77/Enbiya 87-88)
068.48- Şimdi
Sen Rabb'inin Hükmü’ne sabret ve Balık-Sahibi
gibi olma. Hani o içi Kahır dolu olarak
yalvarmıştı.
068.49- Eğer
Rabb'inden bir Nimet Ona ulaşmasaydı , Yerilmiş Çıplak bir halde
(kıyıya) atılmış olacaktı.
068.50- Fakat
Rabb'i O'nu seçti ve Salihler’den yaptı.
068.51- O
küfretmekte olanlar Zikr’i işittikleri zaman Seni neredeyse Gözler’i ile devireceklerdi. "O gerçekten bir
Mecnun" diyorlar.
068.52- Oysa O (okunan) ancak Alemler için bir Zikr'dir.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Gece Okuması: 1-19
073.01- Ey Örtüsüne bürünen!
073.02- Az bir kısmı hariç (bütün) Gece kalk.
073.03- Yarısı kadar ya da biraz Eksiği,
073.04- Veya ( yarının biraz) fazlası kadar.
Qur'an'ı da bir Tertil üzere izle.
073.05- Gerçek şu, Biz Sana Ağır bir Söz bırakacağız.
073.06- Doğrusu Gece Neşesi daha Quwwetli etki yapar, Okumak açısından
da daha Elverişili’dir.
073.07- Çünkü Gündüz Senin Uzun (boylu)
Uğraş var.
073.08- Rabb'inin İsmi’ni zikret, Herşey’den
kendini çek.
073.09- (Allah) Doğu’nun ve Batı’nın Rabb'idir.
O'ndan başka İlah yoktur. Yalnızca O'nu Wekil edin.
073.10- (İnanmayanların) söylediklerine karşı
sabret ve Onlar’dan Güzel bir Tarz’da
ayrıl.
073.11- Yalanlamakta olan Ni’met Sahipleri’ni Bana
bırak. Ve Onlara biraz Süre tanı.
073.12- (Onlar İçin) yanımızda Bukağılar ve yanmakta olan bir Ateş
var’dır.
073.13- Boğaz’ı tıkayan bir Yemek ve Acıklı bir
Azab.
073.14- Öyle bir Gün ki, Yer ve Dağlar titreşir,
Dağlar göçen bir Kum Yığını’na döner.
Fir'avn'ın
Helakı
(Bak: 10/Fecr 9
29/Şems
17-20
37/Kaf
12-15
40/Kamer
41-42
41/Sad
12-16
42/A'raf
136-137)
073.15- Fir'awn’a bir Elçi gönderdiğimiz gibi Sizin üzerinize
de Şahit olacak bir Elçi gönderdik..
073.16- Ama Fir'awn
Elçi'ye isyan etti. Biz de O'nu çok Wahim bir Tarz’da yakaladık.
073.17- Eğer İnkar ederseniz Çocuklar’ın (bile)
Saçlar’ını ağartacak bir Gün’de kendinizi nasıl koruyacağınızı düşünmez
misiniz?
073.18- Gök bile çatlamış, O'nun Waadi
gerçekleşmiştir.
073.19- Elbette bu bir Öğüt’tür. Artık dileyen
Rabb'ine (giden) bir Yol tutar.
II Gece Kur'an Okuma : 20
073.20- Gerçekten Rabb'in, Senin Gece’nin
Üçteikisi’nden biraz azında, Yarısı’nda veya üçtebiri’nde (okumaya ) kalktığını
biliyor; Seninle birlikte olanlar’dan bir Topluluğun da. Gece ve
Gündüz’ü Allah Taqdir eder. Sizin bunu sayamayacağınızı bildi. Böylece (kalkma
zorunluluğunu) bağışladı. Artık Qur'an'dan Kolay geleni okuyun. Allah
içinizde Hastalar olduğunu, bazılarınızın Allah'ın Fadl’ından aramak için
Yeryüzü’nde dolaşacaklarını, diğerlerinin Allah Yolu’nda
savaşacaklarını biliyor. Öyleyse O'ndan Kolayınıza geleni okuyun, Salat’ı kılın, Zekat’ı verin ve Allah'a Güzel
bir Borç verin. Hayr olarak kendiniz
için önceden Taqdim ettiğiniz Şeyler’i daha Hayırlı ve daha Büyük bir Ecr
olarak Allah katında bulacaksınız. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I İnzar Görevini Alış : 1-30
074.01- Ey (örtüye) bürünen,
074.02- Kalk ve uyar
074.03- Rabb'ini tekbir et
074.04- Elbise’ni temizle
074.05- Ricz’den uzaklaş
074..06- Daha çok istemek için İyilik yapma.
074.07- Rabb'in için sabret.
074.08- Artık O ( evreni altüst edecek) Boru’ya
üfürüldüğü zaman
074.09- İşte O Gün Çetin bir Gün’dür.
074.10- Kafirler için ise Kolay değil’dir.
074.11- Kendisini Tek olarak yarattığımı Bana
bırak
074.12- Ki Ben O'na alabildiğine Mal verdim
074.13- Gözü önünde (büyüyen) Çocuklar,
074.14- (Herşeyi)
önüne sundum.
074.15- Sonra
daha da artırayım diye tamah eder.
074.16- Hayır,
O Bizim Ayetler’imize karşı tam bir İnatcı’dır.
074.17- O'nu Sarp bir Yokuş’a süreceğim
074.18- Çünkü o düşündü, ölçüp biçti.
074.19- Kahrolası, nasıl ölçüp biçti!
074.20- Kahrolası, nasıl da ölçüp biçti.
074..21- Sonra bir baktı.
074.22- Kaşlar’ını çattı ve Surat’ını astı.
074.23- Sonra da
(Gerçeğe) Sırtını döndü ve İstikbar etti.
074.24- "Bu (Kur'an) yalnızca etkileyen bir Büyü’dür ." dedi.
074.25- "Bu bir Beşer Sözü’nden başkası
değildir."
074.26- Ben O'nu Saqar'a atacağım
074.27- Saqar'ın ne olduğunu Sen idrak
edebiliyor musun?
074.28- Ne
(yanında ) alıkor , ne (serbest)
bırakır.
074.29- Beşer’e
delicesine susamıştır.
074.30- Üzerinde
Ondokuz vardır.
II 31-56
Ateşin Bekçileri
074.31- Biz Melekler’den başkasını Ateş’in Ashabı
yapmadık, Onların Sayısı Küfredenler için bir Sınav’dır. (Böylece)
kendilerine Kitap verilenler Kesin Bilgi’yle inansın, İnananlar’ın
da İmanlar’ı artsın. Kitap verilenler ve Mü'minler Kuşku’ya kapılmasın ve Qalpler’inde bir
Hastalık olanlar ile Kafirler de şöyle desin: "Allah bu Örnek’le neyi
anlatmak istedi." İşte Allah dilediğini böyle şaşırtır dilediğini de böyle
Hidayet’e iletir. Rabb'inin Orduları’nı kendisinden başkası bilmez. Bu
(anlatılanlar) ise Beşer için yalnızca bir Öğüt’tür.
Beşer İçin Bir Uyarı
074.32- Hayır,
Ay’a andolsun.
074.33- Dönüp
gittiği zaman Gece’ye,
074.34- Ağardığı
zaman Sabah’a ki,
074.35- Gerçekten
bu (anlatılanlar) Büyük (olay) lerden
biridir.
074.36- Beşer
için bir Uyarı’dır.
074.37- Sizler’den
Öne geçmek ve Geriye kalmak isteyenler
için.
074.38- Her
Nefs için kazandıklarına Karşılık olmak üzere bir Rehine’dir.
074.39- Ancak
"Ahdler’ini Koruyanlar Topluluğu" hariç.
074.40- Onlar
Cennetler’dedirler, birbirlerine sorarlar,
074.41- Mücrimler’i
074.42- "Sizi
şu Cehennem’e sürükleyen nedir?"
074.43- Onlar
"Biz Salat kılanlar’dan değildik" derler.
074.44- "Yoksul’a
da yedirmezdik.
074.45- Dalıp
gidenler’le bizde dalıp giderdik
074.46- Din
Günü'nü Yalan sayardık.
074.47 Sonunda
Yakin gelip Bize çattı."
Bir Öğüt: Şefaatin Yararı Yok
074.48- Artık
Şefatciler’in Şefaati Onlar’a bir yarar sağlamaz.
074.49- Buna
rağmen Bunlar’a ne oluyor ki Zikr'den yüz çeviriyor?.
074.50- Sanki
Onlar ürkmüş Yaban Eşekleri,
074.51- Arslan’dan
korkup kaçmışlar (gibi).
074.52- Hayır
, Onların her biri kendisine Açılmış (vahy)
Sahifeleri’n verilmesini ister.
074.53- Hayır,
Onlar Ahiret'ten korkmuyorlar.
074.54- Gerçekte
bu elbette bir Öğüt’tür.
074.55- Artık dileyen Öğüt alıp düşünür.
074.56- Allah (aksini) dilemedikce Onlar öğüt alıp
dileyemez ( hale gelirler). "Taqwa Yapılıcak Olan" O'dur,
"Mağfiret Edecek Olan" O'dur.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Allah'a
Hamd ve Hidayet Duası : 1-7
001.01- Alemlerin Rabbi ( olan) Allah'adır
Hamd ,
001.02- Rahman,
Rahim,
001.03- Din
Günü'nün Malik’i (olana).
001.04-
Biz yalnız sana abdolur ve
yalnız senden yardım dileriz.
001.05- Bizi
Doğru yol’a ilet,
001.06- Kendilerine
Ni’met verdiklerinin yoluna,
001.07- Gazab(ın)a
uğrayanların ve Sapmışlarınkine değil.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Ebu Leheb'in
Akıbeti:1-5
111.01- Ebu Leheb'in İki Eli kurusun, kurudu ya.
111.02- Mal’ı
da, kazandıkları da kendisine bir Yarar sağlamadı.
111.03- Alevli
bir Ateş'e girecek.
111.04- Karısı
da, Odun Taşıyıcısı olarak,
111.05- Boynunda
bükülmüş bir İp’le.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I 1-29
Kainat
Dengelerinin Bozulduğu Gün
Kadının Yerilmesinin Hesabı Sorulacak
081.01- Güneş
köreltildiğinde,
081.02- Yıldızlar
döküldüğünde
081.03- Dağlar
yürütüldüğünde,
081.04- Gebe
Develer terkedildiğinde
081.05- Wahşi
Hayvanlar toplandığında,
081.06- Denizler
tutuşturulduğunda
081.07- (O
zaman) Nefisler birleştiğinde,
081.08- Sorulduğunda
"Diri olarak Toprağı gömülen Kız",
081.09- Hangi
Suç’tan dolayı öldürülmüştü?
Hesap Günü
081.10- Sahifeler
açıldığı zaman,
081.11- Gök
sıyrıldığı zaman,
081.12- Cahim
kızıştığı zaman,
081.13- Cennet
(inananlara) yaklaştırıldığı zaman,
081.14- Her
Nefis, neyi ( bugüne )hazırladığını bilmiştir.
Güvenilir Elçi ve Peygamber
081.15- Hayır,
artık Yemin ederim sinip Dönenler’e,
081.16- Bir
akış içinde yerini Alanlar’a,
081.17- Kararmağa
İlk başladığı zaman, Gece’ye,
081.18- Nefes
almaya başladığı zaman, Sabah’a.
081.19- Hiç tartışmasız O, Kerim bir Elçi'nin Sözü’dür.
081.20- (Elçi)
Yetki Sahibi’dir, Mekin Arş’ın Sahibi katında.
081.21- O'na
İtaat edilir, O'na güvenilir.
081.22- Sizin
Arkadaşınız bir Mecnun değildir.
081.23- Andolsun O'nu Apaçık
bir Ufuk’ta gördü..
081.24- O,
Gayb hakkında (söylediklerinden dolayı)
suçlanamaz.
081.25- O Racim Şeytan'ın
Sözü değil’dir.
081.26- Şu
halde, nereye kaçıyorsunuz?
081.27- O
bir Zikir'dir, Alemler için .
081.28- Sizin
Doğru bir Yön bulmak isteyenleriniz için .
081.29- Alemlerin
Rabb'i Allah, dilemedikce ( ki o yol gösterir 9/Leyl 12), dileyemezsiniz.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I 1-19 Yücelerin Yücesi
087.01- Rabbi'nin
yüce (olan ) İsmini zikret.
087.02- Ki
O yarattı ve bir Biçim verdi.
087.03- Taqdir
etti, böylece Yol gösterdi.
087.04- Yemyeşil
Otlağı çıkardı.
087.05- Ardından Onu Kuru, Kara bir duruma soktu.
087.06- Sana (Kur'an'ı) okutacağız, Sen
de unutmayacaksın.
087.07- Ancak Allah'ın dilediği başka. O,
Açık olanı da bilir, gizli olan’ı da.
087.08- Seni Kolay olan Şey’de başarılı kılacağız.
087.09- O halde, Öğüt bir Yarar sağlayacaksa, Öğüt
ver.
087.10- Haşyet duyan Öğüt alacaktır.
087.11- Şakıy olan da Ondan/öğütten kaçınacaktır.
087.12- Ve Büyük Ateş'e yollanacaktır.
087.13- Onun içinde ne ölebilir, ne de (doğru dürüst) yaşar.
İbrahim Ve Musa'nın Sahifeleri:
Arınan Kurtulmuştur
(Bak: 25/Necm 36-38)
087.14- Doğrusu arınan Felah bulmuştur.
087.15- Rabbi'nin
İsmini anıp Salat eden.
087.16- Hayır
Siz, Dünya Hayatı’nı seviyorsunuz.
087.17- Ahiret
ise daha Hayırlı ve Sürekli’dir.
087.18- Elbette
bu, önceki Sahifeler’de de vardır:
087.19- İbrahim'in ve Musa'nın Sahifeleri’nde.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I "En Güzel"i Tasdik Eden ve
Tekzib Eden: 1-21
Farklı Eğilimlerde İnsanlar
092.01- Andolsun bürüdüğü zaman Gece’ye,
092.02- Ortaya çıktığı zaman Gündüz’e,
092.03- Erkeği ve Dişi’yi yaratana.’
092.04- Gerçekten Sizin Çabalar’ınız Darmadağınık’tır.
092.05- Fakat kim (malından) verir ve ittiqa
ederse,
092.06- Ve en Güzel olanı (Kur'an'ı) doğrularsa,
092.07- Biz de Onu , Kolay olan’da Başarılı
kılacağız.
092.08- Kim de (infakta) Cimrilik eder ve kendini
Müstağni görürse,
092.09- Ve En Güzel Olan'ı da yalanlarsa,
092.10- Biz de Ona en Zorlu olan’ı
kolaylaştıracağız.
092.11- Altüst olduğu zaman, Mal’ı ona hiç Yarar sağlamaz.
Hidayet İçin Allah'a Düşen
092.12- Elbette Bize düşen, Yol göstermektir.
092.13- Son da İlk de bizimdir.
092.14- Artık Sizi kabaran bir Ateş'le uyardım.
092.15- Ona
Şakıy olandan başkası yollanmaz.
092.16- Ki yalanlamış ve Yüz çevirmiştir.
092.17- İttiqa eden ise Ondan uzaklaştırılacaktır.
092.18- Ki
Mal’ını vererek arınan.
092.19- Onun yanında kimsenin karşılığı verilecek bir Ni’meti
yok’tur.
092.20- Ancak Yüce Rabb'inin Rızası için (verir.)
092.21- Muhakkak
kendisi de ileri de Razı olacaktır.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Sahte ilahlık
taslayanların Sonu : 1-30
089.01- Andolsun
Fecr’e,
089.02- On
Gece’ye
089.03- Çift’e
ve Tek’e
089.04- Akıp
gittiği zaman Gece’ye
089.05- Bunlarda
Aqıl sahibi için bir Yemin var.
Ad,
İrem ve Fir'avn'ın Helakı
089.06- Görmedin
mi Rabb'in Ad'e ne yaptı? (Bak: 25/
Necm 50 vd.)
089.07- Yüksek
Sutunlar Sahibi İrem'e.
0.89.08- Şehirler
içinde Onun bir benzeri yaratılmış değildi.
089.09- Ve
Wadiler’de Kayaları oyan Semud'a.
Semud
(Bak: 25/Necm 51
28/ Şems 11-15
29/ Buruc 17-20
40/Kamer 23-32
41/Sad 12-16
42/ A'raf 73-79
45/Furkan38-40)
089.10- Ve Kazıklar Sahibi Fir'awn'a. (Bak: 3/
Müzzemmil 15-16 vd.)
089.11- Ki Onlar, Şehirler’de azgınlaşmışlardı.
089.12- Böylece oralarda Fesad’ı artırmışlardı.
089.13- Bundan dolayı, Rabb'in, üzerlerine Azab yağdırdı.
089.14- Çünkü
Rabb'in, gerçekten Gözetleme yeri’ndedir.
