Meryem binti İmran
MÖ ???-MS ???
İsa Nebi’nin
Annesi.. Hristiyan Öğretisi’nde ve İbadeti’nde çok önemli bir
unsurdur. O’nunla ilgili Bilgiler’in Büyük Bölümü Yeni
Ajit’ten kaynaklanır, ama bunlar Tutarlı bir Hayatöyküsü
oluşturmaz. Batı’da Güzel Sanatlar ile Müzik ve Edebiyat’ın en
yaygın Konularından biri olacaktır Meryem Anne.
Yeni
Ahid’de Meryem’in ilk olarak Cebrail’in Ona
İsa’ya
Gebe kalacağını bildirmesine ilişkin Öyküde söz edilir.
Meryem daha sonra şu Olaylar’da anılır: Vaftizci
Yahya’ya Gebe olan Akrabası
Elisabet’i Ziyareti (Luka 1/39).
İsa’nın
Doğumu ve Mabed’e Götürülüşü (Luka 2/1 vd).
Müneccimler’in Gelişi ve Mısır’a Gidiş (Matta 2/1 vd).
İsa
12 Yaşındayken Kudüs’e Pasah Ziyareti (Luka 2/41 vd).
Celile’deki Kana Kenti’nde yapılan Düğünde Bulunması (Yuhanna
2/1 vd). İsa’nın Vaaz verdiği sırada onu dışarıya çağırması (Markos
3/21 vd).
İsa’nın
Çarmıh’a gerildiği sırada Dul kabul edilir Yeni Ahid’de..
İsa
Onu Havari Yuhanna’ya Emanet eder (Yuhanna 19/26
vd).
İsa’nın
Göğe Çıkışı’ndan sonraki Öteki İnsanlar’la birlikte Dua Etmesi
(Rasullerin İşleri 1/14). Ama Meryem’in yalnızca
İsa’nın
Doğumu ve Çarmıh’ta Can vermesi Öyküleri’nde Önemli bir Konumu
vardır. Meryem’e Müjde Öyküsü’nde kendisine sunulan
Ayrıcalığı kabul edişi
İsa’nın
Doğumunu Öyküsüne bir Giriş Niteliğindedir. Diğer yandan,
İsa’nın
Sağlığı sırasında Meryem’in anıldığı bütün Olaylar Onu
Bütünüyle olağan beşeri bir Kimlik’le sunar. Hatta bunlardan,
Meryem’in
İsa’nın
Gerçek Misyonunun bütünüyle kavrayamadığı sonucu bile
çıkartılabilir.
Hristiyan Edebiyatı’nda, tarihsel Sıralama’yla
Meryem için kullanılan ilk Sıfat büyük ihtaimalle
Pavlus’un Galatyalılar’a
Mektubu’nda geçen ‘Kadından Doğmuş’ ifadesidir.
Çeşitli Kullanımlar bu İfade’nin Sözü edilen Kişi’nin temelde
bir İnsan olduğunu vurgulamayı amaçladığını göstermektedir. Bu
İfade, İsa için kullanıldığında da Meryem’i, Tanrı’nın
Oğlu’nun Gerçek bir İnsan olarak doğduğunun işaretine ya da
Güvencesine dönüştürür. Meryem’in Annelik Rolü,
Hristiyan İbadetinde ve Doğmalarında ona yakıştırılan tüm
öteki Roller’den daha Önemli’dir. Meryem’in Bakireliği
Öğretisi’ni reddedenler genellikle, İnsan bir Anne’den doğan
İsa’nın İnsan bir Babası olmamasının onun Gerçek bir İnsan
sayılmasıyla çeliştiğini öne sürerler. Bu Öğreti’yi savunanlar
ise genellikle Meryem’in Tanrı’nın Bedenleşmesi’nin
Güvencesi olmayı kabullenmesiyle,
İsa’nın
Gerçek bir İnsan olarak Dünya’ya gelmesinin Mümkün
kılındıüını ileri sürerler. Katolik İlahiyatı’nda Meryem
için kullanılan Coredemptrix (İnsanlığın Kurtuluşunu
İsa’yla
birlikte sağlayan) Sıfatı’nın Özgün kaynağı da budur.
