ASHABU’N-NEBÎ

Yıldızlar/Nucum

SİYASAL ÇEKİRDEKLER

632 Haziran -680

 

                   

                    Ebu Bekr ibnu Kuhafe Dönemi:

        

         Vasiyetname

         Beni Saide Toplantısı /Seçimler ve Sonrası

         Peygamber Mirası

         Vergi Vermeyenler

         Ömer ibnu el-Hattab'ın Tayini

 

                    Ömer ibnu el-Hattab Dönemi:

 

         Kaynak Sorunu

         Nass'ın Ruhu

         Kufe'nin Fethi

         Divan Teşekkülü

         Seçim Şurası

 

                    Osman ibnu Affan ve Mervan  Dönemi

 

         (Emevilerden Kurulu Ulu'l-Emr)

 

         Emevi Ağırlıklı Bürokrasi

         Qur'an'ın Teksiri

         Vergi Siyaseti’nde Değişme

         Emval'in Devlet Oluşu

         Medine'nin Kuşatılması

 

                    Haşimiler ve Ehli Beyt

 

                    A- Ali ibnu Ebi Talib Dönemi:

 

         Emevi İsyanları (Suriye Valisi'nin İsyanı)

         Cemel Harbi (36/656)

         Sıffın Savaşı (37/657)

         Hakemleşme (38/659)

         Harici İsyanı (38/659)

         Sahabi İ'tizali

 

                    B-Hasan ibnu Ali:    

 

                    Siyasal Çekirdekler

 

       Osman-Muaviye Hattı                      Ümeyye

         Ali-Hasan Hattı                                  Şia

         Ebu Bekr-Ömer Hattı                       Havaric

         Ebu Bekr-Ömer-Osman-Ali Hattı    Ehli Hadis

                                                       

 

 

32 Haziran -680

VASİYETNAME

 

       Rasulullah  12 R. Evvel 11 /632’de vefat etti. Usame Ordusu’nun hazırlanması ve techizi konusunda ortaya görüş ayrılığı çıkmıştı. Sahabeler ikiye ayrılıp bir kısmı Peygamber'in Hastalığı’nın Sonucu’nu beklemeyi uygun görürken, diğerleri Emr’in yerine getirilmesini ve Sefer’e çıkılmasını istemişti.

       Sünnî Literatür Rasulullah’ın yerine bir Halef bıraktığı Konu’sunda Doyurucu malzeme taşımaz. Var olan Materyal’in Sünnî Tefsiri’nde, Rasulullah'ın Gönlünün "Namaz İmamı" olarak atadığı Hz.Ebu Bekr'de olduğuna değinilir. Şia ise bu Önemli Olay’ı Peygamber'in ihmal etmiş olmasını Tasavvur dışı görür. Onlara gör bu Konu, Vasiyet yerine, Biat’a bırakılamazdı.

       eş-Şehristanî, Hz.Peygamber'in Hastalığı  sırasında Sahabeler arasında çıkan bu İhtilaf’ı  "İçtihad Farklılığı"na bağlar. Hasta Yatağı’nda  Hz.Peygamber'in Kağıt Kalem istemesi, Hz.Ömer'in Müdahalesi’yle yerine getirilmemiştir.      "Bana bir Kalem ve bir Kağıt getirin; size bir Yazı yazdırayım ki, Ben’den sonra İhtilaf’a, Sapıklığa düşmeyiniz."[1] Hz.Rasûl'ün Tartışmalar üzerine bu isteğinde Israrcı olmadığı aktarılır. [2]

 

       Peygamber'in Defni Konusundaki İhtilaf:

       Bilindiği gibi Hz.Peygamber'in Vefatı üzerine bazı Muhacirler Hz.Peygamber'in Mekke'de, Ensar'dan Bazıları da Medine'de defnedilmesini istedi. Bir kısım Sahabe ise, O'nun Kudus'te, Beyti Makdis'te defnetilmesi Fikrini ortaya attılar; çünkü onlara göre Kudus, Peygamber'in Defin Yeri’dir. Ayrıca Hz.Rasul oradan Mirac'a çıkmıştır. Ancak sonraları "Peygamberler öldükleri yerlerde defnedilir" Hadis’iyle amel edildi.

 

SEÇIMLER VE SONRASI

      

       Hz.Abbas, Oğlu Fadl ve Qusam , Hz.Ali, Usame, Azatlı Köle Şukran  Rasulullah'ın Cenazesi ile Meşgul oldular.

       Ensar,  Mescid'den 200-300 Metre Uzakta Beni Saide Sakifesi'nde (Çardağında =Gölgeliğinde) toplandı. Tarihlerinde bir  Baba’nın Çocukları olan Evs ve Hazrec'in  Rekabeti içten içe sürüyordu. Yaptıkları Son Savaş olan Buas'da Azınlık’taki Evs, Yahudiler'in Desteği ile Hazrec'i yenmişti.[3] 

       Ensarî-Hazrecî Sa'd, Yönetim Hakkı’nın kendilerinde olduğu üzerine bir Konuşma yaptı. Hasta’ydı, bir Yakını Konuşma’sını tekrarlıyordu. [4] O'nu istemeyen İki Kişi Hz.Ömer'e haber saldılar. Hz.Ömer,  Mescid' e geldi, Hz.Ebu Bekr'e haber saldı. Hz.Ebu Bekr [5] ve   yolda rastladığı Ebu Ubeyde'yi alarak Sofa' ya geldi. Yolda Asım ibnu Adıyy ve Uveyn ibnu Saide onları dönmeye ikna edemezler. Hz.Ömer'in Hz.Peygamber'in Vefatı’ndan sonra Ebu Ubeyde'ye Bey'at etmek istediği Rivayetleri vardır. Qureyş'ten Haşimî ve Ensarîler Toplantı’da yer almıyordu.  

       Hz. Ebu Bekr Konuşma’sında , Müslümanlık’ta Evveliyetlerini, Peygamber'e Yakınlıkları’nı anlattı. Diğer Araplar da Qureyş'ten Başkasını dinlemezdi.  el-Yakubî'nin Rivayet’inde işin içinde Abdurrahman ibnu Avf'da vardır. Ve O Hz.Ebu Bekr, Ömer ve Ali'nin Önemine dikkat çekmişti. Bir Ensarî olan Munzir ibnu el-Erkam, " Qureyş'ten olacaksa Ali olsun" dedi. Evs Tercih’ini  Hazrec'den olan Sa'd ibnu Ubade için değil, Qureyş'ten yana kullandı.        Ensar’dan Hubab İbnu Münzir "İki Emir" Öneri’sinde bulunmuştu.