İnsanın
Nankörlüğü
089.15- Fakat, İnsan, ne zaman Rabb'i kendisini bir deneme’den geçirse, Ona
bir Kerem’de bulunsa, Onu Ni’metler’e koysa: "Rabb'im Bana ikram
etti" der.
089.16- Ama ne Zaman Onu deneyerek, Rızq’ını
kıssa, hemen der : "Rabb'im Bana
ihanet etti."
Mal
Sevgisi
089.17- Hayır, Siz Yetim’e İkram’da
bulunmuyorsunuz.
089.18- Yoksul’u yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.
089.19- Miras’ı, sınır tanımaz bir tarzda
yiyorsunuz.
089.20- Mal’ı da Yığma Hırsıyla pekçok seviyorsunuz.
Kıyamet
ve Azap
089.21- Hayır, Yer Parça parça yarılıp
Darmadağın olduğu,
089.22- Rabb'in geldiği ve Melekler’in de Dizi
dizi durduğu zaman,
089.23- O
Gün, Cehennem de getirilir. İnsan o Gün (olanları) hatırlar, ancak bu
Hatırlama’nın Ona faydası yok?
089.24- Der
ki: "Keşke (bu) Hayatım için ( birşeyler) taqdim edebilseydim?"
089.25- Artık
o Gün O'nun vereceği Azab gibi kimse Azab yapamaz.
089.26- Onun
vuracağı Bağ’ı kimse vuramaz.
İlahi
Çağrı: Gir Cennetime
089.27- Ey
Tatmin olan Kişilik!
089.28- Artık
dön Rabb'ine, Hoşnut edici ve Hoşnut olunmuş olarak.
089.29- Artık
gir Kullar’ımın arasına,
089.30- Gir
Bahçe'me.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I 1-11
Allah
Rasulu'nu Terketmedi
093.01- Kuşluğa
andolsun
093.02- Karanlığı
iyice söktüğü zaman Gece’ye
093.03- Rabb'in
Seni terketmedi ve darılmadı da.
093.04- Elbette
Senin için "Son" ," İlk olan"dan daha Hayırlı’dır.
093.05- Elbette
Rabb'in Sana verecek, böylece Sen Hoşnut olacaksın.
Allah'ın
Rasulu'ne İkramları
093.06- Seni
bir Yetim’ken bulup da barındırmadı mı?
093.07- Seni
Yolbilmez’ken Doğru yol’a iletmedi mi?
093.08- Seni
Yoksul’ken bulup da Zengin etmedi mi?
Rasul'e
Düşen Görev
093.09- Öyleyse,
sakın Yetim’i üzme.
093.10- İsteyeni
de azarlama
093.11- Rabb'ının
Ni’met’ini durma anlat.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Sırtı Çatırdatan
Yük: 1-8
094.01- Biz
Senin Göğsünü genişletmedik mi?
094.02- Yükünü
atmadık mı?
094.03- -Ki Senin Belini bükmüştü-.
094.04- Zikrini
yüceltmedik mi?
Rasul'e
Düşen Görev
094.05- Demek ki,
Güçlük’le beraber Kolaylık vardır.
094.06- Gerçekten Güçlükle beraber Kolaylık
vardır.
094.07- O halde boşkaldın mı yine iş’e koyul.
094.08- Ve
yalnızca Rabb'ine rağbet et.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I 1-25
Rahman'ın
Yaratışı, Öğretişi ve Mizan
055.01- Rahman,
055.02- Qur'an'ı
öğretti.
055.03- İnsan’ı
yarattı.
055.04- Ona
Beyan’ı öğretti.
055.05- Güneş
ve Ay bir Hesap iledir.
055.06- Bitki
ve Ağaç secde etmektedir.
055.07- Sema’yı yükseltti ve Mizan’ı koydu.
055.08- Sakın
Mizan’da Haqqsızlık va Taşkınlık yapmayın.
055.09- Tartı’yı
Adalet’le tutun ve Tartı’yı noksan yapmayın.
055.10- Yer’e
gelince, Onu da Varlıklar için
alçalttı.
055.11- Orada Meyveler ve Tomurcuklu Hurmalıklar
var’dır.
055.12- Yapraklı Taneler ve Güzel Kokulu Bitkiler.
055.13- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini
yalanlıyorsunuz?
055.14- İnsan’ı, Pişmiş Kuru bir Çamur’dan
yarattı.
055.15- Cinn'i de Dumansız bir Ateş’ten yarattı.
055.16- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.17- O,
İki Doğu’nun da Rabb'idir , İki Batı’nın da Rabb'idir.
055.18- Öyleyse Rabb'inizin hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.19- Birbiriyle
kavuşmak üzere İki Deniz’i salıverdi.
055.20- İkisi
arasında bir Engel var, birbirlerinin
Sınırlar’ını geçmezler.
055.21- Öyleyse Rabb'inizin hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.22- İkisinden
de İnci ve Mercan çıkar,
055.23- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.24- Deniz’de
Koca Dağlar gibi yükselen Gemiler de
O'nundur.
055.25- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
II Sorumluluktan
Kaçış Yok, Cehennem: 26-45
055.26- Onun
üzerindeki Herşey Yokolucu’dur.
055.27- Celal
ve İkram Sahibi Rabb'inin Yüz’ü baqi kalacaktır.
055.28- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.29- Gökler’de
ve Yer’de olan ne varsa O'ndan ister. O, Hergün bir İş’tedir.
055.30- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.31- Ey
İki (sorumlu) Ağırlık, yakında
Sizin için de Vakit ayıracağız.
055.32- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.33- Ey
Cin ve İnsan Toplulukları, eğer Gökler’in ve Yer’in Bucakları’ndan
aşıp geçmeye Güç yetirebilirseniz, hemen aşıp geçin. Ancak bir Sulta olmaksızın
aşamazsınız.
055.34- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.35- İkisinin
de üzerine Ateş’ten Yalın bir Alev ve Kıpkızıl bir Duman salıverir de kurtulup
başaramazsınız.
055.36- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.37- Sonra
Gök yarılıp Yağ gibi erimiş, Kıpkırmızı bir Gül gibi olduğu zaman,
055.38- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.39- İşte
o Gün, ne İnsan’a, ne de Cinn’e Günah’ından sorulmaz.
055.40- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.41- Suçlular,
Simalar’ından tanınır, Alınlar’ından ve Ayaklar’ından yakalanır.
055.42- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.43- İşte
bu, Suçlular’ın yalanlamakta oldukları Cehennem'dir.
055.44- Onlar,
kendisiyle Kaynar hale getirilmiş Su arasında dönüp dururlar.
055.45- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
III İyiler
İçin Bahçeler: 46-78
055.46- Rabb’in
Makamı’ndan korkan kimse için İki
Bahçe vardır.
055.47- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.48- Çeşitli
İncelikler’e ve Güzellikler’e sahiptirler.
055.49- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.50- İkisinde
de akmakta olan İki Pınar vardır.
055.51- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.52- İkisinde
de Her Meyve’den İki Çift vardır.
055.53- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.54- Astarlar’ı,
Ağır işlenmiş Atlas’tan Yataklar üzerinde yaslanır/dayanırlar. İki Bahçe'nin de Meyve Devşirme vakti’dir.
055.55- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.56- Orada
Bakışlar’ını yalnızca Eşler’ine çevirmiş Kadınlar vardır. Kendilerinden önce Onlara ne İnsan, ne de bir Cin dokunmuştur.
055.57- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.58- Sanki
O (kadı)nlar Yakut ve Mercan..
055.59- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.60- İhsan’ın
Karşılığı İhsan’dan başka mıdır?
055.61- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.62- Bu
ikisinin ötesinde iki Bahçe daha var.
055.63- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.64- Alabildiğine
Yemyeşil.
055.65- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.66- İçlerinde
durmadan Fışkıran İki Kaynak var.
055.67- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.68- Meyveler,
Eşsiz Hurma ve Eşsiz Nar var.
055.69- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.70- Huyları
Güzel, Yüzleri Güzel Eşler.
055.71- Öyleyse Rabb'inizin hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.72- Otağlar
içinde korunmuş Huriler.
055.73- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.74- Bunlardan
önce kendilerine ne İnsan, ne de bir Cin dokunmuştur.
055.75- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
055.76- Yeşil
Yastıklar’a ve Çarpıcı Döşekler’e yaslanırlar.
055.77- Öyleyse Rabb'inizin Hangi İyiliğini yalanlıyorsunuz?
Celal
ve İkram sahibi Yüce Rabb
055.78- Celal
ve İkram Sahibi olan Rabb'inin Adı ne Yüce'dir.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I İnsanlardan
Kurtulanlar: 1-3
103.01- Andolsun
Asr’a / Zorlu yıllara,
103.02- İnsan
(lar) gerçekten Hüsran’dadır.
103.03- Ancak
İnananlar, Salih Çalışmalar’da bulunanlar, birbirlerine Haqq'ı ve Sabr’ı
tawsiyeleşenler dışında.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I 1-8
Deprem
Sonrası Yeryüzü Haberleri
099.01- Yer,
o Deprem’le sarsıldığı
099.02- (Barındırdığı
bütün) Ağırlıklar’ını çıkardığı,
099.03- Ve
İnsan: "Buna ne oluyor?" dediği zaman:
099.04- O
Gün, (Yeryüzü kaydettiği ) Haberler’ini
anlatacak.
099.05- Çünkü
Rabb'in O’na wahyetmiştir.
099.06- O
Gün İnsanlar, Çalışmaları kendilerine gösterilmek üzere, Bölük bölük çıkarlar.
Yargı
Yasası
099.07- Artık
kim Zerre kadar Hayr’a çalışmışsa onu (un sonucunu) görür.
099.08- Kim
de zerre kadar Şerr’e çalışmışsa onu (un sonucunu) görür.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I 1-11
100.01- Soluk
soluğa Koşanlar’a,
100.02- Ateş
çakıp Saçanlar’a,
100.03- Sabahleyin
Basanlar’a,
100.04- Derken,
orada tozu dumana Katanlar’a,
100.05- Bununla
bir Topluluğun ortasına Dalanlar’a andolsun.
İnsanın
Nankörlüğü
100.06- Elbette
İnsan Rabb'ine karşı Nankör’dür.
100.07- Gerçekten
kendisi de buna Şahid’dir.
100.08- Elbette
O, Mal sevgisi’nden dolayı çok Katı’dır.
100.09- Yine bilmeyecek mi, Qabirler’de olanın deşilip
atıldığı,
100.10- Göğüsler’de
olan’ın devşirildiği zamanı?
100.11- Elbette;
O Gün Rabb'leri, kendilerinden Haberdar'dır.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Namaz ve Direniş:
1-3
108.01- Elbette
Biz Sana Kewser'i verdik.
108.02- Şu
halde Rabb’in için salat et ve (zorlukları) göğüsle.
108.03- Doğrusu
asıl Ebter/ soyu olmayan Sana Kin-duyan’dır.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Oyalayıcı
Hayat ve Cahim: 1-8
102.01- Çoğaltma (uğraşısı) Sizi oyaladı.
102.02- Ta Qabir’e (girene) dek.
102.03- Hayır, ilerde bileceksiniz.
102.04- Hayır, ilerde elbet bileceksiniz.
102.05- Hayır,
102.06- Andolsun
Cahim'i de görecektiniz.
102.07- Sonra Onu hiç tartışmasız Kesin
Göz’le göreceksiniz.
102.08- Sonra da o Gün, kesinlikle Nimet (ler) den
sorulacaksınız.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I 1-7
Dini yalanlayanın Niteliği
107.01- Din’i Yalanlayan’ı gördün mü?
107.02- İşte Yetim’i itip kakan,
107.03- Yoksul’u doyurmayı teşvik etmeyen O’dur.
Namazlarına
Veyledilenler
107.04- Yazıklar olsun (şu) Namazlılar’a,
107.05- Onlar, Salat’larında yanılgıda’lar.
107.06- Gösteriş yapmaktalar.
107.07- Ve (insanların)Temel-İhiyaclar’ı
( nın karşılanmasını) engellemekteler.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Kafirlere
Sesleniş: 1-6
109.01- De ki: Ey Kafirler!
109.02- Ben Sizin kulluk ettiğinize kulluk etmem.
109.03- Benim kulluk ettiğime de Siz kulluk
etmezsiniz.
109.04- Ben de Sizin kulluk ettiğinize kulluk
edecek değilim.
109.05- Siz de Benim kulluk ettiğime kulluk edecek
değilsiniz.
109.06- Sizin Din’iniz Size Benim Din’im Bana.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Fil Ordularının Helakı: 1-5
105.01- Rabb'inin Fil (orduları) Sahibleri'ne ne
yaptığını gördün mü?
105.02- Onların Tasarılar’ını boşa çıkarmadı mı?
105.03- Üzerlerine Ebabil Kuşları göndermişdi.
105.04- Onlara Siccil’den Taşlar atıyorlardı,
105.05- Böylece (orduyu) Yenik Ekin Yaprağı’na
çevirmişti.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Şer Güçlerden Allah'a İstiaze: 1-5
113.01- De ki: Felaq’ın Rabb'ine sığınırm,
113.02- Yarattığı Şeyler’in Şerri’nden
113.03- Karanlığı çöktüğü zaman Gece’nin
Şerri’nden
113.04- Düğümler’e üfürenler’in Şerri’nden
113.05- Haset
ettiği zaman, Hasetci’nin Şerri’nden
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Görünür Görünmez Şerre Çağıranlardan İstiaze:
1-6
114.01- De ki: İnsanlar’ın Rabb'ine sığırınım.
114.02 İnsanlar’ın Melik'ine
114.03 İnsanlar’ın İlah'ına
114.04 Vesvese veren (Vesvesecin )in Şerri’nden,
114.05 Sinsice Göğüsler’e ,,
114.06- Cinler’den
de, İnsanlar’dan da (olabilir).
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Tevhid, Allah'ın Eşsizliği: 1-4
112.01- De ki: O Allah Ehad'dır
112.02- Allah, Samed'dir.
112.03- Doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.
112.04- Ve Hiçbir Şey O'na Denk değildir.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Rasul'un İlk Vahy
Tecrübeleri: 1-25
Kur'an,
Vayh'dir
053.01- Battığı
zaman Necm’e andolsun,
053.02- Arkadaşınız
(Muhammed) sapmadı ve azmadı.
053.03- O,
Hewa’dan konuşmaz.
053.04- O
(nun Okudukları), yalnızca Wahyolunan bir Wahy’dir.
I.
Vahy Tecrübesi
053.05- O'na
Üstün bir Yetki Sahibi öğretmiştir.
053.06- Görünümü’yle
Çarpıcı bir Güzelliğe sahip’ti.
053.07- En
Yüksek Ufuk’taydı.
053.08- Sonra
yaklaştı, derken sarktı.
053.09- Belki
İki Yay kadar veya daha da Yakın.
053.10- Böylece
O'nun Kul’una wahyettiğini wahyetti.
053.11- O'nun
( Rasul Muhammed'in ) gördüğünü Gönül yalanlamadı.
053.12- Yine
de Siz görmüş olduğu üzerinde O'nunla tartışacak mısınız?
II.
Vahy Tecrübesi
053.13- Andolsun,
O'nu (Üstün Bir Yetki Sahibini) bir
Diğer İniş’te de görmüştü.
053.14- En-son
Sidre'nin yanında.
053.15- Ki
Me'va Bahçesi Onun yanındadır.
053.16- Sidre'yi
örten örtmekte iken.
053.17- Göz
şaşmadı ve Sınır’ını taşmadı.
053.18- Andolsun
O, Rabb'inin en Büyük Ayetleri’nden olan’ı gördü.
Mekke
Putlarının Yerilmesi
053.19- Gördünüz
mü haber verin, Lat ve Uzza'yı.
053.20- Ve
Üçüncü olan Menat'ı.
053.21- Erkek
Sizin, Dişi de O'nun mu?
053.22- Eğer
öyleyse bu, (Sizin Dişi’yi yeren mantığınıza göre) Çarpık bir Paylaşma
053.23- Bu
(putlar ve isimleri), Sizin ve Atalar’ınızın isimlendirdiğiniz İsimler’den
başkası değildir. Allah, Onlar’la ilgili bir Sulta indirmemiştir. Onlar
yalnızca Zann’a ve kendilerinin Hewa olarak Arzu ettiklerine uymaktadırlar.
Oysa Andolsun, Onlara Rabb'lerinden Yol Gösterici gelmiştir.
053.24- Yoksa
İnsan’a her Temenni ettiği Şey mi var?
053.25- İşte,
"Son" da, "İlk" de Allah'ındır.
II Şefaat
Konusundaki Zann, Kurtuluşun Amelle Olacağı: 26-32
053.26- Gökler’de
nice Melekler vardır ki, Onların Şefaatler’i hiçbir şekilde Yarar sağlamaz. Ancak
Allah dileyip Razı olduğuna İzin verirse o başka (Var mı böylesi, Üstteki
putlar vs.)
053.27- Gerçek
şu ki, Ahiret'e inanmayanlar, Melekler’i Dişi Adları’yla isimlendiriyorlar.