Yeni Ahit’te Meryem’le ilgili en Geniş
Anlatılar Matta ve Luka İncilleri’nde
İsa’nın
Bebekliğini konu alan Öyküler’dir. Bugünki Biçimi’leriyle her
iki Anlatı’da da
İsa’nın
Meryem’in Rahminde bir Erkek Aracılığı olmaksızın düştüğü
belirtilir. (Matta 1/18 vd, Luka 1/34 vd). Ama
Matta İncili’nde ‘Yusuf
İsa’nın
Babası oldu’ (Matta 1/16) Sözlerini de içeren Değişik
İfadeler’e rastlanması Meryem’in Bakireliği Öğretisi’nin
Matta İncili’nin Özgün Anlatımı’nda bulunup
bulunmadığının Sorgulanması’na yol açmıştır. Havari
Pavlus,
Meryem’in Bakireliği’nden hiç söz etmez. Markos
İncili,
İsa’nın
Yetişkin Dönemi’nden başlar. Yuhanna İncili ise
İsa’nın
Var oluşunu Tarihöncesiyle başlatır. Matta da Bakire Meryem’in
Doğurması Mucizesine Öğreti Düzeyinde bir anlam yüklemez. Ama
Luka İncili’nde Meleğin Sözleri (1/35), Çocuğun
Kutsallığını Annenin Bakireliğine Bağlamayı amaçlamış olabilir,
denir. Görüşlerini Yeni Ahid’e dayandıran Kilise Babaları
Meryem’in
İsa’ya, Bakireliği bozulmaksızın Hamile
kaldığı Düşüncesini savundular. Bu Öğreti ilk Hristiyan
Amentüleri’nde benimsenmiş, 1500 lü yıllar Reforumcuları kadar
Reform Sonrası’nın Protestan Kiliseleri tarafından da
sürdürülmüştür.
Yeni Ahid’de
İsa
ile Adem arasında
kurulan Paralellik (Pavlus’un
Korinthoslular’a Mektubu 15/22), Adem’in Yeryüzü’ne
Günah’ı getiren İtaatsizliği ile
İsa’nın Günah’tan
Kurtuluşu sağlayan İtaatkarlığı arasındaki Karşıtlığa dayanır
(Pavlus’un Romalılar’a Mektubu). Luka
İncili’nin İlk Bölümünde yer alan Meryem’e Müjde
Öyküsü’ne benzer bir Paralelliği Havva ile Meryem
arasında kurmayı amaçlamış olabilir. 100 lü Yıllar’da yaşamış
Kilise Babaları’ndan Irenaeus, bakire olan Havva’nın
Tanrı’nın Buyruğuna karşı gelmesi ile gene Bakire olan
Meryem’in Tanrı’nın Buyruğu’na uyması arasındaki
karşıtlığı vurgulayarak bu Paralelliği veri sayması, bu
İnanc’ın daha o Dönem’de gelenekleştiğini göstermektedir.
Meryem’e ilişkin ilk Yaygın İlahiyat
tartışması, ‘Tanrı Anası’ Anlamına gelen Theotokos
Sıfatı’nın uygunluğu Konusunda ortaya çıkmıştır. Bu
Nitelemenin ilk kez 200-300 lü Yılar’da büyük İhtimalle
İskenderiye’de İbadet amacıyla kullanıldığı sanılmaktadır. 300
lerin sonlarında birçok Kilise’de Yerleşiklik kazanan bu
Niteleme’nin
İsa’nın
Tanrısal ve İnsani Doğasu arasındaki Ayrımı
bulanıklaştırdığını öne süren Konstantinopolis Patriği
Nestorios onun yerine ‘Mesih Anası’
Anlamına gelen Khristotokos Sıfatını önerdi.