       Hz.Ebu Bekr "Bizler Emir, Sizler vezirsiniz" dedi. Useyd, Evs'i uyarıyordu.[6]  

       Hz.Ömer, Ebu Bekr ve Ubeyde'yi Aday gösterdi. Hz.Ebu Bekr'e Bey'at edildi. Beşir ibnu Sa'd,  Hz.Ebu Bekr'e Bey’at etti. Habbab O'nu kınadı.  Hubab, Beşir'i Atalar’ına İhanet’le suçladı. Bir Ensarî'nin" Sa'd'ı öldürün" dediği nakledilir. Hz.Ömer'in Sakalı’nı tutan Qays ibnu Sa'd :" Vallahi eğer Babam’ın bir Tüyünü koparsaydın, senin Gözlerini oyardım" der.[7] Gerekirse kendisine Sadık kalanlar’la çarpışabilecegini söyler. Beşir'in Tavsiyesi üzerine Halife Kılıç kullanmadı. Eslem Qabilesi Sokaklar Dolusu bir Topluluk’la O'na Bey’at ederken, Hz.Ömer, Gönlünün rahatladığını söyler.  Kalabalık’tan neredeyse Yatalak haldeki Sa'd çiğnenecekti. Ebu Bekr Halifeliğini Allah ile değil, Hz.Peygamber ile irtibatlandırdı: ‘Halifei-Rasûl’.

       Haşimîler’e göre Hz.Peygamber'e yakınlıkta Qureyş içinde en layık olanlar kendileriydi. 

       Haşimîler Hz.Fatıma'nın Evi’nde toplandılar. " Ali'den başkasını tanımayız" diyorlardı. Aralarında Hz.Abbas, Zübeyr, Selman el-Farisî [8] de vardı. Zübeyr'in  Annesi Safiye bintu Abdulmuttalib'di. Abbas'ın Hz.Ali'ye Bey’at için Acele ettiğinde Ali'nin "başkası çıkar mı ki" diye Taaccüb ettiği naqledilir. Sonra Mescid'de Hz.Ebu Bekr'e Bey'at Tekbirlerini duyarlar.[9] Sünnî Rivayetler Hz.Ali'nin Amcasına bu Konu’da Soru sormasını engellediğini aktarırlar.[10] O, Abbas'ın Bey'at isteğini Qabul etmedi.

       Hz.Peygamber'in  Wefat’ından sonra Medine'ye dönen  Ebu Süfyan  da Hz.Ali'yi kışkırtmak istedi. Ümeyye Oğulları Mescid'de Sa'd ibnu Abdurrahman ibnu Avf'ın yanında  toplandılar. Hz.Ömer onları Bey'at’a davet etti. Hz.Osman vd. Bey'at ettiler.

       Niçin Bey'at etmediğini soran Ebu Bekr'e,  Hz.Ali kendilerinin daha layık olduğunu söylüyordu. Hz.Fatıma'nın  Wefat’ından sonra Hz.Ali,  Zübeyr ve diğer Haşimîler Hz.Ebu Bekr'e Bey'at ettiler. Halid ibnu Sa'd ibnu As da Bey'at’ı gecikenlerdendi.

       Hz.Ali,[11] Abbas, Zübeyr Ev’e döndüler. Hz. Ömer, Useyd ibnu Hudayr ve Seleme ibnu Eslem vd. ile Evler’ine gitti. Kılıç çeken Zübeyr'in Kılıc’ını Seleme El’inden zorla aldı. Hz.Ömer'in Fatıma'nın Evi’ni basarak içerdekileri dışarı çıkmazlarsa Ev’i yakmakla  korkuttuğu, bunun üzerine Hz.Ali'nin Ebu Bekr'e giderek buna kendilerinin daha layık olduğunu söylediği anlatılır. Ubeyde O'na Genç olduğunu hatırlatır. Hz.Abbas, Fadl Olay’ı protesto ederler. Utbe ibnu Ebi Leheb'in Kışkırtıcı Konuşmaları hoş görmez Hz.Ali .

       AliTaraftarları arasında şu İsimler de sayılır:

       Halid ibnu Said,

       Mikdad ibnu Amr,

       Selman-ı Farîsî,

       Ebu Zerr,

       Ammar,

       Bera ibnu Azib,

       Ubey ibnu Qab,

       Huzeyfe.

       Hz.Ali dışında hepsi Mescid'deki Genel Bey'at’a katıldılar.

       Bu Seçim Müslüman Düşünce Tarihi’nde Sonraki Yıllar Derin İzler bıraktı.

 

Ridde Savaşları:

 

İrtidat Hadiseleri’nin Temelinde Qabile Asabiyeti yatar. Bir kısım Qabileler Hz. Ebu Bekr'e Zekat vermek istemediler.

 

PEYGAMBER MİRASI

 

       Abbas ve Hz.Fatıma, Hz.Ebu Bekr'e gelerek Babaları’nın Mirasları’nı isterler. Medine'nin Kuzey’indeki Küçük bir Yahudi Köyü olan Fedek'i. Halife, Ünlü Rivayet’i aktardı.

       "Peygamberler Miras bırakmazlar." [12] 

       Fedek, Hz.Ömer Zamanı’nda Hz.Ali'ye verildi. Sonra onu Emevî Vali Mervan'ın Elinde göreceğiz. Melik Muaviye Dönemi’nde bir kısmı Yezid'de bir kısmı Osman ibnu Affan'ın Oğlu’ndadır.

       Ömer ibnu Abdulaziz Fedek’i tekrar Fatıma Oğulları’na iade etti.