053.28- Oysa
Onların bununla ilgili Hiçbir Bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca Zann’a uyuyorlar. Gerçekte Zann, Haqq’tan yana
hiçbir zaman yarar sağlamaz.
053.29- Şu halde Sen, Bizim Zikr'imize sırt
çeviren ve Dünya Hayatı’ndan başkasını istemeyenden yüz çevir.
053.30- İşte
Onların İilim’den yana ulaşabildikleri budur. Elbette Senin Rabb'in, kendi
Yol’undan sapan!ı en iyi Bilen’dir ve hidayet bulan’ı da en iyi Bilen’dir.
053.31- Gökler’de
ve Yer’de olanlar Allah'ındır. Öyle ki, Kötülük’te bulunanlar’ı, yapmakta
oldukları dolayısıyla cezalandırır, Güzel Davranış’ta bulunanlar’ı da daha
Güzeliyle ödüllendirirler.
053.32- Ki
Onlar, Ufak Günahlar dışında, Günah’ın Büyük olanları’ndan ve
Fahşa’dan kaçınırlar. Elbette Senin Rabb'in Mağfireti Geniş olan’dır. O, Sizi
daha iyi Bilen'dir, hem sizi Toprak’tan inşa ettiği ve Siz daha Anneler’inizin
Karınları’nda Cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarmayın. O İttiqa eden’i daha iyi Bilen’dir.
III Batılın
yokoluşunda hakkın kudreti tecelli eder :33-62
053.33- Şimdi,
o yüz çevirmekte olan’ı gördün mü?
053.34- (Malından)
Azıcık verdi ve gerisini Kaya gibi Sımsıkı Elinde tuttu.
053.35- Gayb’ın
İlm’i O'nun yanındadır da O mu görüyor ( Putların şefaatcı olduğunu)?
Musa
ve İbrahim'in Sahifelerince Olanlar:
Günah
ferdidir ,kurtuluş şefaatle değil, çabayladır
(Bak: 8/A'la 15-19)
053.36- Yoksa
Musa'nın Sahifeleri’nde olan
kendisine Haber verilmedi mi?
053.37- Ve
Wefa eden İbrahim'de olan'da.
053.38- Doğrusu,
Hiçbir Günahkar bir başkasının Günah’ını yüklenmez.
053.39- Ve
doğrusu İnsan’a da kendi Çaba’sından başkası yoktur.
053.40- Elbette
kendi Çabası da görülecektir.
053.41- Sonra
da Eksiksiz Karşılık verilecektir.
053.42- Elbette
Son Varış Rabbi'ne olacaktır.
053.43- Doğrusu,
güldüren ve ağlatan O'dur.
053.44- Doğrusu,
Öldüren ve Dirilten de O'dur.
053.45- Doğrusu,
Erkek ve Dişi, İki Çifti yaratan da O'dur.
053.46- Bir
Damla Su, Meni döküldüğü zaman.
053.47- Gerçek
şu ki, diğer Diriltme'de O'na aittir.
053.48- Ve
Gerçekten Zengin Edip Doyuran O'dur
053.49- Doğrusu,
Şi'ra'nın Rabbi'de O'dur.
Helak
Edilen Halklar (Ad, Semud, Nuh Kavmi)
053.50- Doğrusu,
O ilk Ad'ı da O Yıkıma uğrattı.(Bak:
10/Fecr 6-8, 37 Kaf/ 12-15 vd.)
053.51- Semud'u da. Böylelikle bırakmadı. (Bak: 10/Fecr 10-14, 28/Şems 11-15 vd.)
Nuh Kavmi
Bak: 37/Kaf 12-15
40/
Kamer 9-17
41/Sad 12-16
42/A'raf
59-66
45/Furkan
37)
053.52- Daha önce Nuh Qawmi’ni de. Çünkü Onlar, daha Zalim ve daha Azgın’dırlar.
053.53- Altı üstüne gelen’in Kentler’ini de O
Yer’in Dib’ine geçirdi.
053.54- Böylece Ona sardırdığını sardırdı.
053.55- Öyleyse, Rabb'inin Hangi Nimetler’inden
Kuşku’ya düşmektesin?
Yaklaşan Kıyamet
053.56- Bu, önceki Uyarıcılar’dan bir Uyarıcı'dır.
053.57- O yaklaşmakta olan yaklaştı.
053.58- Onu Allah'ın dışında ortaya çıkarabilecek yok.
053.59- Şimdi Siz,
bu Söz’le mi şaşkınlığa düşüyorsunuz?
053.60- Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz.
053.61- Ve şuursuzca baş kaldırıyorsunuz.
053.62- Artık Allah'a secde edin ve O'na kulluk
edin.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Mekke'li Görme Özürlü Bir Mü'min'nın Haberi
:1-42
080.01- (Peygamber) Surat astı ve yüzçevirdi.
080.02- Kendisine bir Görme-özürlü (uygun olmayan
bir zamanda) geldi diye.
080.03- Nerden
biliyorsun; ya O, arınacaksa?
080.04- Ve
Öğüt/hatırlatma alacak, böylece Öğüt kendisine yarar sağlayacaksa.
080.05- Fakat kendini
Müstağni gören ( varlıklılar ) gelince
080.06- Sen, O (nun vicdanını) Uyandırmaya
çalışıyorsun.
080.07- Oysa O''nun arınmasından Sana ne!
080.08- Ama
koşarak Sana gelense,
080.09- Haşyet
duymaktadır.
080.10- Sen (se) O'na aldırmıyorsun.
Olayın
Düşündürdükleri
080.11- Hayır,
çünkü O bir Öğüt’tür.
080.12- Artık
dileyen Öğüt alsın.
080.13- O
(öğüt) Kerim Sahifeler’dedir.
080.14- Yüceltilmiş
, Temiz kılınmış/arı-duru.
080.15- Kayıtcılar’ın
Elleri’nde.
080.16- (Onlar)
oldukca Üstün Değerli, İyilik Sembolü’dürler.
İnsanın
Nankörlüğü
080.17- Kahrolası
İnsan ne kadar Nankör.
080.18- (Rabbi)
O’nu hangi Şey’den yarattı?
080.19- Bir
Damla Su’dan yarattı da Onu bir Biçime soktu.
080.20- Sonra
Ona Yol’u kolaylaştırdı.
080.21- Sonra
da (bir gün) Onu öldürdü, Qabr’e
gömdürdü.
080.22- Sonra dilediği zaman Onu (yine) diriltir.
080.23- Hayır,
emrettiğini O yerine getirmedi.
080.24- Bir
de İnsan, Yediğin(in kaynağına)e bir baksın.
080.25- Elbette
Biz Su’yu yağdırdıkca yağdırdık.
080.26- Yeryüzü’nü
de yardıkca yardık.
080.27- Böylece
orada bitirdik; Taneler,
080.28- Üzümler,
Yoncalar,
080.29- Zeytinler,
Hurmalar,
080.30- Boyları
İri ve birbiri içine girmiş Ağaçlı Bağlar,
080.31- Meyveler
ve Otlaklıklar,
080.32- Size
ve Hayvanlar’ınıza bir Meta olarak.
Büyük Gürültü ve
Hesap
080.33- Fakat
O Korkunç-gürleme geldiği zaman,
080.34- Kişi o Gün,
kaçar kendi Kardeş’inden.
080.35- Anne’sinden ve Baba’sından,
080.36- Eş’inden ve Çocuklar’ından.
080.37- O Gün, Onlar’dan herbirisinin kendisine
yetecek bir İş’i vardır.
080.38- O Gün kimi Yüzler Aydınlık’tır.
080.39- Güler, Sevinçli’dir.
080.40- O Gün kimi
Yüzler de Toz’a bürünmüştür.
080.41- Bir Karartı sarmıştır.
080.42- İşte bunlar, Kafir, Facir olanlar’dır.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Kur'an'ın "Alak Suresi " ile
Vahyedilmeye Başlaması : 1-5
097.01- Elbette Biz O'nu (Alaq Wahyini) bir
Qadirli Gece’de indirdik.
097.02- Qadir Gecesi’nin ne olduğunu İdrak
edebiliyor musun?
097.03- Qadir Gecesi bin Ay’dan (daha)
Hayırlı’dır.
097.04- Melekler ve Ruh, onda Rabb'lerinin
İzni’yle her bir İş için inerler.
097.05- Fecrin Doğuşuna kadar bir Selam’dır .
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Nefsini
Temizleyen ya da Kirleten: 1-15
091.01- Andolsun
Güneş’e ve onun Parıltı’sına
091.02- Ona
uyduğu zaman Ay’a,
091.03- Onu
parıldattığı zaman Gündüz’e,
091.04- Onu
bürüdüğü zaman Gece’ye
091.05- Göğe
ve Onu bina edene,
091.06- Yer’e
ve Onu döşeyene,
091.07- Nefs’e
ve Ona bir biçimlendirene,
091.08- Sonra
Ona Fucur’unu, Sakınma’sını İlham edene,
091.09- Felah
buldu Onu (nefsi) arındıran.
091.10- Harab
oldu Onu örtüp saran .
Semud'un Akıbeti
(Bak: 10/ Fecr 10-14 29/Buruc
17-20
25/ Necm 51 40/Kamer 23-32
41/Sad 12-16
42/A'raf 73-79
45/Furkan38-40)
091.11- Semud Azgınlığı dolayısıyla yalanladı.
091.12- Şakileri
/zorluları ayaklandığında,
091.13- Allah'ın
Elçisi Onlara dedi ki:
"Allah'ın Devesi’ne ve onun
Su içme sırasına dikkat edin."
091.14- Fakat
Onlar, O'nu yalanladılar, Deve’yi de Yere yıkıp öldürdüler.
Böylelikle
Rabb'leri de Günahlar’ı dolayısıyla onları yerle bir etti. Orasını da Dümdüz
etti.
091.15- (O),
bunun Aqıbet’inden korkmaz.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Canı Çıksın Uhdud
Halkının 1-22
085.01- Burçlar
Sahibi Göğe andolsun.
085.02- O
Waadedilen Gün'e.
085.03- Şahid
olan’a ve Şahid olunan’a.
085.04- Kahrolsun
Uhdud Ashabı!
085.05- Tutuşturduğu
o Ateş!
085.06- Hani
kendileri Çevresinde oturuyorlardı.
085.07- Ve
Mü'minler’e yapacakları Şey’i seyrediyorlardı.
085.08- Kendileri
Onlar’dan, yalnızca Aziz ve Hamid Allah'a İman ettiklerinden dolayı intikam
alıyorlardı.
085.09- Ki
O, Gökler’in ve Yer’in Mülkü O'nundur.
Allah Herşey’e Şahid olan’dır.
085.10- Gerçek
şu ki, Mü'min Erkekler’le Kadınlar’a Fitne uygulayanlar sonra da tewbe
etmeyenler, işte Onlar için Cehenmem Azabı ve Yakıcı bir Azab Onlar’a.
085.11- Elbette
İnanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar’a gelince, Onlar için de içlerinden
Irmaklar akan Bahçeler var’dır. İşte Büyük Fevz bu’dur.
085.12- Doğrusu
Rabb'inin Yakalayışı Şiddetli’dir.
085.13- Çünkü
O önce Vareden, (sonra) döndürecek olan’dır.
085.14- O
Gafur'dur, Seven'dir.
085.15- Arş’ın
Sahibi’dir, Mecid'dir.
085.16- Her
dilediğini gerçekleştirendir.
Rabb'ın Fir'avn ve Semud'u Yakalayışı
(Bak: 10/Fecr
10-14 40/Kamer
23-32
25/Necm 51 41/Sad
12-16
28/Şems 11-15 42/A'raf 73-79
45/Furkan38-40)
085.17- Orduların
Haberi Sana geldi mi?
085.18- Fir'awn ve Semud (ordularının)
085.19- Hayır, Küfredenler bir Yalanlama
içindedirler.
085.20- Allah
ise, Onları arkalarından sarıp kuşatmıştır.
085.21- Hayır,
O Mecid bir Qur'an'dır.
085.22- Korunmuş
Levha'dadır.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I İnsan:
en üstün ya da Aşağılar aşağısı :1-8
095.01- Andolsun Tin'e ve Zeytin'e,
095.02- Sina
Dağı'na.
095.03- Ve
şu Emin Belde'ye.
095.04- Doğrusu
Biz İnsan’ı en Güzel Biçim’de yarattık.
095.05- Sonra
da Aşağılar’ın Aşağısı’na çevirdik.
095.06- Ancak
inanan ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar başka.
Onlar için Kesintisiz bir Ecr
var’dır.
095.07- Öyleyse artık, Hangi Şey Sana Din’i
yalanlatacaktır.
095.08- Allah , Hükmedenler’in Hükmedeni değil
midir?
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Rabb'in
Kureyş'e lutfu: 1-4
106.01- Kureyş'i (güvenli kervan yolculuğunda) uzlaştırdığı
için
106.02- Yaz ve Kış Yolculuk (güney, kuzey komşularıyla
yaptığı) Uzlaşısı.
10603- Artık şu Beyt'in Rabb'ine kulluk etsinler.
106.04- Ki O (Rabb) kendilerini Açlık’tan doyuran
ve Korku’dan Emin kılan’dır.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Yokoluş:
1-11
101.01- Qaria.
101.02- Nedir
Qaria?
101.03- Qaria'nın
ne olduğunu idrak edebiliyor musun?
101.04- İnsanlar’ın,
Dağılmış Pervaneler gibi olacakları Gün.
101.05- Ve
Dağlar’ın Saçılmış renkli Yünler gibi olacaklar.
101.06- İşte,
kimin Tartılar’ı Ağır olursa,
101.07- Artık
O, Hoşnut bir Hayat’tadır.
101.08- Kimin
de Tartılar’ı Hafif olursa,
101.09- Artık Onun da Anası Haviye'dir
101.10- Haviye'nin
ne olduğunu İdrak edebiliyor musun??
101.11- O Kızgın bir Ateş'tir.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Kıyametin
Hakikati: 1-30
075.01- Qıyamet
Günü'ne ( o kadar kesin ki) Qasem etmiyorum.
075.02- Hayır,
Kendini kınayan’a Qasem etmiyorum.
075.03- İnsan, Kemikler’ini bizim kesinlikle bir araya
getiremeyeceğimizi mi sanıyor?
075.04- Evet,
onun Parmak Uçlarını bile düzenlemeye Güçyetiren'leriz.
075.05- Ancak
İnsan, önündeki (hayatı) ni de Fucur’la sürdürmek ister.
075.06- "Qıyamet
Günü ne zaman?" diye sorar.
075.07- Ama
Göz kamaşıp kaydığı,
075.08- Ay’ın
karardığı,
075.09- Güneş
ve Ay birleştirildiği zaman;
075.10- İnsan o Gün der: "Kaçış nereye?"
075.11- Hayır, (bugün) Sığınacak herhangi bir Yer
yok.
075.12- O Gün Müstaqar yalnız Rabbi'nin katıdır.
075.13- İnsan’a o Gün önceden Taqdim ettikleri ve
( yapmayıp) erteledikleri Şeyler’le Haber verilir.
075.14- Hayır, İnsan kendine karşı bir
Basiret’tir,
075.15- Kendi Mazeretler’ini ortaya
atsa bile.
Rasul'un
Kur'an'ı Ezberleme Çabası
075.16- Acele’yle
Dil’ini hareket-ettirme
075.17- Elbette
O' ( Okuduğu) nu Toplamak ve Okutmak
Bize ait’tir.
075.18- O
halde Biz Onu okuduğumuz zaman, Sen de Onun Okunuş’unu izle.
075.19- Sonra
elbette O'nu açıklamak Bize aittir.
Ahiret
075.20- Hayır,
siz Çabuk geçen’i seviyorsunuz.
075.21- Ve
Ahiret’i bırakıyorsunuz.
075.22- O
Gün Yüzler Işıl ışıl parlar.
075.23- Rabb'lerine
bakar.
075.24- O
Gün, öyle Yüzler vardır ki kararmıştır.
075.25- Kendisine,
Beli büken işler’in yapılacağını anlamaktadır.
075.26- Hayır,
Can Köprücük Kemiği’ne dayandığı zaman,
075.27- "Son
Müdahale’yi kim yapacak?" denir.
075.28- Artık gerçekten, kendisi de bir Ayrılık olduğunu
kavramıştır.
075.29- Ayaklar
da birbirine dolaştığında,
075.30- O
Gün Sevk, yalnızca Rabb'inedir.
II Ölüler Dirilecek:
31-40
075.31- Fakat
O ne doğrulamış ne de salat etmişti.
075.32- Ancak yalanlamış ve yüzçevirmişti.
075.33- Sonra
da Çalım yaparak yakınlarına gitmişti.
075.34- Sen
buna layıksın, dahasına da layık’sın.
075.35- Evet
buna layıksın, dahasına da layık’sın.
075.36- İnsan
kendi başına bırakılacağını mı sanıyor?
075.37- Kendisi
dökülen Meni’den bir Damla su değil miydi?