Nestorios’un Önerisi, Öğreti’nin Öteki yönleriyle birlikte
431’deki Ephesos Konsili’nde reddedildi.
Meryem!in
İsa’ya
Gebe kalırken bakireliğini korudupu Öğretisi’nin Uzantıları’ndan
biri, Doğum Sırası’nda da Bakireliğinin sürdüğü (virginatas
in partu) , bir başkası ise Doğum’dan sonra da Ölünceye
kadar Bakire kaldığı (virginitas post partum) Öğretisidir.
Havariler Amentüsü en aznından ‘Bakire Meryem’den
Doğmuş’ İfadesiyle virginitas in partu Öğretisini
savunur gibidir. Kilise içinde Çilecilik Ülküsü’nün Gelişmesi
ise Meryem’in hep Bakire kaldığı Görüşünü
güçlendirmiştir. Bu Konu Yeni Ahid Metinleri’nde
aydınlatılmış değildir. Meryem’in sürekli Bakireliği
Öğretisi Beden’in ve Ruh’un Bölünmez Temizliğini veri aldığı
için birçok İlahiyatcı’ya göre Meryem’i öbür Günahlar’dan
da korumuştur. 300-400 lü yıllarda bazı Doğulu İlahiyatcılar
Meryem’in de Günah işleyebileceğini Kabul ettiği halde
hem Katolik, hem de Ortodox İlahiyatçılar’ın çoğu sonunda
onun hiçbir Günah İşlemediği Öğretsini benimsediler. Bu Görüş
1500 Yılları reformcuları arasında bile Kabul gördü. Böylece
ortaya çıkan bir başka sorun, Meryem’in İlk Günah’tan
da arınmış olup olmadığıydı. Aquinalı Thomas, Tüm İnsanlar’ın
olduğu gibi Meryem’in de Ana Rahmine Düşmesinin bir
Lekelenme Anlamına geldiğini, ama Tanrı’nın, onun İlk
Günahını, kuşkusuz Doğuşundan önce ortadan kaldırdığını
savundu. Ama bu Görüşe karşı 1200 lü Yıllar’da İngiliz
Skolastik İlahiyatcı Duns Scotus’un
sistemleştirdiği Günahsız Doğum Öğretisi benimsendi ve 1854’te
Papa IX.Pius tarafından bir Katolik Doğması olarak
tanımlandı.
Günahsız
Doğum Öğretisi’nin resmen İlan edilmesi üzerine vatikan’a
Meryem’in Göğe Çıkışı’yla ilgili bir Tanımlama isteyen
Dilekçeler gelmeye başladı. Katolikler uzun süredir bu İnancı
sürdürüyorlar ve Meryem’in Göğe Çıkışı Yortusu’nu
kutluyorlardı. Sonraki yüzyıl boyunca 8 Milyon’u aşkın İmza
toplandıysa da vatikan, Göğe Çıkış Öğretisi’nin Bible ve
Hristiyan Geleneği’nin Erken Dönem Tanıklarına dayanarak
tanımmlanmasının Zorluğu nedeniyle kararsız kaldı. Gerçi
Meryem’in nerede ve hangi şartlarda öldüğü konusunda
herkesçe benimsenen hiçbir Anlatı yoktu. Kudüs’te Meryem’in
yattığı söylenen bir Mezar bulunmakla birlikte bu da resmen
Kabul eilmiyordu. Çok daha az tanınan Azizler’in kalıntıları’na
birçok Mucize yakıştırılmasına karşın Meryem’in
Bedeninden kalanların gerçekleştirildiği hiçbir Mucizeden söz
edilmiyordu. Ama yalnızca bu boşluklara dayanarak bir Doğma
tanımlamak güçtü. Ancak 1950’de Papa XII.Pius bu İnancı
doğmalaştırdı.