 

ÖMER ibnu el-HATTAB'IN TAYİNİ

 

       Hz.Ebu Bekr, Hastalığı ağırlaşınca ibnu Avf, Osman ibnu Affan, Said ibnu Zeyd, Useyd ibnu Hudayr başta, bir çok Kişi’ye Hz.Ömer Hakkındaki Kanaatlarını sorar. O'nun Sertliğinden yakınanlar olur. Sonra Hz.Osman'ı çağırarak Ömer Hakkındaki Vasiyet’ini yazdırır. Halka da İsm’ini açıklamadan Veliahd’ından Razı olup olmadığını sorduğu anlatılır. Bazı Kaynaklar’da Hz.Ali 'nin bunu Tasvib ettiğinden bahsedilir: "Ömer'den başkasını tanımam" der.

 

       Bazı Fıqhî İçtihadlar:

       Hz.Ebu Bekr'in yerine Ömer'i Vasiyet etmesinden başka bu Dönem’in İhtilafları içinde eş-Şehristanî  Dede ve Kardeşler’in Mirası, Kelale, Dişler’in Diyeti, Rumlar’la Savaş, İran'a düzenlenen Seferler, Ganimet ve Refah’ın artması ile ortaya çıkan Sorunları da dahil eder.

 

ÖMER ibnu el-HATTAB DÖNEMİ

 

       Hz.Ömer 10 Yıl Mü’minler’in Emir’i oldu. Sa'd ibnu Ubade, Hz.Ömer'e de Bey'at etmedi.[13] Şam'a göçtü.

       Hz.Ömer’i Emirlik Yıllar’ı içinde Hz.Ali'nin Kızı, Hasan-Huseyin’in Kızkardeşleri Ümmü Kulsum'le evlendiğini görüyoruz.

 

Kaynak Sorunu:

 

       Halife Ömer'in Hükm (Yasama)  Anlayışında Qur'an'ın Merkezî bir Önemi vardı. Sahte Rivayetler’in Din’i Asıl Çizgisi’nden saptırmasından Endişe ediyor ve Rivayetler’i azaltmaya çalışıyordu.

 

Nass'ın Ruhu:

 

       Yine Hz.Ömer'in Hükm Anlayışı’nda Naslar’ın Ruhu’nu öne çıkardığını görüyoruz. Irak (Sevad) Arazileri’nin Fey Statüsü’nde Hz.Ali, Hz.Ömer' e Tam Desdek verdi.[14]

 

Qufe'nin Fethi:

 

       "Medâin fethedildiğinde Sa'd ibnu Ebi Vakkas İklim’in Araplar üzerinde Etkili olduğunu haber vermişti.  Vazifelendirdiği Selman-ı Farisî ve Huzeyfe Kufe'yi daha Uygun buldular. Toprağı Kumlu ve Çakırlı olduğundan buraya Kufe denildi. İslam'dan önce Irak'a hükmeden Nu'man ibnu Munzir Hanedanı’nın Hükümet Merkezi burasıydı. 

       "Onların Meşhur Hurnak ve Sidir Binaları da buranın yakını’ndaydı. Arazi’nin Manzarası Şirin, yeri de Fırat Nehri’nden 2 Mil Mesafe’deydi. Burada Arab Çiçekleri’nden Ugavan, Şekaik, Kaysum ve Hazamî gibileri bittiğinden Araplar buna Sevgili Manasına gelen Haddu'l-Ezra dediler.

       Şehir, Hicri 17 de kurulmuş ve Hz.Ömer'in  Emrine göre 40.000 Kişi’yi yerleştirmek için yetecek kadar Ev İnşa edilmişti. Hayac ibnu Malik'in Nezareti altında Arab Qabileleri’ne ayrı ayrı Mahalleler tahsis edildi. Hz.Ömer Şehrin İnşası ve Şehir Planı Hususunda da açık talimat vermişti. Buna göre Ana Caddeler 40, ikinci Caddeler 30, üçüncü Caddeler 20, Talî Yollar da 7 Kol Eni’nde yapıldı. Mescid yükseltilmiş bir Murabba Zemin üzerine İnşa edilmiş olup aynı anda içinde 40.000 Kişi’nin Namaz kılacağı Büyüklük’teydi. Mescid'in Etrafında Geniş ve Boş Sahalar bırakılmıştı.

       Evler önceleri Saman’dan yapılmış, fakat Yangın çıkınca Halife'nin İzni ile Evler Tuğla ve Çamur’dan yeniden İnşa edildi. Mescid'in önünde, 200 Kol Boyu Uzunluğunda Eski İran İmp.larının Sarayları’ndan Tedarik edilen Sutunlar’la desdeklenen geniş bir Yapı inşa edilmişti.

       O zamanlar Kisra Sarayları’n herhangi bir Varisi yoktu. Devletlerin Teamülüne göre Halife bunların tek Meşru Mirascısı’ydı. Fakat Devletler Hukuku Farklı Fikirlere sahip olan Hz.Ömer bu Sutunlar’ın Bedeller’ini Zerdüşt Tebasına ödedi. Cizye Borçları’ndan tenzil edildi."

       "Mescid'den 200 Kol Boyu Mesafe’de Devlet Hazinesi’ni de içine alan Hükümet Konağı İnşa edildi. İçinde Yolcular’ın Misafir edildiği bir Vilayet Misafirhanesi de eklendi. Seyyahlar Yemekler’ini Beytu'l-Mal'den alırlardı. Kısa bir zaman sonra Hazine’de vukubulan bir Hırsızlık  Olayı üzerine Her Olay’dan haberdar edilen Hz.Ömer, Sa'd'e Hukumet Binası’nın Mescid'e bitiştirilmesi için Talimat gönderdi. Bunun üzerine İnşaat İşleri ile Görevli Meşhur Zerdüşt Mimar Ruzbih Hukumet Konağı’nı genişleterek mahirane bir şekilde onu Mescid'e bitiştirdi. İltifat olarak Sa'd, Mimar ile Birkaç Yardımcısını Başkent’e yolladı. Heyet Halife tarafından kabul edildi ve Mimar’a Hayat boyu Maaş bağlandı.

       Şehr’in Her Mahalle’sine ayrı Mescidler inşa edildi. Kufe'ye yerleşen Ahali arasında Yemen'den 12.000, Nazar Qabilesi’nden 8.000 Kişi vardı. Süleym, Sakif, Hamdan, Bahile, Nümullaht, Tağleb, Beni Esad, Nah'a, Kinde, Ezd, Mezeyne, Temim, Muharreb, Esad ve Amir, Becale, Cedile ve Ahlat, Cuhayne, Muzhac, Havazin vs. buraya yerleşen diğer Qabileler."

