BİRİNCİ BÖLÜM
HATiCE
Hanifler ve
Hatice'nin Doğumu
Ebrehe'den
Sonra
Hatice İş
Hayatında
Evlilik
Hatice'nin
Çocukları
Süt Anne
Halime'ye İkram
Evlatlık
Ediniyorlar
Vahy Dönemi
İlk İnanan
Çekirdek
Vahyin
Kesilmesi ve Canlanan Anılar
Yaşamayan
Oğullar
Fatıma'nın
Doğumu
Babasının
Kızı, Babasının Anası
Mekke'de
Kur'an'ın Tanıttığı Kadınlar
Mekke'nin
Kadın Şehidi
Boykot
Yılları
Kocasına
Veda
Hanifler
ve Hatice'nin Doğumu
555 Yılı’nın bir
yaz sabahı..
Mekke. Qusayy
Qabilesi’nden, Asil bir Qabile olan Esed'e mensup
Uzza ibnu Kuleyb'den Huveylid ibnu Esed ve
Eşi Fatıma'nın
kızları olur. Savaş kurbanlarının cariye olduğu bir çağda,
kız çocuklarının kaderlerinin toprağa gömülmek olan bir tarih
kesitinde doğan bir kız. Kadınların, şehvetten başka değer
ifade etmedikleri bir anlayışın kucağına bırakılan bir doğum.
Her doğan, onlarca kadının genelleştirildiği bir kente,
dünyaya göz açıyordu
Ailenin doğan ilk
kızı’ydı. Esed’de herkes Varaqa ibnu Nevfel
değildi ki. Babası bir dönem Put yontucusu idi. Amcası
Varaqa ise bir İsa Sevdalısı. Ubeydullah
ibnu Cahş, Osman ibnu Hubeys, Zeyd ibnu Amr Kent’in diğer
Hanifleri.. Zaman zaman Varaqa'nın Qabe karşısındaki
çardağında buluşurlar.
Varaqa,
Huveylid'le yaptığı bir kervan yolculuğunda O'nu
Putculuk’tan vazgeçirtmişti. Huveyled Qavminin
Reisi’ydi. II Ficar Harbi’nde
öldü.
Hatice
çocukluğunda kendine böyle temiz bir koruyucu buldu.
Kader O'nu da bir
kervancı yapacaktır. Varaqa'dan okuma ve yazmayı
öğrendi.
Uteyik
ibnu Abid el-Mahzumi ilk Eşi’ydi. Doğan kızlarına Hint
adını verdiler. Hint , ilerleyen yıllarda İslam
olacaktır. Çöl bu zayıf bünyeli genc kıza ağır geldi, genç
yaşta kabilesinin yanında büyük bir servet bırakarak öldü.
Bir süre
sonra Ebu Hale Hind ibni Nebaş bin Zürare Temimî ile
evlenir Hatice. Sonra
O'nu da kaybeder Basra Taunu’nda. Zeyneb adlı kızları
ve Hind adlı ikinci bir oğlu olur.
Ebrehe'den Sonra:
Habeş
Hükümdarı Ebrehe, San'a'da büyük bir Kilise yaptırır.
571 de Fil Orduları’yla Mekke'yi kuşatır. Abdulmuttalib
yalnız 200 kadar devesini ister İşgalci’den, Qabe'yi Rabb’ine
havale eder. İlahî Keramet yağar Mekke üzerine. İşgal Orduları
‚yenilmiş ekin yaprakları’na çevrilir. Ebabil Kuşları
Mekke' için bir destan olur. Varaqa ve Hadice
olayın tanıklarıydılar.
Hatice
İş Hayatı’nda
Kervan
Eşkiyalar’dan emin olmak için toplu tüccarlarla yapılıyordu.
Hatice, kâr’ı yolculuk yapan ortaklarıyla bölüşüyordu.
İş verdi anne ve babasını küçükken kaybetmiş yetim
Muhammed'e, Yirmisini geçmiş dürüst bir Genc’e.. Ebu
Talib gibi temiz bir amcanın yeğeni. Zeki’ydi, güzel’di.
Saygın’dı. Emin olarak bilinendi.