Katolikliğin ön gördüğü bu Doğmalar’ın ve Özel
Sıfatlar’ın ötesinde Meryem batı’da bütük bir Kültürel
Önem kazandı. Katolik ve Ortodoks Halklar’ın hayatında
Meryem Yortular, Toplu Dualar gibi İbadetler’le ağırlığını
sürdürdüler. Bu ağırlık bazen öteki Öğretileri bile Gölge’de
bırakmıştır. Çağdaş Katolik Öğreti, Meryem Öğretisi’nin
kendi başına bir İnanç olan Mesih ve Kilise Öğretileri
bağlamında ele alınması gerektiğini vurgular.
Meryem’e Müjde:
Cebrail’in Meryem’e, Kutsal Ruh’tan
İsa olarak anılacak bir Erkek Çocuğa Gebe kalacağını (Luka
1/26-38) Bildirmesi. Yortusu 25 Mart’ta kutlanır. Aziz
I.Gelasius ile Aziz Gregorius’un Ayin
Kitapları dışında bu Yortu’dan Gerçek Anlam’da Söz eden ilk
Metinler Toledo Konsili (656) ve Trullo Konsili (692)
Kararları’dır. Hristiyanlığın Erken Dönemi ile Ortaçağ’da
Güzel Sanatlar’da ve Kilise Dekorasyonu’nda, ayrıca Rönesans
ve Barok Dinsel Sanatı’nda Meryem’e Müjde Öyküsünün Özel bir
Önemi vardı. Ayrıca Bizans Kiliselerinde canlandırılan az
sayıda Anlatısal Sahneler’den biridir. Meryem’e Müjde,
Hristiyan İnanışına göre
İsa’nın
Bedenleşmesiyle çakıştığı için İnsanlığın Kurtuluşunun da
başlangıcını simgelemektedir.
Meryem’in Elisabet’i Ziyareti:
İsa’ya Gebe olan Meryem’in Akrabası
Elizabet’i Ziyaret etmesi.
Luka İncili’ndeki (1/39-41) Öykü’ye göre,
Meryem, Zekeriya’nın evine girerek Vaftizci
Yahya’ya Gebe olan Elisabet’i
selamlar. Elisabet, Meryem’in Selamını işitince
Çocuk karnında sıçrar ve Elisabet Kutsal Ruh’la dolar.
Daha sonra geliştirilen Öğreti’ye göre bu Olay vaftizci
Yahya’nın Kutsanması ve İlk Günah’tan
arınmış olduğu anlamına gelir. Bu karşılaşma üzerine Meryem,
magnificat Adı’yla bilinen İlahi’yi söyler. Katolik Kilisesi’nde
Meryem’in Elisabet’i Ziyareti Yortusu 31 Mayıs’ta
(1969 a kadar 2 Temmuz) kutlanır.
1100 lere
kadar bu Karşılaşma’yı canlandıran Tasvirler’de , Meryem
ile Elisabet çekingen ve Ağırbaşlı biçimde
selamlaşırken (Helenistik Gelenek) ya da Şefkatle
kucaklaşırken (Suriye Kökenli Gelenek) betimleniyordu. 1100
lerden sonra, Ortaçağ Sonlarına Özgü Gerçekçilik Anlayışına
Uygun daha Duygulu bir Anlatım Egemen oldu. Meryem’in
Hristiyan İbadeti’ndeki Öneminin artması 1400 lerin başında
bir başka değişikliğe yol açtı ve Elisabet, Meryem’in
Önünde Diz çökmüş olarak betimlenmeye başladı. Gene 1400 lerde,
Bizans Kölenli bir Tasvir Yaggın bir Biçimde benimsendi. Bu
Tasvir’de Elisabet’in Rahminde Görülen Bebek (Vaftizci
Yahya) Meryem’in Rahminde
görülen
İsa’yı
selamlıyordu. Bu Tasvir karşı-Reforumu kurumlaştıran Trent
Konsili’nce Yakışıksız olduğu gerekçesiyle
yasaklandı.Sonraları Elisabet’i Diz çökmüş durumda
gösteren Daha Ağırbaşlı Tasvirin kullanılması kabul edildi.