       "Henüz Hz.Ömer'in Hayatı’nda Şehir Öyle bir Azamet ve İhtişama eriştiki Halife O'na İslam'ın Naşı İsnini taktı. Arab Hususiyeti’ni koruyarak Nufus arttı. Hicri 64 de yapılan Nufus Sayımı’nda Rabia ve Mudar Qabileleri’nin 50.000, Yemenliler’in 60.000, diğer Qabileler’in 24.000 Ev’e sahip oldukları görüldü.

       Bazı Eski Binalar Asırlar sonrasına kaldı. Seyyah İbnu Batuta (700ler) Seyahatname’sinde Sa'd'ın Hükümet Binası’nın Temellerinden bahseder.

       Nahiv İlmi burada doğdu. Ebu'l-Esved ed-Devli, Nahv’in İlk Esasları’nı burada tanzim etti. en-Nehaî, Hammad, Şa’bî buralıydı. Ebu Hanife ve Öğrencileri bu Kent’te yaşadılar."[15]

 

Ömer'in Beytu'l-Mal'i

 

       "Peygamber'in Hayatı’nda Hükümet Merkezi’nde Bahreyn Arazi Vergisi olarak toplanan son Meblağ 800.000 Dirhem’di. Bunun tümü bir Celse’de Hz.Peygamber tarafından dağıtıldı. Yine Hz.Ebu Bekr de Hazine kurmamıştı. Harp Ganimeti olarak her ne alındıysa her Şahıs’a İlk Sene’de 10 Dirhem, 2.Sene’de 20 Dirhem alacak şekilde taksim edilmişti.[16]" "Hz. Ebu Bekr Hazine için bir Ev tahsis etmiş fakat Devlet Hazinesi’ne gelen Bütün Paralar Yardım’a layık olanlara taksim edildiğinden herhangi bir Şey Yatırma Merhalesine gerek kalmadı. O Vefat ettiğinde Hazine’de bir Dirhem vardı.

       Hicri 15 de Hz. Ömer, Ebu Hureyre'yi Bahreyn Valiliği’ne atadı. Yıl sonunda Ebu Hureyre 500.000 Dirhem Vergi getirince Hz.Ömer İstişare Meclisi’ni toplayıp Bahreyn'den gelen Meblağ’dan bahsetti. Hz.Ali dağıtılmasını isterken Hz. Osman Muhalefet etti. Velid ibnu Hişam ise Suriye'de  Hazine ve Muhasebe Haireleri’nin ayrı tutulduğunu gördüğünü söyledi.

       Medine'de bir Bina tahsis edildi. Abdullah ibnu Erkam Komutası’nda Abdurrahman ibnu Ubeydu'l-Qari ve Peygamber Mühürcüsü Muayqıb Hazine’ye Memur edildi. Sonra diğer Vilayet Merkezleri’nde Vilayet’e Bağlı Bağımsız Hazine Daireleri oluşturuldu. Qufe Hazinesine Halid ibnu Hars, Isfahan Hazinesi’ne İbnu Mes'ud bakıyordu. Zerdüşt Mimar, Kisra'nın Ülkesi’nden getirdiği Malzemeler’le Kufe Hazinesi’ni inşa etti. Sonra Bina genişletilerek Mescid'e bitiştirildi.[17] 

       Talha ve Zübeyr, Hz.Ali 'ye İsyan edip Basra' ya gittiklerinde Hazine’yi ele geçirmek istediler. Kendilerine karşı koyan İran Feth’inde İran Ordusundaki Sind'li Askerler’in Ebu Musa tarafından Basra'ya getirilen  "Siyabacah" Muhafız Askeri ile karşılaştılar. [18]

       Her Yıl Başkent Hazinesi’nden Medine Ahalisi’ne 30 Milyon Dirhem dağıtılıyordu.[19]

      

Seçim Şurası:

 

       Hz. Ömer, 23. de Azatlı bir Köle tarafından hançerlendi. Ömer'in  atadığı Şurası hep Qureyşli idi. Oğlu Abdullah  Aeçilme Hakkı olmaksızın burda bulundu . Müşavirler’den İbnu Avf ın Eşi, Ana tarafından Hz.Osman'ın Bacısı’ydı. Sa'd ibnu Ebi Vakkas,  İbnu Avf'ın Kuzeni’ydi. Talha, Haşimoğulları ile arası açık olan Teymoğulları’ndandı.  Hz.Ömer , Ebu Bekr'ın Seçimi’nin Acele’ye geldiğini söylüyordu. O da Hz.Ebu Bekr gibi Vasiyet’te bulundu. Bu tutumu Haşimîler Ahlaki bulmuyorlar. Ünlü Kırtas Olayı’nı Hilafet’le ilgili düşünüyorlar.

 

(OSMAN ibnu AFFAN ve MERVAN DÖNEMİ)

Emevilerden Kurulu Ulu'l-Emr:[20]

 

        Fetihler’in Genişlemesi, Beni Ümeyye'nin yönetimi’nde Ağırlık kazandı. 

        Hz.Peygamber'in Taif'e sürdüğü  Osman'ın Amcası Hakem ibnu Ebil-As (ö.32)  Mediye'ye döndü. Kendisine Beytül-Mal'den 100.000 Dirhem, Oğlu el-Haris'e de Medine Çarşısı'nın Öşr’ü verildi. Diğer oğlu Mervan (ö.65) Özel Katibi oldu. Peygamber Dönemi’nde İrtidat eden ve Hz.Osman'ın Şefaati ile Ölüm’den kurtulan Sütkardeşi Abdullah ibnu Sa'd İbn Ebi Serh (ö.59) İfrikiye Vilayeti’nin Humusu’nu almaktadır. Seferler’e katılmayan kimi yakınları Ganimet’ten pay almaktadır. Dayısı oğlu Abdullah ibnu Amir (ö.58) Basra Valisi’dir. Velid ibnu Ukbe ibnu Ebi Muayt Kufe Valisi iken sarhoşken Namaz kıldırdığı için azledildi. Anne tarafından Hz.Osman'ın Kardeşi’ydi.  Osman ibnu Affan Hilafet’ten ayrılmasını tavsiye edenlere Görev’e Allah tarafından getirildiğini söylemişti. Mina'da Selefler’inin aksine Namazı iki Rek’at yerine dört Rek’at kıldırdı. Bahreyn ve Uman Halkı’nı, Zekat Malları satılıncaya kadar Mal satmaktan men etti. Medine Otlağı’nı Develer için verdi. Ebu Zerr (ö.32) Rebeze'ye sürüldü. Ammar dövdürüldü. Bunlar O'nun eleştirilen icraatlar’ıydı.