Qays
ibnu es-Saib adlı ortağı şöyle der:
"Şayet kendisine seyahata
giderken bir mal tevdi etsem, dönüp geldiğimde beni memnun
edecek bir biçimde hesabı görmeden evine çekilip gitmezdi
Muhammed."
Bunları
duymuş olmalı Hatice. Ebu Talib, Suriye Kervanı
için ortak arayan Hatice'ye teklifte bulundu:
"Birkaç
yıldır süregelen kıtlık üzerimizde derin tesirler bıraktı.
Bizde herhangi bir ticaret malı yoktur. Duyduğuma göre bir
ticaret kafilesi Suriye'ye hareket etmek üzeredir. Bu kafilede
Hatice'de kendi mallarını göndermek istiyor. Senin
namuskarlığımı bilen Hatice'ye git, diğerlerine de
yaptığı gibi, Suriye'ye gidecek kervanlara katılıp ticaret
yapabilmen için sana muayyen bir mal tevdi etsin, böylece sen
de bir miktar kazanç sağlayabilirsin."
Yaşlı
amcadan 25. de yeğenine gelen teklifti bu. Hatice bu
tekliften memnundur. Başkasına vereceğinin iki mislini verir
O'na. Akrabasından Huzeyme, Kölesi Meysere'yi de
yanlarına verdi.
Meysere yolculuk sırasında hayran olur Muhammed'e.
Hatice'ye överek bitiremez O'nu. Soyları Qusay'da
birleşir.
Sonra
Hubaşe Fuarı’na gönderdi Hatice , ortağı Genç Adam’ı.
Yemen yolu üzerinde Mekke'nin güneyinde 10 günlük mesafede,
her yıl 3 günlüğüne önemli bir ticaret fuarının kurulduğu yere.
Muhammed iki defa da Ürdün tarafında olduğu sanılan Curaş/Carş
Mevkii’ne ticarî amaçlı seferler yaptı. O'nun için kültürel
bir bilgilenmedir bu aynı zamanda.
Mekke'de
iki katlı bir evi vardı. Ortağı
Muhammed'in Filistin'den dönüşünü bu evin 2. katından
bekliyordu. . Kederde tasada ortak oldu ona.
Evlilik
Hatice,
Nüveyse binti Münya'ya danıştı. Nüveyse, Muhammed'e
gidip
"Artık
yaşca olgunlaştınız, iyi bir aileyeye mensupsunuz. Sahip
olduğunuz mükemmel şahsiyet herkesce bilinmekte, o halde niçin
evlenmiyorsunuz? Muhakkak ki iyi bir insan bulabilirsiniz"
dedi.
-Maddi
imkanları olmadığını, söyledi, genç Mekkeli. Nüveyse:
"Size
güzellik, zenginlik, mal, mülk, şeref, namus ve kabiliyetin
bulunduğu bir yerden evlenme teklifi getirdim. Acaba kabul
eder misiniz?" dedi.
-Kim
olduğunu, sordu.
Cevap "Hatice"
idi.
"Ben
O'nunla nasıl evlenebilirim? O, Şehrin kendini isteyen bütün
zenginlerini reddetti."
"Şayet
teklifim sizce olumlu ise, bu konuyu bana bırakın. Ben
müşterek bir dostumuza meseleyi açacağım."
Bu
şartlar altında eklenme teklifi kabul edildi Genç Adam
tarafından.
Hatice,
düğün gününü belirleyerek amcası Amr ibnu Esed'i nikah
için çağırdı. O ve diğer yakın akrabaları, Muhammed'in
amcaları Hamza ve Ebu Talib'le Hatice'nin
evine geldiler. Nikah akdedildi. Ebu Bekr ve Qureyş
ileri gelenleri törende hazır bulundular.
Suriye
Dönüşü’nden 2,5 ay sonra 25 yaşında 20 deve mehr verdi Emin
Muhammed.
İki deve kesildi törende. Birkaç günlük aradan sonra
Kocası amcasının evinden Hatice'nin evine taşındı.
İbnu Sa'd, evlilik sırasında Hatice'nin 28
Yaşında olduğunu söyler. Hamidullah
da evlendiğinde 40 yaşında olduğu rivayetini zayıf bulur.