Meryem’in Göğe Çıkışı:
Katolik ve Ortodoks İlahiyatı’nda Meryem’in
Arz’daki hayatının Sonunda Ruhu ve bedeniyle Göğe alındığı
Yolundaki Öğreti. İlahiyat bakımından bu Öğreti, Meryem’in
Kurtuluşu’nun, Onun Kusursuz Varlığının Yükseltilmesi Anlamına
geldiği ve Tüm İnsanlığa Vaat Edilen Kurtuluşun Habercisi
olduğu biçiminde değerlendirilir.
Yeni Ahit’te Meryem’in Göğe Çıkışı’ndan
açıkça Sözedilmez. Öğretinin Gelişmesi Meryem Ana’nın Onuruna
düzenlenen Genel bir Yortu’nun 15 Ağustos’ta Onun ‘Uykuya
Dalışı’nın Yıl Dönümü’nde kutlanan bir Yortu’ya Dönüşmesiyle
yakından ilişkilidir. İlk kez Bizans Kiliseleri’nde kutlanmaya
başlanan Yortu daha sonra batı’ya geçmiş ve Meryem’in
Ruhu kadar Bedeninin de yüceltilmesini yansıtmak amacıyla
‘Göğeçıkış’ Terimi kullanılmaya başlamıştır. Ortodox Kilisesi’nde
Meryem’in ‘Uykuya Dalışı’ sıklıkla ‘Uykua Dalış2 sıkça
kullanılan İkonografik bir Tema olmasına karşın Göğe Çıkış
temasına daha az rastlanır.
Göğe Çıkış’a ilişkin Anlatılar Önceleri
Tereddütle karşılanmakla birlikte Ortaçağ sonraları’nda hem
Ortodox hem de Katolik Kiliseleri’nce benimsendi. Papa
XII.Pius I Kasım 1950’de Meryem’in Göğe Çıkışı Öğretisi’nin
katolikler için bağlayıcı bir Doğma olduğunu ilan etti.
Ortodoxlar arasında Vahye dayalı bir Öğreti sayılmayan olayı
birçok Protestan da Kiliseler’in Birleşmesi önünde bir Engel
olarak görür.
Bu Tema, Hristiyan İbadeti’nde Meryem’in
Önem kazandığı Batı Avrupa Hristiyan Sanatı’nda kullanılmaya
başladı. 1200 lerden sonra Kilise Bezemeleri’nde, Rönesans ve
Barok Dönemleri’nde de Altar Panoları’nda yaygın olarak
işlendi. Bu konuyu ele alan tasvirler’de Meryem,
genellikle Melekler’le birlikte Dua eder Durum’da, Çevresinde
Havariler’in şaşkın Bakışlar’la sıralandığı Ünlü Açık Mezarı’ndan
Göğe çıkarken tasvir edilir. 1400 lerin sonuna değin Meryem
bir Mandorla’yla kuşatılmış olarak tasvir edilirken
1600 lerde Mandorla’nın yerini bir Bulut Kümesi
almıştır.
Meryemana Evi:
Panaya Kapulu olarak da bilinir. Antik Ephesos
kenti’nin 7 km kadar Güneyinde, Aladağ’ın (Solmissos) üstünde,
Meryem’in Son Yılları’nı geçirdiğine inanılan Ev.