075.38- Sonra
bir Alaq oldu, derken yarattı ve bir Düzen’e soktu.
075.39- Böylece
Ondan Erkek ve Dişi olmak üzere iki Çift kıldı.
075.40- Ölüler’i
diriltmeye Güçyetiren değil midir?
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Kötü Ahlaklı,
Cimri Kişi: 1-9
104.01- Yazıklar
olsun (insanları) Çekiştiren’e ve (onlarla) Alay eden’e,
104.02- -Ki Mal yığıp biriktiren ve Onu saydıkca
sayan’dır-.
104.03- Gerçekten
Mal’ının kendisini Ebedî kılacağını sanır.
104.04- Hayır,
andolsun o Hutame'ye atılacaktır.
104.05- Hutame'nin
ne olduğunu idrak edebiliyor musun?
104.06- Allah'ın
tutuşturulmuş bir Ateş'idir.
104.07- Ki
o Yürekler’in üstüne tırmanmaktadır.
104.08- O,
Onların üzerine kitlenecektir.
104.09- (Kendileri
de) Dikilmiş Sutunlar’da (olacaklar).
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Olgunluk
Yolu: 1-22
076.01- Gerçek
şu ki, İnsan’ın üzerinden Anılır bir Şey olana dek , Uzun bir Süreç geçti.
076.02- Biz
İnsan’ı, karışık bir Damla Su’dan
yarattık. Onu denemekteyiz. Bundan dolayı Onu İşiten ve Gören yaptık.
076.03- Biz
Ona Yol’u gösterdik. Ya Şükretici ya da Nankör olur.
076.04- Doğrusu
Biz Kafirler’e Zincirler, Demir Halkalar ve Çılgın bir Yangın hazırladık.
076.05- Elbette
ki Ebrar/İyiler, Karışımı Kafur olan bir Kadeh’ten içerler.
076.06- Allah'ın
Kulları’nın kendisinden içtikleri bir Kaynak. Onu diledikleri Yer’e fışkırtır.
076.07- Adaklar’ını
yerine getirirler ve Şerr’i Yaygın bir Gün’den korkarlar.
076.08- Kendileri,
Ona karşı duydukları Sevgi’ye rağmen (malı), Yoksul’a, Yetim’e ve Esir’e
yedirirler.
076.09- "Biz
Size, ancak Allah'ın Yüzü için yedirmekteyiz. Siz’den ne bir Karşılık
istiyoruz, ne de bir Teşekkür." (derler)
076.10- "Çünkü
Biz, Asık Suratlı, Zorlu bir Gün için Rabb'imizden korkmaktayız."
Cennet
076.11- Artık
Allah'da, Onları böyle bir Gün’ün Şerr’inden korur ve Onlara bir Aydınlık ve bir Sevinç verir.
076.12- Ve
Onları sabretmeleri dolayısıyla Cennet/Bahçe’yle ve İpek’le ödüllendirir.
076.13- Orada,
Tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ne bir Güneş ve ne de Dondurucu bir Soğuk
görürler.
076.14- Gölgeler’i
Yakın ve devşirilmeleri kolay mı kolay
(rızıklar).
076.15- Çevreler’inde
Gümüş Billur Kaplar, Kupalar dolaştırılır.
076.16- Gümüş
Billur Kaplar, Onları belli bir Ölçü’yle tespit etmişlerdir.
076.17- Orada
Karışım’ı Zencefil olan bir Kadeh’den içirilir.
076.18- Selsebil
olarak adlandırılan bir Pınar.
076.19- Çevrelerinde
Ebedî Gençler dolaşır. Onları gördüğünde
Saçılmış bir İnci sanırsın.
076.20- Nereye
baksan, bir Ni’met ve Büyük bir Mülk görürsün.
076.21- Üzerinde
Hafif İpek ve Ağır işlenmiş Atlas olan Yeşil Giysiler. Gümüş’ten Bilezikler’le
bezenmişlerdir. Rabb’leri Onlara Tertemiz bir Meşrubat içirmiştir.
076.22- Bu,
Sizin için bir Ödül’dür. Çabalarınız
Teşekkür’e değer.
II Kur'anın Safhalar Halinde İnişi: 23-31
076.23- Gerçek şu ki, Qur'an'ı Sana safhalar
halinde bir Tenzil ile indiren Biziz.
076.24- Öyleyse Rabbi'nin Hükmü’ne sabret.
Onlar’dan Günahkar ve Nankör’e itaat etme.
076.25- Ve Sabah Akşam Rabb'inin Adı’nı zikret.
076.26- Gece’nin bir Bölüm’ünde O'na secde et ve
Geceleyin de Uzunca Onu tesbih et.
076.27- Gerçek şu ki bunlar Çabuk geçen’i
seviyorlar. Önlerinde bulunan Ağır bir Gün’ü bırakıyorlar.
076.28- Onları Biz yarattık ve Bağlarını Sımsıkı
bağladık. Dilediğimiz zaman da
benzerleriyle değiştiririz.
076.29- Elbedtte bu bir Öğüt’tür. Artık dileyen
Rabb'ine bir Yol bulabilir.
076.30- Allah dilemedikce Siz dilemeyezsiniz.
Gerçekten Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
076.31- Dilediğini kendi Rahmet’ine sokar.
Zalimler içinse Acıklı bir Azab
hazırlamıştır.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Vahyi İnkarın Sonu: 1-40
077.01- Birbiri andınca Gönderilenler’e andolsun,
077.02- Derken kökünden koparıp Savuranlar’a.
077.03- Yaydıkca Yayanlar’a,
077.04- Böylece ayırdıkca Ayıranlar’a
077.05- Zikri ( insana) Bırakanlar’a,
077.06- Özür olarak veya İnzar için.
077.07- Elbette, Size
wadedilmekte olan gerçekleşecektir.
Ayırma Günü
077.08- Yıldızlar silindiği zaman,
077.09- Gök yarıldığı zaman,
077.10- Dağlar, Kök’ünden savrulduğu zaman,
077.11- Ve Elçiler'de Wakitler’ine (girdiği) zaman
077.12- (Bu azap) Hangi Gün için ertelenmişti?
077.13- Ayırma Günü için.
077.14- İdrak edebiliyor musun Ayırma Günü nedir?
077.15- O Gün, way haline Yalanlayanlar’ın.
077.16- Biz, Öncekileri Yıkıma uğratmadık mı?
077.17- Sonra arkadan gelenler’i Onların İz’inde
yürüteceğiz.
077.18- Biz Suçlular’a böyle yapmaktayız.
077.19- O gün, way haline Yalanlayanlar’ın.
077.20- Sizi Bayağı bir Su’dan yaratmadık mı?
077.21- Sonra Onu savunması Sağlam bir Qarar
yerine yerleştirdik.
077.22- Belli bir Süre’ye kadar.
077.23- İşte buna Güç yetirdik. Demek ki Biz ne
Güzel Güçyetiren'iz.
077.24- O gün, way haline Yalanlayanlar’ın.
077.25- Biz Yeryüzü’nü bir Toplanma Yeri kılmadık
mı?
077.26- Diriler’e ve Ölüler’e.
077.27- Ve Onda Sabit Yüksek Dağlar var etmedik mi?
Size
Tatlı bir Su da içirmedik mi?
077.28- O gün ,way haline Yalanlayanlar’ın.
077.29- Kendisini yalanlamakta olduğunuza gidin.
077.30- Üç Dal’a ayrılmış bir Gölge’ye gidin.
077.31- Ne Gölge altında bulundurur, ne de
Alev’den korur.
077.32- Gerçekten O, sanki her biri Saray olan bir
Kıvılcım saçar.
077.33- Her biri, sanki Sapsarı Erkek-deve Sürüleri
gibidir.
077.34- O gün, way haline Yalanlayanlar’ın.
077.35- Bu, Onların konuşamayacakları bir Gün’dür.
077.36- Ve Onlar’a, Özür dilemeleri için İzin de
verilmez.
077.37- O gün, way haline Yalanlayanlar’ın
077.38- Bu, Ayırma Günü'dür. Sizi ve Öncekiler’i
bir arada topladık.
077.39- Şayet kurabileceğiniz Hileli bir düzeniniz
varsa, durmaksızın Bana karşı kurun.
077.40- O gün, way haline Yalanlayanlar’ın.
II Muttakılerin ve Suçluların akıbeti : 41-50
077.41- Elbette Muttaqiler, Gölgelikler’de ve
Pınar başları’ndadırlar.
077.42- Ve Canlarının çektiği Meyvalar.
077.43- Yapmakta olduklarınıza Karşılık olmak
üzere, Afiyet’le yiyin ve için.
077.44- Elbette Biz, Güzel Davrananlar’ı böyle
ödüllendirmekteyiz.
077.45- O gün, way haline Yalanlayanlar’ın
077.46- (Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz da yararlanın.
Çünkü Siz Suçlular’sınız.
077.47- O gün, way haline Yalanlayanlar’ın.
077.48- Onlara "Ruqu edin" denildiği
zaman ruqu etmezler.
077.49- O gün, way haline Yalanlayanlar’n.
077.50- Artık Onlar, bundan sonra hangi Söz’e
inanacaklar?
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Kıyamet: 1-15
Uyarıcı Gelmesini Tuhaf
Karşılayanlar
050.01- Qaf.
Mecid Qur'an'a andolsun.
050.02- Hayır,
Kafirler, Onlara kendilerinden bir Uyarıcı gelmesini tuhaf karşıladılar:
"Bu şaşılacak bir Şey"
dediler.
050.03- "Biz öldüğümüz ve Toprak olduğumuz
zaman mı? Bu oldukca Uzak bir Dönüş."
050.04- Doğrusu Biz, Yer’in Onlardan ne
eksilttiğini bilmişizdir. Katımızda
(herşeyi) koruyan bir Kitab var."
050.05- Hayır, Haqq kendilerine gelince
yalanladılar. Şimdi Derin bir Sarsıntı içindeler.
Dirilmenin Örneği?
050.06- Üstlerindeki Göğe bakmıyorlar mı? Biz Onu
nasıl bina ettik ve nasıl süsledik? Hiç
bir Kusuru yok.
050.07- Yer’i de döşedik/yaydık. Orda sarsılmaz
Dağlar diktik ve Gözalıcı her (türlü) Çift’ten bitirdik.
050.08- İçten yönelen Kul için bir Basiret, bir Zikr (bu).
050.09- Ve Gök’ten Mübarek bir Yağmur indirdik.
Onunla Bahçeler ve Biçilecek Taneler bitirdik.
050.10- Ve birbiri üstüne dizilmiş, Tomurcuk yüklü
Büyük Hurma Ağaçları da.
050.11- Kullar’a Rızıq olmak üzere. Ve Onunla Ölü
bir Şehr’i dirilttik. İşte Diriltme de böyledir.
Nuh Kavmi, Ress Halkı, Semud, Ad,
Fir'avn, Lut Kavmi, Eyke Halkı, Tübbe Kavmi
(Bak: Nuh Kavmi: 25/Necm 53-55 vd.
Ress Halkı:
45/Furkan 38-40
Semud: 10/Fecr 10-14 vd.)
050.12- Onlar’dan önce Nuh Qawmi de, Ress Halkı
ve Semud de yalanladı.
(Bak: Ad: 10/Fecr 6-8 vd.
Fir'avn: 3/Müzzemmil vd.
Nuh:25/Necm 52)
050.13- Ad,
Fir'awn ve Lut'un Kardeşleri,
(Bak: Eyke: 41/Sad 12-16. Tübbe
Kavmi: 37/Sad 12-15, Lut Kavmi: 25/Necm 53 vd.)
050.14- Eyke
Halkı ve Tübbe Qawmi de. Hepsi
Elçiler’i yalanladı. Böylece Benim
Tehdid’im Haqq oldu.
050.15- Biz İlk Yaratılış’ta Güçsüz mü düştük? Hayır,
Onlar Karışık bir Kuşku içindeler.
II Kaçmakta
Olunan şey'in Gelişi : 16-29
050.16- Andolsun, İnsan’ı Biz yarattık ve kendi
kendisine ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz O’na Şahdamar’ından daha
Yakın’ız.
050.17- Onun Sağ’ında ve Sol’unda oturan İki
Yazıcı yazarlar,
050.18- Bir Söz söylemeyiversin, kewsinlikle
yanında bir Gözetleyici Hazır’dır.
050.19- O Ölüm Sarhoşluğu, bir Gerçek olarak gelip
de, "İşte bu, Senin kaçmakta olduğun Şey" (dendiğinde)
050.20- Sur'a üfürülmüştür. İşte bu Waad Günü.
050.21- Her
050.22- "Andolsun, Sen bundan Gaflet’teydin. İşte Biz de Senin üzerindeki
Örtü’yü kaldırdık. Bugün Görüşün Keskin’dir."
050.23- Onun Yakını olan dedi :" İşte bu
yanımda Hazır olan Şey."
050.24- Siz İkiniz, Her İnatcı Nankör’ü atın
Cehennem’e.
050.25- Hayr’a Engel olan, Saldırgan Şüpheci’yi.
050.26- Ki
Allah ile beraber başka bir İlah edinmişti. Artık İkiniz, Onu en
Şiddetli olan Azab’a atın.
050.27- Onun Yakını dedi: "Rabbimiz, Ben Onu
azdırdım. Ancak kendisi de Uzak bir Sapıklık’taydı."
050.28- "Benim Huzur’unda çekişip durmayın.
Ben Size daha önce Wadedici göndermiştim."
050.29- "Huzur’umda Söz değişikliğe uğramaz
ve Ben Kullar’a Zulmedici değilim."
III Cennet ve Cehennem: 30-45
050.30- O Gün Cehennem’e diyeceğiz: "Doldun
mu?" O da: "Daha fazlası var mı?" diyecek.
050.31- Cennet
de Muttaqiler için yaklaştırılmıştır,
Uzakta değil.
050.32- Bu
Size Wadolunan’dır, her Evvab olan ve Koruyucu'ya
050.33- Görmediği
halde Rahman'a karşı Haşyet duyan ve İçten
Qalb’le gelen için.
050.34- Ona
"Selam'a girin. Bu Sonsuzluk Günü’dür" denir.
050.35- Orada
diledikleri Herşey Onlarındır. Katımızda daha fazlası da var.
050.36- Biz
bunlardan önce Nice Kuşaklar’ı Yıkıma uğrattık ki Onlar Zorbaca yakalamak
bakımından kendilerinden daha Üstün’düler. Şehirleri Delik deşik etmişlerdi.
Ama kaçacak bir Yer var mı?
050.37- Elbette,
bunda Qalbi olan ya da bir Şahid olarak Kulak veren kimse için elbette bir Zikr
var’dır.
050.38- Andolsun,
Biz Gökler’i, Yer’i ve İkisi arasında bulunanları Altı Gün de yarattık, Bize
hiç bir Yorgunluk da dokunmadı.
050.39- Öyleyse
Sen, Onların demelerine karşılık sabret ve
Rabb'ini Güneş’in Doğuşu’ndan önce ve Batışı’ndan önce Hamd ile tesbih
et.
050.40- Gece’nin bir Bölümü’nde ve Secdeler’in
arkasında da O'na tesbih et.
050.41- Çağırıcı’nın,
Yakın bir Yer’den Çağrı’da bulunacağı Gün’e Kulak ver.
050.42- O
Gün o Çığlığı bir Gerçek olarak
işitirler. İşte bu Çıkış Günü’dür.
050.43- Gerçek
şu ki dirilten ve öldüren Biz’iz.
050.44- O
Gün Yer, Onlar’dan çatlayıp ayrılır da, hızla koşarlar. İşte bu, Bize göre
oldukca Kolay bir Haşir’dir.
050.45- Biz
Onların neler söylemekte olduklarını daha iyi biliriz ve Sen Onların üzerinde
bir Zorba da değilsin. Şu halde, benim Kesin Uyarılarım’dan korkanlar’a Qur'an
ile Öğüt ver.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I İnsanın Büyüklenmesi: 1-20
090.01- Hayır, Yemin ederim bu Belde’ye ,
090.02- -Ki
Sen, bu Belde de oturmaktasın-.
090.03- Vâlid’e ve Veled’e de.
090.04- Andolsun,
Biz İnsan’ı bir Zorluk içinde (yaşar)
yarattık.
090.05- O,
kimsenin kendisine asla Güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
090.06- "Yığınla
Mal tükettim" diyor.
090.07- Kendisini
kimsenin görmediğini mi sanıyor?
090.08- Biz
Ona vermedik mi İki Göz,
090.09- Bir
Dil ve iki Dudak,
090.10- Biz
Ona İki (ayrı) Hedef gösterdik.
090.11- Ancak
o Aqabe’yi aşmaya yanaşmadı.
090.12- Aqabe'nin
ne olduğunu idrak ediyor musun?
090.13- Bir
Boynu çözmektir ( köleyi azad etmek).
090.14- Ya
da Aç kalınan Gün’de doyurmaktır,
090.15- Yakın
olan bir Yetim’i
090.16- Veya
sürünen bir Yoksul’u.