Bu bir
Sevgi Evliliği’ydi. Qusay’ın iki torunu bu ebde tek
çatı altında bir araya geldiler.
Hatice'nin
Hacer Sokağı’ndaki Konağının önü, haftanın belirli bir
gününde, yoksullarla dolardı. Muhammed bunun tanığıdır.
Muhammed ticarete devam etti. Sözüne sadık bir tüccardı.
Yoksul iken varlıklı hale getirdi Allah O'nu.
Abdullah ibnu Ebi el-Hamsa anlatır:
"Ben Cahiliye Dönemi’nde
Muhammedu’l-Emin ile bir anlaşma yaptım. Fakat anlaşmanın
alışverişle ilgili bölümleri tamamlanmamıştı. Mesele, karara
bağlamak üzere tekrar buluşacağımızı kararlaştırdık. Ne varki
aramızda bu söz geçtikten sonra ben randevumu unuttum.
Buluşma tarihinden üç gün sonra kararlaştırdığımız yere gittim.
Bir de ne göreyim. Muhammed beni orda hala bekliyor.
Şöyle dedi." Bana çok eziyet verdin, ey genç, ben burada üç
günden beri seni bekliyorum."
Hatice'nin Çocukları:
İlk Oğul:
Qasım: Sadaka dağıtan demek. Rasul, Hatice'nin
dedelerinden olan Abduluzza adını O'na vermedi.
Bis'et’ten önce muhtemelen 2 yaşında öldü.
Zeyneb
doğdu. Hicret’ten 22 yıl önce. Annesi’nin Yeğeni Ebu As
ile evlendi. Sonra O'ndan ayrılıp Medine'ye geldi.
İkinci
kızları Rukıyye. Hicret’ten önce 19. yıl’da doğdu.
Peygamber'in amcasının oğlu Utbe ile evlendi. İnanç
ayırdı onları. Osman ile evlendi.
Üçüncü
kızları Umm Kulsum. Hicret’ten 17 yıl önde doğdu.
Ebu Leheb'in diğer oğlu Uteybe ile evli iken
ayrıldı. Rukiyye'nin ölümünden sonra Osman'la
evlendi.
Fatıma'nın Doğumu:
Sünnî
Tarihçiler’e göre Bis'et’ten
5 yıl önce, Qureyş’in Qabe’yi onardığı yıl, Şiî Tarihçiler’e
göre Bis'et’in 5.yılı.
Hicret’ten önce 8. 20 C.Ahir, cuma. Fatıma doğdu.
Ummu
Kulsum'den küçük olduğu biliniyor.
Fatıma'nın
Doğumu’nda 20 yaşlarındaydı Zeyd.
Yaşayan
üç abla’ya yeni bir bacı eklendi.
Doğduğu
ev, bugün "Zehra'nın Doğum Evi" olarak
biliniyor.
Rasul-i Ekrem
O'na Fatıma adını verdi. Hatice'nin Annesinin
adını Fatıma binti Esed, ya da Ebu Talib' in
Annesinin adını.
Efsaneler
Rasul'un sevincini şöyle dile getirtirler: "İşte
şimdi Vahiy Meleği bana indi ve doğan çocuğu kutladı. Allah
O'na Fatıma adını
verdi."
Kızların
yerildiği bir dönemde Allah onların yalnızca kızlarını
yaşattı .
"Onlardan
birine, kız doğum haberi müjdelendiği zaman
öfkelenerek yüzü kararıyor.
Verilen müjdenin bıraktığı
kötü tesirden utanıp
kavminden gizliyor, a
caba o çocuğu zillet ve
horlamaya katlanarak saklayacak mı?
Yoksa toprağa mı gömecek?
Bakki hüküm verdikleri ne
kötü"
"O,
Allah'a kız isnad edenlerden birine Rahman'a isnat ettiğinin
bir benzeriyle müjde verildiği zaman, kederinden yutkunur
halde yüzü kapkara kesiliveriyor."
Süt anne
Halime'ye İkram:
Kocasının
Süt annesi Halime, Hatice ile evliliğinden sonra
Küçük Muhammed'ini ziyarete geldiğinde Hatice
çok sayıda deve hediye etmişti. Böylece yaşlı hanım yuvasına
nimet ve şükran duyguları içinde dönmüştü. Yine Halime
bir kıtlık senesinde Hatice'den 40 koyun ve bir binek
devesi hediye olarak almıştır.