 

Qur'an'ın Teksiri:

 

       Hz. Ebu Bekr Zamanı’nda Mushaf haline getirilen Ayetler Teksir edilerek Önemli Yerleşim Merkezleri’ne gönderildi.[21]

 

Vergi Siyaseti’nde Değişme

ve Enval'in Devlet Oluşu:

 

       Hz.Ömer'in Siyaseti’nden Önemli Sapmalar oldu. Ulu'l-Emr Kadrosu önemli ölçüde değişti. En Önemlisi Vergi Siyaseti’nde Aşırı Zenginliği Önleyici Tedbirlerin alınmayışı oldu. Şam Vali'sinin İcraatları Ebu Zerr tarafından şiddetle eleştirildi.

 

Medine'nin Kuşatılması:

 

       h35 de Umre Bahanesiyle yola cıkan Mısırlılar, Mekke yerine Medine'ye gelince, Hz.Osman'ın Ricası üzerine Hz.Ali, gelenlerle konuşur ve Hz.Osman'ın İcraatı’nın İzahını yaparak gelenlerin Şehr’e girmeden geri dönmelerini sağlar. Aynı Yıl Hac için 3 Merkez’den (Mısır, Kufe, Basra) yola çıktılar. Abdullah ibnu Sevda [22] Mısır' dan 600 Kişi’yle geliyordu. Toplantılar’da Halkı İsyan’a teşvik ediyordu. Hz.Ali'nin İlahlığı Tezini işlediği, Yahudi Bağlantısı olduğu iddia edilir. Medine'ye 3 Merhale Mesafe’de konakladıklarında Aday üzerinde anlaşamazlar. Mısırlılar için Ali, Basralılar için Talha, Kufeliler için Zubeyr istenir. Ama Adaylar Teklifi redderler. Medine kuşatılır. Ali onlarla konuşur. İkna edemez. Mervan, Hz.Osman'ın Mührünü taşıyan bir Mektup’la Mısırlılar’ı öldürtmek istemiştir. Hz.Osman' da Konuşmasında ikna edemez. Halife' nin Evi Ali, Talha ve Zübeyr'in Oğulları’nca korunur. Komşu Ev’in damından içeri girenler arasında Muhammed ibnu Ebi Bekr'de vardır. 18 Zilhicce 35 (17 Haziran 656) da Halife  öldürüldü. Katiller Yabancı olduklarından Hanımı Naile onları teşhis edemedi.

 

HAŞİMİLER ve EHLİ BEYT

 

A-Ali ibnu Ebi Talib

 

Suriye Vali'sinin İsyanı:

 

       Suriye Valisi Hz.Osman'ın Katlini Bahane ederek İsyan etti.  Ümeyye Oğulları Hz.Osman'ın Qatli'nden şöyle ya da böyle Hz.Ali'yi Sorumlu tutmak istediler. Qısas istediler. Hz.Alinin Muaviye'ye yazdığı Mektuplar’ın birinde Ebu Talib'in Ebu Sufyan'a olan Üstünlüğü’nden bahsedilir.  eş-Şehristani' nin Kanaatı bu Olaylar’da Hz.Ali'nin Haklı Oluşudur. [23]

 

Cemel Harbi:

 

       Sünnî Tarih Yorumcuları Talha, Zübeyr ve Aişe r.ın da İsminin karıştığı bu Acı Savaş’ta bir Provakasyon olduğunu düşünürler. Talha ve Zübeyr yanıldıklarını anlamakta çok geç kaldılar ve öldürülmekten kurtulamadılar. Mekke'de Zübeyr ve Talha'nın giriştiği Hareket, Hz.Aişe'nin katıldığı Cemel Vakası, Zübeyr'in katledildiği Dönem’in Üzücü olaylarındandır.

 

Sıffın Savaşı /Hakemleşme:

 

       Karşı karşıya gelen ordu Evs ve Hazrec değil, Buas Savaşları değil, Medine Yahudileri' nin İslam Öncesi Çarpışmaları değil, bir çoğu Peygamber’le bir Zamanlar birlikte olmuş İnsanlar’ın Ali'nin Kufe Yönetimi’ne İsyanlar’ıydı.

       Muaviye ile girişilen Sıffın Savaşı ve ardından Tahkim Olayı’nı öne süren Hariciler'in Gurub olarak ortaya çıkması.

 

Harici İsyanı:

 

       İmam Ali, Cemel Wakası’ndan sonra Müzakereler’de bulunmak üzere İbnu Abbas'ı Hariciler' e gönderdi. Abdullah:

       -İmamımız Ali'den ne istiyorsunuz? diye sordu. Onlar:

       -Eğer Savaş Haklı ise, neden yenilen taraftan Ganimet ve Cariye almıyor, dediler. Abdullah:

       -O dediğiniz Müslümanlar’ın birbirleriyle yaptıkları Savaşlar’da değil, Kafirler’le yapılan Savaşlar’a ait bir Hüküm’dür. Dikkat edin, Cemel Olayı’nda, Hz.Aişe karşı tarafta idi ve Esir oldu. Eğer Cariye olarak Hissenize düşecek olsa, Qur'an'ın Sarahati’yle Mü'minler’in Annesi olduğu halde, ona kim Cariye Muamelesi yapabilecek, diye sordu. Onlar:

       -Hayır yapamazdık, dediler ve bu Cedel sayesinde aklı başında İki Kişi İddialarından vazgeçip Halife'nin yanında yer aldı. [24]