Yatalak
bir Alman Rahibe olan Katharina Emmerich (1774-1824)
böyle bir yeri düşünde gördüğünü ileri sürerek Aytıntılı
Biçimde tanımlamıştı. İzmir’deki Lazarist Kesişler 1891’de bu
Bilgiler’e dayanarak yaptıkları Araştırmalar’da Ephesos
yakınlarında Anlatılanlar’a uyan Küçük bir Yapı’nın
kalıntılarıyla yanında bir Su Kaynağı buldular. Arazi’yi
satın aldıktan sonra, burayı Selçuk Kasabasına bağlayan bir
Yol yaptırdılar ve her Yıl bir Hac Töreni düzenlemeye
başladılar. Katolik Kilisesi Önceleri Çekimser kaldıysa da
Papa XXIII.Johannes 1961’de Meryemana Evi’nin Kutsal Hac
Yeri ilan etti. Daha sonra Yapı’nın Kalıntıları üstünde bir
Şapel inşa edildi. Bu Şapel’i Papa VI.Paulus
(1967) ve Papa II.Johannes Paulus (1979) Ziyaret
ettiler. Çevresinde Lokanta ve Dükkan gibi sayıları hızla
artan Hizmet Tesislerinin yapıldığı Ev giderek çok canlı bir
Dinsel ve Turistik yer haline geldi.
İslam
Onun saygınlığını korudu.Qur’an bazı bakımlardan Yeni Ahid’den
ayrılır. Qur’an İsrailoğulları’ndan İmran’ın
Kızı Meryem’e Gebe olan Annesi, daha Karnındayken onu
Tanrı’ya adar. Meryem, doğduktan sonra
Zekeriya’nın Koruması’na
verilir. Daha sonra Adak gereğince bir Mabed’e bırakılır ve
Hayatını burada İbadetle geçirir. Melekler gelerek Meryem’e,
Tanrı’nın kendisini seçip arıttığını, Dünya Kadınları’ndan
Üstün tuttuğunu, buna karşılık rabb’ın Divanına durması,
Secde’yekapanması ve Ruku edenler’le birlikte Ruku etmesini
bildirir (Ali İmran 35-42). Tanrı, Meryem’i Melekler
aracılığıyla bir olaya hazırlar. Bir süre sonra Melekler
Meryem’e ‘Allah’ın kendisinden bir Kelime’yi, ‘İsa
Mesih’i müjdeler. İsa
Mesih, Beşik’te iken İnsanlar’la konuşacak, ona Kitap,
Hikmet, Tevrat ve İncil öğretilecek, İsrailoğulları’na
tanrı’nın Elçisi olarak gönderilecektir.
Meryem
bu Haber’e şaşırır, kendisine bir İnsan dokunmamışken Çocuğunun
nasıl olacağını sorar. Melekler Tanrı’nın dilediğini dilediği
gibi yaratacağını sorar. Melekler Tanrı’nın dilediği gibi
yataracağını, O’nun ‘ol’ demesinin yeteceğini söylerler.
Zamanı geldiğinde Cebrail Meryem’e İnsan
biçiminde görünür. Meryem irkilir ve ondan Tanrı’ya
sığınır. Cebrail, kendisinin Tanrı’nın bir erkek Çocuk
vereceğini müjdelemekle görevlendirdiğini söyler. Meryem,
önceki Melekler’e yönelttiği Soru’yu yöneltir ve aynı Cevabı
alır. Ardından Gebe kalır ve Issız bir Yer’e çekilir. Bir
Hurma Ağacı’nın altında Doğum Sancıları çekerken, üzülmemesi,
Hurma’yı silkelemesi durumunda Taze Hurmalar döküleceğini
bildirir. Göz aydınlığı dilenir. Meryem
İsa’yı
doğurduktan sonra onu alıp kavmine geri döner. Meryem’i
Çocuğu ile gören Halk onun hakkında Kötü düşünerek ayıplar.
Bunun üzerine Meryem Beşik’teki Çocuk’la konuşmasını
ister. Çocukla nasıl konuşabileceklerini sormaları üzerine
Beşikteki
İsa
kendisinin Allah’ın Kulu ve Peygamber’i olduğunu, kendisine
Kitap verileceğini ve Annesine iyi davranmasının emredildiğini
söyler. Meryem böylece aklanır (Meryem 16-34).