Evladlık
Edinme:
Zeyd,
Kelb Qabilesi’ne bağlı Harise ibnu Şerahbil adlı bir
Zat’ın oğluydu. Annesi Su'da binti Salebe, Zeyd
8 yaşında iken O'nu kendi ailesinin yanına götürdü. Orada
Beni Kayn ibnu Cesr'e mensup silahlı kişiler bulundukları
yeri basarak herşeyi yağmaladılar ve bir çok kişiyi esir alıp
götürdüler. Zeyd de aralarında. Haydutlar O'nu Taif'in
Ukaz Pazarı’na götürüp sattılar. Buradan Zeyd'i
Hatice'nin Yeğeni Hakim ibnu Hişam satın aldı.
Hakim Mekke'ye getirdiği Zeyd'i Hatice'ye
hediye etti. Hatice, Rasul'e yardımcı yaptı O'nu
. Kısa sürede birbirlerini çok sevdiler. Zeyd, Onların
Ev Halkı’ndandı artık.
Mekke'de
izini duyan baba ve amcası 15.deki bu genci almaya geldiler.
Muhammedu’l-Emin para karşılığı satmayı redddetti. "
Eğer Zeyd sizi tercih ederse O'nu veririm, kalmak
isterse zorla vermem" dedi. Zeyd, Muhammed'i
seçti. Zeyd'in amcası
"Zeyd,
sen özgürlüğü köleliğe mi tercih ediyorsun? Sen öz baba ve
anneni bırakıp başkalarıyla mı kalmak istiyorsun?"
dediğinde Delikanlı’nın cevabı
"Benim
bu büyük insanla beraber kaldığım süre içerisinde gördüğüm
şahsi meziyetleri, artık dünyada bana O'ndan başka hiç
kimseyi tercih etmememi öğretmiştir." şeklinde oldu.
Gönül
rahatlığı içinde döndü babası. Beytü'l-Haram'a Qureyşlileri
toplayan Muhammedu’l-Emin onları Zeyd'i
evlat edindiğine şahid tutuyordu.
Sonra eve
küçük kuzen 13-14 yaşında Ali geldi. Ebu Talib'in
oğlu. Kocası'nın teklifiydi bu. Diğer oğlu Ca'fer'i
de amca Abbas yanına aldı.
Serveti,
yoksulların bir rahatlama vesilesi oldu. İnsanlar kıymetli
eşyalarını korunsun diye bu eve emanet ediyorlardı. Rasul
Medine göçünde Ali'yi bu eşyaların dağıtılmasında
görevlendirecektir.
Vahy
Dönemi:
Kocası
içini döküyordu O'na:
"Tek
başına kaldığım zamanlar beni -Ey Muhammed
diye çağıran bir ses işitiyorum, uyku halinde iken de
değil, tamamen uyanık bulunuyorken semadan bir ışık görüyorum.
Vallahi şu putlar ve kahinler kadar hiçbir şeyden nefret
etmedim. Acaba bana seslenen kimse bir şeytan olmasın?"
Sonra
ilahî vahy’ee muhatap oldu:
-Oku!
-Okuyamam.
-Oku!
-Okuyamam.
-Oku!
-Ne
okuyayım?
-Oku,
yaratan Rabbinin adıyla.
O insanı
bir kan pıhtısından yarattı.
Oku, Rabbin büyük
Kerem Sahibi’dir.
O kalemle
yazmayı öğretti.
İnsana
bilmediğini öğretti."
Titreyerek. sarsılarak eve döndü.
-Beni
Ört, beni ört!.. diye inledi.
Korku ve
dehşeti geçince "Bana ne oldu Hatice" diyordu.
Başından geçenleri anlattı. Canından korktuğunu söyledi.
Vahy’in
şokuna atlatmada Kocası'nın Yardımcısı’ydı. Vahy’i
kuran hiç şokunu yaşar mıydı? Kitap nedir, iman nedir
bilmeyen biri.