090.17- Sonra
İnananlar’dan, Sabrı birbirlerine tavsiye edenler’den, Merhameti birbirlerine
Tavsiye edenler’den olmak.
090.18- İşte bunlar, "Ahidlerini Koruyanlar Topluluğu"dur.
090.19- Ayetlerimize Küfredenler ise, Onlar da
"Uğursuzluk Topluluğu"dur.
090.20- Kapıları kilitlenmiş bir Ateş vardır
üzerlerinde.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I İnsanın Yaratılışı: 1-17
086.01- Andolsun Gece’ye ve Tarıq'a
086.02- Tarıq'ın ne olduğunu biliyor musun?
086.03- (Karanlığı) delen Yıldız’dır.
086.04- Üzerinde Gözetleyici bulunmayan Hiçkimse
yoktur.
086.05- İnsan bir baksın, hangi Şey’den yaratıldı?
086.09- Fışkırıp dökülen bir Su’dan yaratıldı.
086.07- (O su ) Bel ile Kaburga Kemiği arasında
(bulunan üreme organlarında)n
çıkmaktadır.
086.08- Elbette onu yeniden diriltmeye
Güçyetiren'dir.
086.09- Sırlar’ın ortaya çıkacağı Gün,
086.10- Artık onun ne Gücü vardır, ne de bir
Yardımcısı.
086.11- Andolsun Dönüşlü olan/dönüp duran Göğe,
086.12- Yarılmış Yer’e,
086.13- Elbette O (uyarı) Ayırdeden bir Söz’dür.
086.14- O bir Şaka değildir.
086.15- Doğrusu onlar, bir hile kuruyorlar.
086.16- Ben de bir Tuzak kuruyorum.
086.17- Sen İnkarcılar’a bir süre ver, biraz Süre
ver.
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I 1-22
Ay Toprağının Yarılmasının Kıyametin Yaklaşma
Haberi Olması
054.01- Yaklaştı Saat ve yarıldı Ay (toprağı).
054.02- Onlar bir Ayet görseler, Sırt çevirirler
ve "Süregelen bir Büyü’dür" derler.
054.03- Yalanladılar ve kendi Hewalar’ına uydular.
Oysa Her İş sonunda kendi Amac’ında qarar kılacaktır.
Diriliş
054.04- Andolsun, Onlara caydıracak Nice Haberler
geldi.
054.05- Doruğunda
Hikmet. Fakat Uyarılar bir Yarar sağlamıyor.
054.06- Öyleyse Sen Onlar’dan yüzçevir. O
Çağırıcı’nın ne tanınmış ne görülmüş Şey’e çağıracağı Gün,
054.07- Gözler’i Dehşet’ten düşmüş olarak sanki
etrafa yayılan Çekirgeler gibi Qabirler’inden kalkarlar.
054.08- Boyunlar’ını çağırana doğru uzatmış olarak
koşarlarken, Kafirler derler ki: "Bu
oldukca Zorlu bir Gün."
Nuh Kavmi'nin Helakı
(Bak: 25/Necm 53-55 41/Sad
12-16
37/Kaf
12-15 42/A'raf
59-66
45/Furkan
37)
054.09- Kendilerinden önce Nuh Qawmi de yalanlamıştı. Böylece Kul’umuzu yalanladılar ve
"Mecnun" dediler. O Baskıyla engellenmişti.
054.10- Sonunda
Rabb'ine dua etti:" Gerçekten Ben, yenildim. Artık Sen İntikam’ımı
al."
054.11- Biz
de Bardak’tan boşanırcasına akan bir Yağmur ile Sema’nın Kapıları’nı açtık.
054.12- Yeryüzünü
de çoşkun Kaynaklar halinde fışkırttık. Sular taqdir edilmiş bir İş için
birleşti.
054.13- Ve
O'nu da Tahtalar ve Çiviler (bunlarla yapılmış gemiler) üzerinde taşıdık.
054.14- Gözler’imizin
önünde akmaktaydı. Nankörlük edilmiş olana bir Karşılık olmak üzere.
054.15- Andolsun bunu bir Ayet yaptık.
Fakat Öğüt alıp düşünen var mı?
054.16- Şu
halde benim Azabım ve Uyarım nasılmış?
054.17- Andolsun
Biz Qur'an'ı Zikr için kolaylaştırdık.
Fakat Öğüt alıp düşünen var mı?
Ad'in
Helakı
( Bak: 10/Fecr 6-8
25/Necm50
37/Kaf 12-15
41/Sad 12-16
42/A'raf 65-72
45/Furkan38-40)
054.18- Ad'de yalanladı. Şu halde Benim Azabı’m
ve Uyarı’m nasılmış?
054.19- Biz
O Uğursuz Gün’de üzerlerine Kulaklar’ı patlatan bir Kasırga gönderdik.
054.20- İnsanlar’ı
söküp atıyordu. Sanki Onlar, Kökünden sökülmüş Hurma Kütükleri’ymiş gibi.
054.21- Şu
halde benim Azabı’m ve Uyarı’m nasılmış?
054.22- Andolsun
Biz Qur'an'ı Zikr için kolaylaştırdık.
Fakat
Öğüt alıp düşünen var mı?
II 23-40
Semud Kavmi
(Bak: 10/Fecr 10-14 41/Sad
12-16
25/Necm 51 42/A'raf73-79)
28/ Şems 11-15
29/Buruc 13-20
45/Furkan38-40)
054.23- Semud'da Uyarılar’ı yalanladı.
054.24- Dediler
ki: "Bizden biri olan bir Beşer’e mi uyacağız? O zaman gerçekten
bir Şaşkınlık ve Çılgınlık içinde kalmış oluruz."
054.25- "Zikr
içimizden O'na mı bırakıldı? Hayır, o, çok Yalan söyleyen kendini beğenmiş bir
Şımarık’tır."
054.26- Onlar
Yarın, kimin çok Yalan söyleyen kendini beğenmiş bir Şımarık olduğunu bilip
öğreneceklerdir.
054.27- Gerçek
şu ki, bir Sınav olarak o Dişi Deve’yi kendilerine gönderenleriz. Şu halde Sen Onları gözle ve sabret.
054.28- Ve
Onlara Su’yun kendi aralarında kesin olarak Pay edildiğini haber ver. Her Su
alış sırasında ( rızası olan) hazır
bulunsun.
054.29- Derken
Arkadaşlar’ını çağırdılar. O da Bıçağını kapıp, Hayvan’ı Ayağı’ndan biçip yere
devirdi."
054.30- Şu
halde Benim Azab’ım ve Uyarı’m nasılmış?
054.31- Çünkü
Biz Onların üzerine bir tek Çığlık gönderdik. Böylece Onlar, Ağıl’daki Çalı
çırpı olan Kuru Ot gibi oldular.
054.32- Andolsun
Biz Qur'an'ı Zikr için kolaylaştırdık.
Fakat
Öğüt alıp düşünen var mı?
Lut
Kavmi'nin Helakı
(Bak: 25/Necm 52 41/Sad
12-16
37/Kaf 12-15 42/A'raf 80-84)
054.33- Lut Qawmi de Uyarılar’ı yalanladı.
054.34- Biz
de Onların üzerine Taş yağdıran bir Kasırga gönderdik. Yalnız Lut Ailesi/taraftarları hariç. Onları
Seher’de kurtardık.
054.35- Tarafımızdan
bir Ni’met olarak. İşte Biz, Şükredenler’i böyle ödüllendiririz.
054.36- Oysa
Andolsun, Zorlu yakalamamıza karşı Onlar’ı uyarmıştı. Fakat Onlar, bu
Uyarılar’ı kuşkulanıp yalanlamakta direttiler.
054.37- Andolsun
Onlar, Onun Konuklar’ından da murad almak için Baskı yaptılar. Biz de Onların
Gözler’ini Kör ettik. "İşte Azab’ımı ve Korkutma’mı tadın."
054.38- Andolsun
Onları bir Sabah erkenden, üzerlerine
bir Azab basıverdi.
054.39- Şimdi
Azab’ımı ve Uyarı’mı tadın.
054.40- Andolsun
Biz Qur'an'ı Zikr için kolaylaştırdık.
Fakat
Öğüt alıp düşünen var mı?
III Fir'avn
İle Peygamber'in düşmanları: 41-55
(Bak: 3/Müzzemmil 15-16 41/Sad
12-16
10/Fecr 9 42/A'raf
136-137)
29/Şems 17-20
37/ Kaf 12-15
054.41- Andolsun Fir'awn Ailesi'ne de Uyarılar gelmişti.
054.42- Onlar
Bizim Ayetler’imizin tümünü yalanladılar. Biz de Onları Güçlü, Quwwetli
olan'ın Yakalama Tarzı’yla yakalayıverdik.
054.43- Sizin Kafirleriniz Onlar’dan daha Hayırlı
mıdır? Yoksa Sizin için Kitap'larda bir Beraat mı var?
054.44- Yoksa Onlar: "Biz, birbiriyle
yardımlaşıp Öcünü alan bir Toplumuz" mu diyorlar?
054.45- Yakında o Qawim Bozgun’a uğratılacak ve
Onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır.
054.46- Daha doğrusu Onlara Waadedilen Saat'tir.
O, Saat Kurtuluş’u olmayan daha Korkunç bir Bela ve daha Acı’dır.
054.47- Elbette Suçlular, bir Sapıklık ve
Çılgınlık içinde’dirler.
054.48- Ateş'in içinde yüzükoyun sürüklenecekleri
Gün, Cehennemin Dokunuşu’nu tadın."
054.49- Elbette, Biz Herşey’i bir Plan ile
yarattık.
054.50- Bizim Emrimiz, bir Göz Çarpması gibi
yalnızca bir keredir.
054.51- Andolsun Biz Sizin benzerlerinizi yıkıma
uğrattık. Fakat Öğüt alıp düşünen var mı?
054.52- Onların işlemiş oldukları Herşey Kayıtlar
(altında)dadır.
054.53- Küçük Büyük Herşey satır satır’dır.
054.54- Elbette Muttaqiler Bahçeler’de ve
Nehirler’dedirler.
054.55- Oldukca Qudretli, Mülk’ünün Sonu
olmayan’ın yanında Doğruluk Makamı’ndadırlar.
Esirgeyen Bağışlayan Allah'ın adıyla
I 1-44
Müşrik
Mantığı
038.01- Sad.
Andolsun Zikr dolu Qur'an'a.
038.02- Hayır, İnkarcılar bir Gurur ve bir
Parçalanma içinde’dirler.
038.03- Biz kendilerinden önce, nice Kuşaklar’ı
yıkıma uğrattık da Onlar Feryad ettiler, ancak artık Kurtuluş Zamanı değildi.
038.04- İçlerinden kendilerine bir Uyarıcı'nın
gelmiş olmasına şaştılar. Kafirler dedi ki: "Bu, Yalancı bir
Büyücü’dür."
038.05- "İlahlar’ı bir Tek İlah mı yaptı?
Doğrusu bu, Şaşırtıcı bir Şey."
038.06- Onlar’dan Önde gelen bir Bölük:
"Yürüyün, İlahlar’ınıza karşı da Qararlı olun. Çünkü asıl istenen
bu’dur." diye çekip gitti.
038.07- "Biz bunu diğer Din’de işitmedik, bu
İçi Boş bir Uydurma’dan başkası değildir."
038.08- "Zikir, içimizden O'na mı indirildi?
" Hayır, Onlar Benim Zikr’imden bir Kuşku içindedirler. Hayır, Onlar henüz
Benim Azab’ımı tatmamışlardır.
038.09- Yoksa, ve Üstün olan, Karşılıksız
Bağışlayan Rabb'imizin Hazineleri Onların yanında mıdır?
038.10- Yoksa Gökler’in ve Yer’in ve bu ikisi
arasında bulunanların Mülk’ü Onların mı? Öyleyse, Sebebler içinde yükselsinler.
038.11- Onlar, burada Fırqalar’dan olma Bozgun’a
uğratılmış bir Ordu.
Yalanlayan
Kavimler (Nuh Kavmi, Ad Ve Fir'avn, Semud, Lut Kavmi, Eyke)
(Bak: Nuh Kavmi: 25/Necm 53-55
vd. Ad: 10/Fecr 6-8 vd. Fir'avn: 3/Müzemmil 15-16 vd.)
038.12- Onlar’dan önce de Nuh'un Qawmi, Ad ve
Kazıklar Sahibi Fir'awn da
yalanlamıştı.
(Bak: Semud: 10/Fecr 10-14 vd. Lut
Kavmi: 25/Necm 52 vd. Eyke: 37/Kaf 12-15)
038.13- Semud,
Lut Qavmi ile Eyke Halkı da.
İşte Onlar da Fırqalar’dı.
038.14- Hepsi de Elçiler'i yalanladılar. Böylece
Sonuçlandırmam Haqq oldu.
038.15- Bunlar da, bir Anlık gecikmesi bile
olmayan bir tek Çığlık’tan başkasını gözetlemiyorlar.
038.16- Dediler ki: "Rabb'imiz, Hesab
Günü'nden önce Pay’ımızı çabuklaştır."
II Davud'un
Düşmanları: 15-26
038.17- Onların söylemekte olduklarına karşı
sabret ve Bizim Güç Sahibi Kul’umuz Davud'u
hatırla. Çünkü O, Yönelen biri’ydi.
038.18- Doğrusu Biz Dağlar’ı boyun eğdirdik, Akşam
ve
038.19- Ve toplanıp gelen Kuşlar da. Hepsi de
O’nun’la Yönelenler'di.
038.20- O'nun Yönetim’ini güçlendirmiştik. Ona
Hikmet ve Anlatım Güzelliği vermiştik.
038.21- Sana
o Davacılar’ın Haberi geldi mi? Hani Onlar Mihrab’a Yüksek Duvar’dan
tırmanmışlardı.
038.22- Davud' (un yanın)a girdiklerinde, O,
Onlar’dan ürkmüştü. Onlar dediler ki: "Korkma, iki Davacı’yız, birimiz
diğerimize Haqsızlıkta bulundu. Şimdi Sen aramızda Haqq ile hükmet, Qarar’ında
zulmetme ve Bizi tam Doğruyol’a
ilet."
038.23- "Bu
Benim Kardeş’imdir, Doksandokuz Koyun’u vardır, benimse bir Tek Koyun’un
var. Buna rağmen -Onu da benim Pay’ıma
kat-, dedi. Ve Bana Konuşma’da Üstün geldi."
038.24- (Davud)
dedi ki: "Andolsun Senin Koyun’unu, kendi Koyunlar’ına katmak istemekle
Sana zulmetmiştir. Doğrusu Birleştirip Katanlar’dan çoğu, birbirlerine karşı
tecavüz ederler. Ancak İnanıp Salih Çalışmalar’da bulunanlar başka. Onlar da ne
kadar Az’dır." Davud, gerçekten bizim Onu Deneme’den geçirdiğimizi sandı, böylece
Rabb'inden Bağışlanma diledi ve Ruqu ederek yere kapandı ve yöneldi.
038.25- Böylece
O'nu bağışladık. Elbette Bizim katımızda
gerçekten bir Yakınlığı ve Varacağı Güzel bir Yer’i vardır.
038.26- "Ey
Davud, gerçek şu ki, Biz Seni Arz’da
bir Halife kıldık. Öyleyse İnsanlar arasında Haqq ile hükmet, Heva’ya uyma.
Sonra Seni Allah'ın Yolu’ndan saptırır. Elbette Allah'ın Yolu’ndan sapanlar, Hesap
Günü'nü unutmalarından dolayı Onlar için Şiddetli bir Azab vardır."
(dedik)
038.27- Biz,
Gökyüzü’nü, Yeryüzü’nü ve ikisi arasında bulunan Şeyler’i Batıl olarak
yaratmadık. Bu, İnkarcılar’ın Zannı’dır. Ateş nedeniyle Way o İnkarcılar’a.
038.28- Yoksa
Biz, İnanıp Salih Çalışmalar’da bulunanları Arz’da Fesat çıkaranlar’la bir mi
tutacağız? Ya da Muttaqiler’i Facirler’le bir mi tutacağız?"
038.29- (Bu)
Ayetler’ini, iyiden iyiye düşünsünler ve Ulu’l-Elbab Öğüt alsınlar diye Sana
indirdiğimiz Mübarek bir Kitap'tır.
III Süleyman Kudüsdeki Egemenliği: 27-40
038.30- Biz
Davud'a Süleyman'ı Armağan ettik. O, ne Güzel bir Kul’du. Çünkü O, Yönelen
biri’ydi.
038.31- Hani
O'na Akşam’a yakın, bir Ayağını Tırnağı üstüne diken, öbür Ayağıyla Toprağı kazıyan, Yağız Atlar sunulmuştu.
038.32- O
da demişti ki: "Gerçekten Ben, Mal Sevgisini Rabb'imi zikretmekten dolayı Tercih edip sevdim.
" Sonunda bu Atlar Toz Perdesi’nin arkasına saklandılar.