       G.Levi.Della Vida: " Hariciler Ali'nin Hilafeti’nin Son 2 Senesi’nde  ve Emeviler Devri’nde Sürekli İsyan Ekonü oldular. Muaviye'nin Sıffın da (Safer 37 /Temmuz 657) de Ali'ye Osman'ın Qatli’ni "Qur'an Ahkamı’na göre" halletmek üzere İki Hakem Tayin edilmişti. Çoğunluğu Temim Kabilesi’nden olan Savaşcılar bu Teklif’e öfkelendiler. "La hukme illa li llah" İlkesine bunu aykırı gördüler. Kufe Yakınları’nda Harure Kasabası’na çekilerek Abdullah ibnu Vehb el-Radibi'yi kendilerine İmam seçtiler. al-Haruriya, al- Muhakkima olarak anıldılar. 37.Yılı’nın Ramazan/Şevval Ayı’nda (658 Şubat-Mart) gittikçe büyüdüler. İçlerinde Qurra'nın da bulunduğu Ali Taraftarları’nın bir kısmı İbnu Vehb'in Karargahı’na iltihak etmek üzere Mütareke Sırası’nda Ordu’nun geri çekildiği Kufe'den gizlice çıktı (Haraca). İbnu Vehb o sırada Dicle'nin Son Kenarı’nda, Fars Yolları’nın birleştiği Cuha'da Küçük Bağdat Kasabası’nın bulunduğu Köprübaşı’nda  Karargah’ını kurmuş bulunuyordu. Onlar kendilerini eş-Şurat olarak anıyorlardı.

       Ali'nin  Hilafet İddiaları’nı da, Osman'ın Hareketi’ni de takbih ettiler. Kendi Kanaatlarını  benimsemeyen, Osman ile beraber Ali'yi İnkar etmeyenlerin Kafir olduğunu ve katledilmesi gerektiğini düşünmeye başladılar. Kadınlar dahil bir çok Kişi’yi öldürdüler. Arap olmayan Unsurlar’ın Desdeğini aldılar.

       Ali Sulh İmkanı bulamayınca Harici Karargahı’na  Hucum etti. Nehvaran Çarpışması’nda (9 Safer 38/  17 Temmuz 658) onları Hezimet’e uğrattı. 39-40 Yılları’nda da Harici İsyanları  sürdü.  Kendisi de Nehvaran' de Uzuvlarının Büyük kısmını kaybeden  Aile’den bir Kadın’ın Kocası olan Abdurrahman ibnu Mulcem el-Muradi  İsimli birisi tarafından Şehid edildi. Amr  ve Muaviye'yi de öldürmeyi planladıkları yolundaki rivayeti G. Levi. Della Vida[25] Uydurma olduğunu düşünür. [26] O Wellhausen[27] , Lammers[28], Caetani'nin[29] aksine Hariciler’in İsyanı ile Hakem  Meselesi’nin Bağımsız Hareketler olduğu ve Nehvaran'ın  Hakemler’in Hükmü’nden önce olduğu Kanaatine katılmaz.

       Yıllar sonra  eş-Şehristanî o İlk Fırqalar Hakkında Kanaatini şöyle  ifade eder:

        "Bütün bunlarda  Ali Kesin olarak Haklı’ydı ve Hak onunlaydı. Bunlardan sonra Bid'atlar türedi, Aşırı ve Sapkın Fırqalar teşekkül etti, böylelikle Dalalet yaygınlaştı. "[30]

 

Sahabi İ'tizali

 

       Hz.Ali'nin Halife oluşu  (Zilhicce 35) Müslüman Tarihi’nin bir Dönüm Noktası’nı teşkil etmektedir. Bir Çok Sahabi, Hz.Ali'ye Bey'at etmek istemiyordu. Talha, Zubayr vs. açıktan baş kaldıranlardandır.[31] Sa'd  ibnu Ebi Waqqas, Abdullah ibnu Ömer, Muhammed ibnu Mesleme, Usame ibnu Zeyd, Suhayb ibnu Sinan ve Zeyd ibnu Sabit bunlar arasındadır. Medineliler'in çoğu bunlara uydular. Basra'da Ahnef ibnu Kays  6.000 Temimi ve Sabra ibnu Şeyman'ın Emr’indeki bir kısım Ezdîler Mücadele’den uzak kaldılar.[32] Metin bu Sonuncular’dan  bahsederken i'tizala Fiilini kullanır. Nevbahtî, Hz.Ali'nin Halife Oluşu’nda ayrılan ve Abdullah ibnu Ömer, Sa'd ibnu Ebi Vakkas, Muhammed ibnu Mesleme ve Usame ibnu Zeyd' i takip eden Fırqa’dan bahseder.[33] Bunlar Ali'den ayrılmışlar ve ona Bey’at etmiş ve İyi karşılanmış olmalarına rağmen, O'nunla Mücadele veya O'nun tarafına geçmek istememişlerdir. Bunlar Muahhar Mu'tezile'ye Nisbet edilebilir mi?

 

B- Hasan ibnu Ali:

 

       Hasan Qufeliler'e güveniyor, onlara  "Şiatuna" diye Hitap ediyordu. İlerde Mervan ibnu el- Hakem (64-65):  "Umeyye Oğulları Şiası" Deyimi , Yönetim Çizgisini olumlayanlar için kullanılıyor. Hz.Hasan Yeni Sıffın ve Cemel Waqaları’nı önlemek için Belirli Anlaşmalar gereğince Qufe Yönetimi’ni Şam'a devretti. Muaviye Qufe'ye girdi ve Halk’tan Bey'at aldı. Sonra Hicaz'a girerek Hilafet’ini pekiştirdi.[34]  Bu Yıl Cemaat Yılı olarak adlandırıldı. Osman Zamanı’nda İnşa ettirdiği el-Hadra Hilafet Merkezi oldu. Hem "Meliklerin İlki" hem Afrika ve Bizans Savaşları’nda kullandığı Lakab’ıyla "Mü'minlerin Emiri" oldu.[35]

-------------------------------

       eş-Şehristanî[36] (h.479-548) bu Dönem’in İhtilafları’nın Hz.Peygamber'in de Sağlığı’nda başladığını söyler.