"-Ne
diyorsun, Hiç korkma! Allah seni asla kötülük içine atmaz.
Allah sana mutlaka iyilikle muamele edecektir, zira sen
yakınlarına yardım ediyor, ailene bakıyor, hayatını
namuskarlıkla kazanıyor, diğer insanların doğruluktan
ayrılmamalarını sağlıyor, yetimlere sığınacak bir yer temin
ediyor, sözünde doğru emanete ihanet etmez, hiçbir dayanağı
olmayanların yardımcısı, muhtaçlara iyilik için koşan ve
herkes ile iyi geçinip nezaketle muamele eden bir kimsesin."
Kuzeni Varaqa
ibnu Nevfel'e gittiler. Arapça ile İbranice İnciller yazan
Yaşlı Bilge'ye.
-Ey
Kuzenim, yeğeninin anlattıklarına bir baksana!, dedi
Hatice.
Anlattı
Kocası, Küçük Fatıma'nın Babası.
-Vallahi,
dedi Varaqa, Bu Tanrı'nın Musa'ya gönderdiği
Namus'un aynısı. Bu asla şeytaîi olamaz. Keşke milletin seni
sürgüne göndereceği zamana dek yaşayabilsem.
-Bunlar
beni sürecekler mi?
-Evet,
sana gelen bu vahyin geldiği bir kişiye düşmanlık yapılmadığı
görülmedi. O zamana dek yaşarsam seni himaye eder, arka
çıkarım.
İlk
İnanan Çekirdek:
O'nun
görmediğini görüyordu Kocası. Sağına, soluna, önüne
oturdu, Kocası Meleği görüyordu. Eşiyle
kucaklaşdığında meleğin ayrıldığını söyler Muhammedu’l-Emin
, bir anlatıma göre.
Kocası'nın
samimi arkadaşı Ebu Bekr, Peygamber'in küçük
kuzeni Ali, evlatlığı Zeyd'i saymaya ne hacet.
İlk Destekcisi’ydi Hatice. O'nunla iki rekat namaza
duran ilk ikinci kişi. Bir efsanevî anlatımda Melek
Cibril O'nu Mekke dışına çıkarıp abdest aldırtarak namazı
öğretir. Aynı şeyi O, Eşi ile tekrarlar.
İnançlarını ve dualarını bir süre sakladılar. Gece O'nunla
salata duranlar arasında idi kuşkusuz Hatice.
"Kalk uyar "demişti
göklerden gelen Vahy Kocası'na.
"Rabb’ini yücelt,
elbiseni temizle, günahtan sakın, iyiliği çoğu istediği için
yapma. Rabb’in için sabret."
"Önce
yakınlarını uyar!"
demişti.
Yakınlarına haber saldı O'da. Başarısız geçti zahirde davet.
Yakını Ebu Leheb'i karşısına dikilmiş buldu.
"Hilekar,
dessas ve entrikacıdan uzak dur" dedi ayetler Kocası'na.
Vahy’in
Kesilmesi ve Canlanan Anılar:
Sonra bir
süre Vahy kesilir. Rasul'ün üzüntü içinde Qabe
avlusunda yattığı söylenir. Duha'ya yemin eden
aydınlıkla rahatlarlar:
"Işıyan
güne andolsun
Örttüğü
an geceye.
Rabbin
seni terketmedi, hiç darılmadı da.
Senin
için geleceğin dünden hayırlı olduğu kesin.
Rabbin
sana verecek sende hoşnud olacaksın.
Seni
öksüz bulup barındırmadı mı?
Seni
şaşırmış bulup yol göstermedi mi?
Seni
yoksul bulup varlıklı etmedi mi?
O halde
öksüze sakın kahretme
Dileyeni
kovma
Rabbinin
Nimetlerini durmadan anlat."
O ve
eşi için zorlu yılların tatlı bir panaroması ve geleceğin
aydınlığı ve savaşım çizgisi vardı bu İlahî Vahy’de.
Yaşamayan Oğullar:
İkinci
Oğul: Abdullah. Yürüyecek
yaştaydı öldüğünde. Amr'ın Babası As ibnu Vail:
"Oğlu öldü, O'nun soyu kesildi, o ebter'dir" diyordu.