038.33- "Onlar’ı
Bana geri getirin." ( dedi).Sonra da Bacaklar’ını ve Boyunlar’ını okşamaya
başladı.
038.34- Andolsun,
Biz Süleyman'ı Deneme’den geçirdik,
Taht’ının üstüne bir Ceset bıraktık. Sonra (eski durumuna) döndü.
038.35- "Rabb'im,
Beni bağışla ve Ben’den sonra Hiçkimse’ye Nasip olmayan bir Yönetimi Bana
Armağan et. Elbette Sen, Karşılıksız Armağan eden’sin. "(dedi).
038.36- Böylece
Biz, Rüzgarı O'nun Buyruğu altına verdik. O'nun Emr’iyle dilediği yöne
Yumuşakca eserdi."
038.37- (O'nun
ilahi yönetimin düşmanı olan) Şeytanlar’ı da, her bir Bina Ustası ve
Dalgıc'ı da.
038.38- Ve
Sağlam Kementler’le birbirine bağlanmış diğerlerini.
038.39- "İşte
bu, Bizim Vergimiz’dir. Artık Sen de Hesab’a vurmaksızın, ver ya da tut."
038.40- Elbette,
O'nun Bizim katımızda gerçekten bir Yakınlığı ve varılacak Güzel bir Yeri
vardır.
IV 41-64
Eyyub'un
Sınavı
(Bak: 78/Enbiya 83-84)
038.41- Kulumuz
Eyyub'u da hatırla. Hani O:
"Herhalde Şeytan, Bana
Kahredici bir Acı ve Azab dokundurdu." diye Rabb'ine seslenmişti.
038.42- "Ayağını
debret. İşte Yıkanacak ve İçeçek Soğuk-su." (dedik).
038.43- Katımızdan
O'na bir Rahmet ve Ulu’l-Elbab’a bir
Öğüt olmak üzere kendi Ailesini ve Onlar’la birlikte bir benzerini de
bağışladık.
038.44- "Ve
El’inle bir Deste al, böylece O’nunla vur ve andını bozma." (dedik). Gerçekten, Biz O'nu Sabredici bulduk. O ne
Güzel Kul’du. Çünkü Yönelen biri’ydi.
Diğer
Peygamberler (İbrahim, İshak, Yakub, İsmail, Elyesa, Zülkifl)
038.45- Güç
ve Basiret Sahibi olan Kullar’ımız İbrahim'i,
İshaq'ı ve Ya’qub'u da hatırla.
038.46- Gerçekten
Biz Onları Asıl Yurd’u düşünen İhlas Sahipleri kıldık.
038.47- Ve
gerçekten Onlar, Bizim katımızda Seçkinler’den ve Hayırlı olanlar’dandır.
038.48- İsmail'i, Elyesa'yı ve Zülkifl'i de hatırla. Hepsi de
Hayırlılar'dı.
Cennet
038.49- Bu
bir Zikr'dir. Elbette Muttaqiler için varılacak Güzel bir Yer var’dır.
038.50- Adn
Bahçeleri, Kapılar Onlar’a açılmıştır.
038.51- İçinde
yaslanıp dayanmışlardır, orada birçok Meyve ve Meşrubat içmektedirler.
038.52- Ve
yanlarında da Bakışlar’ını yalnızca Eşler’ine çevirmiş Yaşıt Kadınlar vardır.
038.53- İşte
Hesap Günü Size Waadedilen budur.
038.54- Elbette
bu, Bizim Rızq’ımızdır, bitip tükenmesi de yok.
Cehennem
038.55- Böyledir,
Azgınlar için de elbette varılacak Kötü bir Yer var.
038.56- Cehennem,
Onlar oraya girerler, ne Kötü bir Yatak’tır o.
038.57- İşte
bu, tatsınlar onu, Kaynar-su ve İrin.
038.58- Ve
Onun Şeklinden başka, çift çift vardır.
038.59- "İşte bu da Sizinle birlikte Göğüs
gerenler’dir. Onlara bir Merhaba yok. Çünkü Onlar Ateş'e gireceklerdir."
038.60- Derler ki: "Hayır, Sizler, asıl Size
bir Merhaba yok. Bunu Siz Bizim önümüze sürdünüz. Ne Kötü bir Durak."
038.61- Derler ki:" Rabb'imiz, kim bunu Bizim
Önümüze sürdüyse, Onun Ateş'teki Azab’ını kat kat arttır."
038.62- Ve derler ki: "Bize ne oluyor
ki,kendilerini Şerirler’den saydığımız Adamlar’ı göremiyoruz."
038.63- Biz Onları bir Alay Konusu edinmiştik,
yoksa Gözler mi Onlar’dan kaydı?"
038.64- Bu, Cehennem Halkı’nın birbiriyle
Çekişmesi/Tartışması Kesin olan bir Gerçek’tir.
V
65-87
038.65- De ki:" Ben, yalnızca bir
Uyarıcı'yım. Ve bir olan, Kahreden Allah'tan başka İlah'da yok’tur."
038.66- "Gökler’in, Yer’in ve ikisi arasında
bulunanların Rabb'idir, Aziz'dir, Gaffar'dır."
038.67- De ki: "Bu, Büyük bir
Haber’dir."
038.68- Sizler ise Ondan yüz çeviriyorsunuz.
038.69- Mele-i A'la tartışırken, Benim (bu konuda)
Bilgim yoktur."
038.70- Bana , "Yalnızca bir Uyarıcı
olduğum" wahyolunuyor."
Şeytan'ın Adem'e muhalefeti:
(Bak: 42/Araf 10-25,
48/Taha
115-126)
54/İsra
61-65,
74/Kehf
50,
Md.1/Bakara
30-38, )
038.71- Hani Rabb'in Melekler’e: "Gerçekten
Ben, Çamur’dan bir Beşer yaratacağım" demişti.
038.72- "Onu bir biçimlediğimde Ona Ruh’umdan
üflediğimde Siz Onun için hemen secde’ye kapanın. "
038.73- Melekler’in hepsi Topluca secde etti.
038.74- "Yalnız İblis hariç. O Büyüklük tasladı ve Kafirler’den oldu.’’
038.75- Dedi ki: "Ey İblis, iki El’imle yarattığıma Seni Secde etmekten alıkoyan neydi?
Büyüklendin mi, yoksa Yüksekte olanlar’dan mı oldun?"
038.76- Dedi ki: "Ben Ondan daha Hayırlı’yım,
Sen Beni Ateş'ten yarattın, O’nu ise Çamur’dan yarattın."
038.77- Dedi ki: "Öyleyse ordan çık, artık
Sen Kovulmuş bulunmaktasın."
038.78- "Ve elbette, Din Günü’nde Benim
La’net’im Senin üzerindedir."
038.79- Dedi ki: "Rabb'im, öyleyse Onların
dirilip kaldırılacakları Gün’e kadar Bana Süre tanı."
038.80- Dedi ki: "O halde Sen, Süre
tanınanlar’dansın."
038.81- "Bilinen Waktin Günü’ne kadar."
038.82- Dedi ki: "Senin İzzet’in Adına
andolsun, Ben Onların tümünü elbette kışkırtacağım."
038.83- "Ancak Onlar’dan, Muhlis olan
Kullar’ın hariç."
038.84- "İşte bu Haqq’tır ve Ben Haqq’ı
söylerim" (dedi Allah)
038.85- "Andolsun, Sen’den ve içlerinde Sana
Tabi olanlar’ın tümüyle Cehennem’i dolduracağım.
038.86- De ki ( ey Peygamber): " Ben, buna
karşı Siz’den bir Ücret istemiyorum ve bir Yükümlülük getirenler’den de
değilim."
038.87- "O, Alemler için yalnızca bir
Zikir'dir."
038.88 "Gerçekten Onun Haberini bir Süre
sonra öğreneceksiniz."
Esirgeyen
Bağışlayan Allah'ın adıyla
I Uyarılar ve O
Gün'ün Tartısı :1-9
007.01- Elif
Lam Mim Sad
007.02- O’nunla
uyarman için ve Mü'minler’e bir Öğüt olmak üzere indirilen bir Kitab bu.
007.03- Rabb'inizden
Size indirilene uyun. O'ndan başka Veliler’e uymayın. Ne az Öğüt alıyorsunuz?
007.04- Biz
nice Ülkeleri Yıkım’a uğrattık. Geceleri uyurlarken ya da Gündüzün
dinlenirlerken Bizim Zorlu Azabımız Onlar’a geliverdi.
007.05- Zorlu
Azabımız Onlar’a geliverince yakarabildikleri: "Biz gerçekten
Zulmedenler’dendik" demelerinden başka olmadı.
007.06- Andolsun,
kendilerine Gönderilenler'e elbette Hesap soracağız.
007.07- Andolsun,
Onlar’a bir İlim’le Haber vereceğiz. Ve Biz (onlardan) Gaibler de değildik.
007.08- O
Gün Tartı Haq’tır. Kimin Tartılar’ı ağır gelirse, işte Kurtulanlar Onlar’dır.
007.09- Kimin
de Tartılar’ı Hafif gelirse, Bunlar da Ayetler’imize Zulmettiklerinden dolayı
kendilerini Hüsran’a uğratanlar’dır.
II Şeytanın Muhalefeti :10-25
( Bak: 41/ Sad 71-85 48/Taha
115-126
54/İsra 61-65
74/Kehf
50
Md.1/Bakara
30-38, )
007.10- Andolsun, Sizi Arz’a yerleştirdik ve
orada Geçimlikler yarattık. Ne kadar az
şükrediyorsunuz?
007.11- Andolsun, Biz Sizi yarattık, sonra Suret
verdik. Sonra Melekler’e: "Adem'e
secde edin." dedik. Onlar da İblis'in
dışında secde ettiler. O Secde edenler’den olmadı.
007.12- Dedi: "Sana emrettiğimde, Seni secde
etmekten engelleyen neydi? " Dedi: "Ben O’ndan Hayırlı’yım. Beni Ateş'ten yarattın, O’nu ise Çamur’dan
yarattın."
007.13- "Artık oradan in. Orada büyüklenmek
olmaz. Hemen çık. Gerçekte Sen Küçük düşenler’densin."
007.14- O da: "Dirilecekleri Gün’e kadar Beni
gözle." dedi.
007.15- (Allah) "Sen
ertelenenler’densin." dedi.
007.16- Dedi ki: "Madem öyle, Beni
azdırdığından dolayı Onlar için
kesinlikte Senin Dosdoğru Sırat’ında oturacağım."
007.17- "Sonra da elbette Onlar’a
önler’inden, arkalar’ından, sağlar’ından ve sollar’ından kendilerine sokulacağım.
Onlar’ın çoğunu Şükredici bulmayacaksın."
007.18- (Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış
olarak oradan çık. Andolsun, Onlar’dan kim Seni izlerse, Cehennem’i Sizler’le
dolduracağım."
007.19- "Ey Adem, Sen ve Eş’in Bahçe'ye yerleş. İkiniz de dilediğiniz Yer’den
yiyin, ama şu Ağac’a yaklaşmayın. Yoksa Zalimler’den olursunuz."
007.20- Şeytan, kendilerinden Ayıp
Yerleri’ni açığa çıkarmak için Onlar’a vesvese verdi ve dedi ki:
"Rabb'inizin Size bu Ağac’ı yasaklaması, yalnızca, Sizin İki Melek
olmamanız veya Ebedi Yaşayanlar’dan kılınmamanız içindir."
007.21- Ve: "Gerçekten Ben Size Öğüt
verenlerdenim." diye yemin de etti.
007.22- Böylece Onlar’ı aldatarak düşürdü. Ağac’ı
tattıkları anda ise, Ayıp Yerleri kendilerine belirdi ve üzerlerine Bahçe
Yaprakları’ndan örtüp yamamaya başladılar. Rabb'leri kendilerine
seslendi:" Ben Sizi bu Ağaç’tan
menetmemiş miydim? Ve Şeytan’ın da
sizin Gerçekten Apaçık bir Düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?"
007.23- Dediler ki: "Rabb'imiz, biz kendimize
zulmettik, eğer Bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten Hüsran’a
uğrayanlar’dan olacağız."
007.24- (Allah) Dedi ki:" Kiminiz kiminize
Düşman olarak inin. Arz’da belli bir vakte kadar Sizin için bir Yerleşim ve Meta var’dır."
007.25- Dedi ki: "Orada yaşayacak, orada ölecek
ve oradan çıkarılacaksınız."
III Ademin Çoçukları'nı Şeytanın İğfal
İsteği : 26-31
007.26- Ey Adem’in
Çocukları, Biz Ayıp Yerler’inizi
örtecek bir Elbise ve Sizi süsleyecek
bir Giyim sunduk. "Taqwa Giyimi"
daha Hayırlı’dır. Bunlar, Allah'ın Ayetleri’ndendir. Umulur ki öğüt
alırlar.
007.27- Ey Adem'in
Çocukları, Şeytan, Anne ve
Baba’nızın Ayıp Yerleri’ni kendilerine göstermek için, Onlar’ı Bahçe'den
çıkardığı gibi sakın Sizi de çeldirmesin. O ve Taraftarlar’ı Sizleri
görmektedir. Biz Şeytanları, inanmayanların Dostlar’ı yaptık.
007.28- Onlar bir Fuhuş işlediklerinde: " Biz
Atalar’ınızı böyle bulduk. Allah da Bize
bunu emretti." derler. De ki: " Allah, Fahşa’yı emretmez. Allah'a
bilmediğiniz Şey’i nasıl
söylüyorsunuz?"
007.29- De ki: "Rabb'im Adalet’le davranmayı
emretti. Her Mescid yanında Yüzler’inizi doğrultun ve Din’de O'nun içih
Muhlisler olarak O'na Dua edin. İlkin
Sizi yarattığı gibi döneceksiniz."
007.30- Bir kısmına hidayet verdi, bir kısmı da
Sapıklığı haketti. Çünkü bunlar, Allah'ı bırakıp Şeytanlar’ı Veli
edinmişlerdi. Ve gerçekten Onlar’ı Mühtedi saymaktadırlar.
007.31- Ey Ademoğulları,
her Mescid yanında Ziynetler’inizi takının. Yiyin için ve israf etmeyin. Çünkü
O, İsraf edenler’i sevmez.
IV 32-39
Allah'ın Haram Kıldıkları
007.32- De ki: "Allah'ın Kulları için sunduğu
Ziyneti ve Temiz Rızıqlar’ı haram eden kimmiş?"
007.33- De ki: "Rabb'im yalnızca Fahşa’yı,
Açıkta olsun Gizli olsun, Günah işlemeyi, Haqlı nedeni olmayan Bağy’i, kendisi
hakkında İspatlayıcı bir Delil indirmediği Şey’i Allah'a şirk koşmanızı ve
Allah'a karşı bilmediğiniz Şeyler’i söylemenizi haram kıldı."
007.34- Her Ümmet için bir Ecel vardır. Onların
Eceller’i gelince, ne bir Saat ertelenebilir ne de öne alınabilirler.
Ademoğlu'na Yaşarken ve Ölürken Elçiler Gelmesi
007.35- Ey Ademoğulları,
içinizden size Ayetlerim’i Haber veren Elçiler geldiğinde, kim ittiqa ederse ve
düzeltirse işte Onlar için Korku yoktur, Onlar Mahzun da olmayacaklardır.
007.36- Ayetler’imizi yalanlayanlar ve Onlar’a
karşı büyüklenenler, İşte Onlar Ateş'in Arkadaşları’dır. Onda Sonsuzca
kalacaklardır.
007.37- Öyleyse, Allah'a karşı Yalan yere iftira
düzenden ya da Ayetler’i yalanlayan’dan daha Zalim kim’dir? Kitap'tan
kendilerine bir Pay erişecek olanlar bunlar’dır. Nihayet Elçilerimiz,
Hayatlar’ına son vermek üzere kendilerine gittiklerinde Onlar’a derler: "
Allah'tan başka tapmakta olduklarınız nerede?" "Onlar Bizi bırakıp
kayboldular." derler. Bunlar, gerçekten Kafirler olduklarına kendi aleyhlerine
şehadet ettiler.
007.38- (Allah) Dedi: "Tanıdığınız ya da
tanımadığınız Siz’den önce Yaşamış
Ümmetler’le birlikte Ateş'e girin." Giren her bir Ümmet Kardeş’ini
lanetler. Hepsi peşpeşe orada toplanınca, En son gelenler, İlk gelenler’e:
"Rabb'imiz, işte bunlar Bizi saptırdı. Öyleyse
Ateş’le Azab’ı Onlar’a kat kat artır
." derler." ( Allah da ateş ) hepinize kat kattır." der.
007.39- Önde gelenler Son’da yer alanlar’a der:
"Sizin Bize göre bir Üstünlüğünüz yoktur, kazandıklarınıza karşılık olarak
Azab’ı tadın."
V Bahçe ve Ateş Halkları: 40-47
007.40- Şüphesiz Ayetler’imizi yalanlayanlar ve
Onlar’a karşı Büyüklenenler, Onlar için Göğün Kapıları açılmaz ve Deve de İğne
Deliği’nden geçinceye kadar Bahçe’ye
giremezler. Biz Suçlular’ı böyle cezalandırırız."