       Peygamber'in Medine'ye gelişinden sonra Müslüman Cemaat’le içiçe yaşayan Münafıklar’ın Sistemli Yollar’la çıkardıkları İhtilaflar. Bunlar giderek güçlenen İslam Karşısında Münafıklar’ın izlediği Yol, Peygamber etrafında toplanmış Cemaat’in Qalb’ine Şüphe Tohumları ekmek şeklinde olmuştu. Bir Ganimet Taksimi sırasında bir Şahs’ın ortaya çıkıp:

       "-Adaletli davran ey Muhammed, bu Taksim’in Adil değildir" deyip itiraz etmesi ve Peygamber'in:

       "-Ben Adil davranmıyorsam, kim Adil davranıyor?" demesi buna örnektir. eş-Şehristanî'ye göre, bu Şahs’ın "bir Hükümet Başkanı" Sıfatıyla Peygamber'e itiraz yöneltmesini İlk İhtilaf sayar.

       eş-Şehristanî, Uhud Savaşı Arefesi’nde Münafıklar’ın benzer bir İtiraz’ını aynı Kategori’ye sokar ve Qur'an'da yer alan 3/Ali İmran 153-156, 16/en-Nahl 34, 36/Yasin 47. Ayetler’e göndermede bulunur.

       Hz.Peygamber'in Sağlığı’nda baş gösteren bir başka ihtilaf Kelam ile ilgili’dir. Bu, 13/er-Ra'd 14 de İşaret edilen Allah'ın Zatı Konusunda düşünmek isteyenlerden kaynaklanan bir sorun’dur. Fakat ciddi bir Tartışma’ya yol açmadan kapanmıştır.

       İlk Fırqalar’ın Sosyolojik Kökeni üzerine Rıdvan  Seyyid'in İslam'da Cemaatler Kavramı Güzel bir Çalışma.

 

 

[1]            Buhari/Müslim , İbn Abbas'dan.

[2]            Şia kaynaklarına  göre 28 Safer 11 de.

[3]            Ifk hadisesinde Evs'li Useyd b. Hudayr'ın teklifine karşı Sa'd şöyle diyordu: " ...Vallahi sen yalan söylüyorsun. Onların boynu vurulmaz. O kişilerin Hazrec'den olduğunu bildiğin için böyle konuşuyorsun. Eğer senin kabilenden olsam böyle demezdin." Useyd:" Allah'a and olsun ki, yalanı sen söylüyorsun. Çünkü sen münafıkları savunan bir münafıksın."

[4]            Ey Ensar Topluluğu! Siz bu dini önce kabul ettiniz ve islamda fazilet kazandınız. Muhammed a. kavmi arasında 10 yıldan fazla kalarak Arap kabilelerini Rahman'a ibadete, Allah'a benzetilen nesnelere ve putlara tapmayı bırakmaya çağırdı ise de, kavminden ancak az sayıda insan ona inandı. Hatta ona inananlar, Rasulullah'ı korumaktan, dinini yüceltmekten ve hepsini kaplayan zulmü uzaklaştırmaktan ve kendilerini bile korumaktan acizdiler. Nihayet Allah, sizi meziyetli, faziletli kıldı. Nimetlerini size tahsis etmeyi irade etti. Size, kendisine ve Rasulune imanı, Rasulunü ve ashabını korumayı, dinini aziz eylemeyi, onun düşmanlarıyla cihadda bulunmayı nasib etti. Siz onun düşmanlarıyla herkesten daha şiddetle savaştınız. Siz O'nun düşmanlarını başkalarından daha şiddetle bastırdınız. Öyle ki Araplar, bu sayede Allah'ın emrine isteyerek ve zorla boyun eğdiler. Uzakta olanlar da O'na zelil ve hakir olarak itaat ettiler. Sonuçta Yüce Allah, sizin himmetinizle, yeryüzünü Rasulune boyun eğdirdi. Sizin O'nun adına çekilmiş kılıçlarınızla Arapları itaata getirdi ve Allah'ın Rasulü de sizden razı olduğu halde öldü. Bundan dolayı bu iş başkalarının değil, yalnız sizin hakkınızdır."

[5]            Hicretten 51 yıl önce Mekke'de doğdu.Teymoğullarından. Mekke de görüşlerine itibar edilir bir kişiydi. 634 de  63 yaşında öldü.

[6]            " Eğer Hazrec bır defa Emirliği eline gecirirse, bu fazilet size karşı onların elinde kalır. Ebediyen size bir pay ayırmazlar. Bundan dolayı Ebu Bekr'e biat edin."

[7]            Kendisini öldürme teklifinde bulunan Ömer'e Sa'd da şöyle der:" Vallahi hastalık olmasaydı, seni ve arkadaşlarını zelil ve hakir olarak geldiğiniz yere gönderecek olan Sa'd'ın, Medine dağları arasında aslan gibi kükrediğini mutlaka duyardın."

[8]            Şii kaynaklar Salman, Ebu  Zerr ve Miktad ibnu Esved'i ilk Şiat Ali'den sayarlar. Salman etrafındaki efsanevi rivayetler kimilerin O' nun  tarihsel kişiliğinden  kuşku duymalarına yol açmıştır.[8] Sonraki Şii  hadislerinin büyük bir kısmı ile Ali ailesinin  geleceği hakkında bir çok kehanet hep O'nun adına bağlıdır.

[9]            İbn Sa'd/  Fatıma bt. Huseyn'den

[10]          İbn Sa'd, Taberi, İbnu'l-Esir / İbn Abbas' dan

[11]          Taberi'nin yalancı ravii Seyf b. Ömer tarihle oynar. Ali entari giymeye bile luzum görmeden Mescid'e gidip beyat etti, der.

[12]          İbn Mace/

[13]          Şöyle der: "Asla Kureyş'e bey'at etmem."

[14]          Ali Bulaç/ Hz. Ömer'in Toprak Siyaseti, (Düşünce Dergisi, Nisan 1978, sayı 1)

İrfan Abdulhamid/ Dirasat fi'l-Firak ve'l-Akaid  el-İslamiyye

Bağdadi/ el-Fark beyne'l-Fırak

Julius Wellhausen/  İslamiyetin İlk Devirlerinde Din-Siyasi Muhaledet Partileri

Subhi es-Salih/İslam Mezhepleri ve  Müesseseleri

W.Montgomery Watt/ İslam Düşüncesinin Teşekkül Devri

Mücteba Uğur/ Hicri 1. Asırda İslam Toplumu

Hayreddin Yücesoy/ Tatavvur  el-Fikri'l-Siyasi inde Ehlis's-Sünne

[15]          Şibli Numani/ Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet İdaresi, 2. cilt, s.127-130 Ç.Talip Yaşar Alp, 1986,İst, Hikmet Yay.