Kevser Suresi indi. Zeyneb’in
Ruhiyye’nin, Ümmü Külsüm’ün fatıma’nın varlığına rağmen Ebter
di o öyle mi? Hayır diyen Kevser Suresi’nin yol verdiği
zürriyet’in Fatıma olduğunu yazacak tarihler. Akacak da akacak
Cennet Irmağı dünyamızda. Kevser’in Işıltısı ile parlayacak
vahalar, kentler..
Babasının
Kızı, Babasının Annesi: Ümmi Ebihi, binti Ebihi
Bir gün
Fatıma'nın Babası Mescid-i Haram'dadır yine. Tebliğini
sunar kentlilere.
Söverler, eziyetler
etmeye başlarlar. Küçük Fatıma bir kenarda durarak
olanları seyreder, yaralı bereli babayla birlikte eve dönerler.
Bir gün
Mescid'de secdeye kapanan Hz.Rasul'ün sırtına, boynuna
deve barsakları atan düşmanlarının kahkahaları ve alayları
duyar bu küçük kız, Babasına yaklaşıp, mini elleri ile
pislikleri ayıklar, Baba’yı saldırganlardan korur.
Öfke ile dolar minik kalbi. Hatice'nin kızı’dır, özveri
ve şefkati O'ndan öğrenir. Belki geciken Baba’yı evin
eşiğinde beklemiştir defalarca.
Mekke'de
Qur'an Tanıttığı Örnek Kadınlar
*Hacer:
Qabe'ye gömülü Hacer. Mısırlı ya da Habeşli bir Siyahî..
Yavrusu İsmail ile Kabe Toprakları’na yerleştirdi
onları İbrahim. Muhammedu’l-Emin'in, Hatice'nin
Fatıma'nın çok gerilerdeki Dedesi. Allah'ın emrine
boyun eğdi Hacer. Safa ile Merve arasındaki Say'ı,
zemzemi hediye etti onlara. "Örnek Muhacir Hacer
gibi davranandır" der Rasul. Haccın Rituelleri
arasına girdi bu say.
*Meryem:
Allah'a adanmış Kadın.
*Asiye:
Qur'an Nuh'un ve Lut'un Karıları’nı Kötü’nün
örneği, Fir'avn'ın Karısı’nı İyi’nin örneği
olarak takdim eder. Rasul O'nu dört büyük kadın
arasında saymıştır.
Mekke'nin Kadın Şehidi: Sümeyye.
Ebu Cehl'in
işkencesi altında kızgın kumlar üstünde şehid oldu.
Boykot
Yılları:
Sonunda
10.Yıl’da Mekke Emval Sahipleri boykota tabi tuttu inananları.
İçtimaî-iktisadî boykot. Dostluklar. sevgiler, evlilikler
kopuyordu. Qabe Duvarı’ndaki askıda bu kesin kararları
dalgalanıyordu.
Mekke
dışında "Şi'b Ebi Talib"de bilenen inançtan
payını aldı Kocası ile Hatice. Açlıkla
penceleştiler.
Der ki
Elçi Muhammed :" Herkesin benden yüz çevirdiği bir
zamanda O, servetinin tümünü bana bıraktı."
"Mallarını
Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her
başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah
dilediğini kat kat artırır. Allah ihsanı bolca olandır"
ayeti indiğinde
O yaşamıyordu artık.
O
Allah yolunda infaq etmiş, kendi eli ile kendine tehlikeye
atmamıştı.
Birr'e
ulaşmanın sevdiği şeylerden infaq etmeye dayalı olduğunu
biliyordu
Boykot
Yılları Hatice'nin bütün servetini tüketti.
*
Birgün
Mekke'de kalan yeğenlerinden birisinin içinde yiyecek bulunan
bir paketi teyzesine göndermesi üzerine muhasara mevkiinde bir
çatışmanın çıkması an meselesi olmuştu, Hatice
yiyecekleri paylaştırdı.
Sokakta
buldukları deri parçalarını kemiren, kemiklerini kaynatıp
suyunu içen mü'minleri tüm bu olumsuzlular yıldırmadı. Ya
Fatıma, Boykot Yılları’nın kızları, çocukları içinde
Babası’nın Kızı Fatıma, Kader Ortağı. Bu ortaklık
Hicret’le, savaşlar’la, Yokluk’la imtihanla sürecekti.