007.41- Onlar için Cehennem’den Yataklar ve
üstlerine de Örtüler vardır. Biz Zulmedenler’i böyle cezalandırırız.
007.42- İnananlar ve Salih Çalışmalar’da
bulunanlar -ki Biz hiç kimseye Güc’ünden fazlasını yüklemeyiz- Onlar da Bahçe'nin Arkadaşları’dır. Onda
Sonsuz olarak kalacaklardır.
007.43- Biz Onların Göğüsler’inde Kin’den ne varsa
çekip aldık. Altlarından da Irmaklar akar. Derler ki:" Bizi buna ulaştıran
Allah'a Hamd olsun. Eğer Allah Bize hidayet vermeseydi Biz Doğru’ya
erişmeyecektik. Andolsun, Rabb'imizin Elçiler'i Haqq ile geldiler."
Onlar’a: "İşte bu, yapmakta olduklarınıza Karşılık olarak Mirascı
olduğunuz Bahçe'dir" diye seslenilecek.
007.44- Bahçe Halkı, Ateş Halkı’na seslenirler:
"Bize Rabb'imizin Vadettiğini gerçekleşti, Size de Rabb'inizin Vadettiğini
gerçekleşti mi?" Onlar da: "Evet" derler. Sonra içlerinden biri
seslenir: "Allah'ın Laneti Zalimler’in üzerine olsun."
007.45- "Ki Onlar Allah'ın Yolu’ndan
alıkoyanlar, onda Çarpıklık arayanlar ve Onlar Ahiret'i tanımayanlardır."
007.46- İki Taraf arasında bir Engel ve A’raf
üstünde (Sur’un Burçları üzerinde) de
hepsini yüzlerinden tanıyan Adamlar vardır. Bahçe’ye gireceklere: "Selam
size" derler, ki bunlar, henüz
girmeyen ama girmeyi umanlardır.
007.47- Gözler’i Cehennem Halkı’ndan yana
çevrilince: "Rabb'imiz, Bizi Zalimler Topluluğu’yla birlikte kılma"
derler.
VI A'raftaki Tartışmalar: 48-53
007.48- A'raf üstündeki Adamlar, kendilerini
Yüzler’inden tanıdıkları Adamlar’a seslenip derler: "Ne toplamış olmanız,
ne de büyüklenmeniz Size Yarar sağlamadı."
007.49- Kendilerine Allah'ın bir Rahmet
eriştirmeyeceğine Yemin ettiğiniz kKmseler bunlar mıydı? Girin Bahçe'ye. Sizin
için hiçbir Korku yok’tur ve Siz Mahzun da olmayacaksınız."
007.50- Ateş Halkı, Bahçe Halkı’na seslenir:
" Bize biraz Su’dan ya da Allah'ın Size verdiği Rızıq’tan aktarın."
Derler ki: "Doğrusu Allah, bunları Küfredenler’e haram
kıldı."
007.51- Onlar, Dinler’ini bir Eğlence ve Oyun
edinmişler’di ve Dünya Hayatı Onlar’ı aldatmıştı. Onlar, bu Günler’iyle
karşılaşmayı unuttukları ve Bizim Ayetler’imizi tanımadıkları gibi Biz de Bugün
Onlar’ı unutacağız.
007.52- Andolsun, Biz Onlar’a bir Kitap getirdik,
inanacak bir Qawm’e bir Hidayet ve
Rahmet olmak üzere bir Bilgi’ye dayanarak O’nu Çeşitli Biçimler’de tafsilatlandırdık.
007.53- Onlar, O’nun Te'vil’ine bakmazlar mı? Te'vil’inin
geleceği Gün, daha önce O'nu unutanlar, derler ki: "Gerçekten Rabbimizin
Elçileri Bize Haqq'ı getirmişlerdi.
Artık Bize şefaat edecek yok mu? Veya Geri çevrilsek de işlediklerimizden
başkasını yapsak." Kendilerini Hüsran’a uğrattılar. Uydurdukları Şeyler de
onlar’dan uzaklaşmıştır.
VII Temiz Belde'nin Bitkisi: 54-58
007.54- Gerçekten Sizin Rabb'iniz, Altı Gün’de
Gökler’i ve Yer’i yaratan, sonra da Arş’a istiva eden Allah'tır. Gündüz’ü, hızla
kendisini kovalayan Gece’yle örten, Güneş’e, Ay’a ve Yıldızlar’a kendi
buyruğuyla Baş eğdiren’dir. Haberiniz olsun, Yaratmak da, Emr de O'nundur.
Alemlerin Rabb'i olan Allah ne Yüce’dir.
007.55- Rabbinize yalvararak ve içinizden Dua
edin. Şüphesiz O, Haddi aşanlar’ı sevmez.
007.56- Düzeninden sonra Arz’da Fesad çıkarmayın. O'na
korkarak ve umut ederek Dua edin. Doğrusu Allah'ın Rahmeti İyilik yapanlar’a
pek yakın’dır.
007.57- Rahmetinin önünde Rüzgarlar’ı bir Müjde
olarak gönderen O'dur. Bunlar Ağırca Bulutlar’ı kaldırıp yüklendiğinde, Onları
ölmüş bir Şehr’e sürükleyeceğiz ve bununla oraya Su indiririz de böylelikle
bütün Ürünler’den çıkarırız. İşte Biz, Ölüler’i de böyle diriltiriz. Umulur ki
ibret alırsınız.
007.58- Temiz Belde'nin Bitkisi, Rabb'inin İzni’yle
çıkar. Kötü olan’dan ise Kavruk’tan başkası çıkmaz. İşte Biz, Şükreden bir Qawm
için Ayetleri böyle Çeşitli Biçimler’de açıklıyoruz.
VIII Nuh :
59-64
(Bak: 25/Necm 53-55
37/Kaf 12-15
40/
Kamer 9-17
41/Sad
12-16
42/A'raf
59-64
45/Furkan
37)
007.59- Andolsun, Biz Nuh'u kendi Qawm’ine gönderdik. Dedi ki: "Ey Qavmim, Allah'a
kulluk edin, Sizin O'ndan başka İlahınız yok’tur. Doğrusu Ben, Sizin için Büyük
bir Gün’ün Azabı’ndan korkmaktayım."
007.60- Qawm’inin Önde Gelenleri: "Gerçekte
Biz Seni açıkca bir Sapkınlık içinde görmekteyiz" dediler.
007.61- O: "Ey Qawmim, Ben’de bir Sapkınlık
yoktur. Ama Ben Alemler’in Rabb'inden bir Elçi'yim." dedi.
007.62- "Size Rabb'inizin Risaleti’ni tebliğ ediyorum.
Size öğüt veriyor ve Sizin bilmediklerinizi Ben Allah'tan biliyorum."
007.63- "Sizi uyararak ittiqa etmeniz ve
belki Rahmet’e kavuşturulmanız için aranızdan bir Adam aracılığıyla
Rabb'inizden Size bir Hatırlatma’nın gelmesine mi şaştınız?"
007.64- O'nu yalanladılar. Biz de O'nu ve Gemi’de
O’nunla birlikte olanlar’ı kurtardık. Ayetler’imizi yalanlayanları da Su’da
boğduk. Çünkü Onlar Kör bir Qawim’di."
IX Hud:
65-72
(Bak: 10/Fecr 6-8
25/Necm 50
37/Kaf
12-15
40/Kamer
18-22
41/Sad
12-16
45/Furkan 38-40)
007.65- Ad'e
de Kardeşleri Hud'u (gönderdik).
"Ey Qawmim, Allah'a kulluk edin, Sizin O'ndan başka İlahınız yok’tur. Hala
ittiqa etmeyecek misiniz?" dedi.
007.66- Qawm’inin Önde Gelenleri’nden İnkarcılar
dediler ki: "Gerçekte Biz Seni Sefihlik içinde görmekteyiz. Ve doğrusu Biz
senin Yalancılar’dan olduğunu da sanmaktayız."
007.67- "Ey Qawmim" dedi, "Ben’de
Sefihlik yoktur, ama Ben gerçekten Alemler’in Rabb'inden bir Elçi'yim."
007.68- Size Rabb'imin Elçiliği’ni tebliğ
ediyorum. Ben Sizin için Güvenilir bir Öğütcü’yüm."
007.69- "Sizi uyarmak için aranızdan bir Adam
aracılığıyla Rabb'inizden Size bir Hatırlatma’nın gelmesine mi şaştınız? Nuh Qawmi’nden sonra sizi Halifeler
kıldığını ve Sizin Yaratılış’ta gelişiminizi artırdığını hatırlayın. Öyleyse
Allah'ın Nimetlerini hatırlayın da umulur ki Felah’a erersiniz."
007.70- Dediler ki: "Sen Bize yalnızca
Allah'a kulluk etmemiz ve Atalar’ımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi
geldin? Eğer gerçekten Doğrusözlüler’den isen, Bize Vaadettiğıin Şey’i getir
bakalım."
007.71- Dedi: "Andolsun, Rabb'inizden
üzerinize İğrenç bir Azab ve Gazab Gerekli kılındı. Allah'ın Delil indirmediği
ve Sizin ile Babalar’ınızın isimlendirdiği bir takım İsimler Adına mı Benimle
Mücadele ediyorsunuz? Öyleyse bekleye
durun. Şüphesiz Ben de Sizler’le birlikte Bekleyenler’denim."
007.72- Böylece O’nu ve O’nunla birlikte olanları
katımızdan bir Rahmet ile kurtardık. Ayetler’imizi yalanlayarak inanmamış
olanlar’ın da Kök’ünü kuruttuk.
X 73-84
Salih
(Bak: 10/Fecr 10-14
25/Necm 51
28/ Şems 11-15
29/Buruc 17-20
40/Kamer 23-32
41/Sad 12-16
45/Furkan
38-40)
007.73- Semud'a
da Kardeşler’i Salih'i (gönderdik).
"Ey Qawmim, Allah'a kulluk edin, O'ndan başka İlahı’nız yok. Size Rabb'inizden
apaçık bir Belge geldi. Bu Dişi Deve Size
Allah'ın bir Belgesi’dir. Onu serbest bırakın, Allah'ın Toprakları’nda
otlasın, O’na bir Kötülük yapmayın, sonra acı bir Azab’la yakalanırsınız."
dedi.
007.74- Yeryüzüne Ad'dan sonra sizi Halef kılıp yerleştiğini hatırlayın.
Düzlükler’inde Köşkler kuruyor, Dağlar’ında Evler oyuyordunuz. Artık Allah'ın
Ni’metleri’ni hatırlayın da, Arz’ı Fesatcı olarak karıştırmayın."
007.75- Qawm’inin Önde gelenleri’nden Büyüklük
taslayanlar, içlerinden inanan ve Onlarca Zaafa Uğratılanlar’a dediler ki:" Salih'in gerçekten
Rabb'i tarafından gönderildiğini biliyor musunuz? Onlar: "Biz gerçekten
O’nunla Gönderilen’e inananlarız" dediler.
007.76- Büyüklenenler dedi: "Biz de gerçekten
Sizin inandığınızı tanımayanlarız."
007.77- Böylelikle Dişi Deve’yi öldürdüler ve
Rabb'lerinin Emrine karşı çıkıp dediler. "Ey Salih eğer gerçekten Gönderilenler'den isen waad ettiğin Şey’i
getir bakalım."
007.78- Bunun üzerine Onlar’ı dayanılmaz bir
Sarsıntı tuttu da kendi Yurtlar’ında Diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
007.79- O da Onlar’dan yüz çevirdi ve dedi:
"Ey Qawmim andolsun Size Rabb'imin Elçiliğini tebliğ ettim ve Size Öğüt
verdim. Ama Siz Öğüt verenleri sevmiyorsunuz."
Lut Kavmi
(Bak: 25/Necm 52
37/Kaf
12-15
40/Kamer
33-40
41/Sad
12-16)
007.80- Hani Lut
da Qawmine seslenmişti: "Sizden önce Alemler’den kimsenin yapmadığı
Hayasızlığı mı yapıyorsunuz?"
007.81- Kadınlar’ı bırakıp Şehvetle Erkekler’e
yaklaşıyorsunuz. Doğrusu Ölçü’yü kaçıran bir Qawim’siniz."
007.82- Cevabları: "Yurdunuzdan çıkarın
bunları, Bunlar (Lut'un Taraftarları) Çok Temiz İnsanlar’mış! " demekten
başkası olmadı.
007.83- Bunun üzerine Karı’sı dışında O'nu ve
Ailesi kurtardık. (Hanımı) geride kalanlar’dandı.
007.84- Üzerlerine bir Sağanak yağdırdık.
Suçlular’ın Aqıbeti’ne bir bak!
XI Şuayb: 85-93
007.85- Medyen'e
de Kardeşleri Şuayb'ı
(gönderdik). Dedi ki: "Ey Qavmim,
Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka İlah’ınız yok. Rabb'inizden apacık bir
Belge geldi. Ölçü-Tartı’yı tam yapın. İnsanlar’ın Mallar’ını Düşük Değerli
göstermeyin ve Islah’ından sonra Arz’da fesat çıkarmayın. Eğer inanıyorsanız bu
Sizin için daha Hayırlı’dır."
007.86- İnananlar’ı tehdid ederek Allah'ın
Yolu’ndan alıkoymayın ve onda Çarpıklık arayarak Yol Başları’nı kesip
oturmayın, hatırlayın ki Azınlıkta iken Sizi O çoğalttı. Fesatcılar’ın Aqıbeti
ne oldu bir bak!
007.87- İçinizden bir Gurup kendisiyle
gönderildiğin Şey’e inanmışken diğer bir Gurup inanmadığına göre artık Allah aramızda Hüküm verenlerin en
Hayırlısı’dır.
007.88- Qavm’inin önde gelenlerinden Büyüklenenler
dediler ki: "Ey Şuayb, Seni ve
Seninle birlikte İnananlar’ı ya Ülkemizden sürüp çıkaracağız veya mutlaka Bizim
Dinimize geri döneceksiniz." Biz istemesek de mi?" dedi.
007.89- "Allah Bizi ondan kurtardıktan
sonra tekrar Sizin Din’inize dönmemiz
Allah'a iftira düzmektir. Rabb'imiz olan Allah'ın Dilemesi dışında geri dönmek
olacak İş değil. Rabb'imizin İlmi
Herşey’i kuşatır . Biz Allah'a tewekkül ettik." "Rabb'imiz
Bizim’le Qawmimiz arasında Haqq ile hükmet. Sen en Hayırlı Hükmü
verensin."
007.90- Qawminin Önde gelen Küfredenleri dedi ki:
"Andolsun Şuayb'a uyarsanız
kaybederseniz."
007.91- Bunun üzerine Onları Dayanılmaz bir
Sarsıntı tuttu, Yurtla’rında Dizüstü
çökertildiler
007.92- Şuayb'ı
yalanlamakta olanlar sanki onda Hiç Refah içinde yaşamamış gibi oldular. Şuayb'ı yalanlayanlar Asıl Büyük
Hüsran’a uğrayanlar oldular.
007.93- O da Onlar’dan yüzçevirdi ve dedi:
"Ey Qawmim, andolsun Size Rabb'imin Elçiliğini Tebliğ ettim ve Size öğüt
verdim. Şimdi Ben küfreden bir
Qawn’e karşı nasıl
üzülebilirim?"
XII Sünnetullah: Zorlukla Sınav: 94-99
007.94- Biz Hangi Ülke’ye bir Elçi gönderdiysek
onun Halkı yalvarsınlar diye mutlaka onları dayanılmaz bir Zorlukla
yakalayıvermişiz.
007.95- Sonra Kötülüğün yerini İyilik’le
değiştirdik. Öyle ki Onlar çoğaldılar ve "Atalarımıza da Şiddetli
Sıkıntılar, Refah ve Genişlikler dokunmuştu" dediler. Bunun üzenrine Biz
de Onlar’ı kendileri şuurunda değilken ansızın yakalayıverdik."
007.96- Eğer o Ülkeler Halkı inansalardı ,ittiqa
etselerdi, gerçekten üzerlerine hem Gök’ten hem de Yer’den Bereketler açardık.
Ancak Onlar yalanladılar. Biz de Onlar’ı kazandıkları nedeniyle yakalayıverdik.
007.97- O Ülkeler Halkı Geceler’i uyurken Onlar’a
Zorlu Azab’ımızın gelmeyeceğinden Güvende mi idiler?
007.98- Ya da o Ülkeler Halkı Kuşluk vakti
Eğlence’ye dalmışken Onlar’a Zorlu Azab’ımızın gelmeyeceğinden Güvende mi
idiler?
007.99- Onlar Allah'ın Tuzağı’ndan Güvende mi
idiler? Allah'ın bir Tuzak kurmasından Hüsran’a uğrayan bir Topluluk’tan
başkası Güvende olmaz.