[16]          İbn Sa'd/Kitabu'l-Evail

[17]          Taberi/Tarih

[18]          Şibli Numani/ Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet İdaresi, 2. cilt, s.1O9-112 Ç.Talip Yaşar Alp, 1986,İst, Hikmet Yay./ Belazuri'nin Futuhu'l-Buldan'ından

[19]          Yakubi/

[20]          Kazdal bu akraba ağırlıklı yönetim için yapılan genel eleştirilerin dışına çıkar: " Hz. Ömer'in izah edilmeyen şehitlik olayı meseleye ışık tutmaktadır...Hz. Ömer'in kendinden sonra oğlu Abdullah'ın halife olmasını isteyenlere verdiği cevan dikkat çekicidir: "Bir ailede bir kurban yeter."..İşte Hz. Osman bu durumu çok iyi biliyordu ve devlet idaresinde yakınlarını kullanarak muvaffak olmak istiyordu."(Hak batıl Savaşının Tarihi Serüveni. s.142)

[21]          Bak: Kur'an İlimleri/ Kur'an'ın Mushaflaşması

[22]          Bu şahıstan Taberi, Seyf b. Ömer 'in nakli ile bahseder. Annesi siyahi olan San'alı bir yahudi. Osman zamanında müslüman oldu. Hicaz, Basra, Kufe ve Şam'a gitti, en iyi ortamı Mısır'da buldu. Muhammed'in dönmesi İsa'nın dönmesinden evla tezini işliyordu. Ali , Muhammed'in vasisiydi. Taberi 36. yılın olaylarında ibni Sevda'nın Cemel öncesi sulhü önlediği aktarır. Tarih bu adam hakkında bundan sonra konuşmıyor. Sıffın'da o yoktur. İbn Kesir onun Rumi olduğunu söyler. Bağdadi, Ali'nin onu yakmak istediği, sonra Medain'e sürdüğünü söyler. Şii yazar Sa'd b. Abdillah Ebu Halef el-Kummi (301) Onu Ali hakkında aşırı fikirlerin sahibi olarak anlatır ve adının Abdullah b. Vehb er-Rasıbi el-Hemdani'dir. Yardımcısı Abdullah b. Hars ve İbn Esved'dir. İlk üç halifeden teberri fikrini ilk ortaya atandır. el-Hemdani, Sıffın'dan sonra Ali safından ayrılıp Harura'da Medain'e gitmek fikri üzerinde anlaşan ve bu iş için ayrı yollardan Nehveran'a geçmeyi  kararlaştıran Haricilerin emiri olduğunu ve hatta Ali ile yazıştıklarını biliyoruz. Seyf'e göre ibni Sevda, Ebu Zerr ve Ammar'la da görüşmüştür.  Ebu Zerr ile sözü edilen tarihte Şam'da görüşmesi imkansızdır. Bağdadi O'nunla İbn Sebe'yi iki ayrı şahıs haline getirir.

Dr.Ali el.Verdi'ye göre İbn Sebe, Ammar'dır. İbnu's-Sevda Onun lakabıydı. Yemenli'ydi. Yemenliler Sebe' b. Yeşcub b. Kahtan'a mensuptur. Ammar, Ali taraftarıydı. Mısır'da Osman aleyhtarlığı yapıyordu. Cemel'de Hasan ve Malik el- Eşter ile birlikte Kufe'ye giderek halkı Ali'nin ordusuna katılmaya teşvik etti. Ammar, Ebu Zerr'e yakın biriydi. Muarızlarda Ebu Turabla savaştıklarını söylüyorlardı. Künyeyle ananlar karşı taraf olmalı.

Murtaza'l-Askeri, onun tarihselliğini reddeden Abdullah b. Sebe Masalı'nı yazdı. Bağdadi ona nisbet ettiği Sebeiyye fırkasından bahseder. (el-Fark Beyne'l-Fırak, s.212)

F.Razi/ el-Muhassal'da Sebeiyye fırkasından bahseder

Ebu Zehra/ İslam'da Siyasi ve  İtikadi Mezhepler Tarihi

[23]          Şehristani/Milel ve'n-Nihal

[24]          el-Gazali/ İhyai Ulumi'd-Din,

[25]          Bu konuda şu kaynakçalardan bahseder:

- al-Mubarrad, al-Kamil (nşr.Wright), tür, yer (bu eserde bu mevzua  dair dağınık bir halde, pek çok malumat bulunur; trc. O.Rescher, Die Kharidschitebkapitel aus dem Kamil, Stuttgart, 1922)

-Tabari (nşr.de Gıeje), I, 3341 v.dd.; II, tür.yer;

-Balazuri, Ansab  al-aşraf (RSO, VI, 488-497; hulasa ve Ali'nin halifeliği devrine ait metin nümüneleri düzeltmeler, ayn esr.,  s.925); ayn. mll. (nşr.Ahlwart), s.78-96, 125-151 (Andulmelik'in halifeliği devrine dair)

-Mas'udi, Marıc (nşr. Barbier de Meynard), Iv-VI, tür.yer.

-G.Levi Della Vida (RSO, 1913, VI, 474-488)

[26]          İslam Ansiklopedisi, 1993, İst, MEB C.5

[27]          J.Wellhausen/ Die religiös-politischen Oppositionsparteien im alten Islam, I. Die Chavarig (Abh. G.W.Gött., Neue Folge, V,2,1901)

[28]          H.Lammens / Le caliphat de Mo'avia I er ( MFOB, s.125-140)

[29]          L.Caetani /Annali deli' Islam,IX, 541-556; X, 76-151, 168-195, ter. G. Levi Della Vida, mll, Chronographia Islamica)

[30]          el-Milel  ve'n-Nihal

[31]          Tabari, I. 3072

[32]          Taberi , I, 3169, 3178

[33]          Nevbahti/ Kitab Firak al-Şia, nşr. Ritter, s.5

[34]          Yahubi tarihi.

[35]          el-Kalkaşandi/ Subhu'l-A'şa

[36]          Şehristani/el-Mlilel ve'n-Nihal (A. Aziz Muhammed el-Vekil'in tahkikli yayınından naklen A.Bulaç/ İDFVİ s.80-82)

 

 

 

 

 

 

 

Kitap Tanıtımları:

İslamda Siysal Akıl   Muhammaed Abid Cabiri