Boykotun
anlamsızlığını görenler onu kaldırmak zorunda kaldılar.
Kocasına
Veda:
Ama
yıpranmıştı Hatice Ana. Hastaydı altı çocuğun anası.
Anamız hastaydı.
Kocası'nın
boşayıp evine gönderdiği kızı, 3.Kızı Umm Kulsum
başında ağlarken şöyle diyordu Büyük Hatice:
"Kendim
için ve kızım için üzülmüyorum. Benim tattığım
nimetleri Qureyş'te hiçbir kadın tatmadı. Benim için bu
dünyada Allah'ın seçtiği insanın hanımı olmaktan başka
bekleyecek daha büyük bir şey olamaz. Ahiret’teki durumuma
gelince, Peygamber'e ilk inanan kişi ben oldum.
Yarabbi, bana bahşettiğin nimet ve lutufları sayamam,
şimdi sana geliyorum, ama keşke bana verdiğin nimetlere
layık olabilsem."
Ramazan
ayı içinde vefat etti.
15
yaşında Genç Kız’dı Fatıma. Dendiği gibi ‘Acılar
pişirir büyük insanları’.
Babasına
sorar:
"-Annem
nerede?"
Babası
bir süre susar. Tarihin şefkatli kalbi senaryoyu şöyle
tamamlar:
Cebrail
gelir ve şöyle der:
"-Rabb’in
selam söyleyip buyuruyor: -Fatıma'ya de ki: Annen,
kızıl yakuttan sutunları olan altın saraydadır. Fir'av'un
eşi ve İmran kızı İsa'nın Annesi Meryem ise
O'nun etrafındadırlar."
*
Yıllar
sonra Aişe'ye sorarlar:
-"Cemel Savaşı’nı niye
başlattın?
-Bu
olayı yine sormayın" der. Andolsun ki Peygamber'in
yanında erkekler içinde Ali'den, Kadınlar içinde
Fatıma'dan aziz olanı yoktu."
*
Herhalde
Fatıma'nın yaşadığı duyguları en iyi anlayan Babasıydı.
Annesi Amine'yi yitirdiği çocukluk anısını
hatırlamadığı, gözlerinin yaşarmadığını kim söyleyebilir?
Kendi gibi Yetim’di şimdi Kızı da.
Ölümünden
sonra O'nu yere ve göğe bakarak 'Kadınların en hayırlısı
Meryem'e kıyas edecektir Kocası. Kökü yerde,
dalları göğe uzanmış ağaçtı O.
Herkesin
yalanladığında Rasul’u tasdiq eden ilklerdendi.
Kocası yanında köleler ve zayıflar vardı ancak.
Varlığını onların özgürleştirilmesine adamışdı. Kocası'nın
davasına.. Putcu Sermaye’nin karşısındaydı. Zeyd, Ali,
Fatıma ve o. Kevser Irmağı. Zeybeb'de o Irmak’tan
sulandı. Kerbela Devrimi’nin kadın savunucusu, sokak sokak
tevhidi haykırdı. Hatica Ana'nın Torunları..
O Kutlu Beyt’in Ehli.. İçi Işık olan Evler’den.. Bir Tevhid
eylem ocağı..
*
Çok
geçmeden Ebu Talib de öldü. Mü'minler bu yılı Hüzün
Senesi olarak anacaklardır.
*
Mirac’ın bunun ardından
Rasul için bir teselli olduğuna inanılır.
500 km
Kuzey’e,Yesrib’e göç vardı. Abbas iki Kız kardeşi
Yesrib’e götürmekle görevlendirildi. Hicret’ten
bir kaç ay önce Sevde (Sekrane ibnu Emr ibnu Abdi
Şems'in Karısı II. Habeş Hicreti’nden dönünce dul
kalmıştı), Hicret’in 1 yılı Şevval’inde de Aişe
Peygamber'in Eşi oldular.
Mekke'de
genel bir mezarlık olan bugün de bilinen Ma'lat’taki Kabrine
defnedildi.