XIII Musa'nın Kıssası :100-108
007.100- Oraya (eski) Sakinlerinden sonra Mirascı
olanlar. Eğer Biz dilemiş olsaydık
Onlar’ı Günahlar’ı nedeniyle bir Musibet’e uğratır, Qalpler’ini
damgalardık, artık işitemezlerdi.
007.101- İşte Sana bu Ülkeler’in Haberleri’nden
aktarıyoruz. Gerçekten Onlar’a Elçiler’i Apacık Belgeler’le gelmişlerdi ama
önceki Yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte Allah Küfredenler’in
Qalpler’ini böyle damgalar.
007.102- Onların çoğunu Ahidlerine Bağlı görmedik,
birçoğunu Fasıqlar olarak gördük.
Fir'avn'a Tebliğ, Beyazlaşan El, Canlanan Asa Mucizeleri
007.103- Sonra bunların ardından Musa'yı Ayetler’imizle Fir'awun'a
ve Önde gelen Çevresine gönderdik. Onlar O'na Haqsızlık ettiler. İşte
Fesatcılar’ın nasıl bir Aqıbet’i var, bir bak.
007.104- Musa dedi ki: "Ey Fir'awun. Gerçekten Ben Alemler’in Rabb'inden bir Elçi'yim."
007.105- Üzerimdeki Yükümlülük Allah için Gerçeği
söylemektir. Rabb'inizden Size Apacık bir Belge getirdim. Artık İsrailoğulları’nı Benimle gönder."
007.106- Dedi ki: "
007.107- (Musa) Asa’sını fırlatınca derhal Ejderha’ya
dönüştü.
007.108- El’ini sıyırdı, anında Bembeyaz göründü.
XIII Musa ve Büyücüler: 109-126
007.109- Fir'awn,
Qawm’inin Önde Gelenler’i dediler ki: "Bu gerçekten Bilgin bir
Büyücü’dür."
007.110- Bizi Topraklarımız’dan sürmek istiyor. Bu
durumda ne (yapalım) dersiniz?"
007.111- Dediler ki: "Onu ve Kardeş’ini şimdilik
bırak. Şehirler’e de Toplayıcılar gönder."
007.112- "Bütün Bilgin Büyücüler’i Sana
getirsinler."
007.113- Sihirbazlar Fir'awn'a gelip dediler: "Eğer Biz Galip gelirsek herhalde bir
Karşılığı vardır."
007.114- "Evet, Siz En-yakınlar’dan
olacaksınız." dedi.
007.115- Dediler ki: "Ey Musa, (Asanı) Sen mi atmak
istersin yoksa Biz mi atalım?"
007.116- "Siz atın." dedi. Atınca
İnsanlar’ın Gözlerini büyülediler. Onlar’ı Dehşet’e düşürdüler ,Büyük bir Sihir
yaptılar.
007.117- Biz de
Musa'ya "Asa’nı
fırlat" diye wahyettik. Bir de baktılar ki o Bütün Uydurdukları’nı
yutuyor.
007.118- Böylece Haqq yerini buldu. Onlar’ın
yaptıkları geçersiz kaldı.
007.119- Orada yenildiler ve küçük düşerek tersyüz
çevrildiler.
007.120- (Sonra) Sihirbazlar Secde’ye kapandılar.
007.121- "Alemler’in Rabb'ine inandık"
dediler,
007.122- "Musa'nın
ve Harun'un Rabb'ine."
007.123- Fir'awn
"Ben Size İzin vermeden O'na inandınız öyle mi? Elbette bu Halkı burdan
sürmek amacıyla O'nunla İşbirliği
yapıyordunuz. Öyleyse Siz
bilirsiniz " dedi.
007.124- "Eller’inizi ve Ayaklar’ınızı
Çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım."
007.125- "Biz de Elbette Rabb'imize
döneceğiz" dediler.
007.126- "Oysa Sen Bize geldiğinde Rabb'imizin Ayetler’ine
inanmamızdan başka bir nedenle Biz’den intikam almıyordun. Rabb'imiz üzerimize
Sabır yağdır ve Bizi (sana) Teslim olanlar olarak öldür."
XIV Musa'nın Serbest Bırakılışı: 127-129
007.127- Fir'awn
Qawm’inin Önde Gelenleri dediler ki: "Musa
ve Qawm’ini bu Topraklar’da fesat çıkarmaları, Seni ve İlahlar’ını terketmeleri
için mi bırakıyorsun?" Dedi ki: "Oğullar’ını öldüreceğiz ve
Kadınlar’ını sağ bırakacağız. Elbette Bizim
Ezici bir Üstünlümüz var."
007.128- Musa
Qawm’ine "Allah'tan yardım dileyin ve sabretin, gerçek şu ki Arz
Allah'ındır. Kulla’rından dilediğini ona Mirascı kılar. Aqıbet
Muttaqiler’indir" dedi.
007.129- Dediler ki "Sen gelmeden önce de
geldikten sonra da Eziyet’e uğradık." Umulur ki Rabb'iniz Düşman’ınızı
Helak edecek ve Sizleri Arz’a Halef kılacak. Böylece nasıl davranacağınızı
gözleyecek" dedi.
XV Fir'avn ve Taraftarların Başlarına
Gelen Musibetler :130-141
007.130- Biz de Andolsun Fir'awn Taraftarları’nı belki Öğüt alırlar diye Yıllarca Kuraklığa
ve Kıtlığa uğrattık.
007.131- Bir İyilik geldiği zaman "Bu Bizim
için" dediler. Onlar’a bir Kötülük de isabet ettiğinde "Musa ve Beraberindekiler’in bir
Uğursuzluğu" olarak yorumladılar. Haberiniz olsun, Allah katında Asıl
Uğursuzlar kendileridir. Ama Onlar’ın
çoğu bilmezler.
007.132- Onlar "Bizi büyülemek için Ayet
olarak ne getirirsen getir, yine de Sana
inanmayacağız "dediler.
007.133- Bunun üzerine Biz de ayrı ayrı Ayetler
olarak üzerlerine Tufan, Çekirge, Buğday Güveyi,
Kurbağa ve Kan Musallat ettik. Yine büyüklendiler ve Suçlu bir Qawim oldular.
007.134- Başlarına İğrenç bir Azab çökünce dediler
ki: "Ey Musa, Rabb'ine Sana
verdiği Ahid adına Bizim için dua et. Eğer bu İğrenç Azab’ı üzerimizden
çekersen andolsun Sana inanacağız. Ve
İsrailoğulları’nı Seninle göndereceğiz."
007.135- Erişebilecekleri bir Süre’ye kadar o İğrenç
Azab’ı çektiğimizde Onlar yine
Andlar’ını bozdular.
Fir'avn'ın Helakı
(Bak: 3/Müzzemmil 15-16
10/Fecr
9
29/Şems
17-20
37/Kaf
12-15
40/Kamer
41-42
41/Sad
12-16)
007.136- Biz de intikam aldık ve Ayetler’imizi
yalanlamaları ve sanki Onlar’dan
habersiz olanları Deniz’de boğduk.
007.137- Kendisini Bereketler kıldığımız Arz’ınin
Doğusu’na da Batısı’na da o Mustazaflar’ı Mirascılar kıldık. Rabb'inin İsrailoğulları’na olan o Güzel Vaadi
sabretmeleri dolayısıyla tamamlandı. Fir'awun
ve Qawmi’nin yaptıklarını ve yükselttiklerini de yerle bir ettik.
İsrailoğllarının Çöldeki Suçları
007.138- İsrailoğulları’nı
Deniz’den geçirdik. Putlar’ı önünde bel büküp eğilmekte olan bir Qawm’e uğradılar. Ve dediler ki: "Ey Musa, Bize Onlar’ın İlahlar’ı gibi bir
İlah yap. O "Siz gerçekten Cahil bir Qawim’siniz." dedi.
007.139- Onların içinde bulundukları Mahvolucu’dur. Ve yapmakta oldukları da
Batıl’dır.
007.140- O Sizi Alemler’e üstün kılmışken ve Size
Allah'tan başka İlah mı arayacağım!
007.141- Hani Size Dayanılmaz İşkenceler yapan,
Kadınlar’ınızı Sağ bırakıp Erkek Çocuklar’ınızı öldüren Fir'awn
Ailesi’nden Sizi kurtardık. Bunda Rabb'inizden Sizin için Büyük bir İmtihan
vardır.
XVII Musa'nın Rabbini Görme İsteği ve
Levhaları Alışı :142-147
007.142- Musa
ile Otuz Gece sözleştik ve ona bir On daha ekledik. Böylece Rabb'inin
belirlediği Süre Kırk’a tamamlandı. Musa Kardeş’i Harun’a: "Qawm’imde benim Yerim’e geç, (onları) ıslah et ve
Müfsitler’in Yolu’nu tutma." dedi.
007.143- Musa
belirlenen Süre içinde gelince ve Rabb'i de O'nunla konuşunca "Rabb'im
Bana göster, Seni göreyim" dedi. "Beni asla göremezsin. Ama şu Dağ’a
bak, eğer o yerinde kalabilirse Sen de Beni görebileceksin." (dedi).
Rabb'i Dağ’a tecelli edince O’nu Paramparça etti. Musa bayılarak Yer’e düştü. Kendine geldiğinde "Sen ne
Yüce’sin. Sana tewbe ettim ve Ben İnananlar’ın ilki’yim" dedi.
007.144- "Ey Musa," dedi. "Sana verdiğim Elçiliğimle ve Seninle
konuşmamla Seni İnsanlar üzerinde Seçkin kıldım. Sana verdiklerimi al ve
Şükredenler'den ol."
007.145- Biz O'na Levhalar’da Herşey’den bir Öğüt ve
Herşey’in bir Açıklama’sını yazdık ve
"Şimdi bunlara sıkıca sarıl ve Qawm’ine de emret Güzel Tarz’da O’na sarılsınlar. Size
Fasıqlar’ın Yolu’nu yakında göstereceğim."
007.146- Arz’da Haqsız yere Büyüklenenler’i
Ayetlerim’!den engelleyeceğim. Onlar Her Ayet’i görseler bile ona inanmazlar. Rüşd Yolu’nu da
görseler O’nu Yol olarak benimsemezler , Azgınlık Yolu’nu gördüklerinde ise onu
Yol olarak benimserler. Bu onların Ayetler’imizi Yalan saymaları ve Onlar’dan
Gafil olmaları dolayısıyladır.
007.147- Ayetler’imizi ve Ahiret'e Kavuşma’yı
yalanlayanlar’ın Ameller’i boşa çıkmıştır. Onlar yaptıklarından başkası ile mi
cezalandırılacaklardı.
XVIII Buzağı Heykeli ve Bırakılan Levhalar
:148-151
007.148- Ardından Musa'nın Qawmi Zinet Takımları’ndan Böğüren bir Buzağı Heykel’!i
edindiler. Onun kendileri ile konuşmadığını ve Onlar’ı bir Yol’a yöneltmediğini
görmedin mi? Onu (ilah) edinenler Zalimler’den oldular.
007.149- Ne zaman ki Elleri Böğürlerinde Çaresiz kaldılar ve Saptıklarını
anladılar "eğer Rabb'imiz Bize Merhamet etmez ve Bizi bağışlamazsa Hüsran’a uğrayanlar’dan olacağız."
dediler.
007.150- Musa
Qawm’ine Kızgın olarak döndüğünde
"Beni arkamdan ne Kötü temsil ettiniz, Rabb'inizin Emr’ni çabuklaştırdınız
öyle mi?" dedi. Levhalar’ı bıraktı ve Kardeş’ini Baş’ından tutup kendisine
doğru çekiyordu. "Anamoğlu, bu
Topluluk Beni zayıflattı ve neredeyse Beni öldürmeye giriştiler. Bari Sen
Düşmanlar’ı sevindirecek bir Şey yapma ve Beni bu Zalimler Topluluğu ile
birlikte kılma." dedi.
007.151- Dedi ki: "Rabb'im, Beni ve Kardeşim’i
bağışla. Bizi Rahmetine kat, Sen Merhametedenler’in en Merhametli
olanısın."
XIX Musa'nın Yetmiş Adam Seçmesi ve
Levhaları Ele Alması :152-157
007.152- Şüphesiz Buzağı’yı (İlah) edinlenler’e Rabb'lerinin bir Gazab ve
Dünya Hayatı’nda bir Zillet yetişecektir. İşte Biz Yalan düzüp uyduranlar’ı
böyle cezalandırız.
007.153- Kötülük işleyip de bunun ardından Tewbe
edenler ve İnananlar, elbette Senin Rabb'in bundan sonra Bağışlayan’dır,
Rahim'dir.
007.154- Musa'nın
Öfkesi yatışınca Levhalar’ı aldı. Nüsha’sında Rabb'lerinden Korkanlar için bir
Hidayet ve Rahmet vardır.
007.155- Musa
belirlediğimiz Süre için Qavm’inden Yetmiş Adam seçti. Bunları da dayanılmaz
bir Sarsıntı tutunca dedi ki: "Rabb'im eğer dileseydi Bunları da Beni de
daha önceden helak ederdin. İçimizdeki Sefihler’in yaptıklarından dolayı Bizi
helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değil’dir. Onunla Sen
dilediğini sapıtır dilediğini Hidayet’e eriştirirsin. Bizim Velimiz Sen’sin,
öyleyse Bizi bağışla, Bizi esirge. Sen Bağışlayanlar’ın en Hayırlısı’sın."
007.156- "Bize bu Dünya’da da Ahiret'te de İyilik yaz. Biz Sana
yöneldik." Dedi ki: "Azab’ımı dilediğime isabet ettiririm Rahmetimse
herşey’i kapsamıştır. O’nu ittiqa edenler’e, Zekat’ı verenler’e ve
Ayetler’imize inananlar’a yazacağım."
007.157- Ki Onlar yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de
Yazılı bulacakları Ümmi Nebi Elçi'ye uyanlar’dır. O onlar’a Ma'ruf’u emrediyor,
Münker’i yasaklıyor, Temiz Şeyler’i helal, Murdar Şeyler’i haram kılıyor ve
Onlar’ı Ağır Yükleri, üzerlerindeki Zincirler’i indiriyor. O’na İnananlar,
Destekleyenler, Yardım edenler ve O’nunla birlikte indirilen Nur’u izleyenler,
işte Kurtuluş’a erenler bunlardır.
XX Musa'nın Taş'tan Su Çıkaran Asası
:158-162
007.158- De ki: "Ey insanlar, Ben Allah'ın Sizin
Hepiniz’e gönderdiği bir Elçi'siyim. Ki Gökler’in ve Yer’in Mülk’ü yalnızca
O'nundur. O'ndan başka İlah yoktur. Ve O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah'a
ve O'nun Elçisi Ümmi Nebi'ye İman edin.
O da Allah'a ve O'nun Sözler’ine inanmaktadır. O' na inanın ki Hidayet’e ermiş
olasınız."
007.159- Musa'nın
Qawm’inden Haqq’a ileten ve onunla birlikte Adalet yapan bir Topluluk vardır.
007.160- Biz onları ayrı ayrı Oymak’tan olarak Oniki
Ümmet olarak ayırdık. Qawmi kendisinden Su istediğinde Musa'ya "Asa’nla Taş’a vur" diye wahyettik. Onlar Oniki
Pınar fışkırdı. Böylece Her bir İnsan Topluluğu Su içeceği Yer’i öğrenmiş oldu.
Üzerlerine Bulut’la Gölge çektik ve Onlar’a Kudret Helvası ile Bıldırcın
indirdik. "Size Rızıq olarak verdiklerimizin Temiz olanları’ndan
yiyin." Onlar Bize zulmetmedi ancak kendi Nefisler’ine zulmediyorlardı.
007.161- Onlara "Bu Şehir’de oturun, ondan
istediğiniz yerden yiyin, "Diliğemiz Bağışlanma" deyin ve Kapı’sından
Secde ederek girin, Hatalar’ınızı bağışlayalım, Muhsinler için artırırız."
denildiğinde;
007.162- Onlar’dan Zulmedenler Sözü kendilerine
söylenenden başka bir Şey’le değiştirdiler. Biz de bunun üzerine Zulmetmeleri
nedeniyle Gök’ten İğrenç bir Azab indirdik.
XXI Sahil
Kenti ve Cumartesi Yasağı :163-171
007.163- Bir
de Onlar’a Deniz Kıyısı’ndaki Şehr’i sor. Hani onlar Sebt Haddi’ni aşmışlardı.
Sebt Günü İş yapma Yasağı’na uyduklarındaBalıklar onlar’a açıktan akın akın
geliyor Sebt Günü İş yapma Yasağına uymadıklarında ise gelmiyordu. İşte Biz
Fısqları dolayısıyla Onlar’ı böyle imtihan ediyorduk.
007.164- Onlar’dan
bir Topluluk "Allah'ın kendilerini Yıkıma uğratmak veya Şiddetli bir
Azab’a uğratmak istediği bir Qawm’e ne diye bir Öğüt veriyorsunuz"
dediğinde "Rabb'inize karşı bir Özür için ve bir İhtimal sakınırlar
diye", dediler.